türk bestecisi (İstanbul 1797 – ay.y. 1869). Saray tellâllarından Mustafa Ağanın oğlu. Çocuk yaşında hafız oldu. Sesinin güzelliğiyle ilgi çekti. Biraz musiki öğrendikten sonra, Dede Efendi’nin meşklerine katıldı. Kısa bir süre sonra Enderun’a ve saray fasıl heyetine alındı (1816). Burada musiki meşklerine devam etti. Babasının ölümünden az sonra, Mahmud II’nin sevgisini kazanarak «çavuş» payesini aldı, saray müezzinleri arasına girdi. Bestekâr Hâşim Beyin ablası ile olan aşkı yüzünden birkaç ay saraydan ayrılmak zorunda kaldı. 1826’da Vak’a-i Hayriye’de cesaret gösterip hizmet ettiği için, Mahmud II tarafından affedildi ve tekrar saraya alındı. Musahib-i şehriyârî payesini kazandı. Müezzinlik ve hanendelik görevlerine de devam ediyordu. Üstadı Dede ve arkadaşı Mutafzade ile hacca gitti. 29 Kasım 1846’da Dede Efendi, Mekke’de, Dellâlzade’nin kolları arasında öldü. Muzikay-ı Hümayun ve Enderun’da meşk hocası olan Dellâlzade, 1862’de arkadaşı Çilingirzadenin ölümü üzerine sarayın müezzinbaşılığma getirildi, ölünceye kadar bu görevde kaldı. Dellâlzade’nin elde 74 parça eseri vardır. 2 İlâhî, 2 Kâr, 13 Beste, 7 Ağır ve 10 Yürük Semai birer Peşrev’le Saz Semaisi ve 38 Şarkı. Elimizdeki tam fasılları (ikişer beste ve semai) Karcığar, Mahurbuselik, Muhayyer-buselik ve Ye gâh’tır. Bu sonuncusu, çok ünlüdür. Bu eserlerde 36 makam kullandı. Eserleri, Dede Efendi’- ninkiler ayarındadır. Besteleri arasında Yegâh Aksak Semai, Suzinâk Beste, Şehnâz, Ağır Devr-i Hindi Şarkı çok başarılıdır.
İSMAİL EFENDİ Dellâlzade
09
Eki