Kaptan ve Çarkçı Mektebi, tam adı milli

Kaptan ve Çarkçı Mektebi, tam adı milli

TİCARET-İ BAHRİYE KAPTAN VE ÇARKÇI MEKTEB-İ ÂLisi, ticaret gemilerine kaptan yetiştirmek üzere 1909’da İstanbul’da açılan meslek okulu.

Osmanlı Devleti’nde ticaret gemisi kaptanı yetiştirmek üzere ilk kez İstanbul’da, Gala-ta’daki Arap Camisi yanında bir meslek okulu açılmışsa da, bu okulun adı bilinmediği gibi, programına ve gelişimine ilişkin bilgi de yoktur. 1884’te, ticaret gemisi kaptanı yetiştirmenin önemini vurgulayan ve liman kentlerinde kaptan ve çarkçı mektepleri açılmasını öngören bir tezkire-i samiye yayımlandı. Buna bağlı olarak 1887’de Heybeüada’daki Mekteb-i Bahriye bünyesinde, 1880’lerde de Azapkapı’da kurs düzeyinde eğitim veren bir kaptan mektebi açıldı. Azapkapı’daki okul 1909’da Hamid Naci’nin girişimiyle özel okul olarak yeniden düzenlendi ve Milli Ticaret-i Bahriye Kaptan ve Çarkçı Mekteb-i Âlisi adıyla öğrenime açıldı. Birkaç kez yer değiştiren okul 1913’te Maarif Nezareti’ne bağlandı. 1927’de Yüksek Deniz Ticaret Mektebi adını alarak, Ortaköy’deki Feriye Saraylarından birine taşındı. Ayrıca bak. Yüksek Denizcilik Okulu.

kaptanıderya, 16. yüzyıla değin deryabe-yî ya da kaptanpaşa, Osmanlı Devleti’nde deniz kuvvetlerinin komutanı.

İlk Osmanlı deryabeyleri, sancak yöneticiliği de yapıyorlardı, Osmanlı deniz üssü İzmit’ten Gelibolu’ya taşındıktan sonra der-yabeyine kaptanıderya da denmeye başladı. II. Mehmed (Fatih) döneminde (1451-81) donanma güçlü bir yapıya ve örgüte kavuşurken, kaptanıderyanın yetkileri de artırıldı. 1533/34’te, Cezair-i Bahr-i Sefid ile Cezayir-i Garp bir yönetimde birleştirilerek Kaptanpaşa Eyaleti oluşturulunca, kaptanı-deryanın aynı zamanda bu eyaletin yöneticisi olması, eyalet işlerini de atayacağı bir vekille yürütmesi kabul edildi. Ama kapta-nıderyalığın önem kazanması Barbaros Hayreddin Paşa’nm bu görevi yürütmesi sırasında oldu. 16. yüzyılın sonunda kapta-nıderyalığa atananların vezirlik rütbesiyle Divanı-Hümayun’a üye olarak katılmaları uygulaması başlatıldı.

Kaptanıderya, Donanma-yı Hümayun’un ve Tersane-i Âmire’nin en büyük amiriydi. Denizcilikle ilgili bütün atamaları yapma, hüküm yazma ve tuğra çekme yetkisi vardı. Derya Kalemi’ne bağlı zeamet ve tımarların dağıtımını da o yapardı. Başlıca ödeneği, 888.500 akçe gelirli kaptanpaşa haslan ile iltizama verilen 33 adanın 5.600.000 akçelik geliriydi. Deniz seferlerine çıkışta 1.000 cebelü götürmesi gerekirdi. Sefer dönüşünde İç Hazine için “döşemebaha” (1.600.000 akçe) sunması, padişaha, valide sultana, kadın efendilere pahalı armağanlar vermesi gelenekti.

Kaptanıderyalığa atanan kişi önce sadrazamın katında kürk giyer, sonra törenle Tersane-i Âmire’ye gidip göreve başlardı. Bazen denizcilerden de atamalar yapılmakla birlikte, bu göreve çoğunlukla sivil ve asker vezirler getirilirdi. Donanmanın manevrasını, kıyı ve açık deniz karakol hizmetlerini, Tersane-i Âmire çalışmalarını planlamak kaptanıderyanın asıl görevleriydi. Tersane-i Âmire’deki Divanhane denen makamında şikâyetleri dinleyen kaptanıderya, Haliç ve çevresinin güvenliğinden de sorumluydu. Tersane-i Âmire alanlarındaki davalara doğrudan bakar, idam cezası da verebi-
111 Kapteyn, Jacobus Cornelius
lirdi. Bazı davaları da kadıya havale ederdi. Donanmayla denize açılacağı zaman, İstanbul’dan hareket etmeden önce Tersane-i Âmire’de sadrazama teftiş verir, sonra onunla birlikte Topkapı Sarayı’na giderek Yalı Köşkü’nde padişahın katına çıkardı. Bu sırada donanma da saray açıklarında demirleyerek top atışıyla selamlama görevini yerine getirirdi. İstanbul’da olmadığı zamanlarda kaptanıderyaya tersane emini vekâlet ederdi. En kıdemli yardımcısı tersane kethüdası, donanmadaki yardımcıları da kapudane(*), patrone(*) ve riyale(*) idi. Kaptanıderyalık 1867’de kaldırılarak Bahriye Nezareti ve Kumanda Meclisi adında iki birim oluşturuldu. 1876’da ve 1878-80 arasında yeniden kurulduysa da, sonunda kaptanıderyanın asıl görevlerini bahriye nazın üstlendi.

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*