KARBONDİOKSİT HAVAYI ISITIYOR
Nezih MÜFTÜGİL Kim. Yük. Müh. Araşt. Asis.
“Fosil yakıtların artan miktarda kullanılması atmosferde karbondioksid miktarının artmasına bununda havanın ısınmasına neden olduğu anlaşılmıştır.”
Y |
eryüzündeki bitkilerin çürümesi ve fosil yakıtların yanması atmosferde bulunan kar- bondioksidin (C02) ana kaynaklarını teşkil ederler. Buna karşılık kara kıtası ve okyanuslar karbondioksidi bünyelerine alarak tabiattaki karbondioksid dengesini korurlar Endrüstri devrimi öncesi atmosfere giren karbondioksid miktarı atmosferi terkeden miktara eşitken, daha sonraları yakıt kullanımının artması bu gazın miktarının önemli ölçüde artmasına neden oldu ve 1955 yılından sonra bu artma hızlandı. Havvaii’deki Mauna Loa araştırma merkezi, Alaska ve Antarctica’daki gözetleme istasyonlarında atmosferdeki artan karbondioksid miktarını ölçmek mümkün olmuştur. Yeryüzünden çeşitli şekilferde açığa çıkan karbondioksidin bir kısmı atmöStefde kalırken, diğer kısmı kara kıtası ve okyanuslara transfer olur. Yaklaşık % 55 COz atmosferde kalırken, % 30’u okyanuslar ve % l’rfde’: kara kıtası tarafından tutulur. Çok kesin olmayan bu yüzdeler yıldan yıla da değişmektedir. Karbondioksid gazının kara kıtası tarafından tutulmasTyeşil bitkilerin bu gazı fotosentez olayında kullanmaları nedeniyledir. Okyanuslarda ise karborrdıok- sid, sodyum karbonat ve sodyum bikarbonat sedimentlerinin oluşumunda rol oynar.
Atmosferdeki karbondioksid güneş ışınları için tamamiyle şeffaftır. Bununla birlikte karbondioksid infra-red radyasyonun bir kısmını absorbe eder. Dolayısıyla karbondioksid miktarının artması atmosferin alt tabakasının ısınmasına neden olur. NzO, CHv NHy HNO}, , SOx gibi gazlar da infra-red radyasyonu kısmen absorbe ederler, fakat bunların atmosferdeki konsantrasyonları karbondioksidinkine göre oldukça azdır.
İlk defa 1863 yılında J. Tyndall karbondioksit konsantrasyonunun değişmesinin iklimi etkilediğini belirtti. 1900-1940 yılları arasında kuzey yarımküresinde görülen ısınmanın karbondioksid konsantrasyonundan ileri gelebileceği ciddi bir şekilde incelendi. Nümerik atmosfer modelleri yaparak yürüttükleri çalışmalarında S. Manobe ve R T.VVetherald 1975 yılında karbondioksit konsantrasyonunun iki katına çıkarılması halinde atmosferin alt kısmında ısının 2-3 derece (Cantigrat) arttığını gördüler
2000 yılında 375-500 ppm’lik bir konsantrasyona erişecek karbondioksidin atmosferdeki miktarının artmaması için alınabilecek önlemleri 3 grupta toplayabiliriz;
1) Fosil yakıtların yanması sonucu açığa çıkan karbondioksid gazının kontrolü; yanma sonucu ortaya çıkan S02 ve diğer gazların daha tehlikeli olması ve şimdiye kadar çalışmaların yanma ürünlerinden bu gazların giderilmesi için yapılmış olması C02 gazı ile ilgili çalışmaları geciktirmiştir. Kimya mühendislerinin artık bu konuya önem vermesi gerekmektedir. Aynı zamanda diğer enerji kaynaklarının (nükleer, güneş, rüzgar) geliştirilmesi ve daha fazla kullanılması için çalışılmalıdır
2) Atmosferdeki C02 gazının toplanması: Karbondioksid gazı karbonat gibi katı bir bileşik haline dönüştürülerek atmosferden giderilebilir.
3) Atmosferdeki C02 gazının tabiî bir şekilde giderilmesi: Ormanların ve ağaçlıklı alanların artırılması ve daha fazla karbondioksid depo eden bitki türlerinin geliştirilmesi konularına önem verilmelidir. Diğer bir tedbir olarak da okyanuslara fosfor ve nitrojen ilavesi (30:1 oranında) karbondioksid gazının yüzeyden okyanus dibine doğru olan transferini artırır.
ileriki yıllarda dünya İklimindeki mevcut dengeyi, dolayısıyla biyolojik yaşamı etkileyecek önemli sorunlardan birinin atmosferdeki karbon- dioksid konsantrasyonunun artması olduğunu bildiren bilim adamları, önlem alınmaması halinde önümüzdeki 50-100 yıl içinde dünya ikliminin 1-2 derece ısınacağını ve zaman geçirmeden bu konuda çalışmaların yoğunlaştırılmasının gerekli olduğunu belirtmektedirler