KÂĞIT
Kitap sayfası, fotokopi malzemesi, banknot… Bunlann hepsi kâğıt olduğu için kâğıt halkın çok iyi bildiği bir şeydir; kâğıt olmadan, matbaa gelişemez ve insanlar arasındaki iletişim geliştirilemezdi. Kâğıdın tarihi, Çinli kâğıt imalatçılarının kullandıkları ilk tekniklerden son derece gelişkin makinelere kadar, hep aynı temele dayanan icatlarla doludur. Hamur haline getirilen bitki liflerini yayıp kurutarak yaprak biçimine sokmak bunlann değişmeyen temelidir.
Bilinen en eski kâğıt Çin’de üretilmiştir ve MÖ 200-150’den kalmadır. Ama Çin’de kâğıdın mucidi sayılan kişi, bir imparatorluk görevlisi olan Kai Lun’dur: Kai Lun MS 105’te bitki liflerinin karılıp keçeleştirilmesine ilişkin bilgileri bir araya getirdi, bu yöntemi, ince ve düzgün bir yaprak elde edecek şekilde geliştirdi ve iyi bir hamur elde etmeye en uygun bitkilerin listesini çıkardı.
Kâğıt üretme yöntemi artık epeyce başarılıydı: kâğıt başlangıçta, bir odun külü eriyiğinin içinde kaynatılan ağaç kabuklarından, esas olarak da dut ağacının kabuklarından hazırlanıyordu; bu birinci işlem, selüloz liflerinin ayrılmasını sağlıyor, lifler daha sonra elle, ardından da havanda dövülüyordu. Böylece kâğıt imalatçısının bir kâğıt kalıbına döküp eliyle yaydığı bir hamur elde ediliyordu; kâğıt kalıbı, yaprağın yerinde suyunu damla damla akıtmasını sağlayan bir eleğin (bitki liflerinden veya ince bezlerden yapılmış bir kafes) gerili olduğu bambu bir çerçeveden oluşuyordu. Verimi artırmak için çok geçmeden bu kalıbın yerine, yerinden oynatıla-bilir iki çubukla sağlam bir tahta çerçeveye tutturulmuş, bambu ve ipek tellerden bir elekten oluşan esnek bir kalıp benimsendi. Kalıp ince bir hamur tabakasıyla kaplanması için bir tekneye daldırılıyordu. Ardından elek ters çevriliyor ve yaprağı çıkarmak için rulo yapılıyordu. Üst üste yığılan yapraklar preslendikten sonra güneşte kurutuluyordu. IV. yy’dan itibaren bambu tabletlerin yerini tamamen kâğıt aldı ve pek çok bitki lifi (kenevir, rami, suyosunları, rotang, dut ağacı, bambu, çeltik, buğday) kullanıldı. Kâğıdın, ihtiyaçlara göre renklendirildiği de oldu ve III. yy’dan itibaren, kaligrafiye sağlamlık kazandırmak amacıyla mürekkebin kâğıda daha iyi tutunmasını sağlamak için hamura nişasta katıldı.
KÂĞIT ÜRETİMİNİN KISA T/
Çinliler bu kâğıt üretme tekniğini Semerkand’ lar tarafından alınmasına kadar, sekiz yüzyıldaı kıskançlıkla koruyacaklardı.
Çin’den Avrupa’ya
Semerkand Savaşı sırasında, Çinli kâğıt im£ düştüler ve kâğıt üretiminin sırrını Araplara verd. yaf olarak daha çok keten ve kenevir kullanara yöntemini biraz değiştirdiler; bu lifler bir kireç b rılıyor, ardından da, bol bol sudan geçirilen epeye mur elde edene kadar yoğuruluyordu; yaprak güı yor, sonra da tutkallanıyordu.
Kâğıt üretiminin Batı’ya kadar yayılması, İpek çekti: kâğıt İran’dan başlayıp, Suriye, ardından da p dm Batı dillerindeki karşılığı, bu bitkinin Latince a( tedir) terkedildiği Mısır’dan geçen uzun bir yol kat
X. yy’a doğru Ispanya’ya, XI. yy’a doğru da İtalya’;
Üretimin gelişmesi
Üretim yöntemleri 1276’dan itibaren İtalya’c imalathanesinde yetkinleştirildi. Fransa’da kâğıt üı Troyes’da başladı ve bütün Avrupa’da gelişti. Kâ atılımı bundan sonra tamamen matbaanın atılımın, dolayısıyla da, kâğıdın kalitesi önlü arkalı baskı z cevap vermek için yükseltilecekti. XV. yy’ın başır gın olarak kullanımaktaydı: keten ve kenevir (bu 1 90 oranında selüloz içerirler) ekimi, yünün yerini yaygınlaştı ve kısa zamanda, bol ve ucuz bir keter doğdu.
İlk teknik ilerlemeler İtalya’da, hidrolik enerjini sıyla ortaya çıktı: çarklı tekerlek ve değirmen, dişli aracılığıyla, ağır tahta çekiçlerden oluşan bir tokır harekete geçmesini sağlıyordu; tokmakların uçlarıı ları taş yalaklar içinde ufalayıp parçalayan çiviler v, mak dakikada 40-60 darbe indiriyordu). Kâğıt kalıt ğini kaybetmişti: elek artık, tahta bir çerçeveye g< tellerden oluşan bir kafesti; çerçeveye, aynı boyutl; li tahta bir çerçeve olan ve hamuru akışkan halde tu takılıyordu. Bu dönemde, eleğe bağlanmış küçük olan filigran da ortaya çıktı: filigran kâğıt imalatçısı damgasını oluşturuyordu. Kâğıt oluştuktan sonra i] kası arasına yerleştiriliyordu; ardından bütün yapral yor, daha sonra da, Arap kâğıdının yapraklarından ç lam olmalarını sağlayan, kuru deri talaşıyla hazırlar, tutkallanıyordu. Güneş ışınları yeterince güçlü c yapraklar preslendikten sonra, iyice havalandırılan t ten ipler üzerine asılıyordu.
Bir başka teknik yenilik olan Hollanda hamur ka teknenin ortaya çıkması için XVIII. yy’ı beklemek Bu alet döner bir hareketle çalışan ve paçavraları ezif bıçaklarla donatılmış tahta bir silindirden oluşuyord teknesinin dönme hızı (dakikada 120-200 tur), aynı i lı teknelerle olduğundan beş kat daha kısa bir zaman sim sağlıyordu. Bu sistem, lifleri yumuşatmak ve ] tokmakların altında parçalanmasını kolaylaştırmak : lan, ama zaman alan ve hammadde kaybına yol aç kadar) bir yöntem olan paçavraları suda çürütme kurtulunmasını da sağlıyordu.
Kâğıt makinesinin icadı
XIX. yy’m başına kadar, bütün kâğıtlar elde üretil boyutları ve üretimi sınırlıyordu. Bu sırada matbaamı
Kâğıt bobinleri
(Texas’ta bir fabrika, ABD).
Japonya ‘da XIX. yy’ın başında bir kâğıt imalathanesi:
hamurun yoğrulması (sağda), yaprağın kurutulması (solda).
İÇİNDEKİLER
KÂĞIT ÜRETİMİNİN KISA TARİHİ KÂĞIT HAMURU
ÜRETİM zinciri
DEĞİŞİK KÂĞIT TÜRLERİ KÂĞIT EKONOMİSİ
ie bir artışa yol açtı. Makineleşmeye elverişli bu or-as Louis Robert ilk kâğıt makinesini geliştirmeye ,799’da bir patent aldı. Bundan bir yıl sonra Ro-nakine günde, yaklaşık 6 m uzunluğunda 80 kâğıt ıekteydi.
kinenin yetkinleştirildiği İngiltere’de yeniden alın-urdrinier adıyla anılan ilk makine Frogmore’de ça-dı: daha şimdiden inceltilmiş olan kâğıt hamuru, sildiği büyük bir kabın içine koyuluyordu; ardından hareketle hamurun suyunun süzülmesini sağlayan etal eleğin üzerine dökülüyordu. Hamur daha son-leçelerle sarılı silindirlerin veya preslerin arasından 1850’de matbaacılık ve basında devrim yaratan bir irildi: kâğıt hamuru, kurutulduktan sonra makine-eştirilen bobinlere sarılmaya başladı. Bu teknik ilk taya çıkmasıyla bağlantılıydı. Kâğıt imalatçıları ımeye başladılar ve birkaç yıl sonra, kâğıt makine-re’de 300’ün üzerine, Fransa’da ve Almanya’da ise . Bu makinelerden her biri hamurun elle boşaltıl-iretimini sağlıyordu.
HAMURU
TII. yy’larda, talebin artmasına rağmen, paçavra İe bazı bölgelerde kâğıt üretimi azaldı. Bu neden-e Ferchault de Reaumur 1719’da, odundan, deniz ağaç yapraklarından, bitkilerden, çalılardan, kara çam kozalaklarından, devedikenlerinden de kâ-:ğini gösterdiği bir rapor hazırladı. Ama odun, kâ-erçek anlamda ancak 1865’te, Friedrich Gottlob /e doğru aldığı bir patende girdi, ıdunun kâğıt hamuru üretimine girmesi, odunun sayesinde, paçavra kıtlığı sorunun çözülmesini n kâğıt talebinin karşılanmasını sağlayan gerçek j. Bugün odun, dünyada üretilen kâğıdın yüzde i oluşturmakta, geri kalanı klasik tahıl sapların-;eker kamışı cibresinden ve sazlardan üretilmek-n kâğıt üretimindeki payı ise yüzde 0,5’ten azdır, lar geleneksel olarak üç büyük kategoriye ayrılılık ve kimyasal yapımla üretilen odun hamuru, an üretilen hamurlar ve paçavra hamurları.
nuru
maddeden oluşur: selüloz; molekül yapıları selü-hemiselülozlar; ve lifleri birbirine bağlayan bir : olan odunözü. Reçineli maddelerin, mineral ve :in oranı düşük miktardadır, ama bunlar kâğıdın .er. Bununla birlikte reçineli odunlar (ladin, kök-:ih edilir, çünkü bunlar uzun lifli gevrek bir ha-
nur. Mekanik hamur klasik olarak, önceden ka-odun kütüklerinin veya bıçkı ve kereste artıkla-ıda çalıştırılan büyük bir değirmentaşıyla dona-lar içinde rendelenmesiyle ufalanmasıyla hazır-ıda ve 100 “C’nin üzerinde bir sıcaklıkta çalışan lar da kullanılır: bunlar termomekanik hamur üre-
ıur özgün bitkinin bütün bileşenlerini korur; rinde yüksek bir randımanla hamur elde edilir -etmek için yedi ağaç yeter). Yayvan yapraklı sıyla da sert odunların kullanılması durumunda, nin, çeşitli kimyasal etkenlerle, soğukta veya sı-uyla yumuşatılması gereklidir. Bu yöntem, ran–95 arasında değişen mekanik-kimyasat hamur el-ğlar. Mekanik, termomekanik veya mekanik-ar işlendikten sonra hep sıvı halde olurlar. Da-
ha sonra birçok aşamada yıkanır, süzülür ve temizlenir, gerektiğinde de beyazlatılırlar.
1992’de mekanik hamur dünyâdaki kâğıt hamuru üretiminin (164 milyon ton) yüzde 20,3’ünü (33 milyon ton) oluşturuyordu; bunun 6,5 milyon tonu İskandinavya’da, 3,8 milyon tonu da diğer Avrupa ülkelerinde üretiliyordu; bununla birlikte üretimin ağırlıklı bölümü Kuzey Amerika menşeliydi (16,1 milyon ton).
Kimyasal hamur. Bu hamur, bitki liflerini olabildiğince az zarar vererek ayırmayı amaçlayan yöntemlerle üretilir. Dolayısıyla, odunözünün ve hemiselülozların uygun ayıraçları içeren sulu bir ortamda eritilerek bertaraf edilmesi ilkesine dayanır. Bu ayıraçlar, bisulfidi yöntemde {asit yöntem denir) sülfirik anhidrit, en yaygın olarak kullanılan sülfattı yöntemde {alkali yöntem denir) ise sodyumdur. Bu hamur daha sonra yüksek sıcaklıkta (100-175 °C) ve yüksek basınç altında hazırlanır. Randıman yüzde 45-55 arasında değişir (1 ton hamur üretmek için yaklaşık on beş ağaç gerekir).
Kimyasal hamur üretimi, dünya kâğıt hamuru üretiminin yaklaşık yüzde 75’ini oluşturur. 1992’de esas olarak Kuzey Amerika’da (64 milyon ton) ve İskandinavya’da (13 milyon tonun biraz üzerinde) 122 milyon ton kimyasal hamur üretilmiştir; diğer Batı Avrupa ülkelerinin üretim miktarı ise 7,14 milyon tondur.
Hurda kâğıttan üretilen hamurlar
Toplanmış kâğıdın ayrılma biçimine göre, hurda kâğıttan üretilen iki hamur kategorisi ayırt edilir. Hurda kâğıdar üstünkörü ayrılmışlarsa, yüksek oranda beyazlatılmamış veya renkli hamur içerirler ve gri kartonların hazırlanmasında kullanılırlar. Buna karşılık, basılı hurda kâğıtlar türdeş yığınlar halinde sınıflandırılmışlarsa, hamurlar işlendikten ve mürekkepten arıtıldıktan sonra, ilk sektörlerine yönelik bir üretimde yeniden kullanılırlar.
Hamurlaştırma, kâğıtların, iyi bir türdeşleşme sağlayan pervanelerle donatılmış kaplarda, büyük miktarda suyun içinde eritilmesinden oluşur. Temizleyiciler bütün yabancı maddeleri (ipler, kopçalar…) eler. Mürekkepten arıtma iki işlem içerir: kâğıdın mürekkeplerinin çıkmasını sağlayan, soda ve sodyum karbonada birlikte düşük sıcaklıkta (40-80 °C) pişirme; lifleri, bağlayıcıları ve pigmende-ri ayırmak için sabunlar ve deterjanlarla birçok kez yıkama.
1990’daki dünya kâğıt üretiminin yüzde 35’i hurda kâğıdardan üretilmiş hamurlardan sağlanıyordu ve bu oranın yüzyıl sonunda yüzde 40’a çıkması beklenmektedir. İsveç yüzde 60-65’lik toplanmış kâğıda, gazete ve dergi kâğıdarından yeniden kâğıt üretiminde birinci sırada yer almaktadır; Fransa’da bu oran yüzde 46, Almanya’da yüzde 40’a yakın, İngiltere’de ise yüzde 20’dir. Hurda kâğıttan 90 000 ton kâğıt hamuru üretmek için, 105 000 ton toplanmış kâğıt gerekmektedir; aynı miktarda termomekanik hamur üretmek için, 200 000 m3 çam odunu gerekecektir.
Paçavra hamurlan
Günümüzde bu hamurlar, banknotlar veya itibari değeri olan belgeler gibi uzun ömürlü olması istenen belgelerin imalatına yöneliktir. Paçavra halindeki keten, kenevir ve pamuk, soda eklenmiş veya eklenmemiş sulu bir sodyum karbonat eriyiği içeren küçük boyutlu rotatif yıkayıcılarda dövülür ve parçalanır. Pişir-
Kesintisiz kâğıt yapan ilk makine.
Bu makinenin patenti 10 ocak 1799’da Fransa’da, Genç Robert adıyla anılan Nicolas Louis Robert tarafından alındı. Şemada şu parçalar görülmektedir: kesintisiz bandı (4) döndüren manivela
(1); suyu alan silindirler (8) ve (9): bir tamburun (3) paletleriyle ayıklanan Uf süspansiyonunu içeren kap (2); üzerine liflerin çökeldiği metal eleğin gerginliğini ayarlayan vida (6). Bu eleğin sarsıntı koluyla
(5) sallanan bir kumanda kolu (7) vardır.
Tokmak takımı, dakikada 40-60 vuruştuk bir hızla paçavralan parçalar ve ufalar.
ANAHTAR KELİMELER
Kalıp: ince bir metal kafes ve elde üretilen kâğıt yapraklarına kalıp işlevi gören bir seyyar çerçeveyle donatılmış tahta kasa.
Kuşe: üretildikten sonra özel nitelikler (sugeçirmezlik, elektrostatik “duyarlık, termik duyarlık…) kazandıncı bir katmanla sıvanmış kâğıtlara denir. Odunözü: selülozik olmayan bitkisel madde, iyi kâğıdarda bulunması istenmediğinden bertaraf edilmesi gerekir.
Paçavra: giyim değeri kalmamış kumaş parçaları. Pamuklu paçavralar Ortaçağ’dan XIX. yy;m ortalarına kadar üretilen kâğıtların selüloz kaynağıydı.
Selüloz: yapraklar, sonra lifçikler, en son olarak da lifler halinde birleşmiş molekülleri (C6H3o05) bütün bitkilerin destek yapısını oluşturan madde. Pamuk yüzde 95, odun yüzde 40-50, saman ise yaklaşık yüzde 30 oranında selülozdan oluşur.
Velin: ışığa tutulup incelendiğinde düz bir görüntüsü olan kâğıt.
Verje: ışığa tutulup bakıldığında, üzerinde eski üretim kalıplarının izleri seçilen kâğıt. Günümüzde bu görünüm, kâğıt makinesinde ek mekanik yöntemlerle elde edilmektedir.
Skanerle gramaj kontrolü:
Angouleme’deki (Fransa) bir oluklu mukavva fabrikasında üretim zinciri üzerinde yapılan işlem.
KÂĞIDI KORUMA SORUNLARI
Kâğıdın hedef olabileceği çeşitli saldırılardan korunması gerekir. Kemirgenler ve güve, hamamböceği, termit gibi böcekler önemli zararlara neden olabilirler; bu nedenle kâğıtlar böcek ilaçlarıyla ilaçlanır. Fazla nemin ve hava kirliliğinin üreyip çoğalmalarına yardımcı olduğu mantarlar lekeler oluştururlar: bunlardan kurtulmak için kâğıdar etilen oksidiyle dezenfekte edilir. Fazla doğal ışık da zararlıdır. Kâğıt belgeleri renkli camlarla koruyarak ve yumuşak ışıklı odalarda saklayarak doğal ışığın zararlı etkilerinin önüne geçmek gerekir.
XIX. yy’dan beri odun hamuruyla gerçekleştirilen kâğıtlar epeyce eskimiştir; bunlar kâğıdı sarartan, kırılganlaştıran ve yavaş yavaş dağılmaya götüren bir lif parçalanmasına yol açan önemli bir asidik tehdidiyle karşı karşıyadırlar. Bu kitapların asitliği giderilebilir, ama bugün için, belgeleri neredeyse sınaî bir ölçekte işlemden geçirebilecek resmen onaylanmış hiçbir yöntem yoktur.
Daimî kâğıt bütün bu sorunlara bir çözüm sunmaktadır. Adından da anlaşılacağı gibi bu kâğıt zaman içinde kararlıdır. Beyazlatılmış ve arıtılmış kimyasal bir hamurdan üretilir; nötr ortamda, yani pH’ı 7 veya daha yüksek olan bir ortamda tutkallanır; kalsiyum karbonat gibi mineral elementlerin katılması, kâğıda alkali bir rezerv sağlar; kullanılan renklendiriciler nötr ve ışığa dirençlidir (optik çivitleyiciler asla kullanılmaz). ABD’de bütün resmî belgelerde ve arşivlerde daimî kâğıt kullanılması zorunludur.
me (110-160 °C arasında) üç-altı saat sürer. Randıman yüzde 50-75 arasında değişir. Lifler çok uzun olduğundan elde edilen kâğıt çok dirençlidir. Sanatçılar ve yayıncılar, lüks baskılar, özellikle de gravür için, Fransa’da etkinliğini sürdüren birkaç imalathaneye başvurabilirler. Aslında elde yapılmış kâğıtlar artık pazarın çok küçük bir bölümünü ilgilendirmektedir: bunlar esas olarak özel baskılarda, bazı sanat kitaplarında ve kitapseverlere yönelik yayınlarda kullanılmaktadır.
ÜRETİM ZİNCİRİ
Yukarıda anlatılan değişik işlemlerden sonra, hamur, büyük miktarda su içinde duran bir lif süspansiyonu biçimim alır. Bu süspansiyon borularla kâğıt yapım yerine gönderilir. Fabrika entegre değilse, hamur, bunu kuru levhalara dönüştüren hamur kurutucularının içinde işlenir. Bu levhalar gidecekleri yere vardıklarında, parçalayıcılar (pulper) içinde yeniden sulu süspansiyon haline getirilir.
Kâğıt üretim zinciri dört büyük evre içerir: hamurun hazırlanması,
sonra imalat tablasından ve nemli preslerden geçirilmesi, kurutma ve bobinleme. Hamur kâğıt makinesine verilmeden once, nemlendirme, antma ve temizleme işlemlerinden geçirilir; bu işlemler bazen renklendiricilerin veya ana maddesi sentetik reçineler olan tutkallann eklenmesiyle tamamlanır. Bir aktarma hareketiyle çalışan sonsuz bir metal eleğe yayılan hamur, sonra kuşeleyici bir keçenin üzerine alınır ve içerdiği suyun bir bölümünü bırakması için preslenir; aynı işlem bunun ardından kurutucu tambur bataryalannda yinelenir. Kâğıt bazen kalenderlerin üzerinde ütülenir; bu işlemin amacı kâğıdı pürüzsüz, pütürsüz hale getirmektir.
Kâğıt hamurunun işlenmesi
Kâğıt hamurları, liflerin ilk çeperini parçalayan vt cikleri açığa çıkaran diskli veya huni biçimindeki geçirilir. Sulu ortamla temas eden liflerin hacimler: muşayıp esnekleşir. Arıtma süresi düşük randımE hamurlarda uzun, yüksek randımanlı kimyasal han kanik hamurlarda kısadır, hatta arıtma hiç zaman a
Yaprak haline getirme, suyu, sadece lifler kalana yavaş tasfiye etmekten oluşur. Hamur, durmadan murun türdeşliğini sağlayan bir pervaneyle donatıl genlere yerleştirilir; ardından temizlenir, sonra ima, nen silindirler dizisinin baş tarafında bulunan ve hat nen hazneye pompalanır; bu kasa hamuru imalat t; gün bir biçimde yaymaya yarayan bir tür uzun ku tablası fosforlu bronz veya plastik tellerden örülmü elekten oluşur. Teller, hızı dakikada 2 000 m’yi, ya km’yi aşabilen sabit bir akış hareketi sağlayan mot tırdığı iki rulonun arasına yatay olarak gerilmişlerdi sının debisi ve hızı böylece kâğıdın kalınlığını, (graı
Kâğıt makinelerinin genişliği metrelerce, uzunluğ metredir. İmalat tablası düzeyinde çok önemli bir c bı gerçekleşir ve iplerin tuttuğu lifler makinenin eksi sunda yönelerek kâğıdın yönünü belirleyen lifli bir rur. Bazı tesislerde iki yüzeyde de tam bir pürüzsü mek için hamur iki elek arasından geçirilir. Lif halı v la kalınlaşır ve emici kasalar suyun süzülmesini hızl kadar pres içerebilen presleme bölümünün amacı yi diğince kurutmaktır. Buradan geçerken, oluşmakta hem büzüşür, hem de suyundan arınır; artık yeterine duğundan bundan sonra kurutma bölümüne almal içeriden buharla ısıtılan büyük dökme silindirler üz ki bir keçenin üzerine sıkıca yapıştırılır. Kurutma ki vı nihaî su oranını yüzde 5-10 dolaylarına indirmek
Son kurutucu silindir bataryasından önce, yapraj molekül yapışıklığım güçlendirmek, havlanmasını er beyazlığını artırmak için (beyazlık sık sık kaliteyle eşj ğundan, bazen yedi beyazlatma aşaması vardır) kâğıı ne sulu bir nişasta veya sentetik türevler eriyiği süren yıcı pres bulunur. Kurutma yerinden çıkan yaprak, n unsurdan oluşan son bölümüne girer: nemtedirici, perdaı leyici. Nemlendirici yaprağı gereken oranlarda ıslatır ve
4g|®i
hamur kasası
temizleyici
hamur arıtıcı
kütükler pulper lif açıcı
kabuk soyma yongalama ‘makinesi makinesi
emici kasa
bobin kâğıt
‘ bronz elek ı kurutma kı
KAĞIT
840 mm
420 mm
m mm A4İ
A2
420mm A3
AO
840 mm
A1
BAŞLICA KAĞIT BOYUTLARI
boyutları 1965’te Uluslararası Standartlar Örgütü (ISO) tarafından Her formanın uzunluğu bir önceki formanın enine, her eni de bir önceki formanın uzunluğunun yansına eşittir, ’de ise yaygın tabaka boyudan 70 x 100 ve 57 x 82 cm’dir.)
– – -^-ıf eder. Perdahlayıcı doğal pürüzlülüğü azaltır ve üst üs-
– :;-rjaiş ruloların dönmesiyle yaprağın kalınlığını ayarlar. – -cbinleyid yaprağı ana bobinlere sarar; bunlar daha son-
. ;~5r. boyudara göre kesilebilir. Bir ana bobinin ağırlığı 10-
– : kâğıdın uzunluğu da 52 m’yi bulabilir. Kâğıt müh-
kalenderieme silindirlerinden geçer (bu işlem üretim •_* .aşında gerçerieştirilir): iki yatay rulo sırasıyla metalden ■.. * – jsiş selülozdan yaprağı sıkıştırır ve ovuşturur.
DEĞİŞİK KÂĞIT TÜRLERİ
. _ – îr fclianılma amacı göz önüne alınarak, özel nitelik-.ü”.i::an ve/veya maliyeti düşüren özel işlemlerden ge-r.’esela kaolen, titan oksidi, talk, alçıtaşı, kalsiyum – şbı sertleştirici mineraller toz halinde kullanılır;
…..- – rranı, kuru liflere göre toplam ağırlığın yüzde 5’iyle
: ^ arasında değişebilir. Bu sertleştirici maddeler kâğı-. :;;.™-ezliğini, saydamsızlığını ve boyutsal kararlılığı-: r.,-.em değişiklikleri veya örneğin baskı makinelerin-.. ve mekanik zorlamalar sırasında boyutlarım, do-
; -2 biçimini koruması) artırır. Nişasta veya optik çi-. :r gibi katkı maddeleri, yaprağın iç molekül yapışık-;-.eştiricileri tutma gücünü veya beyazlığım artırmak • _ -T2 katılır.
_ .‘^vrarrumn özdeşleştirildiği beyazlığı elde etmek için, ^ kadar nemli kâğıtlar güneşte kurutuluyordu; güneşin _;:r-an renkli bileşenleri yok ediyordu. 1774’te klorun . r_leş:klerin keşfi hamurların kimyasal yoldan beyazla-i ■ ;Âadı. ikinci Dünya Savaşı’ndan beri, esas olarak en rr.; :ks:_tenli su olan peroksitler kullanılmaktadır. Selüloz, —- -sararmasına yol açan odunözü kalıntısının yok edil-: – r.-azlatılır; böylece beyaz ve dirençli bir kâğıt elde edi-belikte, son birkaç yıldır ekolojik kaygılarla atık su-_ı_— ık amacıyla klorla beyazlatmaya gitgide daha az baş-
. -; ; L<âğıtlara kaba denir ve bunların kullanımı tipogra–. ■. -3 sınırlıdır. Mekanik işlemle aharlanan kâğıtların ,4 .zî’j. bir yüzeyi vardır; bunlar iki kategoriye ayrılır: i i.:1ar ve mühreli kâğıtlar. Kâğıt perdahlayıcıdan ge-
– ; “arlanır veya kalenderden geçerken mührelenir
genellikle daha az beyazdır). Baskı kâğıdının :: -:: hiçbir pürüz olmaması gerektiğinden kuşelenir; _ – _=slenmesi selülozik malzemenin üzerine, birbirleri-:: -_re çift etkili bir yapıştırıcıyla (nişasta veya kazein)
„ – -re ufalanmış mineral maddelerden oluşan bir sen-i -:-k lateksiyle karıştırılan gerçek bir dış kaplamanın . – ■: ,-ien oluşur.
kâğıtları. Bu kağıtlar üç kategoriye ayrılabilir: kaba ; kâğıtlar ve hafif kuşe kâğıtlar. Kimyasal veya me-
– – -omurdan üretilen kaba kâğıt tutkalsızdır, pek az sert-:;nr ve az aharlanmıştır; bunlar tipografiyle basılan si-ız yazılı ve resimli kitaplarda kullanılırlar. Ofset kâğıt
– z_î aynı hamurdan üretilir, ama tutkallı ve sertleştiri-
– “ar. zengindir ve perdahlayıcıdan veya kalenderden
– iz baskıda kullanılır ve kitaplarda, süreli yayınlarda
belgelerde pek çok siyah-beyaz ve renkli çalışma-
– enr. Hafif kuşe kâğıtların kalitesi daha yüksektir;
bunlar kimyasal bir hamurla gerçekleştirilir ve yüzeyine az veya çok yüksek bir mineral sıvama uygulanmıştır; bu kâğıtlar kalenderlenmiş, öylece bırakılmış veya hafifçe mührelenmiş olabilir. Mat veya parlak olabilen bu son kâğıtlar dört renkle basılan dergilerde ve kataloglarda kullanılır. Gazeteler, dergiler ve kitaplar 1991’de toplam yıllık kâğıt üretiminin yüzde 45,2’sini oluşturuyordu.
Yazı kâğıtları. Bunlar okul defterlerinin, bloknotların, mektup kâğıtlarının ve zarfların, formülerlerin, fotokopi ve daktilo kâğıdarının üretiminde kullanılırlar. Beyazlatılmış bisülfitli ve sülfadı hamurlardan üretilirler. Yüksek oranda mineral sertleştirici içerirler, tutkallanma düzeyleri yüksektir ve çoğunlukla mührelidirler.
Kartonlar. Bu terim metrekaresi 225 g ve daha ağır olan malzemeler için kullanılır. En hafif kartonlar, sıradan kâğıt gibi hamurun bir kez dökülmesiyle üretilir. Elde edilecek kartonlar ağırsa, üretim zinciri değişir: iki veya üç ayrı hamur, aym sayıda eleği beslemek üzere birleştirilir; değişik lifli şilteler presleme bölümünde bir araya getirilir. Ambalaj kâğıtlarının ve kartonlarının üretimi sülfadı hamurlarla üretilmiş kraft kâğıdarım kapsar. Oluklu mukavvalar yüksek oranda kraft kâğıdı içerir ve kuşe kartonlarda her tür zemin malzemesi kullanılır. Mekanik dirençleriyle ünlü kraft kâğıtların üretimi baskı kâğıdımnkinden daha büyüktür.
Özel kâğıtlar. Çok sayıda özel kâğıt çeşidi vardır. Resmî belgelerin basımında kullanılan kâğıdar sahtecilikten özel işlemlerle korunurlar: sahtecileri caydırmak için kâğıt kitlesine ayıraçlar karıştırılır. Fotoğraf kâğıdannın son derece katışıksız ve sulu işlemlere dayanıklı olmaları gerekir, istatistiksel kartların boyuda-rı değişmemeli ve kalınlığı hep aynı olmalıdır.
Banknot ve tahvil kâğıdarı eskimeye ve yıpranmaya dayanıklı olmalıdır. Kurutma kâğıdarı ne tutkallı, ne sertleştirici, katkılı, ne de aharlıdır. Fiziksel tepkimeli kopyalama kâğıtları bir tuşun vuruşuna veya bir tükenmez kalemin baskısına tepki gösterir; kimyasal tepkili kopyalama kâğıdarı da vuruşa tepki gösterir: bu kâğıdar telekslerde ve basımda kullanılır. Çok beyaz veya meta-lize olan elektriğe duyarlı kâğıdar bir makinenin ürettiği elektrik kıvılcımına tepki verir. Termik kâğıdar elektrokardiyogramlarda ve fakslarda kullanılan hiperaktif kâğıtlardır. Bar kodlar, çekler, loto bültenleri, metro biletleri gibi magnetik okumada kullanılan kâğıdarm üretiminde, hamurlar, bozucu öğelerden ayıklayıcı iki büyük mıknatısın arasından geçirilir.
Eldeki kâğıt yelpazesinin büyük çeşitliliği, kâğıdın bazen beklenmedik uygulamalarda kullanılmasını sağlamıştır: mesela tasarımcılar kâğıtları ve kartonları abajurdan koltuğa, masadan etajere kadar uzanan mobilyalarda kullanmayı tercih etmişlerdir. Kâğıdar ve kartonlar en kalın biçimleriyle, iç döşemede süsleme işlevi gördükleri otomobillerde de kullanılmaktadır. Telematik çağına giriliyor olması kâğıdın performansını yükseltmeyi ve maliyetini düşürmeyi amaçlayan derinleştirilmiş araştırmalara konu olmasını engellemektedir.
KÂĞIT EKONOMİSİ
Dünya kâğıt ve karton tüketimi, özellikle Güneydoğu Asya ülkelerinin son yıllardaki ekonomik atılımmdan beri sürekli artmaktadır. Kâğıt ve karton tüketimi bazı ülkelerde dev boyudar-dadır: örneğin ABD’de 1992’de-kişi başına 308,7 kg’ye ulaşmıştır; Avrupa henüz bu noktada değildir: mesela Fransa’da kişi başına kâğıt ve karton tüketimi sadece 158,7 kg’dir, ama bu rakam bile ekmek tüketiminin iki katıdır!
1992’de dünya kâğıt ve karton üretimi 247 milyon ton, tüketim ise 238 milyon tondu. Bu birkaç rakam kâğıt sanayisinin ekonomik önemini ortaya koymaktadır.
Odun lifleri bugün dünya kâğıt üretiminin yüzde 90’ından fazlasını sağlamaktadır. Bununla birlikte kâğıt hamuru sanayii tamamen orman yan ürünlerini tüketmektedir: seyreltme amacıyla kesilen ağaçların kütükleri, budanmış ağaç odunları, bıçkı artıkları; bu, orman atıklarının düzenlenmesini sağlamaktadır. Tarihsel bir perspektifte bakıldığında, ormanların yüz yıl öncekinden iki kat geniş bir alanı kapladığı İsveç veya Fransa gibi ülkeler dışında, ormanlık alanların yarı yarıya azaldığı görülmektedir.
Doğu blokunda yaşanan son altüst oluşlar kâğıt tüketiminde bir artışa yol açacaktır ve tahminler 2010 yılı dolaylannda Avrupa’da bir odun kıdığımn yaşanacağım gösterdiğinden, ormanın öneminin, ekonomik, toplumsal ve ekolojik yararının bilincine varılması, geleceğe yapılmış bir yatırım durumuna gelmektedir. □
(milyon ton)
ABD 74,729
Japonya 28,322
Çin 17,251
Kanada 16,594
Almanya 12,930
Finlandiya 9,147
İsveç 8,378
Fransa 7,697
BDT* 6,050
İtalya 5,961
Güney Kore 5,504
Ingiltere 5,128
Türkiye 0,471
Dünya üretimi 246,978
‘Bağımsız Devletler Topluluğu Kaynak: Kâğıt Hamuru Federasyonu
Biilün lifler aynı hamuriann üretiminde kullanılmaz: üstte, kimyasal hamuriann bileşimine giren pamuk ve kestane ağacı lifleri; altta, mekanik hamurlarda kullanılan yaprak ve reçineli ağaç lifleri.
AYRICA BAKINIZ
► |b.ahsli ağaçlar * EMSİ basım
► 1B.ANSLI ormancılık
BAŞLICA
KÂĞIT-KARTON
ÜRETİCİLERİ
(1992)