FRANZ KAFKA

BAŞLICA ESERLERİ

1907 Taşrada Düğün Hazırlıkları (Hochzeitsvorbereitungen auf dem Lande).

1909 Bir Savaşın Tasviri

(Beschreibung eines Kampfes). 1913 «Yargı» (Das Urteil).

1915 Değişim (Die Verwandlung).

1919 Ceza Sömürgesi

(In der Strafkolonie).

1920 «Köy Hekimi» (Ein Landarzt).

1924 «Şarkıcı Jozeftn veya Fareler Ulusu» (Josefine, die sangerin oder das Volk der Mause). «Bir Açlık Şampiyonu»

(Ein Hungerkünstler). Ölümünden sonra yayımlananlar

1925 Dava (Der Prozess).

1926 Şato (Das Schloss).

1927 Amerika,

1931 «İn» (Der Bau).

«Çin Şeddi» (Beim Bau der Chinesischen).

1951 Günlükler (Tagebücher).

1952 MÜena ‘ya Mektuplar (Briefe an Milena).

1953 «Babaya Mektup»

(Brief an den Vater).

1967 Felice ‘ye Mektuplar (Briefe an Felice).
Kafka’nın eserlerindeki hava, saçmalığı yüzünden yürek darlığı veren bir durumu, insanların tutsak oldukları kendi yasalarına akıl erdiremedikleri bir sistemi ifade eder. Anlatısındaki anlam kayması, onun kişilerini güçsüz kurbanlar gibi göstermekte ve dünyalarını umutsuz bir şekilde karartmaktadır; oysa, Kafka eserlerinde gittikçe daha yalın bir anlatım tekniğiyle isyanın ve mizahın yıkıcı gücünü gösterir.

ÖNCEDEN KAYBEDİLMİŞ BİR KAVGA

Hayatı başarısızlıklar, bozulmuş nişanlılıklar, tamamlanmamış eserlerle dolu olan Kafka’mn Bir Savaşın Tasviri (Beschreibung eines Kampfes, 1909) adlı kitabında ortaya koyduğu yaşam anlayışı budur. 3 temmuz 1883 günü Prag’da dünyaya gelen yazar dört çocuğun en büyüğü ve ailenin tek erkek çocuğudur (1885 ve 1887’de doğan diğer iki oğlan çocukları genç yaşta ölmüşlerdir). Annesi Julie Kafka (kızlık adı Löwy) varlıklı bir Alman Yahudi ailesinin çocuğudur. Annesinin ailesinde doktorlar, hahamlar, orijinal ve marjinal tipler vardır; bunların arasında, Triesch’te köy hekimliği yapan çok kültürlü bir de baba bir kardeşi vardı ve bu dayı Siegfried Löwy ilerde Kafka’ya birçok konuda örnek olacaktır. Babası Hermann Kafka ise çok daha mütevazı bir ailenin çocuğuydu; ama sebatkâr olduğu için, hayatını kazanmaya seyyar satıcılıkla başladığı halde, evleneceğine yakın Prag’da bir konfeksiyon mağazası açacak kadar başarılı oldu. Buna rağmen hep hayatın güçlüklerinden şikâyet etmiş ve oğlunun yazdıklarına bakacak olursak genç Franz’ı hayatı hafife almaması ve savurganlık yapmaması için sürekli olarak uyarmıştır. Bununla birlikte, oğluna iyi bir eğitim vermekten geri kalmamış ve
sosyal merdiveni daha hızlı tırmanabilmesi okullarında okutmuştur. Franz önce Alman ilk Almanca öğretim yapılan klasik devlet lisesine

Kafka 1901’de, biraz isteksizce de olsa, Praj hukuk öğrenimine başladı. Bu dönemde yul uzun hikâyesini yazdı ve sosyalist ve anarşist kurdu. 1906’da hukuk doktoru unvanını aldı. J süre Assicumzioni Generali sigorta şirketinde prc lıştı. Ancak şirket memurlarına karşı çok ser oradan ayrılarak 1908’de işçileri iş kazalarına 1 bir başka şirkette daha rahat bir iş budu.

Kafka’mn hayatı sıkıntılı ve düzensizdi. Zaj evinden ayrılıp ya kendine müstakil bir oda k kardeşi Ottla’nm yanında kalıyordu. Sık sık n kısa bir süre sonra nişanı bozuyordu. İki defa F defa da Julie Wohryzek ile nişanlandı. 1917’de, cak olan akciğer vereminin ilk belirtileri baş gös taplarmı Çekçeye çeviren Milena Jesenska-Poll, maya başladı. Bu âşıkane, fakat umutsuzca bir raber, Kafka genç kadına mahrem günlüklerinin ti. Bu arada sağlık durumu gittikçe kötüye gitti (1920’nin aralık ayından 1921’in sonbaharına ka da kalmasını gerektirdi. Sonra da hastalığı yü:
DEĞİŞİM

Gregor Samsa adında bir seyyar satış memuru bir gs dönüşür. Sert kabuğu, küçük ve zayıf ayaklan çalışr ve onu vatlığım yeni baştan örgütlemeye mecbur ı (metamorfoz )birçok şeyi ele verir: yeni biçimiyle Gı nndan vazgeçmek ve kımıldamasını, yemek yeme başka türlü düşünmesini öğrenmek zorunda kalır. Ba ğe saldırganlıkla tepki gösterir: GregorHm zorunlu tembelliği, babayı yeniden bir iş bulup çalışmak Ama, bu sayede, kaybetmiş olduğunu sandığı prestij niden elde eder. Annesi ise merhamet ve tiksinti karı kapılır. Kız kardeşi Grete çok geçmeden zavallının 1 meye çalışan tek kişi olarak kalır, ama sonunda o da temine intibak ederek onların davranışlanna uyar. I üç kişi olarak yeniden örgütlenir ve başkalığı kabul ı gor dışlanır. Zavallı acılar içinde kıvranır ve babası taı ra öldürülür o da kaderine boyun eğer ve böylece soy VUŞUI.

Kafka bu metamorfozu basit bir istiare olarak kul çek olarak sunar ve öyle işler: kendi kendinin bir karil pahasına da olsa, bir küçük burjuva muhiti içinde ve mecburen mahkûm edilen sanatçının aykırılığını açık
FRANZ KAFKA

Yahudi, Çek ve Alman olan Kafka, bu üç kökeninin etkisinde kalarak kanun, edebiyat ve hayat üzerinde inatçı çalışmalara yönelmiş, XX.yy’ın ilk çeyreğini çalkalamış olan sorunları irdelemiş ve bunları nevi şahsına münhasır bir şekilde yansıtırken eserleri çok çeşitli yorumlara (dinî, siyasî, varoluşçu, psikanalitik) müsait bir zemin oluşturmuştur

7-berküloz gırtlağa sıçradı ve Kafka, son kız arkadaşı Do-ısnt ile birlikte birkaç ayını Berlin’de geçirdikten sonra, : -:i 1924’te, kırk birinci doğum yıldönümüne tam bir ay ka-11= yakınlarındaki Kierling Sanatoryumu’nda öldü, iden kurtulma hevesleri, kendi başına bir aile kurma i “abasıyla ilişkileri ve hattâ vereme yakalanması, yazı-: kadar yakından ilişkilidir ki bu olayları eserlerinden

– i 3 imkân yoktur. Ölümünden kısa bir süre önce arkadaşı . : -::i a bizzat söylediği gibi, Kafka bütün eserlerinin imha

– . ,ıı istemiştir.

SABA

• . rranz Kafka’mn eserlerinin ağırlık merkezidir: korku ve lâyranlık ve nefret dolu bir ilişki 1919’da yazdığı ve hiç-

: – ;ı muhatabının eline geçmemiş olan «Babaya Aiektup»ta . _ , -1 ulaşır. Bu bir ithamname, babasını anlamaya yönelik ıs– teşebbüstür ve yer yer komik abartmalarla iki tarafın çe-

– * portresini çizer. İkisi arasındaki tezat önce bedenseldir: ; larif olan oğul, iri yarı ve güçlü kuvvetli bir adam olan -..i beklentilerine cevap vermekten uzaktır. Babanın kaba

, ■ _-rri. hakaretleri, tehditleri, ürkek bir çocuğu adam etmek . : liığı yöntemler çocukta yerleşmiş olan güçsüzlük duy-. ■ . ıa:ıa da artırmaktan başka bir işe yaramaz. Kendini kor-

• 11 ve öyle tarif eden bir çocuk için böylesine bir bedensel . – i:ğal olarak manevî bir üstünlüğü de beraberinde getirir -: ir. kontrol ve hâkimiyeti altındaki alan genişledikçe ço-ı -arasıyla eşit bir ilişki içinde bulunmak imkânı azalır:

– . ■ iarr.an dünya haritasını açıyor ve seni enine olarak üstü-: -_~_ş olarak görüyorum. İşte o zaman benim ancak senin

–; ııfcn veya kapsamının dışında kalan ülkelerde yaşayabi-

– ı-şünüyorum.» Böyle bir kafes içinde hapsedilmiş olan . – 4 kapıları arar, fakat her seferinde hayal kırıklığına uğrar.

– Yahudiliği, oğluna, ikisinin de bu dini benimseyerek bu – -; uyuşabilmek arzusunu telkin edecek yerde, anlamsız

radetler izlenimini verir.

•ASA, YAHUDİLİK

– j.viktııp» psikolojik bir rahatsızlığın masum bir tablo-^=ret değildir. Eserinin tamamında mevcut bütün tenıa-

– Biyografi ve kurgu Kafka için iki ayrı gerçeğin iki kut–: — eder ve ikisi de yasa kavramı etrafında örgütlenir.

– .-î ve Şato (1922) adlı romanlarında bu yasa kavramını ■ – – setirmiş (Dtıva’da yasa aynı zamanda bürokrasi veçhe-

_- .ı^r ve çok çeşitli yorumlara yol açmıştır. Ceza Sömür-

– -_rkaç eserinde daha aynı temayı işler. Yasa hep aynı :; i aşır: içinden çıkılamayan, önceden bilinemeyen acı-

: rı^riar onlardan medet umanların derdine deva olmaz-Şmc), ama onlarla tesadüfen karşılaşanları cezalandı-

– -:i böylece çifte bir imkânsızlığın esiridir: yasayı ya hiç

– ük ya da tanıdığı anda yok olmak. Kafka’mn Yahudi ai-: _s: nedeniyle, bu yasayı Musa yasalarıyla kıyaslamak -: yapılabiliriz.

EVLİLİK

a ve kanunla ilişkisinin ayrılmaz bir parçası olan evlilik

■ -■ i-i de Kafka’nm eserlerinde ve hayatında özel ve sem-

– er. vardır. Baba için, oğlunun evlenmesi kabul edile-;v;;r. Bu kurtulma isteğinde kendisinin inkârını görür. ‘ ru konudaki her türlü girişimi suçlar ve oğlunu yıka-

• -s manevî kanıtlar ileri sürer. Babaya Mektup’taki baba

‘1913) baba, İkincisi hayalî de olsa, aynıdır ve ikisi m;esme aynı şekilde olumsuz bakar. Bir aile kurmak,

: rakmak, onları yetiştirmek, Kafka için baba statüsüne

– _ve bu yoldan bağımlılıktan kurtulmayı ifade eder.

1912-1917) evlenmek için şiddetli bir arzuyu, daha ucu! bir iradeyi dile getirir, fakat bu aynı zamanda var-, – ilklerinden yükselen bir şaha kalkış, bir isyandır. Çün-

– r seçim yapmak zorundadır: kuşkusuz babadan kur-

– r.-aletlerden kaçmaya çalışmak mümkündür, ama bu

i ıdenecek bedel yazmaktan vazgeçmek değil midir?

* AŞAMAK VEYA YAZMAK

;ıa :ie ne Dora Diamant ile Kafka böyle zalim bir seçim :..rumunda değildir. Milena zaten evlidir; Dora’ya gelin-

– de gelin adayı bir genç kızdan çok bir hastabakıcıdır.
Ne biri ne öteki eserler yazmasına engel değildir, onun yazarlık misyonunu tehdit etmez. Yazı ile hayat arasındaki müphem ilişki her şeyden önce çelişkiye ve dışlanmaya dayanır. Felke’ye Mektuplar evlilik hayatı ile edebî faaliyet arasındaki bağdaşmazlığı açıkça ortaya koyar. Fakat, hayatla birlikte yaşamayı reddetmekle beraber, yazının hayatî bir cevhere ihtiyacı vardır. İşte bu yüzden Kafka Felice’yi bir mektup bombardımanına tutar, (günde birkaç mektup yazdığı olur) ve cevap almasa bile kendi yaratıcı faaliyeti içinde felce uğrar. Ne var ki, isteğin tek konusu olarak yazı yavaş yavaş hayatın yerini tutmaya başlar. Bir çeşit ibadete dönüşür. «Köy Hekimi»nde (1920), «çağrı», «meslek» ve «gönül verme» kavramları arasında bir tedahül meydana gelir (zaten Almancada kökleri aynıdır: Ruf, Beruf, Berufung). Şato’da da, K. orada kanunu ve hakikati bulacağım ümit ederek şatoya çıkmak ister, fakat bu yüksekliğe tırmanma çabaları başarısız kalınca, hayvan olur ve bir çeşit devrilmiş şato olan m’in derinliklerine dalar («İn» [Der Bau] yazann ölümünden sonra, 1931’de yayınlanmıştır), aynı zamanda hem içerde hem dışarda, hem yaratıcı hem seyirci olamadığına esef ederek orada kendi eserleriyle beslenir. Hayat ile eser arasında ilişki o kadar yakındır ki, eylül 1917’de Kafka arkadaşı Max Brod’a şunları yazar: «Bazen bana öyle geliyor ki, beynim ve ciğerlerim benden habersiz aralarında bir anlaşma yapmışlar. «Bu böyle devam edemez» demiştir beyin ve beş yıl sonra ciğerler ona yardımcı olmuştur.»
YALAN VE YIKICILIK

Çözümsüz bir paradoksa yakalandığının bilincinde olan ve öte yandan bu paradoksun, hiç değilse kendisi için, tek hakikat olduğuna inanan Kafka yalanla yıkıcılığı sinsi bir şekilde oynayarak ortaya koymaya çalışır. Kişilerine çifte bir fonksiyon verir, onları hem kurban hem fesatçı yapar. Metinlerinin ironisi ve yıkıcı gücü yüzeyle derinlikler, zahirî hakikat ile gerçek yalan arasındaki oyunda yatar. Mesela, Şato’nun ilk sayfalarında, K. yalan söylemekten veya her şeyin aksini söylemekten geri kalmaz. Kişilerine kurbanın özelliklerini vermekle beraber, Kafka gizlice araya başka işaretier sokuşturur ve bunlar belli belirsiz bir şekilde telkin edilmek istenen şeyi silip süpürür. Adeta okuyucu ile oyun oynar ve yanılgı ile gerçek, doğru ile yanlış arasındaki aykırılığı açığa çıkartır. Bundan fevkalade yıkıcı bir komik etki meydana çıkar ve geriye sadece Kafka’nın dünyada kendi halini seyrederken kopardığı kahkahaya benzer üstü örtülü bir kahkaha kalır. Bu «Aile Babasının Endişesi» (1919) adlı kitabının trajikomik kahramanı olan küçük Odradek’in hastalık habercisi «akciğersiz» gülüşüdür ve Kafka tematiğinin gerçek bir özetidir. □
Dava, Orson Welles’in Kafka’nın romanından beyazperdeye uyarladığı film (1962). Ortada, Orson Welles; solda, Joseph K. rolünde Anthony Perkins.
AYRICA BAKINIZ

– IB.ANsu Alman dili

ve edebiyatı

– B.ANSU Prag

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*