Şâfiî, Ahmed b. Hanbel, İbn Hazm gibi müctehidlere göre mevcut uzuv ne olursa olsun yıkanır, kefenlenir ve namazı kılınır. Bu müctehidler sahabe ve tâbiundan bazılarının tatbikatına bakarak mezkûr neticeye varmışlardır. c) Kaide olarak erkeği erkek, kadını da kadın yıkar. Karı ve kocanın birbirini yıkaması mevzûunda ictihad farkları vardır: Kadının kocasını yıkamasının caiz olduğu ittifakla kabul edilmiştir. Hz. Âişe’nin «geçmişi geri getirmek mümkün olsaydı Hz. Peygamber’i ancak zevceleri yıkardı» dediği rivayet edilmiştir. Kocanın karısmı yıkamasını hanefiler caiz görmezler. Karı vefat edince, kocanm iddeti olmadığı için evliliğin sona erdiğini, karısının, yabancı olduğunu ve koca tarafından yıkanamayacağını ileri sürerler. Müctehidlerin çoğu (cumhûr) kocanın da ölmüş karısını yıkayabileceği hükmünü benimsemişlerdir. Cumhûr’un delili Hz. Ali’nin Hz. Fâtıma’yı yıkamış olması ve Hz. Peygamber’in Âişe’ye «Benden önce ölürsen seni ben yıkar ve kefenlerim» buyurmasıdır. (20) d) Ölüyü kefenlemek farz-ı kifâyedir. Kefen erkek için üç, kadm için beş parçadır. Bez ne çok pahalı ne de çok âdi olacaktır. Beyaz olması şart değildir. Yokluk halinde ne kadar bulunursa o kullanılır. Uhud günü Mus’ab b. Umeyr (r.a.) katledilmişti. Kefenlemek için eski bir hırkadan başkasını bulamadılar; onu da başına örtseler ayaklan, ayaklanna örtseler başı açıkta kalıyordu. Durumu Hz. Peygamber’e arzettiler. «Baş tarafını örtün, ayaklannı da otla kapatm» buyurdu. (21) e) Gusül ve defin masrafı gibi kefen de ölünün malından yapılır. Ölünün bir şeyi yoksa sağlığında nafakası üzerine düşen yakını masrafı öder. Böyle birisi yoksa beytü’l-maldan ödenir. Beytü’l-malda da birşey yoksa diğer müslümanlar teçhiz masrafı ile mükelleftirler. f) Kefeni önceden hazırlamak caizdir. Rasûlullah’m hayatında bunu yapanlar olmuş ve tasvib edilmişlerdir. (22)
EBEDİYET YOLCUSUNU UĞURLARKEN
12
Ara