Sadrazamların sık sık değişmesi 15 Eylül 1657 tarihine kadar sürdü. Bir gün validem Turhan Sultan, “Hünkâr oğlum, size çok iyi bir sadrazam buldum. Mimar Kasım Ağa’yı tanırsın, onun tavsiye ettiği biri bu. Köprülü Mehmed Paşa adında eski bir hazinedarmış. Kasım Ağa, “Bu karışıklığı düzeltirse ancak o düzeltir. Benim ona güvenim sonsuzdur. Başka biri bu işi beceremez” diyor. İstersen hemen onu saraya çağırtalım.” deyince kabul ettim. Saraya gelen Köprülü Mehmed Paşa önce annemin huzuruna çıkmış. Durum kendisine açıklanınca “Bu teklifi bazı şartlarda kabul edebilirim.” diye cevap vermiş. Validem Turhan Sultan bu cevababilen dürüst biriydi ama çok kan döküyordu. En küçük suçlarda bile ağır cezalar veriyor, “Bu insanlar ancak kılıçtan korkarlar. Başka şeyden anlamazlar.” diyordu. Oysa ben böyle düşünmüyordum. Bir süre sonra onu da sadrazamlıktan alıp yerine Derviş Mehmed Paşa’yı getirdim. Biz bunlarla uğraşırken İstanbul’daki karışıklıkları fırsat bilen Venedikliler, Çanakkale Boğazı’na gelmişler. 16 Mayıs 1654 tarihinde donanmamız oraya yelken açtı. Düşman hiç beklemediği bir zamanda karşısında bizi görünce şaşkına döndü. Kısa bir çarpışmadan sonra da bozguna uğradı. Zafer bizim olmuştu. Benim saltanatım zamanında yapılan bu savaş ve aldığımız zafer haberiyle kendime güvenim daha da arttı. Artık kararlarımı kendim verebilecektim
© 2007 Eserin her hakkı anlaşmalı olarak Timaş Basım Tîcaret ve Sanayi Anonim Şrrketi’ne aittir. Kaynak gösterilerek alıntı yapılabilir