Bir sabah acı bir haberle uyandırıldım. Hacı adaylarını taşıyan bir gemi, Malta şövalyeleri tarafından ele geçirilmiş. İnsanlar öldürülmüş ve gemideki mallar talan edilmişti. Eskiden beri çok sevdiğim Kızlarağası Sümbül Ağa da öldürülenler arasındaymış. Artık buna dayanamazdım. “Tiz büyük bir donanma hazırlansın!” diye emir verdim. Vezirlerimle yaptığım toplantılardan birinde, “Venedik, yıllardan beri çeşitli milletlerin, özellikle de Girit korsanlarının barınağı olmuştur. Aldığımız son haberlere göre de onca insan bu korsanlar tarafından öldürülmüş. Daha ne dururuz? Ben Girit’i fethetmekten yanayım, siz ne dersiniz?” dedim.Ertesi gün âlimler, vezir ve paşalar gelip tek tek eteğimi öptüler. Dışarıdaki temsilcilerimiz de çeşitli hediyeler getirip padişahlığımı kutladılar. Kısa bir’ süre sonra devlet işlerine alışmaya başladım. Şikâyetleri dinliyor, haklıyı haksızdan ayırabiliyordum. Yanlış yapanları uyarıyor veya onlara cezalar veriyordum
Girit Seferi
08
Nis