lığasığındılar, bir yığın halinde birbirleriyle sıkışarak ısınmağa çalıştılar ve böyle hareketsiz bir halde 3 haftaya yakın bir zaman aç susuz yaşamayı başardılar. Bu sırada kuzeyden daha bir sürü kırlangıç geldi ve bu transit limanını ağzına kadar doldurdu.
Kuş uzmanları buna “havayla koşullanan bir göç çığı” adını verirler ve havalar düzelince “yol” un açılacağına işaret ederler. Fakat 1974’te soğuk devam etti ve yağmur kesilmedi. Eğer insanlar yardıma koşmasaydı, bu bütün Kuzey ve Orta Avrupa kırlangıç nüfusunun açlıktan ölmesiyle sonuçlanabilirdi. Alman Kuşları Koruma, Hayvanları koruma Birlikleri beraberce o zaman tartışmaya konu olan bir eylemle yüzbinlerce kırlangıcı uçaklarla Kahire’ye kadar taşıttılar. Oradan itibaren kırlangıçlar gidecekleri yolları kendileri buluyorlardı. Bazı ornitologlar (kuş uzmanları) bunu protesto ettiler ve havanın değişmesini beklemenin daha doğru olacağında ısrar ettiler, fakat hava kolay kolay değişmedi.
Tena hava bölgelerinin etrafından oldukça uzaktan geçip kurtulan biricik kuşlar kayalıklarda yyydianan bir tip kırlangıç kuşuydu (Mauerseg- ler), bunlar saatte 90 ki(ometrelİk bir h>z)a uçabiliyorlardı. örneğin onlar “içlerindeki hava gözlemevi” ile 1977 de Alp zincirinin kuzeyindeki güneşli havalarda Po-düzlüğünde müthiş
fırtınalar olduğunu sezmişler ve yollarını alışkanlıklarının tersine Güney Fransa ve Ispanya’ya yöneltmişlerdi. Yüksek hızları sayesinde bu kırlangıçlar bütün öteki göçmen kuşlardan önce Büyük Sahra’ya varmışlardı. Bu kuşların içlerin; deki gözlemevinin nasıl işlediği şimdiye kadar saptanamamıştır. Yalnız bu hayvanların bir çeşit barometreye sahip oldukları ve bunun yardımı ile hava basıncındaki değişiklikleri duydukları bilinmektedir. Kuşların hayret verecek örneklerde bu kadar zengin olan bu göçünde ilginç bir olay da; turnaların, kız kuşlarının ve daha birçok başka kuşların sivri bir kama şeklinde uçarak kuvvetli ve büyük kuşların daha zayıf takım arkadaşlarının göçlerini hafifleştirmeleri, onlara bir çeşit destek olmalarıdır.
Uçak mühendisi Dr. Dietrich Hummel’in kanıtladığına göre Kama formasyonunda bir uçuş üyelerinin sayısına göre % 23’e kadar enerji tasarruf etmektedir Yalnız bundan sivri uçta uçanlarla büyük kanatlılar pek fazla yararlanamaz, oysa geride uçanlar ve küçük kanatlılar en fazla kazanırlar: Uçan kuş sürüsünün oluşturduğu hava çekimi onları beraber sürükler. En güç görevi üstüne alan sivri uçta uçan ilk kuşun çok nadir nöbetini değiştirmesine rağmen, hayvanlar aleminde gerçek bir yük dengesinden “akım tekniğiyle bağımlı” mükemmel bir iş birliğinden söz edilebilir