BİLGİSAYAR EKRANINDAKİ SENTETİK GÖRÜNTÜLER
Bir Çin atasözünde, “Bir görüntü, onbin sözcük değerindedir ” deniliyor. Bilgisayarlarla yapılan sente-ik görüntüler göz önüne alınırsa, bu atasözü daha da anlam ;azanır. Yalnız bir “yenigörüntü” makinaların belleğinde, >ir sözcüğün kapladığı yerin bir milyon katı yer kaplar. An-:ak buna karşın çizimli bilgiişlem (grafik enformatik) uzay alışmalarından film yapımına dek birçok alanda, sözcükle-in yerine geçmiştir. Sentetik görüntülerin gelişmesindeki tek ıngel, bilgisayarların sınırlı gücü ve üretimin pahalı oluşudur.
Gelişmiş ülkelerde, televizyon ekranlarında, sinemada, lastanelerde, mühendislerin çizim masalarında, üst düzey gö-evlilerinin çalışma odalarında ve sanatçıların atölyelerinde çullanılan “yeni görüntüler”, günlük yaşama iyice girmiş-erdir. Uzmanlaşmış kuruluşları ile “bilgiçizim (enfografi)” izimli bilgiişlem (grafik enformatik) karşılığı olarak, bü-‘ük bir sanayi alanı olunci, bol bol özel ürünler vermiş ve »eniş bir pazara kavuşmuştur. Yıllık büyüme hızı % 35’i bu-an bu alan için 1986’da harcanacak para, tüm dünyada yak-aşık 5 trilyon TL. dolayında olacaktır.
Bir sözcük oyununu anımsatan “yeni görüntüler” de-‘iminde kapsayan yöntemler, çok çeşitli teknikler ve özel ızmanlık yetenekleri gerektirir. Bu yazımızda bütün bu iş-emlerin nasıl gerçekleştirildikleri, örnekleri ile kısaca açık-anmaya çalışılmaktadır.
Söz konusu teknik yöntemler iki büyük grupta toplana->ilir: Görüntülerin incelenmesi ve sentezi.
İnceleme, görüntülerin sayısal kodlanması ile ilgilidir; bu’ ;odlama yardımı ile görüntülerin iletilmesi, çeşitli alıcılarda aniden oluşturulması ve biriktirilmesi (video-disklerde, sansal optik disklerde….) sağlanır.
İncelemenin ikinci türünde, görüntülerin çözümlenmesi ‘e onarılması söz konusudur. Bu yöntem tıp, telealgılama, neteoroloji, jeoloji, astronomi, v.b. gibi birçok bilim dalınla zorunlu olmuştur. Örneğin uzay sondalarının Yer’e gön-
El ile yoklanmak istendiğinde, bu altın ya da bakırdan yontunun gerçekte var olmadığı anlaşılır. Bu üç boyutlu sentetik görüntü, kusursuz girinti çıkıntılarıyla sanki gerçek gibidir.
gürültüden temizlemeden bu işaretlerden yararlanılamaz.
İncelemenin üçüncü yöntemi, biçimlerin tanınması ile ilgilidir. Bu yöntem, yapay zekânın özellikle silahlanma, tıp ve sanayide çokça başvurulan bir alanıdır. Geliştirilmiş robotlar, işledikleri nesneleri görme ve tanıma yeteneği kazanmaya başlamışlardır. ’
Görüntülerin sentezi ise, insanın düzenlediği veriler ve programlardan yola çıkarak, bilgisayarca hesaplanmış görüntüleri oluşturmak demektir. Çeşitli uygulamalarda, bu görüntülerin oluşma zinciri, tümüyle aynı kalır: Verilerin alınması, çizim gösterimlerin hesaplanması ve görüntülerin oluşturulması. Fakat sonuçların niteliği, işletilen matematiksel modelin gelişmişliğine ve kullanılan bilgisayarın hesaplama gücüne bağlı olarak önemli değişmeler gösterebilir:
İş bilgisayarlarının verdiği daha incelikli çizimler, iki boyutlu sentetik görüntülerin geniş bir uygulama alanını oluştururlar. Kuruluşlar arasındaki yakın ilişkiler (ticari tartışmalar gibi) gitgide daha çok, bilgisayarla yapılmış histog-ramlara ve daha başka eğrilere dayanmaktadır. Reklamcılar, televizyon programları yapımcıları ve sanatçılar da “2 boyutlu” görüntüler üreten bu elektronik paletin zenginliklerinden yararlanmaktadırlar. Sanayi ürünlerinin “Bilgisayar
olması amacı ile “2 boyutlu” görüntülere başvurmaktadır. Örneğin, çalışma boyutunun mikronlarla (l(Mm) ölçüldüğü elektronik devrelerin kullanılması, 4096 x 4096 noktaya ulaşabilen görüntüleştirme ekranları gerektirmektedir.
Başka birçok alanda ise, hacimli görüntü oluşturma hızla zorunlu olmuştur. Karmaşık matematiksel modellerle üç boyutlu görüntülerin gelişmesi bu gereksinimden doğmuştur. Mekanikte, otomotiv ve havacılık sanayiinde, çizim tahtaları yerlerini gitgide ekranlara bırakmışlardır. Yeni ürünler üç boyutlu olarak, yapısal, aerodinamik v.b. hesapların ya pılmasına yarayan métal kafesler biçiminde gösterilmişlerdir.
Daha gerçekçi görüntüler elde etmeyi sağlayan bir çok teknik vardır: İncelikli renklendirme, görünmeyen bölümlerin çıkarılması, gölgeleme, saydamlık, dokusal gönünüm, v.b.
Son olarak, sinema ve televizyon izleyicilerinin önemle üstünde durdukları, bu sanal karmaşık nesneleri canlandırmak kalmıştır. Birkaç yıldan beri, ticari başarı kazanan filmlerin çoğu, askerlerin ve bilim adamlarının karmaşık oluştururlarda kullandıkları, bu çok geliştirilmiş sentetik görüntülere başvurmaktadır.
Gerçeğe çok bağlı kalan ve cismin her yanından görünmesini sağlayan bir görüntünün elde edilmesinde hiçbir ku-
Sentetik görüntüleri ilk olarak, yeni ürünler yapabilmek için, “Bilgisayar Eşliğinde Kavrama (BEK) “amacı ile, mühendisler kullandılar: Önce, üstteki fotoğrafta görülen bu motosiklet gibi iki boyutlu olarak; sonra da, alttaki fotoğrafta görülen ve tüm kesitleri ile incelene-bilen, hareket kollarının bağlandığı ve onları ayarlayan bu araba motoru parçası gibi üç boyutlu olarak. Bu görün tüter günlük tartışmalara da girebilir.
Görüntülerin incelenmesi yeni araştırma alanları nm doğmasına yol açar. Deniş Boursin, başka sanatçı larla birlikte, “Djintroni denen bir resim yapma tekni ği yaratmıştır; Artron elektronik paletini kullanmakta dır (soida üstte}, Video oyunları ve elektronik çözümleme birleştirilerek, sonsuz sayıda görüntü elde edilmesi de sağlanabilir; ABM – Visuel’in Ange Manganelli kompozisyonu (solda altta).
ramsal sınırlama yoktur. Bu bakış açısı ile, dekorları ve oyuncuları doğrudan doğruya elektronik hesaplamanın ürünleri olan bir filmin yapımı düşünülebilir. Engeller teknolojik ve parasal niteliktedir. Kimi Amerikan üretim kuruluşlarının işlettiği, Cray X-MP gibi, günümüzün en güçlü bilgisayarları bile, gereken milyarlarca hesaplamayı akla yatkın bir uman içinde yapmaya yeterli değillerdir. Öte yandan, bir filmin her saniyesi başına yaklaşık 82 bin TL. tutan üretim fiyatlarının yanına yaklaşmak da pek olası değildir. Fakat lintttlk görüntüler elde etmek için yapılan araştırmalar, ankÇ gençler; yüksek tümleştirme (integraron) inin hazırlanmış ÇtVllm-ler (devreler) çok yönlü koşut işlemciler alafltnda 0İdu|u