Fena olma hali, kötülük: Eski hıncını filân bir tarafa bırak, bu iste bir fenalık görüyorsan söyle (Sabahattin Ali’nin) Bayılacak gibi olan kimsenin durumu, mezarı fenalaşma: Vesime Hanım’a bir fenalık gelmiş olduğundan başka hemen hemen bir şey söylemedi (H. R. Gürpınar). Fenalık geçirmek. (Birine) Fenalık etmek, bir kimseye kötülük yapmak veya kötü davranmak: Çekemiyorum, çünkü ben kendisine ne, kadar fenalık edersem, hiçbirine mukabele etmiyor (Namık Kemal).
FENALIK
02
Tem