wiki

A B D Ü LK Â D İR C E LE B İ

Osmanlı Devletinin on ikinci şeyhülislâmı. İsmi Abdülkâdir bin Mu- hammed’dir. Ispartalı (Hâmidli) Mehmed Efendinin oğludur. Bu sebeple Abdülkâdir-i Hâmidî diye bilinir. İsparta’da doğdu. Doğum târihi kesin olarak bilinmemektedir. 1548 (H. 955) senesinde Bursa’da yetmiş yaşını geçmiş olarak vefât etti. Kendi yaptırdığı mescid ve medresenin bahçesinde Mûsâ Baba kabrinin yanına defnedildi. Abdülkâdir Çelebi, fakir bir âileye mensûb olduğu için ilk tahsilini memleketinde yaptı. Daha sonra Bursa’ya geldi ve Sultan Medresesinde hoca olan Molla Rükneddîn Efendiden ilim tahsil etti. Hayâli Çelebi ile ders arkadaşı idiler. Fıkıh ilminde üstün bir dereceye yükseldi. Maişetini temin için özel dersler verdi. Kânûnî Sultan Süleymân Hanın yakınlarından Mustafa Ağaya ders verdi. Bu esnâda ilim, edeb ve ahlâkıyla dikkati çekeri Abdülkâdir Çelebi, Mustafa Ağa vâsıtasıyla İstanbul’daki el-Hac Hasen Ağazâde ve Dâvûd Paşa medreselerine, daha sonra da Bursa’daki Sultâni- ye Medresesine müderris tâyin edildi. İstanbul Sahn Medreselerinde müderrislik yaptı. 1520 (H. 927) senesinde Bursa kâdılığına, aynı sene içinde Anadolu Kazaskerliğine tâyin dildi. On dört yıl bu vazifede kaldıktan sonra, doğruluğu ve nâmuslu- luğunu çekemeyenlerin, hakkında çıkardıkları dedikodular sebebiyle, emekliye ayrıldı. Bir hac kâ- filesi ile hacca gitti. Dönüşünde hakkındaki söylentilerin kaybolduğu görüldü.
Osmanlı Devletinin on ikinci şeyhülislâmı Abdülkâdir Çelebi’nin bir fetvâsı.
Yeni Rehber
Abdülkâdir Efendi, 1542 (H. 949) ser şeyhülislâmlığa getirildi. Fakat hastalığı se le üç ay sonra bu vazifeden istifâ ederek kc çekildi. Bursa’da ilim ve ibâdetle hayâtıı dürdü. Orada bir mescid ve bir medrese inşâ Abdülkâdir Efendi, özü sözü doğru \ cömert idi. Şâirliği de olup, şiirlerinde Kadr lasını kullanırdı. Şiirleri beş beyitlik gazeli ündedir. Âlim ve faziletli kimselere çok öne rirdi. Bu sebepten evi âlimlerin toplandı mahfel hâline gelmişti. Abdülkâdir Çelebi’nin fetvâlanmn topk Fetâvâ-yı Kâdiriyye adlı eserinin yanında lerini ihtivâ edenleri de vardır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir