90- Riba’nın lügat anlamı ziyade demektir. Din deyiminde, alışverişlerde bir karşılık olmaksızın akidler arasında ziyade mikdarı şart koymaktır. On dirhem gümüşü, on bir dirhem gümüş karşılığında satmak gibi.
91- Riba, tartı ile satılan altın ve gümüş gibi mallarla ölçekle satılan buğday, arpa, hurma, tuz, kuru üzüm gibi şeylerin alış-verişinde olur.
(Malikîlere göre riba, yalnız altın ile gümüşte ve geçim sağlanan erzakta olur. Şafiîlere göre de,e yalnız altın ve gümüşle, yiyecek sayılan şeylerde olur.)
92- Riba, iki nevidir: Riba-i Fazl ve Riba-i Nesîe. Riba-i Fazl, tartılan veya ölçülen bir cnis eşyanın kendi cinsi karşılığında peşin olarak ziyadesi ile satılması şeklinde olur. Onun için altm, gümüş, bakır, buğday, arpa ve tuz gibi bir madde, kendi cinsi ile hemen değiştirilecek olsa, mikdarları birbirine eşit olması gerekir. Birinin mikdarı biraz fazla olunca, bu bir riba olmuş olur, bu fazlalık haramdır.
kurtulmak için bu tür satış iyidir. Ancak satıcı alıcıyı aldatırsa, onun piyasayı bil mesinden faydalanarak o malın başka bir yerde bulunamayacağını ve malın çok kıymetli olduğunu söyleyerek aldatırsa ve böylece o malı Gabn-i Fahiş (aşırı al danma) ile satarsa bu yaptığı iş helâl olmaz. Satıcı Allah katında sorumlu olur. Alıcı da, böyle bir aldatmadan dolayı o malı geri verebilir.
Gabn-i fahiş (aşırı aldanma), mal ve eşya cinsinden olan bir şeyi değerinden yüzde yirmi fazlasıyle, hayvanı yüzde on fazlasıyle, emlâk ve akarı da yüzde beş fazlasıyle veya daha çoğa satmaktır. Fakat böyle bir aldatma bulunmayınca yapılan satış muamelesi zorla bozulamaz.