a. (fr. rampe). 1. Bir yapının, düzenlenmiş bir yerin (park, bahçe vb), farklı düzeylerde bulunan iki bölümü arasında gidiş gelişi sağlamak için yapılmış eğik düzlem: Bir garajın rampası. Bir parkta, terasa giden rampa. —2. Çıkış yönünde göz önüne alınan eğimli kara ya da demiryolu. (Bk. ansikl. böl. Bayınd.) —3. Rampa etmek, bir kimseden söz ederken, çağrılmadığı halde bir başkasının içki masasına pişkin bir tavırla oturmak (arg.). —Aktar. Yola göre daha yüksek düzeyde olan ve bir karayolu taşıtına ya da bir vagona aynı düzeyde yük yüklemeyi sağlayan, genellikle kâgir olarak yapılmış set. || Ayarlanabilir rampa, yükleri bir nhtımdan bir kamyon ya da vagona (ya da bunun tersi) güvenli bir biçimde aktarmayı sağlayan rampa. —Anat. Kulakdavulu, dalız rampası, içku- laktaki salyangozun, helikotrema aracılığıyla ilişkide oldukları koklea tepesi dışında, birbirinden sarmal lamina ve zar labirentle ayrılan ve perilenf içeren iki kısmından her biri. (Kokleanın tabanında, oval pencereyi kapatan üzenginin tabanı ile yuvarlak pencere zan, sırasıyla, dalız rampası ile kulakdavulu rampası arasındaki “pencere mekanizmasını” sağlar.) —Bayınd. Çekme rampası, hafif bir eğimle su altına inen dolgu toprak. || Yaklaşma rampası, bir sanat yapısına, bir nhtıma, bir katlı kavşağa vb ulaşan eğimli yol. —Denize. Gemi kızaklanna yerleştirilen takozları birbirine kenetlemede kullanılan uçları sivri, U biçiminde demir. || Bir geminin yanaşmasına elverişli olmayan bir kıyıya yerleştirilen ve geminin karayla bağlantısını sağlayan duba ya da sal. || Rampa etme, bir tekneyi, başka bir tekneye ya da iskeleye yanaştırma. —Dy. Bir hattın ayırtedid rampası, hat üzerinde bulunan ve kurbaların neden olduğu direnç göz önüne alınarak bir iki birim yükseltilen rampa. || Yükleme rampası, hareketli bir köprü yardımıyla vagonlara yükleme yapmaya olanak veren rampa. || Yükseltme rampası, çift olarak kullanılan ve yoldan çıkmış bir demiryolu taşıtını tekrar hat üzerine oturtmayı sağlayan kaldırma aygıtı. —Esk. denize. Rampa baltası, rampacıların kullandığı, iki tarafı keskin kısa saplı balta. || Rampa herbesi, yelkenli savaş gemilerinde, borda bordaya yapılan savaşlarda lombarları gözetlemekle görevli askerlerin kullandığı, ağaç saplı, süngü biçiminde silah. || Rampa manevrası, bir gemiyi, düşman gemisiyle borda bordaya getirmek için yapılan manevra. (Bk. ansikl. böl.) || Rampa dma, eski deniz savaşlarında bir geminin, ele geçirmek is
tediği bir başka gemiye aborda olması. —Havc. Bir pisti aydınlatmak için yerleştirilmiş projektörler dizisi. || Katapult rampası, bir katapultun sabit bölümü. —Mak. san. Üzerinde bir tekerciğin ya da mekanik bir düzeneğin çıktığı ya da indiği eğik bölüm. || Kam rampası, bir kamda, iki eğri yayını birleştiren doğrusal bölüm. —Petr. san. Yükleme rampası, tankerlerin ve sarnıç vagonlann hortumlarla bağlanarak akaryakıt yüklendiği, doldurma kolek- törü ya da boru donanımı. —Sil. Fırlatma rampası, uçakları ya da özi- timli mermileri, roketleri ve güdümlü mermileri fırlatmayı sağlayan ve eğik düzlem halinde bir gövdeden meydana gelen sabit ya da hareketli düzenek. (Bk. ansikl. böl.) —Tarım mak. Püskürtme rampası, pülve- rizatör memelerinin tespit edildiği kanal sistemini taşıyan, çarmıklarla pekiştirilmiş metal iskelet. || Sulama rampası, destekler üzerine yerleştirilen, üzerinde serpici sistemleri ya da delikleri bulunan, tarla ya da bahçeleri sulamada kullanılan uzun, büyük çaplı boru. (Büyük tarım alanlarının sulanmasında, bir eksen etrafında otomatik dönen ya da destek çarkları üzerinde devinen bir motor sayesinde belirli aralıklarla yer değiştiren rampalar kullanılır.) —ANSİKL. Bayınd. Bir rampada, yerçekimini yenmek için gereken çekme kuvvetinin, taşıtların en uygun kullanımına karşılık gelen sınırlar içinde kalması için, karayolu ya da demiryolu projelerinde gereğinde yolu uzatarak (dağ yollarında İaşeler, helisel tüneller vb.), boyuna eğimleri sınırlandırma yoluna gidilir. Önemli karayollarında, rampalar genellikle % 4 % 6 değerleri arasında tutulur, ancak dağlık kesimlerde, kimi zaman % 10’u aşarlar. • Demiryolu teknolojisinde, klasik tasarımlı hatlarda en büyük rampalar 8-15 mm/m arasında değişir; dağ yollarında 50, hatta ender olarak 90 mm/m’lik rampalar kabul edilir. Merkezi bir ray üzerine etki eden kremayerli özel makineler genellikle 70 mm/m’yi aşan rampalarda kullanılır. (-* EĞİM.) —Esk. denize. Rampa manevrası, genellikle az silahı bulunan ticaret gemilerine saldıran korsanlar tarafından XVI. ve XVII. yy.’da uygulanmıştır. Buna karşılık, manevra kabiliyeti az gemilerden oluşan filoların savaşında daha ender olarak kullanılmıştır. Geminin rüzgâra bağımlılığını yok eden buharın ortaya çıkışıyla, özellikle de Ferdinand Max‘ın Re d’ltalia’yı mahmuz- ladığı Lissa savaşı’ndan (1866) sonra rampa manevrası yeniden önem kazandı. Ama, uzun mesafeli savaşlann bir sonucu olarak topun ve torpidonun gelişmesi bu savaş taktiğini ortadan kaldırdı. İki dünya savaşı boyunca, borda manevraları çok özel durumlarda, özellikle de yüzeye çıkan denizaltılar tarafından uygulandı. —Sil. Çıkış sırasındaki tepkime eksikliği özitimli mermilerin temel ayırtedici özelliğini oluşturur; bu mermilerin fırlatılması için ateşli silahlar gerekmez, yalnız basit bir destek mermileri hedefe doğru yöneltir. Bununla birlikte, yeri terk etmeden önce büyük bir hız kazanması gereken V T’ler, fırlatma rampalan denilen gerçek beton pistler üzerinden hareketli şaryolarla fırlatılırdı. Almanlar 1944’te Fransa’nın kuzeyine İngiltere’yi bombalamak için toprak altına gömülü altmış kadar fırlatma rampası inşa etmişti. Günümüzde, yerden havaya Roland güdümlü mermisi ile yerden yere Plüton taktik nükleer güdümlü mermisini fırlatmak için AMX 30 tankının şasisi üzerine monte edilmiş fırlatma rampaları kullanılır.
RAMPA
03
May