Mimar Sinan, Edirne’deki Selimiye camiinin yapılmasına 1568 efe başlamış, 1574 de, altı yıl sonra bitirmiştir. O zamanlar birçokları «Ayasofyanın kubbesinden büyük kubbe yapmak mümkün değildir» diyorlardı. Sinan bunu işitince «Ben de ondan büyük bir kubbe yapayım da dünya görsün» diyerek işe girişmişti. Mimar Sinan yazdığı kitapta Selimiye için şöyle der :
— «Bunun minareleri hem nazik, hem de yollu olmakla gayet müşkül olduğundan sanattan anlıyanlar takdir eder. Ayasofya kubbesi gibi bir kubbenin îslâm ülkelerinde yapılamıyacağını söyleyen keferei fecerenin mimar geçinen takımına cevap olmak üzere, Selimiye kubbesinin altı zirâ kaddim ve dört zira derinliğini ziyade eyledim.» Selimiyenin minareleri de önemli bir güzellik taşır. Minarelerin üç şerefesine aynı zamanda üç kişi ayrı ayrı, birbirini görmeden helezonî merdivenlerden çıkabilmektedir. Bina edildiği tepede, kubbe ve minarelerinin zarif, uygun hatlar içindeki ululuğunun, çok uzaklardan görünen gözalıcı duruşu ile Selimiye, dünya mimarî şaheserleri arasında daima yaşıyacak bir değer taşımaktadır.