wiki

ABDURRAHMÂN BİN MEHDİ;

Basra’da
yetişen büyük hadîs ve fıkıh âlimi. Tebe-üt-Tâbiînin
büyüklerindendir. İsmi, Abdurrahmân bin
Mehdî bin Hassan el-Basrî el-Anberî’dir. Künyesi
Ebû Saîd’dir. İnci ticâretiyle meşgûl olduğu
için El-Lü’lüî nisbesiyle bilinir. 752 (H. 135) senesinde
Basra’da doğdu. 813 (H.198) senesinde
Basra’da vefât etti.
Küçük yaşta ilim tahsîline başlayan Abdurrahmân
bin Mehdî, Kur’ân-ı kerîmi ezberledi. Kırâat
yâni K ur’ân-ı kerîmi okuma ilmini öğrendikten sonra

devrin tanınmış âlimlerinin ilim meclislerine
devâm etti. On beş yaşından îtibâren hadîs
öğrenmeye başladı. Şu’be, Mâlik bin Enes,
Süfyân bin Uyeyne, Süfyân es-Sevrî, Eymen bin
Nabil, Cezir bin Hâzım, İkrime bin Ammâr, Mehdî
bin Meymûn gibi zâtlardan hadîs-i şerîf dinledi
ve rivâyet etti. Hadîs ilminde hâfız derecesine
ulaşıp yüz bin hadîs-i şerifi senetleriyle birlikte ezberledi.
Bu âlimlerden fıkıh ilmi de öğrenip kendini
yetiştirdi. Fıkıh ilminde imâm sayılabilecek
dereceye yükseldi. Onun zamânında Basra’da kâdılık
ünvânına ondan daha lâyık birinin bulunamaması,
onun fıkıh ilmindeki derecesini göstermektedir.
Hadis ve fıkıh ilminde yüksek derece sâhibi
olan Abdurrahmân bin Mehdî, ilim öğretip pekçok
âlim yetiştirdi. Ahmed bin Hanbel, Yahyâ bin Maîn,
İshak bin Râheveyh ve Abdullah bin Mübârek
gibi zatlar ondan ilim öğrendiler ve hadîs-i şerîf rivâyet
ettiler. 796 senesinden îtibâren Bağdât’a
yerleşti. Orada ilim öğretmekle ve hadîs-i şerîf
rivâyetiyle meşgûl oldu. Basra muhaddislerinin
ilmini, rivâyet yollarını, şeyhlerin ve râvîlerin hâllerini
iyi bilen hadîs hâfızı olarak tanındı. Bundan
dolayı onun şöhreti her tarafa yayıldı. Onun Bağdât’taki
ilim meclisleri büyük rağbet gördü. İmâmı
Mâlik’in fıkıh metodunun Basra ve yöresine yayılmasında
önemli rol oynadı. M û’tezile ve Cehmiyye
fırkalarının Allah’ın sıfatları konusundaki
bozuk fikirlerine şiddetle karşı çıktı. Müslümanlar
arasında ihtilâf, fitne ve karışıklığa sebep olan
bozuk fikir cereyânlanna karşı Ehl-i sünnet vel-cemâat
îtikâdını savundu. Bu sapık fikirleri yaymaya
çalışanlarla mücâdele etti.
Yüksek ilim ve güzel ahlâk sâhibi olan Abdurrahmân
bin Mehdî, kuvvetli bir hâfızaya sâhip,
titiz ve sika (güvenilir) bir hadîs âlimiydi. Zamânındaki
bütün hadîs âlimleri onun üstünlüğünü
kabûl etmişlerdi. Ahmed bin Hanbel hazretleri
onun için; “Sanki hadîs için yaratılmıştır.” derdi.
Hadîs-i şerifleri yazmaktan çok ezberlemeye önem
verir, hadîsleri mânâlarıyla değil lafızlarıyla rivâyet
ederdi. 20.000 hadîs-i şerifi ezbere yazdırması
onun hâfızasının kuvvetliliğini ve hadis ilmindeki
derecesini gösterir.
Abdurrahmân bin Mehdî hazretleri ilmiyle
amel eden, İslâm dîninin emirlerini nefsinde yaşıyan
bir zât idi. Kahkaha ile gülmez, sâdece tebessüm
ederdi. Her gece K ur’ân-ı kerîmin yarısını
okur, iki günde bir hatim ederdi. Onun sohbetine
ve ilim meclisine gelenler huzûrunda oturdukları
zaman başlarında sanki kuş varmış gibi gâyet
edepli ve dikkatli otururlardı. Onun bulunduğu
mecliste, ilim, edep ve ciddiyet hâkimdi. Gece
sabaha kadar ibâdetle meşgûl olurdu.

Abdurrahmân bin Mehdî’nin rivâyet ettiği hadîs-i
şeriflerden bâzıları:
İlim husûsunda birbirinize faydalı olunuz.
Birbirinizden gizlemeyiniz.
İlimdeki hıyânet maldaki hıyânetten daha
kötüdür.
Bütün çocuklar müslümanlığa elverişli olarak
dünyâya gelir. Bunları, sonra anaları, babaları
Hıristiyan, Yahûdî ve dinsiz yapar.
Kıyâmet gününde sizin ve babalarınızın
isimleriyle çağrılırsınız. Onun için güzel isimler
koyunuz.
Abdurrahmân bin Mehdî hazretleri buyurdu ki:
“İnsanın ilme olan ihtiyâcı, yemeye içmeye olan ihtiyâcından
daha fazladır.”
“Mü’minde küfürden sonra yalandan daha kötü
bir haslet yoktur. Çünkü yalan, en şiddetli bir nifak
(münâfıklık) alâmetidir.”
“Ehl-i sünnet vel-cemâat îtikâdına sarıl, Ehli
bid’at ile oturup kalkma. Onların yanına gitmek
onlara kıymet vermek olur.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir