kamulaştırma

kamulaştırma, devletin, kişinin rızasına bakmadan, kamu yararı amacıyla özel mülkiyet altındaki bir taşınmaz malı alması. Çoğu ülkede anayasal hükümler malike karşılık olarak bir tazminat ödenmesini öngörür. Yasalarda, idarenin malikle anlaşarak taşınmazı satın alması da bir kamulaştırma türü olarak düzenlenmiştir. Zoralım (müsadere) terimi, kamulaştırmanın tersine, malın tazminat ödenmeksizin alınmasını belirtmek için kullanılır.

Kamulaştırmanın, tazminat ödeme yükümlülüğüyle birlikte ele alınması gereken, egemen güce özgü bir yetki olduğu düşüncesini ilk ortaya atanlar 17. yüzyıl hukukçu-lan Felemenkli Hugo Grotius ile Alman Samuel Pufendorf’tur. 17. yüzyıl başlarındaki İngiliz uygulaması, parlamentonun kamulaştırmaya izin vermesi, ödenecek karşılığı doğrudan saptaması ya da bu işi yargı mercilerine bırakması biçimindeydi. Yargı merciinin değerlendirmesi malikin yokluğunda yapılırdı. Daha sonra Amerikan kolonileri tazminatın belirlenmesi sırasında malikin de hazır bulunmasını sağlayan yargılama yöntemleri geliştirdi.
ABD’de kamulaştırmalarda adil karşılı; denetimi ve tanımıyla ilgili yasal düzen meler sınırlıdır. Mahkemeler genellikle a karşılığı malın alındığı tarihteki rayiç be< biçiminde ele alır. Rayiç bedel, yalnı; malın var olan kullanım değerini değil, iyi kullanım koşulları altında gerçekleştiri bilecek en yüksek değeri de kapsar. Fede; yönetim ve birçok eyalet yönetimi, bede yargı mercii tarafından saptanmasından c ce, uygun teminatın yatırılmasıyla idare mülkiyeti ve zilyetliği elde etme yetk veren acele alma (guick taking) yasaları] başvurur.

Öteki ülkelerin hemen hepsinde, mal alınması durumunda karşılık olarak t ödemede bulunulmasını öngören anayas ya da yasal hükümler bulunur. Fransız ‘ Alman sistemleri, Angloamerikan hukuk nun tersine, tazminatın malın idare taraflı dan alınmasından önce verilmesini öngörü Fransız ve Alman hukuklarından esinlene ülkelerde kamulaştırmanın yöneldiği kamı sal amaç sorunu idari niteliklidir ve ad yargıya gitmez. Öte yandan karayolu yap mı gibi belli amaçlara yönelik genel kamı laştırma yetkisi tanıyan yasalar bu ülkelerd ABD’ye göre daha azdır; özel durumlard kamulaştırma yetkisinin kullanılabilme: için kural olarak parlamentonun izni gere! lidir.

Türk hukukunda da kamulaştırmada mü kiyeti devlete ya da öteki kamu tüze kişilerine geçirilecek taşınmaz malların kaı şılıklarının peşin ödenmesi koşulu anayasa da öngörülmüştür (m. 46). Kamulaştırın bedelini saptayacak olan takdir komisyonı kamulaştırılan taşınmaz mala ilişkin verg beyanını, kamulaştırma tarihindeki resm makamlarca yapılmış kıymet takdirlerini taşınmaz mallann birim fiyatlarını, yap maliyet hesaplannı ve öteki objektif ölçütle ri dikkate alır. Kamulaştırma bedeli genel likle nakdi ve peşin olarak ödenmekle birlikte, tanm reformunun uygulanması büyük enerji ve sulama projeleri ile iskâr projelerinin gerçekleştirilmesi, yeni orman-lann oluşturulması, kıyıların korunması ve turizm amacıyla kamulaştırılan topraklann bedelleri beş yıla varan taksitlerle ödenebilir. Bu durumda taksitler eşit olarak belirlenir ve peşin ödenmeyen bölüm devlet borçları için öngörülen en yüksek faiz haddine bağlanır.

İlgililer takdir komisyonunun belirlediği kamulaştırma bedelinin yükseltilmesi için adliye mahkemesine başvurabilecekleri gibi, bedeli yüksek bulan idare de bunun indirilmesi için adliye mahkemesine başvurabilir. Bu tür davalara, hangi tarafın açtığına bakılmaksızın bedel davası denir. Acele durumlarda idare, adliye mahkemesine başvurarak, bilirkişilerce saptanacak taşınmaz mal bedelinin bir ulusal bankaya yatırılması karşılığında taşınmaz mala hemen el konmasına karar verilmesini isteyebilir (acele el koyma usulü).

İdarenin özel kişilere ait bir taşınmaz mala hukuka uygun usullere bağlı kalmaksızın el koyması durumunda “dolayısıyla kamulaştırma” söz konusudur. İdare tarafından girişilen bir bayındırlık işinin idare temsilcilerince bir özel mülkü sınırları içine alacak biçimde genişletilmesi durumunda böyle bir olay ortaya çıkar. Hukuka uygun olmayan bir biçimde kamulaştmlarak kamu hizmetine ayrılmış ya da kamu yararına yönelik bir gereksinim için aynlmış ve üzerinde bu amaçla tesis yapılmış taşınmaz mallann geri alınması için idare aleyhine açılan istihkak ve müdahalenin önlenmesi davaları Yargıtay’ca kabul edilmiştir. İdare hukuku esaslarına ve kamu hizmetinin sürekliliği ilkesine uygun düşmeyen bu içtihadın düzeltil-

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*