vereyim diye size geldim. Şimdi sizden rica ediyorum,ya elmanızın bedelini vereyim, yahut da bu gafletimden dolayı sizden izin almadan, müsâadenizi almadanyaptığım bu hatamı bağışlayın ve hakkınızı helâledin diyerek rica eder, yalvarır. Bahçe sahibi:— Hayır helâl etmem!. Niçin elmamı, benim malımı benden müsâadesiz, izinsiz ısırırsınız der. îmam-ıÂzam’m babası:— Aman efendim! Rica ederim, yalvarırım. Elmanızın fiatı (Bedeli) ne ise vereyim veya buniın çaresi ne ise yapayım diyerek yalvarır. Bahçe sahibi:— Üç sene bana hizmet edeceksin, burada benimle çalışacaksın sonra da bir düşünürüz. Helâl etmeçaresi budur.İmam ı Âzam’m babası Hz. Sabit peki der. Bir anlık gafleti, elmayı düşünmeden ısınp dişlemesi, tekkelimeyle bir elma suyuna üç sene hizmet edecek!..Ama başka çıkar yolu yok. Bir kere olan olmuştu, elmanın suyu dişinin dibine gitmişti. Bunun helâl edilmesi lâzımdı. Buda ancak mal sahibi tarafından olacaktı. O da üç sene hizmet karşılığında helâl edebileceğini düşündükten sonra yani şartlı olarak helâl edeceğini söylemişti.Bu da şartlı olacaktı. Üç sene hizmet edecek. Sonra yine düşünecekti.İmam-ı Â’zam’ın babası Hz. Sabit üç sene bu bahçede çalıştı. Son günleri iple çeker oldu, şu üç senedolsa da helâllaşıp bir evime dönsem diye.Üç sene dolup son günü bahçe sahibine gidip bugün son günümdür üç sene oldu. Hakkınızı helâl edinde gideyim dedi. Bahçe sahibi:îmam-ı Âzam Efendimizin babası Sabit Hazretleridelikanlılık çağında, henüz gençliğinin baharındayken bir akarsu kenarında abdest alır. Abdestini bitirir, duâlannı okur, hem kurulanır, hemde suyun akışım seyrederken bir de görür ki suyun üzerinde kırmızılı, beyazlı, renkli bir elma şuhun üzerinde yüzerekten geliyor.Elmanın güzelliği renk renk, al al, kâh batarak,kâh dânerek suda yüzerek sallanarak gelişi İmam-ıÂzam efendimizin babasının çok hoşuna gider, elmayı alıp ısınr. Elmanın suyu dişlerine dokununca, birden bire kendini toparlar:— Ben ne yaptım!. Bu elmanın elbetteki bir sahibi var. Benim olmayan bir şeyi nasıl olurda sahibinden izinsiz ısırırım der. Bir anlık gafletinden uyanır. Ve suyun akıp geldiği tarafa yürümeye başlar.Biraz yürüdükten sonra suya doğru uzanmış, dallanelmayla dolu ağaçlan görür. Elindeki ısırdığı elmanınrengine bakar dalda ki elmalarla ayni. Bu ısırdığımelma bu bahçeden diyerek bahçe sahibini arar bulur.Helâllik dilemek üzere:’— Efendimi Bu elma sizin ağaçlardan düşmüşolafcak. Şu akan dereden abdest aldım, bu elmayı sualıp götürüyordu. Bende bir anlık gaflet ile elmayı suyun yüzünden alıp ısırdım. Fakat hemen kendime geldim, gafletimi hatırladım* Elmanın sahibi var, buluphelâllik dileyeyim veyahut elmanın bedelini (ücretini)
— Hakkımı bir şartla helâl ederimi Üç sene sonrabir düşünürüz demiştim. Şimdi düşündüm, bir tekşartım daha var. Onu da yaparsan hakkımı helâl ederim. Benim bir kızım var. Gözleri görmez, kulaklarıişitmez, elleri tutmaz, ayaklan yok, yürüyemez. Bununla evlenirsen, bu kızımı nikâhın altına alırsan ozaman hakkımı helâl ederim, yoksa etmem! der.îmam-ı Â ’zam’ın babası Sabit hazretleri, peki der.Düğün hazırlıklan yapılır, ziyafetler verilir, nikâh kıyılıp damat gerdeğe girer. Bir de görür ki sapasağlam bir gelin. Olamaz der, bunda bir yanlışlık olacak.Birisi bir hile yapmış olacak. Bir yanlışlık var diyerek hemen kayın pederine koşar. Aman efendim!Siz bana gözsüz, kulaksız, dilsiz, ayaksız bir kızımvar demiştiniz. Halbuki sapa sağlam dünya-güzeli birgelinle karşılaştım der. Kızın babası:— Evet evlât der. Bak iyi dinle. Benim kızım harama bakmaz onun için gözü, yok, haram olan şeyleri,kötülükleri dinlemez kulağı yok, elini haram olan şeylere uzatmaz, eli yok, haram olan yerlere gitmez yürümez, ayağı yoktur. Bütün bunlan mecazi mânâdasöyledim der.Ben kızıma senin gibi bir iman ehli anyordum ki,kalbinde Allah korkusu olsun, kendini haramlardankorusun, Allah’ın yasak ettiği şeylerden kendini muhafaza etsin, kızıma ve ondan olacak torunlanma haram yedirmesin, hak hukuk gözetir bir iman ı Kâmilsenin gibi damat anyordum. Allah’ım seni bana gönderdi. Sen bir diş elma suyunun helâlliğini dileyince,senin cevher dolu, vicdanlı bir kimse olduğunu anlamıştım. Fakat seni imtihan etmem lâzımdı. Üç senegibi uzun müddet imtihan ettim. Senin her halini, hareketini iyiden iyiye gözetledim, bütün aradığım vasıflar sende mevcut. Onun için ciğerpare yavrumu biricik kızımı sana emanet ettim. Cîüle, güle bir yastıkta ihtiyarlayasınız, dedi…İZÂH VE AÇIKLAMA,îşte İmam-ı Â ’zam, böyle bir anadan, b a b a d ameydana geldi. îmam-ı Â ’zam çocuk iken üç gündeKur’an-ı Kerimi hatmetti. Ve koşa koşa eve geldi.Annesine:— Anneciğim! Bu gün Kur’ân-ı Kerimi hatmettim, dedi. Üç günde Kur’an’ı bitirdim diyerek annesinin boynuna sanldı. Annesi:— Oğlum! Eğer baban, o elmayı izinsiz ısırmasaydı, sen bir günde Kur’an’ı hatmedecektin dedi.Ey Allah diyen, dinîni seven kardeş!Dikkat buyurun! Bir diş elmaya üç sene hizmetedüiyor. helâllik almıyor. Ama ilk izinsiz, bir gafletile ışınlan elmanın suyu evlâdm Kur’ân’ı hatmini 2gün erteliyor. Yâni evlâdm mânâsına engel oluyor.Ey Koca İslâm!Akif in dediği gibi:Nerede Müslümanlık geçmiş bizden insanlık bileAdam aldatmaksa maksat aldanan yok nâfile«Kaç hakiki müslüman gördümse hep makberdedir.»Müslümanlık bilmem amma gâlibâ göklerdedir.Nerde o insanlık? Kızlan için ehli nâmus, ehlivicdan arayan bahtiyarlar… Gelsinler de 20 nci asnnsözüm ona Müslümanlanna baksınlar. Kız mı verecekönce rütbesi makamı nedir. Ne kadar parası vardır,ham, apartmanı taksisi arabası var mıdır? Eh bunlarvarsa dâmât olacak olan ne olursa olsun!.. İster haramzâde ister beyzâde!.. Yeter ki, bir zâde olsun!. Üçgün sonra da gelirsin. Ah! Hocam sorma kızımı birvicdansıza verdik. Kızı şuraya buraya götürüyor, şöyledir böyledir bize bir şey var mı? Bize bir günah? Varya, olmaz olur mu? Sana alevli bir Cehennem ateşivar! Senin haklan o. Bir diş elmaya üç sene hizmetedecek kadar fakir bir gence biricik ciğer pâre yavrusunu kendi ağzıyla teklif edip kızımı alırsan hakkımıhelâl ederim diye zorla veren o bahtiyar Müslümanda senin kadar akıl yok muydu? O sevgili kızını senin gibi hanlı apartmanlı, şanlı şöhretli taksili arabalı bir dâmâda vermek istemez miydi!…İslâm dininde şeref, kıymet, değer ölçüsü:«înne ekremeküm indallahi etkaküm» dür. «Allah indinde en şereflileriniz, en çok Allah’dan korkanlannızdır.» Allah’dan korkan, haram helâl tanır. Allah diyen hak hukuk bilir. Allah’ı bilen kendini bilir.Kendini bilen dinini sever, dîni seven vazife yapar,vazife yapan, vazife yaparak halka hizmet eder. Halka hizmet eden hakka hizmet etmiş olur. Halkısevmek hakkı sevmektir. Halkı seven hakkı sever,hakkı seven vazifesinde ihânet yapmaz. Hakkı sevmeyenin başına 10 tane polis diksen o yine yapacağımyapar. Biri hırsızlık yapar, biri zina, (ırz düşmanıdır)onun bunun nâmusuna tecâvüz eder, biri içki içer,kumar oynar, biri hile yapar, adam dolandırır, yalansöyler, müşterisini kandırır, sağlam mal diye çürükleri doldurur. Bunların kaçım polis yakalayabilir.Ama bir diş elmayı izinsiz ısırdım diye 3 senehizmeti. Onu polis mi yakalamıştı!.. Yakalayabilirmiydi? 10 tane polis olsaydı hangisi görürdü!..Efendim! Zaman kötü şöyle oldu böyle oldu!. Hayat şöyle, hayat böyle!. Amirler böyle, memurlar şöyle! Rüşvetsiz adım atmıyorlar! Tabiî olur ve olacaktır. Senin gibi hak hukuk tanımayan müslümanm başına daha neler gelecek. Sen gerçek müslüman olursan Allah sana yardım edecektir. Unutma!.