Başına tarak takmış kadın için kullanılır. —2. Tepesinde tarağı olan kuş için kullanılır. —3. Yol yol işlenmiş kumaş için kullanılır. —4. Tarağı geniş olan ayak; ayakları bu biçimde olan kimse için kullanılır: Taraklı ayak. Ayakları taraklı. —Giy. ve Dokmc. Taraklı bağdat çarşafı, üzerinde tarak dişi görünümlü desenler bulunan bir tür ipekli kumaş; bu kumaştan yapılan çarşaf, (ilk olarak Bağdat’ta dokunduğundan bu ad verildi. Biri bele, öteki başa sarılmak üzere iki parça olarak dokunur, kimi zaman üzerindeki desen sonradan kılaptanla işlenirdi.) —inş. ve Heykele. Taraklı kesme taş, kırılma yüzeyleri arasına gelişigüzel serpiştirilmiş iri yuvarlak noktalar elde etmek için üzerine dişli çekiçle vurulmuş taş. —Seram. XVIII. yy. fayansçılarının ve porselencilerinin kullandığı, tarak dişleri biçiminde. saçaklı ya da paralel taramalardan oluşan süsleme motifi. —Süslem. sant. Taraklı ebru, bir tahtaya sıkça tespit edilmiş iğnelerden meydana gelen tarak benzeri bir aletin, boyalar üzerinde gezdirilmesiyle elde edilen ebru. (Bu tür daha çok Avrupa’da benimsenmiştir ve tarağın sık ya da seyrek oluşuna göre geniş taraklı ebru, ince taraklı ebru gibi adlar alır.)
TARAKLI, Sakarya ilinin Batı Karadeniz bölümü sınırları içinde kalan kesiminde ilçe; 11 099 nüf. (1990); 24 köy. Merkezi, Adapazarı’nın yaklaşık 55 km G.- B.’sında Taraklı, 5 193 nüf. (1990). TARAKLI çayı, Göynük suyu’nun öteki adı.
TARAKLI
20
Oca