Osmanlı sultanlarının otuz birincisi ve İslâm halîfelerinin doksan akıncısı. Sultan ikinci Mahmûd Hanın oğlu olup, 25 Nisan 1823 târihinde Bezm-i Âlem Vâlide Sultandan doğdu. Şehzâdeliğinde iyi bir tahsîl gördü. Fransızca öğrendi. Avrupa’da yayınlanan neşriyatı yakından tâkib eden Abdülmecîd Han yenilik taraf- dârıydı. Babasının 1 Temmuz 1839’da vefâtı üzerine on yedi yaşında tahta çıktı. Abdülmecîd Hanın devlet idâresinde yeterli tecrübesi yoktu. Buna karşılık devlet erkânına güvendiğini, babasının başlattığı ıslâhat hareketlerini devam ettireceğini ilân etti. Fakat bu sırada devlet ileri gelenleri arasındaki rekâbet ve kıskançlık son safhada idi. Sultan ikinci Mahmûd Hanın cenâze merâsimi sırasında, Meclis-i vâlâ-yı ahkâm- ı adliyye reîsi Koca Hüsrev Paşa, sadrâzam Mehmed Emîn Raûf Paşadan 2 Temmuz 1839’da mühr- i hümâyûnu zorla alıp, kendini sadrâzam îlân ettirdi. Bu sırada Osmanlı Devleti, Mısır ile muhârebe hâlindeydi. Bu sebeple genç pâdişâh meseleyi kurcalamadı ve Hüsrev Paşanın sadrazâmlığını kabûl etti. Ayrıca Mısır meselesini hâlletmek istediğinden, Mısır vâlisi Mehmed Ali Paşaya Kö
Otuz birinci Osmanlı Sultânı Abdülmecîd Han.
se Akif Efendiyi göndererek affettiğini bildirdi; ordu ve donanmaya harekâtı kesme emri verdi. Ancak bu sırada Nizib’te Osmanlı ordusunun Mısır ordusuna yenildiği haberi geldi. Kaptan-ı deryâ Ahmed Fevzi Paşa da, sadrâzamın eski husûmetinden korkarak, donanmayı Mısır’a götürüp teslim etti. Böylece ordusuz ve donanmasız kalan Osmanlı Devleti karşısında cesaret alan Mısır vâlisi, Sultan ile anlaşmaya yanaşmadı. Sultan Abdülmecîd Han, devleti bu zor durumdan kurtarmak için çâreler aradı. Bu sırada Avrupa’dan yeni dönen Mustafa Reşîd Paşa, Sul- tan’a Avrupa’nın yardımını sağlamak gibi bir ba- hâneyle Gülhâne Hatt-ı Hümâyûnu adı ile meşhur olan Tanzîmat Fermanı’nı yayınlatmaya muvaffak oldu. Tanzimat Ferm ânı’nın yayınlanmasından sonra Mısır’a karşı İngiltere’nin ön ayak olması ile, Mehmed Ali Paşayı tutan Fransa dışarıda bırakılarak Osmanlı, İngiltere, Rusya, Prusya ve Avusturya devletleri Londra’da bir araya geldi ve 15 Temmuz 1840’da Londra anlaşması imzâlandı. Buna göre, anlaşmaya imzâ koyan devletler, Mehmed Ali Paşaya onar günlük iki ültimatom verdi
Sultan Abdülmecîd Hanın tuğrası.
Yeni Rehber Ansiklnnerlisi 100
ABDÜLMECÎD h a n
ler. Mehmed Ali Paşa bu ültimatomları kabûl etmediğini bildirdi. Bunun üzerine İngiltere ve Avusturya tarafından desteklenen Osmanlı kuvvetleri, Mısır ordusunu yendi. Osmanlı askeri 16 Ekim 1840 günü Trablusşam’a, 4 Kasım günü Akka’ya, 13 Kasım günü Haleb’e, 29 Aralık günü Şam’a girdi. Londra anlaşmasına göre artık Mehmed Ali Paşanın Mısır’dan çıkarılması gerekiyordu. 27 Kasım 1840 günü Mısır ile İngiltere arasında yapılan anlaşma ile, Mehmed Ali Paşa, ikinci ültimatomun şartlarına uyacağını bildirince, İngiltere, Osmanlı Devletine ihânet ederek; Bâbıâli’den Mısır ile Sûdan’ın ırsî olarak Mehmed Ali’ye bırakılmasını istedi. Bundan maksadları, M ısır’ı
Hat sanatında da mahir olan Abdülmecîd Hanın sülüs bir yazısı.
yalnız bırakıp, şartların müsâid olduğu bir zamanda işgâl etmekti. Bunun üzerine Reşîd Paşa, Sultân Abdülmecîd’e 24 Mayıs 1841 günü Mısır fermânını yayınlattı. Bu ferman, 1914 senesine kadar Mısır’ın bir çeşit anayasası olarak kalmıştır.
Abdülmecîd Han tarafından Beşiktaş’ta yaptırılan Dolmabahçe Sarayı,
Yeni Rehber Ansiklopedisi 101
Fermana göre Mısır, Osmanlı pâdişâhı tarafından tâyin edilen Kavalalı mensuplarınca idâre edilecekti. Mısır meselesi halledildikten sonra, 13 Temmuz 1841’de Osmanlı, İngiltere, Rusya, Fransa, Avusturya ve Prusya devletleri Londra’da tekrar bir araya gelerek, Boğazlar andlaşmasını imzâladı- lar. Kendi menfaatlerine aykırı olmasına rağmen bu antlaşmayı imzâlayan Rusya, İngiltere’nin dostluğunu kazanarak sulh yolu ile Osmanlı topraklarını bölüşmek gâyesinde idi. Fakat İngiltere, Fransa’yı Ortadoğu’da etkisiz hâle getirip, Mısır mes’elesi ile Osmanlı Devleti üzerinde bir çeşit ekonomik, siyâsi ve kültürel vesâyet kurarak; elde ettiği imtiyâzlı durumu paylaşmak istemediğinden, Rusya ile berâber hareket etmek istemiyordu. Ayrıca Hindistan ve Hind yolu için tehlikeli gördüğü Osmanlı Devleti’ni Rusya ile meşgul ederek, Hindistan’da ve Ortadoğu’da istediğini yapıyordu. Mısır meselesinde yenilgiye uğrayan Fransa, Lübnan’daki Mârûnîleri kışkırtarak, Dürzîlerle çarpıştırdı. 1845 senesinde Osmanlı hükümeti bâzı tedbirler alarak Fransız kışkırtmalarını önlemeye çalıştı. Lübnan dağlarında birisi Mârûnîle- re, diğeri de Dürzîlere âit otonom iki kaza kuruldu ve bunlar Sayda vâlisine bağlandı.
ABDÜLMECÎD h a n ___________________
Abdülmecîd Han tarafından yazılmış nesih yazılı bir levha.
Tahta çıkışının ilk senelerini iç vç dış olaylar ile uğraşmakla geçiren Sultan Abdülmecîd, böylece devleti kısmen huzûra kavuşturdu. Islâhat işleri ve iç meseleler ile uğraşmak imkânını buldu. 24 Haziran 1844 târihinde halka yakın olmak, beldeleri bizzat görmek için seyâhatlar yaptı.
Abdülmecîd Han tarafından yaptırıldığı için Büyük Mecidiye ismiyle de bilinen Ortaköy Câmii. Câminin içindeki; Allah, Muhammed ve Hulefâ-i Râşidînin isimleri bizzat Abdülmecîd Han tarafından yazılmıştır.
Abdülmecîd Han tarafından yaptırılan Galata Köprüsünün on dokuzuncu yüzyılın sonlarında çekilmiş birfO’ toğrafı. Günümüzde yanına yeni köprü yapılmış olup bu köprü sökülmüştür.
1848’de Avusturya’da Macarlar, Rusya’da ise Lehler bağımsızlık için ayaklandılar. İsyânı Avusturya ve Rusya çok kanlı bir şekilde bastırdı. Bu durum, Fransız ve İngiliz kamuoyunda Rusya aleyhine büyük bir tepkinin çıkmasına sebep oldu. Macar ve Leh milliyetçilerinin liderleri Osmanlı topraklarına girerek hükümetten sığınma hakkı istediler. Sultan Abdülmecîd Han, kendisine sığınan mültecileri, Rusya ve Avusturya’nın savaş tehditlerine rağmen geri vermedi. Sultan’m bu hareketi Osmanlı Devletinin itibârını çok artırdı. Rusya ve Avusturya’ya karşı Fransız ve İngiliz ortak desteğini sağladı. Nitekim çok geçmeden kutsal yerler mes’elesi ve Romanya’nın işgâli dolayısıyla Rusya’ya savaş açan Osmanlı Devleti, bu devletlerin yardımını te’min etti. Böylece Rusya ile vukû bulan 1853- 55 Kırım Harbi görünüşte parlak bir zaferle neticelendi. Ancak cephedeki zafer, içeride Osmanlı Devletine pek pahalıya mal oldu. Batılı devletler yaptıkları yardımların karşılığı olarak Osmanlı ülkesinde Hıristiyanlara yeni haklar verilmesi için 1856 Islâhat Fermanı’nı yayınlattılar.Âlî Paşa hükümeti tarafından ilân edilen bu Fermân’ın hazırlanmasında İngiliz ve Fransız elçileri de bulunmuştu. Görünürde Osmanlı toplumunu ırk,
din ve dil ayırımı gözetmeden kaynaştırmayı hedef alan Islahat Fermânı azınlıkların bağımsızlık hareketlerini hızlandırıp, devleti yıkılmaya doğru götürmekten başka bir işe yaramamıştır. Nitekim Fermân’ın yayınlanmasından çok kısa bir süre sonra Suriye’de ve Cidde’de Müslümanlar ile Hıristiyanlar arasında çarpışmalar başladı. Eflak, Boğdan ve Karadağ’da bağımsızlık gâye- siyle isyânlar çıktı. Böylece Osmanlı Devletinin yeniden bir iç ve dış gâilelerin içine düştüğü es- nâda Sultan Abdülmecîd Han vefât etti (25 Haziran 1861). Kabri, Sultan Selîm Câmii bahçe- sindedir. Abdülmecid Hanın genç yaşta tahta çıkışı ile saf ve temiz kalpli olması onun saltanatının hemen başında büyük bir hatâ yapmasına sebep oldu. Bu hatâ, Osmanlı târihinde korkunç bir dönüm noktası olmuş ve bu muhteşem İslâm devletinde bir yok olma devrinin başlamasına yol açmıştır. Bu hatâ; azılı ve sinsi İslâm düşmanı olan İngilizlerin tatlı dillerine aldanarak İskoç masonlarının yetiştirdikleri câhilleri iş başına getirmesi ve bunların devleti içerden yıkmak siyâsetlerini hemen anlayamamasıdır. Diğer taraftan Abdülmecîd Han devrinde başarılı işler de yapıldı. 1840’ta ilk olarak kâğıt para çıkarıldı. 1844’te Mecidiye (Galata) Köprüsü ya
Yeni Rehber Ansiklopedisi 103
ABDÜLMELİK BİN MERVAN
Sultan Abdülmecîd Han’ın, Dolmabahçe Sarayından arta kalan malzeme ile yaptırdığı Ihlamur kasrı.
pildi. 1848’de Beşiktaş’la Ortaköy arasında Küçük Mecidiye Câmiini, Ortaköy iskelesi yanında Büyük Mecidiye Câmiini yaptırdı. 1851’de Şirket-i Hayriyye denilen Boğaziçi vapurları işletilmeye başlandı. 1853’te başlayan Kırım Harbi sırasında ilk telgraf hattı İstanbul-Varna-Kırım hattı olarak döşendi. 1854’te Beykoz Kasrı, 1856’da Küçüksu Kasrı ile Dolmabahçe Sarayı yaptırıldı. Ayrıca İstanbul’un pekçok yerinde çeşmeler yaptırıp, eski eserleri tâmir ettirdi.
Abdülmecîd Hanın kardeşi Abdülazîz’den sonra oğullarından beşinci Murâd Han, İkinci Abdülhamîd Han, Beşinci Mehmed Reşad ve Altıncı Mehmed Vahideddîn Han pâdişâh olmuşlardır.
ABDÜLM ECÎD HAN
03
Tem