DENİZ KUVVETLERİ

deniz kuvvetleriDENİZ KUVVETLERİ

Tarih boyunca bütün büyük devletler, askerî ve ekonomik politikalarım güvenle yürütmeyi sağlamak amacıyla donanmalar oluşturmuşlardır. XVIII. ve XIX. yy’lann İngilteresi gibi kimi imparatorluklarsa güçlerini, deniz ulaşım yollarını egemenlikleri altına alarak elde etmişlerdir. Bugün de, nükleer gücü, füzelerin yok edici gücüyle birleştiren donanmalar, süper güçlerin izlediği

stratejide kesin rol oynamaktadırlar.
SAVAŞ DONANMALARININ TARİHİ

Deniz savaşlarının tarihi, Antikçağ’ın en erken dönemlerine kadar uzanır. O dönemde, denizlerde dolaşım kıyı kıyı yapılıyordu. Kürekle işleyen savaş gemileri (kadırgalar), olur olmaz zamanda kopacak fırtınalara dayancak güçte olmadıklarından, fırtına patladığında en yakın limana sığınıyorlardı.

Antikçağ

Ticaret gemilerinden bütünüyle farklı ilk savaş gemilerinin yapımına MÖ VII. yy’a doğru Fenikelilerle Yunanlılar giriştiler. Bi-remis adı verilen bu tekneler, her iki yanına çift sıra kürek yerleştirilmiş, düşman gemisinin bordasını su kesiminin altından dele-bilen bir mahmuz’a sahip kadırgalardı. O dönemin deniz savaşlarında iki taktik kullanılıyordu: ya düşman gemisi, içindekilerle birlikte batırılmak amacıyla mahmuzlanıyor veya bordalanarak göğüs göğüse savaşılıyordu. Yelkenler, normal durumda kullanılıyor, düşmana yaklaşıldığında, kürekçiler küreğe sarılıyordu. Gemilerin hareketini sağlayan yelken ve kürekten, iki bin yılı aşkın bir süre yararlanıldı.

Çok sayıda savaş gemisi kullanan ilk site Atina’ydı. Saldırı ve savunma amacıyla kullanılan bu donanmanın yapımı, sitedeki en zengin vatandaşlardan alınan özel bir vergiyle (triemrhia) gerçekleştiriliyordu. Atina donanması böylelikle Pers İmparatoru I. Kserkses’in istilasına başarıyla karşı koyarak, MÖ 480 yılında yapılan Salamis deniz muharebesinde onun ordularına büyük kayıplar verdirdi. Romalılar da Kartaca’yı yok etmek için bir donanma oluşturmak zorunda kaldılar (MÖ 241 yılında kazanılan Ega-di Adaları zaferi). Octavius (sonradan Augustus), imparatorluğun doğu topraklarına el koyan Marcus Antonius’a karşı Actium’da elde ettiği zaferden sonra (MÖ 31) Roma dünyasının yeniden güçlenmesini sağlayabildi.
Biremislerin yerini, giderek sayıları artan kürekçilerce hare eden daha güçlü gemiler aldı. Böylelikle MÖ V. yy’da Yunan i res’leri ortaya çıktı (bunlar Roma triemis’lerini örnek alıyordu), terimin kaynağı tartışmalıdır; kimilerine göre bu, söz konusu milerdeki kürekçilerin üçer üçer oturtulmasından kaynaklanıp du. Kimileri de kadırgalarda kürekçilerin oturduğu sıraların üç rı kademe olarak düzenlendiğini ileri sürmektedir ki, bu açıkla akla daha yakındır. Triremisler kısa sürede kinkeremis’lerle (be: ra kürekçi kullanılan gemiler) daha sonra da adları, 15,20 hatt; sıra kürekçiyi çağrıştıran gemilerle takviye edildi. Aynı sır. oturan kürekçiler hep birlikte çok büyük bir küreği çekiyorl; ve bu sıraların sayısının arttırılması (dolayısıyla da küreklerin tırılması) gemiye daha büyük bir itme gücü kazandırıyordu.

Ortaçağ ve Rönesans

MS 500 ile 1000 yılları arasında kullanılan savaş gemileri ü: ne çok az bilgimiz var. Besbelliki Bizanslılar, dromon adı verilen mileri kullanıyorlardı. Düşman topraklarına yaptıkları seferle bu gemileri kullanıyorlar, hatta adarını da bu gemilerde taşıyor dı. 40 m uzunluğunda, biremis türünde yapılan bu gemilerde, lı üstlü iki kürek katı, üçgen bir Latin yelken ve sağlam bir m muz bulunuyordu. Bu gemiler ayrıca, gülle ve «Rum ateşi» fı tan araçlarla donatılmıştı. Savaşçılar, suda da yanan bu madde) pompası adı verilen araçlarla düşman gemilerine fırlatıyorlard

Vikingler denizlerde drakar adı verilen ünlü tekneleriyle dc şıyordu. Köprüsü olmayan, pruvasına bir ejder veya yılan \ (Snekar türü teknelerde) yerleştirilmiş, uzun pupalı tekneler, micilerin çektiği sıra sıra küreklerle yürüyordu. Beş yüzyıl boy ca denizlere egemen olan Kuzey Avrupa yapımı teknelerde ol ğu gibi drakarlarda da tekne gövdesi, çam latalar üst üste kor (yani çatılardaki kiremitler gibi yerleştirilip) bronz vidalarla tul rularak yapılıyordu. Bu teknelerde bunun dışında bir de dört şe yelken bulunuyordu. Kuzey denizlerinin sertliği göz önı alındığında bu teknelerin kullanılışı çok iyiydi ne var ki bunlar vaşta aynı ölçüde kullanışlı değildi. Manevra yeteneği düşük c drakarlar, yalnızca düşmana yaklaştıklarında etkin olabiliyor dı; bu yüzden de borda bordaya savaş bu teknelerde giderek savaşma biçimi durumuna geldi.

Kadırgalar, 1250’den 1500’e kadar Akdeniz donanmalarımı: önemli bölümünü (parçasını) oluşturdu.

Bu gemilerde, kürekçiler aynı düzeyde, ikişer ikişer oturuy du. XV. yy triremislerinin yerini XVI. yy’da, tek bir küreğin d> hatta daha fazla kişinin çektiği daha büyük gemilere bıraktı. ( milerde top kullanımı 1200 yılına kadar uzanır. Topların 1450 lında kadırgaların ön bölümüne yerleştirildiğim, pruvanın üst den ateşlendiğini görürüz. Gemilerde top kullanımı giderek y gınlaştı, kısa süre sonra gemi bordalarına daha küçük çaplı toj yerleştirildi, böylelikle de ateş gücü arttırıldı.

Kadırga, doruk noktasına ancak XVII. yy’da ulaştı. Bu yüz da, uzun (50 m’den fazla) ve ince, üçgen yelkenleri olan iki dir li bir tekne görünümünü aldı. Kıç bölümünde, kaptanı ve k maylarını barındıran, zengin şekilde dekore edilmiş kaptan k küyle diğer kamaralar bulunuyordu. Kadırga da, kürekçi otur larının arasında, geminin orta bölümünde, baştan kıça kadar u nan bir köprü (baş-ktç köprüsü) bulunurdu. Bu köprüyü comites (tekneye gerekli manevraları yaptırmakla görevli subaylar) ku nırdı. Bu köprünün iki yanında forsa takımı (kürekçiler) bulun du. Mahkûmların ve savaş tutsaklarının oluşturduğu, ayaklar zincir vurulmuş, beşer beşer, yaklaşık on metre uzunluğunda ‘ rekleri çeken forsa takımı, bu işi bazan insanüstü bir tempo
Yunan savaş gemisi ve mürettebatı. (Siyah figürlü bir su küpünden ayrıntı MÛ VI. yy).
İR
Trafalgar Savaşı, (21 ekim 1805): denizcilik tarihinin en büyük savaşlarından biri.
İÇİNDEKİLER

SAVAŞ DONANMALARININ TARİHÎ Antikçağ Ortaçağ ve Rönesans yüksek bordalı gemiler dönemi deniz kuvvetleri ve sanayi devrimi savaş donanmaları nükleer güç dönemi

DENİZ kuvvetlerinin GÖREVLERİ VE YARARLANDIĞI OLANAKLAR görevler savaş araçları Deniz Kuvvetleri’nde eğitim sistemi Türk Deniz Kuvvetleri’nin yeni dünya düzeniyle ilgili stratejisi Türk Deniz Kuvvetleri’nde personel ve ve araç gereç

yapmak zorunda kalırdı. Ne var ki birden fazla köprüye sahip gemilerin toplarla donatılmaya başlanması karşısında çok güçsüz kalan kadırgalar, yavaş yavaş ortadan kalktı. Bununla birlikte kadırgalar, büyük yelkenli gemilerin rüzgârsız günlerde yedekte çekilmesi amacıyla XVIII. yy’a kadar kullanıldı.

Yüksek bor dalı gemiler dönemi

Haçlı Seferleri, Avrupa donanmalannın hızlı bir değişime uğramasına yol açtı. Bu değişim iki amaç doğrultusunda gerçekleşti. Bu amaçlar, farklı iki siyasî örgütlenme sonucu ortaya çıkmıştı: Venedik ve Cenova gibi büyük ticaret kentlerinin ticaret gemilerini korumak amacıyla bunlara eşlik eden gemiler yapmak ve yeni ortaya çıkan ulusal krallıkların (İngiltere, Fransa) emperyalist emellerinin gerçekleşmesine destek olmak. Getirilen teknik yenilikler, daha çok hız, manevra yeteneği (ki bu, gemi donanımları yapımındaki ilerlemelerden kaynaklandı) ve gemilerin güçlü toplarla donatılması alanlarında kendini gösterdi.

XVI. yy’da kalyon türü gemilerin yapılmaya başlanması, savaş gemileri ve deniz topçuluğu alanında gerçek bir dönüm noktası oldu. Kalyonun ağır ahşap gövdesi, topların yerleştirilmesi bakımından yapımcılara sorun çıkartıyordu. Güverteye yerleştirilecek olsa, geminin alabora olma tehlikesi ortaya çıkıyordu; gövdede delikler açılıp, su seviyesinin hemen üstüne yerleştirilmesi de güvenli değildi: kötü havalarda bu deliklerden içeri su girebilirdi. Bu ikinci sorun, Fransız Descharges’ın uygulamaya koyduğu lombarlar (geminin bordasında açılan, iner kalkar kapaklı dörtgen delikler) sayesinde çözümlendi. Deniz savaşları böylelikle, su üstünde gerçekleştirilen gerçek bir baleye dönüştü.

Çabuk hareket etme, yelkenlerin hepsini beceriyle kullanma, kendi topundan çıkan dumanın etkisinde kalmama, rüzgârı sürekli hesaba katma gereği, kaptanları durmaksızın usta manevralar yapmaya zorluyordu. Kalyonlar giderek daha da güçlendirildi: Pruva bodoslaması (geminin baş bölümü), tahta pabuç biçimini aldı, daha uzun, daha kalın direkler kullanıldı, geminin daha dengeli kılınması için kıç bölümündeki köprüler azaltıldı, donanımlar daha karmaşık duruma geldi (makaralar, palangalar, serenler fazlalaştı). Üstünde çok sayıda top taşıyan bu büyük gemiler, karaka adını aldı. Bazı karakaların bordaları, gelen top mermilerinden korunmak için kurşun levhalarla kaplandı.

XVI. yy’m sonlarına doğru Portekiz, Ispanya, Hollanda ve İngiltere, kurdukları sömürge imparatorluklarını güçlendirdiler. Deniz gücü bundan böyle, denizlerin keşfinde ve Yenidünya’nın doğal kaynaklarının işletilmesini sağlamada temel rol oynamaya başladı. 1588’deki büyük deniz savaşında, Ispanya Kralı II. Feli-pe’nin Yenilmez Armada’sı, Francis Drake ve John Havvkins komutasındaki İngiliz donanmasmca yok edildi. Bu savaşın amacı, Atlantik Okyanusu’nun denetim altında alınmasıydı. Bu deniz zaferi, toplarla donatılmış gemilerin üstünlüğünü kanıtladığı gibi, Ingiliz donanmasına, bütün dünya denizlerinde dillere destan bir üstünlük kazandırdı.

XVII. ve XVIII. yy’larda, kalyonun geliştirilmiş biçimi olan ve bordası 200’den fazla topla donatılmış, yüksek bordalı gemiler yapıldı. 1637’de Ingilizler, Sovereign of the Seas adını verdikleri, üç köprüye sahip ilk gemiyi (bu gemi 50 m uzunluğundaydı ve direkleri çok yüksekti) yaptılar. Üç direkli bu geminin çok yüksek direklerinin ortasında, gözcüleri barındıran bir çanak yer alıyordu. Bu gemilerin yüksek bordalı olması, gövdelerinin çok şişkin yapılmasını gerektiriyor; genjinin genel dengesinin sağlanması için gövde kumla ve içi demir kırıntılarıyla doldurulmuş fıçılarla safralanıyor-du. Gemiler, taşıdıkları top sayısına göre sınıflandırılıyorlardı. 200 topu alan bir gemiye, geleneksel normal mürettebatın dışında

1 500’ü aşkın fazladan insan alınıyordu, çünkü top başına yedi kişi hesaplanıyordu (bir nişancı, iki barutçu ve dört hizmedi). Gemilerin dış süslemeleri (sıra sütunlar, kabartma heykeller ve karyatid-ler) görkemliydi: Fransız heykelci Puget ve Coysevox, görkemli yüzer saraylar yarattılar. Aynı dönemde, daha hafif savaş gemileri de yapıldı; bu gemilerden aynı zamanda ticaret alanında yararlanılıyordu. Brik, korvet veya gulet adı verilen, yirmi kadar topla donatılmış bu gemiler, 70 ile 100 dolayında mürettebat gerektiriyordu. Bunlar daha sonra çoğunlukla zenci köle ticaretinde kullanıldı.

Büyük gemilerin ortaya çıkmasıyla savaş stratejileri de değişti. Bu gemiler, savaş düzenine geçtiklerinde birbirlerine koşut duruma geçiyor ve bu arada geminin iki yanını güvenceye alıyorlardı. Ingiliz Kraliyet Donanması’nın üstünlüğü kendini bir defa daha gösterdi: Ingiliz-Hollanda savaşlarında (1652-1674) HollandalIlara karşı kazanılan zaferler; daha sonra birçok defa yendikleri Fransızlara karşı (Tourville’in başarılarına karşın) Fransız Devrimi ve imparatorluk Dönemi savaşlarında kazandıkları zafer bu üstünlüğün kanıtı oldu.
21 ekim 1805’te Ingiliz Amirali Horatio Nelson, Fransız Amiral Pierre de Villeneuve’ün komutasındaki Fransız-tspanyol donanmasını, Ispanyol kıyılarının açıklarında Trafalgar Bumu’nda yok etti. Bu başarıdan sonra Ingilizlerin bütün dünya denizlerindeki egemenliğine karşı çıkacak güç kalmamıştı. Ingilizler, daha 1845’ten başlayarak elleri altındaki 125 parça buharlı gemiyle bir yüzyıl boyunca, okyanusların hemen hemen tümünü denetim altına aldılar.

Deniz kuvvetleri ve sanayi devrimi

XIX. yy’ın ortalarına doğru, Avrupa’da yapılan gemiler, buharlı makineler, kuleler ve koruyucu zırhlarla donatıldı. Bu yenilikler çoğunlukla taktik gereklere, yani düşmandan her zaman daha güçlü olma gereğine yarıyordu.

1820’den başlayarak, düştüğü yerde patlayan mermiler kullanan obüs topları, deniz kuvvetlerinin ateş gücünü ve yıkım yeteneğini hatırı sayılır ölçüde arttırdı. Daha 1840’tan başlayarak savaş gemilerinde buhar makinalarının kullanımı yaygınlaşmaya başlamıştı; ne var ki bu gemilerin çoğu, buna ek olarak yelken kullanmayı da sürdürüyordu; iki ayrı güçten yararlanan bu gemilere çok özel bir görünüm sağlıyordu.

1858’de yeni bir gelişme getirildi; Fransızların Gloire firkateyni, gerçek bir koruyucu zırhla kaplandı. Dupuy de Lome’un projesine göre, su kesiminin iki metre altına kadar, 12 cm kalınlığında dövme demirden levhalarla kaplı bu ahşap gemi de, arkadan doldurmak (şimdiye kadar olduğu gibi önden doldurmak değil), namlusu yivli 36 top bulunuyordu. Fransa böylelikle, Louis-Phi-lippe’in 1846’da, Fransız donanmasının Ingiliz donanması karşısındaki geri kalmışlığını kapatmak amacıyla başlattığı bir programın somut meyvalarını almaya başlıyordu.
Amerikan İç Savaşı sırasında ilk defa zırhlı iki savaş gemisi karşı karşıya geldi. Bunlar Kuzeylilerin, güvertesindeki döner topçu kulesiyle denizlerin gerçek bir savaş arabası olan Monitor gemisiyle Güneylilerin Merrimack’ıydı. Bu karşılaşmanın ne yeneni oldu, ne de yenileni. Çünkü iki geminin de zırhları obüslere dayanacak güçteydi. Döner kuleler aynı dönemde (birbirinden bağımsız olarak) hem İngiltere’de, hem ABD’de tasarlandı. Bu kuleler, daha sonra yapılan savaş gemilerin görünümünü büyük ölçüde değiştirdi.

1870’den başlayarak buharlı makina alanında kaydedilen ilerlemeler, eski gemi donanımlarının bir kenara bırakılmasına neden oldu. Deniz kuvvetlerinde elektrik enerjisinden (aydınlatma, iletişim, kumandalar) yararlanılmaya hemen geçildi; böylelikle, elektrik enerjisiyle hareket eden ilk denizaltılar yapıldı. Bununla birlikte, bunlar bağımsız değildiler (bataryalarını kısa aralıklarla doldurmak gerekiyordu). Çift makine kullanılmasına geçişle birlikte (deniz yüzeyinde buhar makineleri kullanılırken bataryalar dolduruluyor, denizaltındaysa elektrik motorları çalışıyordu) denizaltılar daha güçlü savaş araçları durumuna geldi. Aym dönemde, itici güç olarak nitroselüloz kullanılmaya başlanınca topların ateş gücü olağanüstü biçimde arttı.

1880’de kendinden itmeli torpillerin yapılmasıyla, çarpışmalarda gemilerin tonajı, batırılma konusunda kesin bir ölçüt olmaktan çıktı. Gerçekten de küçük, süradi ve tahrip edici torpil gemilerinin kullanılmaya başlanmasıyla, büyük tonajlı gemiler kolayca batırılır duruma geldi. Bu küçük gemilere karşı koyabilmek için, süratli ateş yeteneği olan toplar yapıldı, torpil gemilerini batıracak güçte destroyerler yapıldı. Savaş donanmalarında gerçek-
Bir kadırga, XVII. yy’ın sow Marsilya kıyılarındaki bir doğa sığınakta demirlemiş duruırza yelkenli, iki direkli bu germ:er: dönemin en iyi savaş germs’,:

«Gloire» firkateyni.

Fransız deniz kuvvetlerince 1859’da suya indirilen bu savaş gemisi, gerçek anlamda zırhlı ilk gemiydi.
«Merrimack» ve «Monitor»

(topçu kulesiyle ünlüdür), Amerikan İç Savaşı sırasında, büyük tonajlı savaş gemileri arasındaki çarpışmalarda yer aldılar.
leştirilen bu ilerlemeler, gemilerin yeni tür gereçlerle beslenmesi konusunu da beraberinde getirdi. Bu ihtiyacı karşılamak için yeni tür ikmal gemilerinin yapımına da girişildi. Gemilerin yakıt ihtiyacı, kömür ve petrol gemileriyle karşılanmaya başlandı.

Savaş donanmaları

İki dünya savaşı, özellikle de İkinci Dünya Savaşı, dünyadaki savaş sanayiinin çok büyük ölçüde gelişmesine yol açtı. Büyük donanmaların ateş gücünün ilerleme kaydetmesi, donanma havacılığının ve denizaltılann gelişmesi, savaş gemilerinin tutumunda büyük ölçüde değişmelere yol açtı.

1906’da tngilizlerin yaptığı, yalın çizgili, topları beş ayrı kuleye yerleştirilmiş Dreadnovaht zırhlısı, o dönemin bütün savaş gemilerinin önüne geçerek, deniz savaşlarında zırhlıların temel savaş aracı olarak yer almaya başladığı dönemin öncülüğünü yaptı. Böylelikle, ikinci Dünya Savaşı’nın, atış menzilleri onlarca kilometrenin çok üstünde olan zırhlıları ortaya çıktı. Fransızların Jean-Bart (boyu 100 m, 35 000 t), Almanların Bismarck, Amerikalıların Mis-souri (45 000 t) veya Japonların Yamato (55 000 t) adlı zırhlıları bu güçlü savaş gemilerine örnektir. Ne var ki savaş sırasında uçak gemileri ve denizaltılar bu tür gemileri tahtından indirdi.

1939’da zırhlıları korumak veya destek vermek amacıyla yapılan uçak gemileri, Pearl Harbor baskınından sonra donanmanın temeli durumuna geldi. Bu gemiler, deniz savaşları sırasında hava kuvvetlerinin kullanılmasını sağlayarak, Pasifik Savaşı’nda kesin bir rol oynadı. Uçak gemileri, bugün de güçlü savaş donanma-

■ ‘W*
•P
larının temel gemileri olma özelliğini sürdürmekte ve bu gem rin en büyükleri genellikle nükleer güçle çalışmaktadır.

XIX. yy’ın son yıllarında ortaya çıkan (mesela 1899’da Frar Mühendis Laubeuf’ün projesiyle yapılan Narval) ve 1914 sava; da kullanılan denizaltılar, deniz savaşlarının ve savaş ekonom nin verilerini değiştirdi (Alman denizaltıları, dört yıl içil

11 milyon ton hacminde ticaret gemisi batırdı). Birinci Dünya vaşı’nda, bu gemiler büyük ölçüde saldırı aracı olarak deneı 1939’dan sonraysa, dünyanın bütün okyanuslarında yapılan niz seferleri için bir tehlike durumuna geldi (Alman denizaltı f su 1943’te Adantik Savaşı’nı neredeyse kazanıyordu).

Nükleer güç dönemi

1945’ten sonra, nükleer savaş stratejilerinin ortaya çıkması nucu Amerikan deniz kuvvederinde, karadan karaya atılan Ki lere karşı misillemede bulunabilecek düzeye getirilmek amaç yeni geliştirmeler yapıldı. Aynı dönemde Batı donanma NATO çerçevesi içinde, Sovyetlerin elindeki yeni deniz güci özellik de denizaltı gücüne karşı koyacak güçte filolar oluştuı Bundan böyle de iki ayrı blokun savaş gemileri dünyanın bü denizlerinde karşı karşıya geldi.

1959’dan başlayarak gerçekleştirilen balistik araçlar ve nük başlıklı füzeler Amerika’nın, caydırma görevinin bir bölüm kendi deniz kuvvederine devretmesini sağladı. Bunu kısa sür< Sovyeder Birliği, onun ardında da Ingiltere ve Fransa izledi. B lelikle saldırı amaçlı nükleer denizaltılardan sonra, güdümlü n mi atan nükleer denizaltılar, bunların ardından da balistik f atan denizaltılar gerçekleştirildi.

Bu yolla karşı-denizaltı mücadelesi, bütçeden önemli orar da pay almaya başladı. Günümüzde bu eğilimdeki artış özeli nükleer etkili denizaltı torpillerinin kullanımıyla daha da belir leşmektedir. Su yüzeyindeki gemileri tespit etmeye yönelik kânların artırılmasına çalışılmasının yanında (radarlar, sonarla çeşitli elektronik tespit cihazları yardımıyla), karşı denizaltı: cadelesi için özel olarak tasarlanan gemiler inşa edilmiştir. Bı gemiler, konvansiyonel veya nükleer her türlü deniz ve hava pilini de fırlatacak biçimde donatılmışlardır.

DENİZ KUVVETLERİNİN GÖREVLE VE YARARLANDIĞI OLANAKLAR

Ulusal deniz kuvvetlerinin görevi, bağlı olduğu ülkenin pc kasını uygulamak ve desteklemektir. Caydırma stratejiler egemen olduğu bir dünyada, okyanusların kapladığı alan, bi insanlığın ortak malı olmakla birlikte stratejik bir alan dururr gelmiştir. Bu nedenle ilgili tüm uluslar, özellikle de en güçlü ı lar, günümüzde okyanuslar üstünde donanmalarını güçlendi çabası içindedirler.

Görevler

Büyük ülkelerin ulusal deniz kuvvetlerinin başta gelen gö balistik füzelerle donatılmış nükleer denizaltılarıyla, nüklee vaş caydırıcılığı yapmaktır. Bu denizaltıları vurmak kolay d dir, çünkü itme güçlerini sağlayan sistemler çok uzun süreli ı yapmalarına olanak vermektedir. Bunlar, dünyadaki sualtı he leri bulma sistemleri büyük ölçüde gelişinceye kadar, bu gör< rini sürdüreceklerdir. Düşman topraklarına nükleer silahları ma (uçakgemilerinde üslenen uçaklar ve deniz yüzeyinden t tik füzeler atabilen gemiler) yeteneğine sahip deniz ve deniz va güçleri, genel olarak, caydırma görevi üsdenmiş denizait destek olan güçlerdir.

Deniz kuvvederinin ikinci görevi, dünyanın herhangi bir gesinde meydana gelen siyasî, ekonomik veya askerî olaylar; gili devletin «çıkarı»olduğunu kanıtlamak üzere o bölgede göstermektir.

Deniz kuvvederi bir devletin gücünü sergilediği gibi, diğf kelere karşı bir tehdit öğesi olarak veya o ülke donanmasını siz duruma getirme görevini üsdenebilir. Hareket yeteneği,. kuvvederine oranla daha düşük olmakla birlikte deniz kuw ri, bir ülkenin belirli yöndeki çabasının sürekli olmasını si Deniz kuvvederi güçlü lojistik araçlarla donatılmıştır. Uçakg leriyle, füze atan denizaltılarla ve çok sayıda amfibik araçiî likte harekât yapan bu birlikler, üstlendikleri görevleri en n çimde yerine getirir. Kıta devlederinin, donanmalarıyla deni egemen olamadıkları durumlarda, deniz kuvvederinin dü! deniz kuvvederini ve bunlann deniz taşıma olanaklarını yc mesi, söz konusu devlederin deniz kuvvederine düşen önen görevdir. Bu görevi, hafif ve süratli hücumbodardan başlay

klasik veya nükleer güçle çalışan denizaltılara varıncaya kadar deniz kuvvetlerinin çeşitli savaş birimleri yerine getirebilir. Bunun dışında, ekonomisi deniz taşımacılığına bağlı kıyı devletlerinin deniz kuvvederi için ticaret filolarının korunması, temel bir görev oluşturmaktadır.

Deniz kuvvederi, en büyük düşman olan denizaltıları yok etmek için özel denizaltısavar güçlerinin (devriye uçakları, helikopterler, firkateyn ve eskort gemileri, avcı denizaltılar) hepsinden yararlanır.

Deniz üstü araçlarının yok edilmesini, uçak gemilerinde veya karada üslenmiş uçaklar üstlenir; kıyılardaysa, kıyı koruma kuvvederi (mayın gemileri, hafif devriye gemileri) limanlara ulaşan deniz yollarının açık tutulmasını sağlar.

Savaş araçları

İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana deniz araçlarının yapımında kullanılan teknikler çok gelişti. Önce denizaltılarda (Amerika’nın 1954’te denize indirdiği Nautilus nükleer denizaltısı), daha sonra su üstünde seyreden gemilerde kullanılmaya başlanan nükleer güç, deniz altından fırlatılan, menzili giderek büyüyen balistik mermilerin yapımı, denizaltıları caydırıcılık görevini büyük ölçüde yerine getirmesini sağladı. Diğer yandan klasik silahların yerini kısa sürede her alanda (deniz altında, havada ve deniz üstünde) kullanılabilen çeşidi modern silahların alması, bulucu sistemlerin (sonar, radar), bilişim araçlarının (bilgisayarlar) ve uzaktan kumanda olanaklarının gelişmesi, savaş gemilerinin son derece karmaşık ve yetkin araçlar durumuna gelmesine yol açtı.

Büyük ülkelerin deniz kuvvederi, donanmalarım sürekli yenilemektedirler. Bugün, tersanelerde her türlü savaş gemisinin yapımı sürdürülmektedir: klasik ve nükleer denizaltılar, nükleer
DENİZ KUVVETLERİ
uçakgemileri, balistik füze atan kruvazörler, firkateynler, hidrop-terler (ağır tonajlı, süradi, belirli sürate ulaştıktan sonra burnu sudan kalkan hücumbodar), süratleri ve manevra yetenekleriyle de-nizaltılara karşı savaşta ve amfibik harekâdarda kullanılmak üzere geliştirilmiş izlenimi veren hoverkraftlar. Bunların dışında «yüzey etkili» gemiler, birliklerin çok kısa sürede bir yerden bir başka yere taşınması amacıyla tasarlanmıştır.

Teknolojik araştırmaya dayanan modern donanmaların ulaştığı yüksek etkinlik, büyük ülkelerin deniz kuvvederiyle, diğer ülkelerin kuvvederi arasında giderek açılan mesafeyi açıklamaktadır. Bu teknik gelişmeye yakından bağlı olarak, deniz kuvvetlerine sağlanan lojistik destek, bir donanmanın etkinliğini sağlayan temel öğe durumuna gelmiştir. Petrol gemileri, römorkörler, okyanus ve meteoroloji gözetim gemileri, yüzer mendirekler, deniz altı araçları için tesisler, donanmanın düzgün olarak görevini yerine getirebilmesi için gerekli öğelerdir.

Su üstü gemilerini sınıflandırmak için günümüzde artık bu gemilerin taşıdıkları silahlar, hatta elektronik donanımlar temel alınmadığı gibi, genellikle keyfi bir ölçüt durumuna gelen yapıla-
«TheodoreRoosevelt» uçakgs-Amerikan 6. filosuna bağlıdır
«Missouri» zırhlısı. Amerika cs 1944’te denize indirilen ve rs~~ 1946’da İstanbul’u ziyaret e£s-z ” 1951 Kore Savaşı’nda bir gev, sırasında.
Yeni bir deniz gücünün ortaya pte

Amiral Togo yönetimindeki Japcr donanması, Amiral Rojdestvensk f yönetimindeki Rus donanmasın 2 28 mayıs 1905’te yapılan Tsuşrns deniz savaşında yendi.

rı da temel alınmamaktadır. Çoğu zaman gerçekten de bir dona mada yer alan farklı tipte gemiler büyüklükleri ve rolleri hesal katılmaksızın çok çeşitli görevleri yerine getirmektedir. Böyle kruvazörler, destroyerler, firkateynler ve korvetler (giderek küç len sırayla) günümüzde, eskiden önemsenmeyen özellikleri] bakılmaksızın denizaltısavar, uçaksavar gemisi olarak kullanıl bilmektedir. Bu gemiler arasındaki sınıf farkı, deniz helikopter] rinin ve dikine havalanıp inebilen uçakların ortaya çıkmasmd sonra daha da belirsiz duruma gelmiştir. Bu konuda verilebilec bir başka örnek de kruvazör-yük gemileridir. Bunlar, yakın 2 manlarda Sovyet donanmasınca hizmete sokulan, bordasın hem hava araçlarını taşıyabilen, hem de füze atar gemilerin at gücüne sahip gerçek çift fonksiyonlu gemilerdir.

TÜRK DENİZ KUVVETLERİ

Modern Türk Deniz Kuvvetleri’nin gelişimi dört aşamada celenebilir:

Bahriye Dairesi Reisliği dönemi (1921-1924).Kurtu!

Savaşı’ndaki Umuru Bahriye Müdürlüğü 1 mart 1921’de Bah ye Dairesi adını aldı ve Milli Müdafaa Vekâleti’ne bağlandı. I ire, Deniz Kuvvetleri’nin bütün İdarî ve harekât işlerinden : rumluydu.

Donanma, dört adet deniz komutanlığı, fabrikalar ve deı hastanesi bu daireye bağlı bulunmaktaydı.

Bahriye Vekâleti-Bahriye Erkânıharb Reisliği döne (1924-1927). Atatürk donanmanın yeniden düzenlenmes istiyordu. Bu amaçla TBMM, 29 aralık 1924’te 539 sayılı kaı nu kabul etti ve Bahriye Vekâleti kuruldu. Bahriye Vekâleti’] görevleri; ülkenin malî imkânları nispetinde çekirdek bir don. ma teşkil etmek, kıyı tesislerini donanmanın ihtiyaçlarına ce\ verecek hale getirmek, personel eğitimi için eğitim kurum, kurmaktı.

Bu dönemde; Yavuz kruvazörünün onarımı, çekirdek don manın oluşturulması, Gölcük’te bir tersane kurulması, iki adet nizaltının {1. ve Z. İnönü denizaltıları) yaptırılması ve Alm ya’dan getirtilen bir heyetle personel eğitiminin geliştirilmesi bi önemli çalışmalar gerçekleştirildi.

Müdafaai Milliye Vekâleti Deniz Müsteşarlığı döne (1927-1949). 16 ocak 1928 tarihinde kabul edilen 1199 sayılı nunla Müdafaai Milliye Vekâleti’ne bağlı olarak Deniz Müste: lığı kuruldu. Bu örgüt, 1934’te genelkurmay ikinci başkanına t
Pasifik Savaşı, geleneksel donanma gemilerinin, uçak gemileri karşısında geri plana düşmesine, bundan böyle karada veya uçak gemilerinde üslenmiş hava kuvvetlerinin deniz savaşlarında belirleyici rol üstlenmesine yol açtı. Yukandaki resim, 26 ekim 1944’te yapılan Leyte Savaşı ’nda bir Amerikan uçak gemisine bir Japon intihar uçağının çarpmasından önceki anı gösteriyor; yandaki resimdeyse Amerikan hava kuvvetleri, Midway savaşında Japon

donanmasını bombalıyor.

Iı Deniz Müşavirliği, 1945’te de Deniz Kurmay Başkanlığı oldu. Donanma koruma görevleri sırasında bazı can ve mal kayıpları verdi: Atılay, Refah ve Dumluptrıar faciaları gibi.

Deniz Kuvvederi Komutanlığı dönemi (1949’dan günümüze). Deniz Kuvvetleri Komutanlığı, ikinci Dünya Savaşı’ndan sonraki yeniden örgütlenme döneminde Türkiye’nin kıyılarını, limanlarım, karasularım, boğazlarını ve ülkenin deniz hak ve menfaatlerini korumak amacıyla temmuz 1949’da kuruldu. Türk Silahlı Kuvvetleri’ni oluşturan ana öğelerden biridir, deniz kuvvetleri Komutanlığı, Genelkurmay Başkanlığı’na bağlıdır ve Deniz kuvvetleri komutanının emir ve komutası altındadır. Deniz kuvvetleri komutanı en kıdemli oramiraldir ve deniz kuvvetlerinin birinci derecede sorumlu ve yükümlü komutanıdır.

Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Karargâhı Ankara’dadır ve buraya bağlı 4 ana ast komutanlık vardır: Donanma Komutanlığı (Gölcük), Güney Deniz Saha Komutanlığı (İzmir), Kuzey Deniz Saha Komutanlığı (İstanbul), Deniz Eğitim Komutanlığı.

Deniz Kuvvetleri’nde eğitim sistemi

Deniz Kuvvetleri’nde eğitim sistemi; birbirini tamamlayacak şekilde tesis edilen, ferdî eğitim ve harekât eğitiminden meydana gelen, iki alt sistemden oluşmaktadır.

Ferdi eğitim sistemi; Deniz Kuvvetleri personelinin (subay, astsubay ve erlerin) sivil kaynaklardan seçilmesiyle başlar. Okul, eğitim merkezleri, er eğitim alay veya taburlarında eğitimlerinin yaptırılması, gemilere ve birliklere amaçlarda belirtilen personel yeterlilik standardanna ulaşmış subay, astsubay ve erler olarak sevk edilmesi faaliyetlerini de kapsar.

Deniz sınıfı subaylar Deniz Harp Okulu’nda; elektrik (elektronik, makine ve yöneylem araştırması) yönetim ana bilim dallarında lisans düzeyinde eğitim görerek yetiştirilirler. Subaylara mezuniyetlerinden sonra, atandıkları göreve bağlı olarak görev öncesi kurslarında; vardiya subaylığı, küçük gemilerde branş subaylığı, büyük gemilerde bölüm amirliği görevlerini yapacak seviyede eğitim verilir.

Astsubaylar, Deniz Astsubay sınıf okullarında; sınıf ve branşlarına ait nazarî temel meslek bilgilerini almış ve uygulamalarla pekiştirilmiş olarak, yüzer ve kara birliklerindeki sınıfıyla ilgili kadro görevlerini yürütebilecek seviyede yetiştirilir. Daha sonra, meslekî gelişim devrelerine göre görevbaşı, intibak, tekamül ve çeşitli silah, cihaz, makine, sistem oryantasyon kurslarına tabi tutulurlar.

Erlerse, er eğitim alay veya taburlarında temel askerlik eğitimine tabi tutulur, daha sonra ihtisas gerektiren branşlar eğitim merkezlerinde er ihtisas eğitimi görerek gemi ve birliklere sevk edilir.

Deniz Kuvvederi’nde personel tedarik sistemi. Deniz Kuvvetleri’nde personel, ihtiyaca ve statüye göre farklı uygulanmak üzere askerî okullarda (Harp Okulları, Gülhane Askerî Tıp Akademisi, fakülte ve yüksekokullar, astsubay sınıf okulları) yetiştirilmekte veya sivil kaynaklardan (yedeksubay) temin edilmektedir.

Esas olarak, muharip subaylar harp okullarında yetiştirilir, yardımcı sınıf subaylarsa sivil yedeksubay kaynağından temin edilir.

Tüm astsubay sınıfları için personel, ilgili astsubay sınıf okullarında yetiştirilir.

Muvazzaf subay yetiştirilmek üzere askerî liselere, fakülte veya yüksekokullara ve harp okullarına alınan öğrenciler, fakülte veya yüksekokul veya harp okullarının 1 ‘nci sınıfı sonuna kadar, astsubay sınıf okullarına alman öğrencilerse okulun ikinci dönem başlangıcına kadar olan sürede, kendi istekleriyle okuldan ayrılabilirler.

Türk Deniz Kuvvetleri’nin yeni dünya düzeniyle ilgili stratejisi

Türk Deniz Kuvvetleri’nin geçmişte; özellikle soğuk harp süre-
DENİZ KUVVETLERİ
OSMANLI DONANMASI

Daha Orhan Gazi döneminde bir donanmaya sahip olan Osmanlılar, Fatih Sultan Mehmed döneminde stratejik bir deniz gücü haline gelmişlerdi. Ancak Osmanlı donanmasının asıl gelişmesi imparatorluğun Karadeniz, Kuzey Afrika kıyılarına kadar Akdeniz, Kızıldeniz ve Basra Körfezi’ne kadar yayıldığı Kanunî Sultan Süleyman döneminde gerçekleşti. Osmanlı-Habsburg çatışmasının karadan denize kaydığı bir sırada Osmanlılar büyük bir deniz gücü olarak ortaya çıktılar. Bunda imparatorluğun büyük bir donanmanın inşasına imkan veren hammadde kaynaklarının yanı sıra Barbaros Hayreddin Paşa, Turgut Reis, Kılıç Ali Paşa gibi korsanlıktan yetişmiş deneyimli denizcilerin Osman-Iı hizmetine girmesinin de payı vardı. Osmanlılar 1538’deki Preveze zaferinden 1571’deki Inebahtı yenilgisine kadar Akdeniz’de kesin bir üstünlük sağladılar.

XVI. yy’da Osmanlı donanması esas olarak kadırgalardan oluşuyordu. Bundan başka kalite, perkende vb denilen daha küçük boyutlu gemiler de vardı. Bir kadırgada 196 forsa, 100 kadar savaşçı, birkaç düzine tayfa bulunuyordu. Donanma hizmetindeki erlere genel olarak levent denilmekteydi. XVII. yy ortalarından itibaren kadırgaların yerini kalyonlar almaya başladı.
since barış dönemi görevleri, bayrak gösterme, istihbarat topla- Yavuz Firkateyni, NAT0n~~ ma, keşif ve gözetleme gibi görevlerle sınırlıydı. Dünyada mey- Karadeniz’deki tabikabnda sz’z-dana gelen son gelişmeler paralelinde, bu görevlere ek olarak ba- gemisi görevi aldı (19.6 }San rış ve kriz dönemlerinde, Türk Deniz Kuvvetleri’nin yeni görevler üstlenmesi kaçınılmaz hale gelmiştir. Bu görevler kısaca şunlardır:

– Barışı koruma faaliyetlerine katılma,

– Kriz yönetimini destekleme (ambargo harekâtı, barışın devamı, tesisi) ve aşağıdaki konularda da diğer güvenlik kuvvetlerine destek sağlama:

– İnsanî yardım (arama-kurtarma, doğal âfet vb),

– Uyuşturucu madde kaçakçılığına karşı denetim,

– Terörist faaliyetlerinin kontrolü,

– Deniz kirliliğinin kontrolü.

Türk Deniz Kuvvetleri’nde personel ve araç-gereç

Deniz Kuvvetleri’nin mevcut personel sayısı 59 800’dür. Bunun 40 000’i erlerden oluşur, 900’ü de donanma hava personelidir. Ayrıca 70 000 yedek bulunur.

Komutanlık bünyesinde 10 muhrip, 17 firkateyn (5 adet firkateyn daha teslim aşamasındadır), 17 denizaltı, 20 hücumbot (bunun 10 adedi güdümlüdür), 22 MKT gemisi, 5 mayın dökücü,

11 karakol gemisi, 16 avcı bot, 4 L/S bot, 66 çıkarma gemisi, 1 onarım gemisi, 6 akaryakıt gemisi, 5 kuruyük gemisi, 4 su gemisi, 5 römorkör, 3 kurtarma gemisi, 4 ağ gemisi, 1 hidrografi gemisi ve 2 okul gemisi vardır. □
Saros 99 Tatbikatı ‘w

bölümünde Saros ~ı.ı

destekli çıkarma.
AYRICA BAKİNE

– ibjml denizalt^ardeniz kuvvetleri

– |B.AN_stj gemiler

– imEH savaş

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*