i. (ar. vüsü/’dan isal). Esk. Bir şeyi bir yere götürme, ulaştırma: Dalgalar ben sizi döndürmeden ateşzâre / Siz kılın nâ- Sim ı isal kenâr-ı yâre (Abdülhak Hâmid). *! İsal etmek, ulaştırmak: Maksada isal e- den yol birdir ve netice muayyendir (P. Safa). isal-i mazarrat etmek, zarar etmek. (M)
İSAL
30
Eyl