mesi, ölçülen bu zamanın derece cinsinden kabindeki göstergede belirlemesi. İşte bu işlem tamamlanınca pilot, o istasyona hangi yönden yaklaşmakta olduğunu derece olarak bilir.
Başarılı bir seyrüsefer, nokta—nokta yol boyu, nerede olduğunu bilmekle başlar. DME (Distance Measuring Equipement) Mesafe Ölçen Alet, işte bu görevi yüklenmiştir. Genellikle VOR cihazları ile aynı yere konurlar. DME, vericiye olan doğrudan uzaklığı gösterir (Şekil 3). Uçaktaki dijital gösterge, mil çişinden sürekli bu mesafeleri ölçer.
Saatte 600 nm (deniz mili) gibi gerçekçi bir hızla gittiğinizi düşünün. Dijital gösterge dakikada 10 nm gidildiğinden, her 6 saniyede 1 mil atacaktır.Sistemin esası şudur.DME, uçaktan yerdeki cihaza bir sinyal gönderir. Yer istasyonu, bu sinyali alır, işler ve gerisin geriye gönderir. Bir cins ping—pong topu gibi, uçak ile yer istasyonu arasındaki yayın alış—verişi ve bu sinyaller ışık hızına yakın seyrederler. İlk sinyal atıldığında DME, bu gidiş—geliş zamanını ölçer. Sinyalin hızını bildiği için arada geçen süre, otomatik olarak mesafeye çevrilir.
Birde, aynı yer istasyonuna, bir kaç uçağın sinyal gönderdiğini düşünelim DME Yer İstasyonu, bunu da kaldırabilecek güçtedir. Aynı anda birçok sinyal alıp, doğru bilgiyi doğru uçağa gönderebilecek kapasitededir.
INS
INS:, (inertial Navigation System) Süredu- rum Seyrüsefer Sistemi; tek bir aletin rota, yer sürati, ivme ve yöne göre, pozisyon değerlendirmesi metodudur. Tamamiyle kendi kendine çalışan, ne yer, ne de (Celestial Assistance) yıldızlarla yön bulma işlemine bağımlı değildir. Sistemin gereksinimi yalnızca Greenwich 0) meridyeni dünyada zaman biriminin esası olduğu için, bilgisayarın yararlanacağı, paralel (Kuzey/Güney yarıküresine göre derece olarak) ve meridyen (doğu/batı Greenwich’e göre derece olarak) değerleridir.
INS üç ana bölümde oluşur. Birincisi, Jiros- kop dengeleyici platformdur ki, ivme seziciler buradadır. Bu ivme seziciler, ileri- geri ve yada sağ—sol hareketleri ölçerler. İkincisi bilgisayardır. Bilgisayar hız, mesafe ve yön/ rota süzer seziciler. Üçüncüsünü ise, kabin (cockpit)de olan koııtrol-gösterge bölümünün, dijital bir hesap makinesi göstergesine, kontrol bölümünü de, çağdaş dokunmatik alfa—nümerik telefona benzetebiliriz. Gösterge, pilotun verdiği bilgiyi ve sonraki gelişmeleri izleme olanağı sağlar (Şekil4).
İşlerini yapabilmeleri için ivme—ölçerlerin tümüyle dengede olmaları gerekir. Bu da denge platformunun görevidir. Sabit bir seviye pozisyonu, oldukça yüklü bilgisayar işlemi gerektirir. Örnek olarak, iiroskoplarm uzay referanslı olduklarını biliriz. Biz bunların, yer—kürede yaşadığımız için dünya referanstı olmalarını da isteriz. Hepimiz biliyoruz ki, dünyamız tam yuvarlak değildir. Bu gerçek (dünyanın dönüş hızımda katarsak) bilgisayarın, platforma birçok hata ve değişkenlerin kaydını da gerektirir.