Kan ve evlilik yoluyla olan hısımlık. Kan yoluyla meydâna gelen akrabâlıkta; anne, baba, kardeşler en önce gelenlerdir. Kardeşler kız ve erkek olabilir. Bunların büyüğüne, kız ve oğlan olmasına göre “abla”, “ağabey” denir. Babanın ve annenin annelerine “nine” veya “anneanne, babaanne”, babalarına ise “dede” denir. Annenin kız kardeşine “teyze”, erkek kardeşine “dayı”, babanın erkek kardeşine “amca”, kız kardeşine ise “hala” ismi verilir. Bunların çocuklarırjse, teyzeoğlu, dayıoğlu amcaoğlu, halaoğlu diye anılır. Evlenmeden meydana gelen akrabâlık ise, biraz daha karışıktır. Bu akrabâlığm esâsını karı – koca teşkil eder. Bunlar iki ayrı âileden gelmişlerdir. Kızın annesi, babası erkeğe “dâmat”, erkeğin annesi ve babası da kadma “gelin” derler. Kocanm kız kardeşi gelin için “görümce”, erkek kardeşi de “kayın” olur. Kızın, kız kardeşi erkek için “baldız,” erkek kardeşi de “kayınbirâder” olur. Kadın kocasının, koca da karısının anne ve babasına kayınpeder, kayınvâlide derler. Buradaki kayın, kâim yâni “yerine geçen” mânâsına kullanılmaktadır. İki kız kardeşle evlenen erkekler birbirlerine “bacanak” derler. Kardeşlerin hanımları ise birbirlerinin “eltisi”, eşlerin anne ve babaları birbirlerinin “dünürü” olur. Çocuklar; dayı, amca ve erkek kardeşlerin eşlerine “yenge” der. Türk-İslâm âile yapısında bir de süt kardeşliği vardır. Bu aynı anneden süt emenler arasında olan yakınlık ve akrabâlıktır (Bkz. Süt Kardeşlik). İslâm dîninde, akrabâ ziyâretine “sıla-i rahm” adı verilmiştir. Akrabâya yardım ve iyiliğin çok se- vâb olduğu da Kur’ân-ı kerîmde ve hadîs-i şeriflerde bildirilmiştir. Allahü teâlâ meâlen buyurdu ki: Akrabâna, yolcuya, düşküne, hakkını ver. Elindekini isrâf etme. (İsrâ sûresi: 26) Onlar, Allah’ın gözetilmesini emrettiği şeyleri gözeten (akrabâlık bağlarını koparmayıp onlara iyilik eden), Rablerinden sakınan ve hesâ- bın kötü olmasından korkan kimselerdir. (Ra’d sûresi: 21) Peygamber efendimiz buyurdu ki: Allahü teâlâdan korkun, akrabanızı ziyâret edin, onlara yardım edin. Çünkü sıla-i rahm eden, yâni akrabâyı ziyâret ve onlara yardım sizin için dünyâda bereket, âhirette ise günâhlara mağfirettir. Ey ümmetim! Beni peygamber olarak gönderen Allahü teâlâya yemin ederim ki, fakir
akrabâsı varken, başkalarına verilen zekâtı Allahü teâlâ kabûl etmez. Ömrünün uzun olmasını ve râhat yaşamayı seven sıla-i rahm yapsın. Sıla-i rahm; âilede muhabbetin, malda servetin artmasına ve ömrün uzamasına sebeptir. Sıla-i rahm yapan demek, dostlarından ve akrabâsından gördüğü iyiliğe karşı ona iyilik yapan değil, kendisinden kesilen akrabâsını arayıp, ziyâret ve iyilik edendir. Bu sebeple, İslâm dîninde akrabâ ziyâreti Müs- lümamn en önemli vazifeleri arasındadır. Hiç olmazsa selâm göndererek, tatlı mektup yazarak gönüllerinin alınması gerekmektedir. Selâmın ve mektûbun ve sözle ve para ile olan yardımın mik- dârı ve zamâm bildirilmemiştir. Akrabâ ziyâretine devâm edenlerin kavuşacağı faydalar şunlardır: 1) Allahü teâlâ râzı olur. 2) Melekler sevinir. 3) Şeytanlar üzülür. 4) Ömrü ve rızkı artar. 5) Ölmüşleri sevinir. 6) Vefâtından sonra da ziyâret ettiği kimseler buna hayır duâ ederler.
AKRABÂ
12
Tem