KAHİRE

KAHİRE

Nil Nehri, Gize piramitleri, Gize Sfenksi ve el-Ezher Camii denince hemen akla gelen Kahire, Mısır’ın başkenti ve Afrika’nın, hatta İslam âleminin en kalabalık şehridir. Bir nüfus patlamasıyla karşı karşıya bulunan ve azgelişmişliğin sorunlarıyla boğuşan bu «bin minareli şehir» yine de insanlık macerasının ta başlangıcına kadar uzandığı efsanevî şehir kimliğini korumaktadır.
KAHİR

(ei-Kahirc

Nüfus

şehir: 6 > çevresiy
Statü ve yönetim

Kahire çevresi üç valilik bölgesine ayrılmıştır: Kahire Gize, Kalyubiye.
Kahire. 3 800 yıllık eski bir yerleşim yeri ve Arap ülkelerinin ilk yönelim merkezlerinden biri olan bu şehir, Atlantik’ten Pasifik’e uzanan ve 1 milyan aşkın insanı kucaklayan İslam âleminin önemli merkezlerinden biridir.
Konum. Şehir, Akdeniz’den yalnızca 180 km uzaklıkta, Nil Deltası’nın hemen hemen başında yer alır; doğuda Süveyş Kanalı ve Sina’dan, batıda Akdeniz’den gelen ve birçok vaha ve çöküntü alanından geçen büyük yolların kesişme noktasındadır. Çok sayıda ada, alabildiğine yüklenmiş teknelerin seyredebildiği nehrin aşılmasına imkân verir; yine de mal taşımacılığı, şehrin yukarısındaki barajlar tarafından sınırlanır.

Şehir, doğuda, 20 m’den birdenbire 190 m’ye yükselen oldukça engebeli ve tepe noktasında Kahire’ye güneydoğudan hâkim bir kalenin ve Mehmedali Camii’nin yer aldığı bir çöl platosunun sınırını oluşturan ve 350 m yükseltiye ulaşan, kalker ve te-beşirsi bir yamaçla sınırlanır. Şehrin inşası için yüzyıllar boyunca kullanılmış olan taşocakları da burada bulunur. Nehrin batı yakasında yükseklik hiçbir yerde 100 m’yi aşmaz. Alüvyon ovası uzun zaman bataklık ve su birikintileriyle kaplı kalmıştır.

İklim. Nil Nehri olmasaydı bir çölden ibaret olacak Mısır gibi, Kahire de, Akdeniz’e nispeten yakın olmasına rağmen, çöl ikliminin etkisi altındadır. Yılda ortalama ancak altı gün yağış alır. Oldukça yumuşak geçen kış boyunca, yine de zaman zaman kuvvetli sağnaklar görülebilir. Bulut ve sise seyrek rastlanır; iklimin en dikkate değer yanı özelliklerinin sürekliliğidir: havanın açıklığı ve kuruluğu, gece ve gündüzün eşitliği. Düzen-

li rüzgârlar, daha serin kuzey rüzgârlarıyla yakıcı güney rüzgârları arasında gidip gelir ve yaz aylarında kum ve toz hortumu oluşturur.
BAŞLICA BÜYÜME DÖNEMLERİ

Mısırda, Eski İmparatorluk’un başkenti Memfis, bugünkü Ka-hire’nin 35 km güneyindeki ve XI. yy’da İskenderiye’nin rekabetinden öte yeni kurulmuş olan Fustat’m da gerisine düşmüştü. Günümüzde, başkentin doğu kıyısındaki güney mahallelerinden biri haline gelmiş olan Fustat, XII. yy’da 250 000 nüfusa sahipti. Birçok köyü bir araya getiren ve 5 km uzunluğu, 2-3 km genişliğiyle büyük bir bölge olan ve Kahire’nin atası sayılan bu
yer, o çağdan itibaren toplam 1 milyonluk nüfu en büyük Müslüman şehriydi. Selahaddin Eyyu kaleyi yaptırdı; bu kale, 1869’a kadar yönetim Kahire en parlak dönemini, Ümit Bumu’ndan g yolu keşfedilmeden önce, Venedik başta olma’ niz’de ticaretin geliştiği XIV. yy’da yaşadı.

Kavalalı Mehmet Ali Paşa (1769-1849), 1804’te rin imarını başlattı, surlarda kapılar açtırdı ve şel la İskenderiye ve Süveyş’e bağladı. 1865’ten itil mail Paşa ile birlikte şehirde hızlı çağdaşlaşma ve dönemi açıldı: su şebekesi, şehrin aydmlatılmas şebekesi, köprüler, tramvay. 1869’da Süveyş Kan Mısır başkentinin dinamizmini artırdı. 1905’te, I şimcinin, Baron Edouard Empain’in etkisiyle, ku: hire’ye elektrikli tramvayla bağlanacak yeni Heli ruldu. Bu yeni semt rahatına düşkün ve Avrupai dine çekti. Daha birçok uydu şehir güneyde, saj du: Maadi bir ikamet bölgesi özelliğini kazanırke çok bir sanayi bölgesi oldu. Aynı süreçte, batı y£ yakası) ve Nil kıyılarına da rağbet gösteren büyi üyelerinin ikamet yeri olarak seçtikleri Zemalik’ rı da şehirleşti. 1880-1914 arasında, Ingilizler, kc stratejik noktaları işgal ettiler.

Kanal bölgesi, Mısır’ın da içinde yer aldığı he aşmasında tehdit altına girdi (1948-1949’da Biı Savaşı; 1956’da İkinci Savaş, 1967’de Altı Gün Yom Kippur Savaşı); bölge sakinlerinin bir bölün ğmdı, işgalin veya İsrail tehdidinin artması, bunla lerini engelledi. Mart 1979’da İsrail ile yapılan ba dan (Camp David Antlaşmaları) sonra, Sina Mı: (1982). Bu zorluklar, hep Kahire’nin büyümesi Lübnan Savaşı (1975-1991), birçok uluslararası rut’tan Kahire’ye taşınmasına yol açtı.
COĞRAFÎ DURUM
r . « . ‘ • «_
KAHİRE

I I Kentsel yerleşmeler Park veya orman i 1 Mezarlık
Sur

Bölge sınırı

Karayolu

Kanal

«Sm
Ölüler şehrî. Ölülerini hemen yanı başlannda görmeye alışkın Mısırlılar, kimi zaman, mezarlannda ve türbelerinde uluslararası telefon kabinlerinin de bulunduğu gerçek bir ikamet alanı bulmaktadırlar. Mısır başkentindeki aşın nüfus öylesi boyutlardadır ki, evsiz barksızlardan birçoğu mezarlıklan kendilerine mesken edinmiştir.
U ŞEHİR

anlar tarafından Um ed-Dünya (Dünyanın Ana-(«Muzaffer») olarak adlandırılan şehir, gitgide ıraların çelikleri ve camlarıyla camilerin kutsal lirine karıştığı bir yer haline gelmektedir.

[Sİ

yakasında uzanan metropol, Heliopolis ve ha-ı yollarla demiryolu boyunca, ardından Süveyş :a’nın doğu bölümüne doğru kuzeydoğu yönedir. Doğuda, nehir boyunca yer alan iş mer-n eski semtleridir; güneyde Garden City, ku-ksek gelirli sınıflar Garden City, Zemalik Ada-ıliopolis’te otururlar. Halkın oturduğu semder-îeyde, su taşkınlarının yaşandığı yerlere ve ay-ilgelerine doğru genişlemektedir. Yüzbinlerce ğuda, kale eteklerindeki mezarlıkları mesken başlı sanayi bölgeleri, doğu yakasında ya ku-:ekstil) veya güneyde ve Heluan’da (metalürji)
ülke nüfusunun yüzde 20’sini ve şehir nüfusu-barındırır. Kahire dışında, bir Afrika şehri ol-kdeniz şehri olan ve çok daha kozmopolit bir ■.deriye bir metropol sayılabilir. 1966’dan beri, da) ve Kalyubiye (kuzeyde) illerini birleştiren 30 km2’lik bir alana yayılmaktadır; 1981’de nü-ı, 1990’lı yılların başlarındaysa 11 milyondan in edilmekteydi. (Birleşmiş Milleder tahminle-Kahire’nin nüfusu 9 milyondu, dünya sırala-ci). İskân alanıysa daha sınırlıdır: yüzölçümü-10’u, yani, 290 km2 yüzölçümünün yüzde 53’ü üzde 30’u işlenmiş durumdadır, avaşı sona erdiğinden beri, Kahire, şehirleş-)atlama yaşamıştır. Nüfus büyüme oranı yıl-ırasmdadır; bugünkü büyüme (% 80’den faz-ıreketinden kaynaklanır. 2000 yılından sonra ı nüfusunun 16 milyona ulaşacağı varsayıl-

nüfus son derece fazladır; kilometre karede

000 binaya kadar çıkar. Burada, tıpkı Başkan-zher İslam Üniversitesi arasında yer alan ve lgesi, hem de bir zanaat ve ticaret bölgesi olan alanlarda konut ihtiyacı muazzamdır. Günü-ka arasında adım adım bir yeniden dengelen-ıaktadır. Batı yakası, 1966’da, nüfusun yüzde n; 1986’da, yüzde 29’unu (yani, yaklaşık 3 mil-ır hale gelmiştir. Nüfusun hızla büyümesine için, 1973’ten beri, doğuda ve güneyde, çöl yeni şehir kuruluş halindedir: Obur, 10 Rama-15 Mayıs, 6 Ekim ve Sedat.
İşlevler

Kahire, Mısır’ın harikaları sayesinde, dünyanın en büyük turistik merkezlerinden biri haline gelmiştir: Nil’in sol yakasında başkent yakınlarında yer alan Sfenks, büyük Gize ve Sakkare piramitleri ve her üsluptan 400 cami. Luksor’a, Yukarı Mısır’a, Kar-nak’a, eski Teblilerin bölgesine, Krallar ve Kraliçeler Vadisi’ne, Assuan’a, 700 km ötede Abu-Simbel’e gidecek turistler de Kahire’ye inerler.

Şehirde, özellikle de, Nil kıyılarında büyük oteller artmıştır. Uluslararası Havalimanı, Ortadoğu’nun başlıca havalimanlarından biridir. Kahire, öncü sanayilerle (havacılık, elektronik) birlikte Mısır’ın en büyük sanayi merkezidir; basın-yayın ve sinema kuruluşları, şehri aynı zamanda kültürel başkent haline getirir. Bunların yanı sıra önemli bir inşaat sektörü ve son derece aktif bir zanaatkârlık vardır: konfeksiyon, halı dokumacılığı, mobilya ve mücevhercilik.

Bünyesinde çok sayıda devlet dairesi, üniversite, araştırma merkezi ve müze barındıran şehirde, kalabalık bir bürokrat nüfus vardır. Bankalar, şirket merkezleri ve çok sayıdaki ticarethane, özel sektörün canlılığının işaretidir; bunların çevresinde de küçük atölye sektörü boy atmaktadır.

Ulaşım

Karayolları trafik yükünü kaldıramaz durumdadır ve hayvan gücüne dayalı taşıtlar da dahil olmak üzere son derece çeşitli araçların yoğun dolaşımını gerçekleştirmeyi başarama-maktadır. Otomobil trafiği yoğundur; yol dışında park alanları hemen hemen yoktur.

Az sayıda köprüyle geçiş sağlanan ve boydan boya bir nehir tarafından kesilen bu uzunlamasına şehirde, dolaşım girişte son derece zor olduğu gibi, şehrin güney kesiminde de, mesela, karayollarının başlıca kesişme noktası olan Tahrir Alanı’nda ve Kahire-Hieropolis ekseninde de alabildiğine sıkışıktır. Biraz daha doğuda, 72 km uzunluğunda, nehre paralel, büyük bir otoyolun (Ring Road) inşası için proje hazırlan-maktaydı.

Afrika’da ve Ortadoğu’da ilk örnek olacak bir metro inşa halindedir. Daha kısa iki diğer hatla kesilecek bir hat, şu an için doğu yakasında nehre paralel olarak Heluan ile el-Mac arasında çalışmaktadır; uzunluğu 43 km’dir ve güneyde Fustat (Eski Kahire) iş merkezinden kuzeyde ana gara (Ramses) kadar 4,5 km’si yeraltındadır. Kuzey bölümü, Kahire-Heliopolis eski elektrikli tramvay hattını kullanmaktadır.

Görünüş

Şehirde derin bir konut bunalımı yaşanırken, binalar son derece bakımsız olup kamu düzenlemeleri hâlâ çok yetersizdir; bu da sağlıklı barınma imkânım tehlikeye atmaktadır. Yine de hem yüksek doğum oranına, hem de kırsal kesimden göçe bağlı olarak doğan güçlü nüfus artışı göz önünde bulundurulduğunda, ana sorunun işsizlik olduğu gözlenmektedir. Kahire, gelişmekte olan ülkelerdeki büyük metropollerin yüz yüze geldiği sorunların klasik bir örneğini sunmaktadır □
El-Ezher İslam Üniversitesi, şehrin doğusundadır ve İslam dünyasında önemli bir yeri vardır.
AYRICA BAKINIZ

—ı►DÖH3 Afrika —BH Mısır —»DEHD Mısır (Eski)

—»•ERİ Nil

Ilıman ülkelerde çaydan sonra en çok tüketilen alkolsüz içki olan kahve bir tropikal bölge ürünüdür. Kuzeydoğu Afrika kökenli olan ve bu çevrede yabanî olarak da yetişen kahve ağacı, yalnız meyvelerinden yararlanılan 5 – 7 m boyunda bir ağaçtır.
Kahve ağacının pek çok türü vardır; ama başlıca iki türü tarım bitkisi olarak yetiştirilir: arabika (Coffea arabica) ve robusta (C. canep>hora). ilkinin üretim alanı Güney ve Orta Amerika ve bir ölçüde Afrika’dır (Kenya ve Kamerun); ikinci tür daha fazla yağmur ve daha yüksek sıcaklık ister ve hem Asya’da, hem Afrika’da yetiştirilir. Yalnız bu iki tür, yani, arabika ve robusta dünya kahve üretiminin yüzde 90’ını sağlar. Kafeini daha çok ve pazarı daha geniş olan robusta, gittikçe artan bir taleple karşılaştığı halde, arabika (yüzde 0,8-1,5 kafein) hâlâ en çok tüketilen kahvedir. Diğer kahve türlerinin (C. liberica, C. abeokutae, C. excelsa) tüketimdeki yeri çok mütevazıdır.

KAHVENİN YAYILMASI

Afrika’da uzun zamandan beri bilinen ve önceleri yiyecek olarak kullanılan kahve, XV. yy’ın ilk yarısından bu yana, içecek halinde tüketilir oldu; XVI. yy’m başlarında, Doğu Akdeniz Böl-gesi’nde ve İran’da yaygınlaştı.

Yüzyıllar boyunca Arabistan Yarımadası kahve üretim tekelini elinde tutacaktır. XVI. yy’da, Yemen gene başlıca üreticidir. Müslüman âleminde «kahvehaneler» bu devirde çoğalmıştır. Kahvenin yayılmasının başka nedenleri de vardır: Yemenli sufîler dinsel ayin sırasında uyanık kalmak için kahve içiyorlardı.
XVII. yy’da, Avrupalılar, Doğu yolculukları sırasmc kiyle tanıştılar. Önce seçkin aydınların içkisi olan ka manla saraylara ve salonlara girdi. Araplarda olduğu gi içilmesi, Avrupa’da da kahvehanelerin açılmasına yol , ki, 1645’te Venedik’te, sonra 1686’da Paris’te.

Ta 1616’da, Amsterdam Botanik Bahçesi’nde, öneı lem konusu olarak bir kahve ağacı bulunuyordu. XV sonlarına doğru Hollandalılar, kahve ağacını ilk defa A topraklarına götürüp diktiler. Hollanda Doğu Hindist; panyası kahve üretimini Cava’da ve Seylan’da geliştin Hollanda Guyanası’nda (bugünkü Surinam) başlattı. Aı venin geleceği Asya’da belirlenmedi: AvrupalIların gid ha çok tükettikleri tropikal ürünleri ucuza üretmek Hollandalılar, Fransızlar ve tngilizler, Karaipler’de küçt tarımı işletmeleri kurdular ve böylece, zenci köle ticari vik ettiler. 1723’te, Guyana’dan getirtilen fidanlarla Bre kahve yetiştirilmeye başlandı. Aynı yıl, Ingilizler kal maika’ya, Ispanyollar Filipinler’e soktular. Paris Botanİ si Amsterdam’dan bir kahve fidanı edindi; Fransızlar t ğalttıktan sonra kahve tarımım Antiller’e soktular. Bir s ra, Küba, komşu Santa Domingo’dan kahve tohumu < üretime başladı ve XVIII. yy’da, Brezilya, Guyana \ ika’nın önüne geçerek Amerika’nın birinci üreticisi olc venin üretiminde ve pazarlanmasında yeni bir evrenin sı için, Latin Amerika ülkelerinin bağımsızlıklarını ka2 m beklemek gerekti.

KAHVENİN DEĞİŞİK ÜRÜNLERİ

Tüketimi sürekli olarak arttığı halde, kahvenin yiye cek olarak kulanılmasmda yüzyıllar içinde pek az deği; du. Elde tavada kavurmadan sınaî kavurmaya geçiş, t kahve cezvelerinin ve otomatik makinelerin icadı dışı yenilik olmadı. Yalnız bazı yeni ürünler ortaya çıktı: eri; ve, kafeinsiz kahve, çekilmiş kahve.

Son yıllarda eriyen kahveyle kafeinsiz kahve piyas durdu. Birincisinin tiryakisi, pişirilme yöntemine göre ‘ veyle liyofilize kahve arasında seçim yapabilir. Ingilteı ketilen kahvenin yüzde 85’i toz biçiminde tüketilir; Jap bu oran yüzde 50’dir. Almanların ve isveçlilerin daha landıkları kafeinsiz kahvenin dünya pazarındaki payı s re ulaşmıştır.

Kahvenin başlıca bileşeni olan kafein, sinir ve kalp-da temi üzerinde uyarıcı, kaslarda enerji uyandırıcı etkisir layı, eczacılıkta da kullanılır; aromasıyla pastalar ve doı lar kokulandırılır. Kuru veya taze meyve küspesi, organ veya hayvan yemi olur.

ÜRETİM BÖLGELERİ

XVIII. yy’a kadar çok yerel çapta olan kahve üretir yy’ın başından beri sürekli olarak artmaktadır: 99 000 ton iken, ortalama yıllık üretim 1960-1969 <

3 milyon tonu aşmış, bugün 6 milyon tonun üstüne çı

Latin Amerika

1930’lu yıllarda, Latin Amerika, dünya kahve ürı yüzde 90’ını sağlıyordu. 1960’iı yıllarda Afrika ve Asya nin üretici ülkeler arasına girmesi, Latin Amerika’mr azalttı. Bugün, Latino-Amerikan kahvesi hâlâ Afrika ürı iki katı, Asya Kıtası’ndaki üretimin üç katı dolayındadır

1840’tan beri, birinci üretici olan Brezilya, bugün t na dünya üretiminin yüzde 20,8’ini sağlamaktadır (2 1 ha alan). Brezilya kahve tarımı işletmelerinde arabi: kahve yetiştirmektedir; ancak talebi karşılamak için t den beri robusta da yetiştiriyor. Kahve ağacı üretimi toprak sahiplerinin (fazendeiros) edindeydi; bunların 1 çoğu kahve işletmelerinde olduğu gibi 100 ha’dan f alanda kahve yetiştiriyordu. Ama, zamanla küçük çi ağırlığı arttı; bunlardan kimisi 5 ha’dan küçük işlet! üretim yapmaktadır. Bu olgu, şimdi bütün dünyada mektedir.

Kahve yetiştiriciliği başlangıçta öncülerin çiftliklerim lıyordu; XIX. yy’m ortalarında demiryolunun doğuşu, ! göçmenlerin, özellikle, İtalyanların ülkeye kabulü, bakir ların yavaş yavaş fethim hızlandırdı; üretimin artması iç gerek vardı. Brezilya daha 1905’te 1,2 milyon ton kah\ yordu. 1929’da, dünya kahve tüketiminin tahminen 1.4 ton olduğu bir sırada, 1,8 milyon tonluk rekor bir seviy
KAHVE
Kahvenin hazırlanması

kültürlere ve çevrelere göre değişir.

«İristi coffee»den Türk kahvesine, Italyaniann «espresso»sundan yanık kahveye kadar pek çok kahve pişirme ve içme biçimi vardır.
m

, on yıl içinde (1931’den 1944’e kadar ) depola-kluğundan, 4 800 000 ton kahve imha edildi. 60’lı yıllarda 1,5 milyon kahve ağacının sökül-Bu duruma son vermek için, kahveyi bozulma-iarı arandı ve sonunda eriyen kahve gerçekleş-

)20’den beri, dünya kahve üretiminde ikinci sı-:oplam üretimin yüzde 13,3’ünü sağlamaktadır sili dikili arazilerin yüzde 45’ini kaplayan kah-erinin verimi, 822 kg/ha ile dünyada en yüksek lir. Kolombiya üretiminin artışı, temelde, üre-in yoğunlaştırılmasına dayanmaktadır: çeşitle-im, bol gübreleme.

’’da, Latin Amerika üreticileri arasında üçüncü, e dördüncüydü (351 000 ton). XIX. yy’ın son-göçmenlerce geliştirilmiş olan kahve tarımı, çüde küçük çiftçilerin elindedir. Diğer Orta ülkelerinin dünya kahve üretimindeki payı da î Rika, Guatemala, Honduras, Peru, Ekvador, ominikan Cumhuriyeti.

amaçla kahve tarımı, XX. yy’ın başında baş-,m gelişme evresine ulaştı, ika’da birinci üretici ülke Madagaskar idi. etim yavaş yavaş arttı, dünya üretiminin beş-ulaştı. 1970’te, kahve ağacıyla kaplı alanlar ve ağaçların yüzde 99’u robusta cinsiydi. Ma-üreticiler toplam dikili alanların yüzde 40’ım :ktar başına yılda 200-300 kg kahve alıyorlar-miktar daha artarak bugün, ortalama 371 :ır. Madagaskar’ın bugünkü üretimi (89 000 lerun’un üretiminden biraz düşüktür, ekizli kolonlar, büyük kahve işletmeleri kur-50’lı yıllara kadar Afrika’nın en büyük kahve lydı. 1965’te başlayan bağımsızlık savaşı ve dayan iç savaş, üretimin çökmesine yol açtı, a 5 000 tona düştü.

3 üçüncü üretici durumuna düşen Fildişi Kıyı-ı üretiminde üçüncü sırada yer aldı. 1970’ten >nezya’ya kaptırdı, Ekvador’dan sonra ancak abildi. 1880’de ülkeye sokulan kahve tarımı, nsa’dan gelen talebi karşılamak için gelişme-küçük çiftçi iyi bir gelir elde etmek için kah-li. Fildişi Kıyısı’nda görülen ormansızlaşma n sonuçlarından bindir. 1996’da, 1 175 000 . kahve elde edildi (dünya üretiminin yüzde ;ı, günümüzde, Afrika ülkeleri arasındaki ’ya (288 000 ton) bırakmıştır. Etyopya, Kendi ve Ruanda bu kıtadaki diğer önemli üre-
DA KAHVE ÜRETİCİLERİ

_(1996) __

Dikili alan

(bm hektar)

2 909 1 000 750 573 1 175
DÜNYA KAHVE TİCARETİ (çiğ ve kavrulmuş kahve) [1996] İthalat İhracat
Ülke (ton olarak) Ülke (ton olarak)
ABD 1 152 000 Brezilya 756 000
Almanya 792 000 Endonezya 330 000
Fransa 396 000 Meksika 276 000
İtalya 336 000 Uganda 228 000
Japonya 342 000 Vietnam 222 000

Asya

Asya, 1996’da toplam dünya üretiminin yüzde 17,6’sını sağlıyordu. Sürekli artmakta olan robusta üretimi daha çok Endonezya’dan gelir. Hindistan, Filipinler ve Tayland da, gelecekte dünya üretiminde önemli yer tutacak gibidir.

DÜNYA PAZARI

Uluslararası kahve ticareti, dünya besin ticareti içinde yüzde

4 pay sahibidir. Spekülasyona çok elverişli olan kahve pazarı çok değişik fiyat düzeylerinde seyretmektedir. Anlaşmalı fiyatların saptandığı iki en önemli kahve borsasımn biri, arabika için New York’ta; diğeri, robusta için Londra’dadır.

Üreticiler arasında birinci olan Brezilya, ihracatta da birincidir. İkinci Dünya Savaşı’ndan önce, üretici ülkelerin tümünün piyasaya sürdüğü malın üçte ikisini tek başına Brezilya sağlıyordu. Afrika ve Asya ülkelerinde üretim artınca, Brezilya’nın onun ihracatı yarı yarıya azaldı: 1996’da 756 000 ton (dünya ihracatının yüzde 16,6’sı).

Brezilya’nın kahve üretimindeki ve tüketici ülkelerin talebindeki dalgalanmalar, çoğu zaman fiyatları ve dolayısıyla alışveriş hacmini etkiledi.

1962’de, üretici ve tüketici ülkeler, taban fiyadarı ve ihracat kontenjanlarını saptayan bir anlaşma imzaladılar. 1968’de, 1976’da ve 1983’te yenilenen bu anlaşma, temmuz 1989’da ihracat kotalarının kaldırılmasıyla bozuldu. Bunu, çarpıcı bir fiyat düşüşü izledi: Kolombiya bu dönemde 300 milyon dolar kaybetti. Bu durum, küçük üreticileri koka tarımı gibi yeni gelir kaynakları aramaya yöneltti. Kahve pazan 1954’te, 1977’de ve 1986’da da büyük fiyat artışları yaşadı. Eylül 1985’te 120 sent olan yarım ki-

lo kahve, ocak 1986’da 250 senti aştı. 1991’de, fiyatlar son altı yılın en düşük düzeyindeydi. Her türlü dünya denetiminden kaçan «kota dışı» pazar, gelecekte çözüm bekleyen sorunlardan bindir.

1989’da beşinci üretici ve dördüncü ihracatçı ülke olan Fildişi Kıyısı, fiyatlarını yarı yarıya düşürmek zorunda kaldı, bu yüzden, ülke ekonomisi zayıfladı ve küçük çiftçilerden birçoğu iflas etti, ihracatı, 1996’da 174 000 tona düştü. Burundi, kahve fiyadarındaki düşüş nedeniyle döviz girdisinde yüzde 40 kayba uğradığını bildirdi. Arabika fiyatıyla (yarım kilosu Nevv York Borsası’nda 88 cent dolayında) robusta fiyatı (yarım kilosu 56 cent dolayında) arasındaki fark çok arttı. Aşırı üretime karşı koymak ve fiyat dalgalanmalarını önlemek için, üretici ülke hükümetleri genellikle değişik stratejiler benimseyip uyguladılar: Latin Amerika ülkelerinde ta baştan kahve enstitüleri, franko-fon ülkelerde istikrar fonları, eski İngiliz sömürgelerinde «mar-keting board»lar kurulması.

Kahve talebi, İkinci Dünya Savaşı’ndan beri köklü bir değişime uğradı: ABD, bugünkü yüzde 27’e karşılık o zamanlar dünya ithalatının yüzde 80’ini çekiyordu. Artık, Avrupa en büyük kahve ithalatçısı oldu ve pazar bugün de genişlemektedir. Japonya, bir süreden beri büyük ithalatçı ülkeler arasına girmiştir: 1960-1996 arasında ithalatı yaklaşık 330 000 ton artmış ve Japonya ithalatta dünya beşincisi olmuştur.

Yeni çeşitler yaratmak ve işleme yöntemlerim ıslah etmek suretiyle daha kaliteli kahve elde etmek pazarda devrim yapabilecektir. Ekilebilir geniş alanlara sahip olan ülkeler, büyük üretici olmak riskiyle karşı karşıyadırlar. Kahvenin henüz tam bir ikame maddesi yoktur ve tüketimi azalmaktan uzaktır. Bununla birlikte, kahvenin geleceği tüketiciye sunulma dinamiğine ve pazarın iyi düzenlenmesine bağlıdır. d
Kahvenin kiran andıran meyvesinden çekirdeği çıkarmak için onu güneşte kurutmak gerekir. Açık havada yere serilen meyveler büyük küreklerle her gün kanştınlarak alt üst edilir.
V, 500-1700m yükseklikteki bölgelerde yetişir ve moka gibi çok değerli çeşitleri vardır.
Üretim Verim
(bin ton) (kg/ha)
1 290 443
822 822
469 625
351 612
288 245

AYRICA BAKINIZ

– EH Afrika

– Misi Amerika (Güney)

– ES Brezilya

» KiSI doğal kaynaklar

– PSI Kolombiya

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*