Bölgeciliğin Doğuşu

BÖLGECİLİĞİN DOĞUŞU
İki taraflılık ve yeni himayecilikten sonra, bölgesel ekonomik birliklerin yakın tarihlerde gösterdiği atılım, yeni bir dünya düzeninin inşası sorunsalında yeni bir öğe oluşturmaktadır. Bölgesel temelli bu gruplaşmalar, durgunluğun ve uluslararasılaşma aracılığıyla geçici önlem arayışlarının özellikle belirleyici olduğu bir dönemde ortaya çıkmaktadır. Devletlerarası her anlaşmanın temelinde, riskleri azatmayı ve makroekonomik çerçevelerin istikrarını güçlendirmeyi amaçlayan, bizzat ekonomik gerçekliğin gruplaşma eğilimi yatmaktadır. Oysa komşuluk temelindeki yeni bütünleşme, gruplaşmalar içindeki ilişkileri rasyonalize ederek dışarıyla yapılan mübadeleleri daha rastlantısal kılmaktadır. Bugüne kadar GATT’a yaklaşık 80 bölgesel anlaşma bildirilmiştir. Bu konudaki öncü ve en ileri örneği oluşturan Avrupa Topluluğu dışındaki gruplaşmalar arasında dört Güney Amerika ülkesini kapsayan Mecosur, Güneydoğu Asya Uluslar Birliği (ASEAN), Karayibler Ortak Pazarı, Latin Amerika Bütünleşme Birliği, Avustralya ile Yeni Zelanda arasındaki Ekonomik Yakınlaşma Anlaşması ve Kanada, ABD ve Meksika’yı bir araya getiren Kuzey Amerika Serbest Ticaret Birliği (NAFTA) sayılabilir.

Değişken karşılıklılık düzeyleri taşıyan tercih sistemlerini hayata geçiren bu kuruluşlar, dünya ticaret akışları üzerinde ancak ayrımcı etkilerde bulunabilirler. Ayrım yapmama ve çok taraflılık ilkeleri, bunun yaratacağı karşı tepkiye maruz kalma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Ama dünyadaki ekonomik dokunun parçalanması, hükümet kararlarından çok, uluslararası ilişkilerin uzlaşmaz karşıtlıklar taşıyan yeni yapısından kaynaklanmaktadır. Bölgesellik olgusu, dünya sisteminin büyüyen eşitsizlik koşullarında ve millî alanların yeniden merkezleme politikaları nedeniyle parçalanmasının ardından önem kazanmıştır. Para politikalarının ve enflasyonu önlemenin sıralanması, bölgesel tamamlayıcılığı geliştirmek ve uluslararası rekabetin ağırlaşmasına karşı durmak için ekonomik ittifakların kurulmasını mümkün kılmaktadır.

Şu an için, soru işareti gümrük birliklerinin mübadele akışlarında yol açabileceği olası yön değişikliği sorunu üzerindedir. OECD, bölgelerarası mübadelelerin 1980-1990 yıllarında hızlandığını (1967’de dünya çapındaki akışların % 37’si iken, 1989’da % 42’si), bölgelerdışı mübadelelerinse gecikmeler gösterdiğini ortaya koymaktadır. On yılın sonunda Kanada ihracatının yüzde 75’ini ABD’ye yapıyor, ABD de ithalatının yüzde 67’sini Kanada’dan gerçekleştiriyordu. Avrupa’da, AET ülkelerinin ihracatının üçte ikisi Topluluk içinde gerçekleşmektedir ve AET’nin dünya ticareti içindeki yeri, son yirmi yıldır değişmez görünmektedir. Bölgele-rarası ticaret bir yana bırakılırsa, Avrupa’nın dünya genelindeki a-kışlar içindeki payı azalmaktadır: 1967’de dünya ihracatının yüzde 15,3’ü; 1989’da yüzde 12,3’ü. Gelişme gösteren bölgedışı tek ticaret, Japonya’nın ve Pasifik havzasının ihracadarıdır (1967’de dünya ihracatının % 9,1’i, 1989’da % 17,8’i).

Bölgesellik olgusunun canlanması, ekonomik ve parasal politikalar arasında uluslararası ayarlama sorununun yanı sıra, dünya sisteminin çok merkezli yönetimi sorununu da ortaya koymaktadır. Amerikalı ekonomist Fred Bergsten’m de vurguladığı gibi, bölgesel istikrar alanlarının yaratılması, aslında, dünya sisteminin istikrarsızlığını artırma tehlikesi taşımaktadır. Tarihsel deneyimde olduğu kadar oyun kuramında da, üçkutuplu biçimlenme (Kuzey Amerika, Avrupa, Pasifik) en istikrarsız durumu oluşturmaktadır. Her kutup, diğer ikisinin kendisine karşı ittifak kurmasından çekinmektedir. Bu sendrom, gerilimleri tırmandırmaktadır: ABD’nin himayeciliği, Avrupa’nın bölgeciliği. Soğuk Savaş döneminin ve ikikutupluluğun sona ermesi, ABD’de «ticaret şahinlerini, Japonya’da «ekonomik savaşlar» rüyasını, Avrupa’daysa bölge yurtseverliğini güçlendirecek gibi görünmektedir. Bu koşullarda, çokmerkezli ve uyumlu bir yönetim ancak, kutuplardan her birinin, kendini nihayet dünya ekonomik sisteminin ayrılmaz parçası olarak kabul etmek için ekonomik işbirliğine dayanmayan yönetim biçimlerini terketmesi koşuluyla mümkün olacaktır.

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*