kamuoyu

kamuoyu, belirli bir konuda toplumun büyük bir kesimince benimsenen görüş, tavır ve inançların toplamı. Tanımı konusunda siyaset bilimciler, sosyologlar ve sosyal psikologlar arasında önemli görüş ayrılıkları vardır. Bazen bir grubun yerleşik inançları, bazen sonuçtan bağımsız olarak görüşlerin oluşturulma süreci, bazen de mantıksal düşünce süreci sonucunda benimsenen görüşler için kullanılır.

19. yüzyılda görüş oluşturma sürecinin ussal temelleri vurgulanırken, 20. yüzyılda ba süreçte başka etkenlerin de rol oynadığı ortaya kondu. 1828’de W. A. Mackinnon kamuoyunu, “belli bir konuda toplumun en bilgili, zeki ve ahlaklı kişilerince paylaşılan -,.s gittikçe yayılarak eğitim düzeyi ne olursa ^Isun herkesçe benimsenen eğilim ya da .lygar bir topluma uygun düşen duygu” biçiminde tanımladı. Daha sonra A. L. Lo-Vveil Public Opinion in War and Peace Î923; Savaşta ve Banşta Kamuoyu) adlı •dtabında kamuoyunun, “birbiriyle tutarsız iü ya da daha fazla görüş arasından mantıksal olarak doğru kabul edilebilecek birinin r-enimsenmesi” olduğunu öne sürdü. 1900’den sonra ise sosyal psikolojinin gelişmesi kamuoyu oluşturma sürecindeki usdışı etkenlerin öne çıkmasına yol açtı. Tanıtım, reklam ve propaganda uzmanlarının uyguladıkları yönlendirme teknikleri de usçuluğa jlan güveni azalttı. Gene de, siyasal demokrasinin ilkesi, belirli kişilerin görüşleri-tm us temeline dayandığı ve mantıksal alarak savunulabilir düşüncelerin halka be-mmsetilebileceğidir.

Bir tanıma göre, görece yerleşik inançlar kamuoyunun oluşma sürecinin parçası sayılmamalıdır. Başlangıçta farklı olan görüşler arasında bir anlaşmaya varılmasına uzlaşma İenir. Montesquieu’nün “genel ruh” (esprit general), Rousseau’nun “genel irade” (vo-.’•me generale) ve İngiliz kuramcıların “halk iradesi” kavramları toplumsal uzlaşmanın iegişik türlerinden söz eder. Wilhelm Bau-sr görece yerleşik nitelikteki organik görüşleri geçici görüşlerden ayırır. Sonuç olarak kamuoyunun, kalıcı özellikler taşıyan görüşler yerine tartışması süren konulan kapsadığı kabul edilir.

Günümüzde kamuoyunun serbestçe oluşumu ilkesi, çoğulcu ve özgürlükçü demokrasinin temellerinden biridir. Siyasal demok–asiyi genel seçimlerle sınırlı olmaktan çıkararak sürekli katılıma açık hale getiren de ,’zgür bir “kamuoyu rejimi”nin varlığıdır. Bu açıdan düşünce, basın, radyo-televiz-\an, toplanma, dernek kurma, siyasal faaliyet (partiler) özgürlükleri ile baskı gruplan
hem bireysel ve toplu ifade araçları, hem de kamuoyunun serbestçe oluşumunu sağlayan kanallar durumundadır

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*