usul

usulleri gün geç­tikçe daha duyarlı hâle gelmektedir. İlk kul­lanılan yöntem, kuşa halka takmak idi. Göz­lem istasyonlarında kuşları yakalamak için Helgoland tuzağı denilen huni biçimindeki bir ağ kullanılır. Bunun bir ucuna yiyecek konarak kuşların kolayca tuzağa düşmesi sağlanır. Tuzağa tutulan kuşlar halkalanır. Kuşun ayağına takılan küçük halkada kuşun ‘Kimlik sicili numarası” ile lıalkalamayı ya­pan araştırma merkezinin adı bulunur. Bu yöntem sayesinde Doğa Tarihi Müzesi’nin memeli hayvan ve kuş göçü araştırma merke­zinden M. Jarry, köy kırlangıçlarının yer de­ğiştirimi üzerinde çalışırken Sen ve Marn da yuva kuran kırlangıçların hayatta kalma ve üreme bölgesine geri dönme oranları gibi hu­susları ^el-irle m ey i başarmıştır. Bu suretle 96 km. lik bir alana dağılmış 424 yetişkin kuştan biri eri<ek, üçü dişi olmak üzere sade­ce dördünün Birinci ve ikinci kuluçka dö­nemleri arasında ve bir kilometreyi aşmamak üzere yer değiştirdiğîrîi-belirledi. Eğer araş­tırma limiti 1,5 kilometreye çıkarılırsa yer değiştiren kuş sayısı 11 ‘i erkek, 12’si dişi ol­mak üzere 23’e yükseliyordu, bunlar da ilk yuvalarını terk ettikten sonra yerleştikle­ri ikinci yuvalarına bağlı kalıyordu. Ayrıca erkek kuşların yuvalarına özellikle bağlı ol­duğu gözlenmişti. Erkek kuşlar yuvaların­dan 5 kilometreden fazla uzaklaşmazlar, oy­sa, daha gezginci olan dişiler yuvanın 28 ki­lometre hattâ daha uzağında dolanırlar. Ay­nı şekilde, bu kuşların bir yıldan diğerine ha­yatta kalma oranları da tahmin olunabilmiş­tir. 2—3 yaş arasında bu oran % 45, 3 —

3  yaş arasında % 48 dir. 4 — 5 yaş arasında oran 9ır 13’e inmektedir. Başka bir deyimle, iki yaşında yola çıkan 100 kırlangıçtan üç yaşında 45’i, dört yaşında 22’ i ve beş ya­şında sâdece 2 — 3’ü geri dönebilmektedir.

Halk takma usulii kuşun göç yolu üzerin­deki iki noktayı kesinlikle belirlememizi sağ­lıyorsa da, bu iki nokta arasında izlenen yol hakkında fazla bir ipucu vermemektedir. Kuşları yol üzerinde izlemek için, artık bu alanda da vazgeçilemez bir yardımcı olan radar kullanılmıştır. Bir ekran üzerine yan­sıtılan dalgalar, göçmen bir kus sürüsünün varlığını haber verebilir.Bazı âletler o kadar güçliidür ki, gözetleme bölgesinden 100 ki­lometre uzaklıktaki bir tek kuşu bile sapta­yabilirler, hattâ aynı zamanda değişik yük- seKliKierue goy eueıı kuş suruıermııı yemen uzaklıklarını belirleyebilirler. Kuşların seç­tiği uçuş yüksekliği ortalama olarak 100 — 1500 metre arasında değişmektedir, fakat dikkate değer bazı ayrılıklar da vardır: Ley­lekler 4300 metreye, kara kuyruklu deniz çullukları 6500 metreye kadar erişebilirler. Kullanılan daha incelmiş bir teknik radio- tracking (telsizle izleme) dir. Bunda radarın gözünden kaçabilen küçük kuşların vücudu­na minyatürize edilmiş bir telsiz vericisi iliş­tirilir. Yeryüzünde iyi serpiştirilmiş alıcı an­tenler ile hem bulundukları nokta, hem de izledikleri yol tesbit olunabilir. Bütün bu araştırma ve deneyler, en geniş ölçüde bilgi toplamamızı ve kuşların göç âdetlerini daha iyi anlamamızı sağlamaktadır. Bu âdetler, bir türden diğerine geniş ölçüde değişmek­tedir. Her türün ayrı alışkanlıkları, güzergâh­ları, uçuş yükseklikleri, ayrılma ve varış ta­rihleri vardır. Aslında kuşların göç biçimle­rindeki farklılık, özellikle coğrafi dağılış­larına, yaşama sürelerine, yiyeceklerine ve di­ğer türlerle yaptıkları rekabete bağlıdır. Ör­neğin son 20-30 yıl içinde esmer martıların sayısı o kadar artmıştır ki, bir çok kuşlar ar­tık üreme alanı bulmak için daha uzak böl­geleri araştırmak zorunda kalmışlardır. Eski­den sadece İberya yarımadası ile Kuzey Batı Afrika kıyıları boyunca KTşiayan bu kuşlara bugün Fransa ve İngiltere kıyılarında da rast­lıyoruz. Sayıları böyle artmaya devam ettik­çe kimbilir nerelere kadar yayılacaklardır? Bazılarının bu yeni yerlere devamlı olarak yerleşeceği de sanılmaktadır. Aslında aynı tür bünyesinde, hem göçmen, hem de yerle­şik kuşların bulunması ender bir olay değil­dir. Sığırcık kuşu buna örnektir. Yayılma alanı Doğu Avrupa’dan İngiltere’ye kadar ge­niş bir şeridi kaplar. Doğu Avrupa sığırcığı uzun yolculuklar yapar, çünkü kara ikliminin şiddetli kışından kaçmak zorundadır. Buna karşı, İngiltere’deki adaşı hemen hemen yer­leşiktir. Daha genel olarak söylersek; üreme bölgesi kutup yakınlarında olan kuşlar, üre­me bölgesi daha Güneyde olan kuşlardan çok daha fazla yol aşmak zorundadırlar. Av­rupa’nın dört bucağına dağılmış 473 kuş cinsinden ancak 32 si hemen hemen yerleşik­tir. Bunlar arasında sülün, keklik ve tavuk tü­ründen diğer bazı kuşları sayabiliriz.

Bazı göçler şaşılacak kadar geniş bir alana yayılabilir. Örneğin kanat ve kaslarının ağırl- ğı otuz gramı geçmeyen serçegillerden küçük bir kuş, sırasıyla İngiltere, İzlanda ve Grön- land’a yerleşmiştir ve şimdi Batı Kanada’da yayılmaktadır. Halbuki esas ülkesi Sahra’nın Güneyi idi. Bu kuş yılın yaklaşık sekiz ayını

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*