DÜNYA ÇAPINDA BİR SORUN

Kitle taşımacılığı evrensel bir sorundur, ve aşağıdaki yazıda izahına çalışıldığı gibi pek çok ülke bu sorunu çözmek için çeşitli girişimlerde bulunmuşlardır Mass Transit Dergisi yazarı Joan C. Szabo, bütün dünyada umut vaad eden yaklaşımları bu açıdan incelemiştir

Çok sayıda insanı kentsel bölgelere taşıma işi, bugün dünya üzerinde pek çok ülkenin karşı karşıya kaldığı bir sorundur. Amerika Birleşik Devletleri halkı ise kitle ulaşımına çözüm bulmada pek geride kaldığını yeni yeni anlamak­tadır.

Bu uyanışın çeşitli nedenleri arasında belki de

en önemlisi kendisini ciddi şekilde hissettiren son

enerji bunalımı olmuştur 1973 kışında Birleşik

Amerika’nın otomobiller için benzin bulamaz

duruma düşmesi, otomobil yolculuğunun birden

bire pahalılaşması çok kimseyi kitle ulaşım

araçlarına yöneltmiş, ancak bundan pek yarar „             . m.

görülememiştir.

‘acı deneyi, enerji kaynaklarının sonsyz 6lrtiŞöiğı bilincine varılması ve kentlerde hava kirfıfîğınin bir sorun olarak belirmesi kar^ısindâ^ltleşik Amerika nihayet kitli ulaşımını7

düz£ri/eVn’e’^baIarına hız vermiştir.

Cç.loıımijh.t •>!

Amefrlka Birleşik Devletleri’nin kentlerde gittikçe artan ulaşım problemini karşılamasındaki güçlük, kuşkusuz, teknolojik bilgi yetersizliğinden değildir. Neden, daha çok Amerika’nın geniş yüz ölçümü, siyasal yapısı ve otomobile göre düzenlenmiş ekonomi ve kültüründe aranmalıdır.

9,3    milyon kilometre kareye yayılmış bir ülkede, her keseye uygun otomobiller için, 30 yıl önce geniş bir yol şebekesi inşa edilmesi doğaldı. Şu anda Birleşik Amerika’da her kilometre kareye bir kilometre yol düşmektedir ve kentsel taşımanın yüzde sekseni otomobile bağlıdır. Oysa Londra’da ev-iş yeri taşımasının yüzde 85’i kitle taşıt araçları ile yapılmaktadır.

Avrupa’da eski kent merkezlerinin tarihi ve coğrafi gelişiminden ötürü, kitle ulaşımının uzun ve iyi bir geleneği vardır Yer darlığı ve nüfusun yoğun oluşu nedeniyle, Avrupa kentleri, insan taşımacılığında etkin yollar bulmaya zorlanmıştır

Paris Metrosunun olsun Londra yeraltı şebekesinin olsun uzun birer tarihi vardır. Federal Alman Cumhuriyetinde ise otobüs ve tramvaylarla bağlantılı olarak sekiz yeraltı şebekesi işlemekte­dir. Orta büyüklükteki Batı Alman kentlerinden çoğunda yeraltı şebekeleri inşa halindedir.

Kitle taşımacılığında en iyi sistemlerden birine sahip bulunan Tokyo’da gelecek on yıl boyunca yeraltı yol şebekesinin her yıl 16 kilometre uzatılması için planlar hazırdır. Bu süre sonunda Tokyo’nun yeraltı ağı 560 kilometreyi bulacaktır. New York metrosunun uzunluğu ise 371 kilometredir Moskova ve Pekin oldukça geniş olan metrolarını genişletmektedirler Prag’da 1974 yılında yeni bir yeraltı hattı açılmıştır

Bir çok ülke büyük kentlerde trafik sıkışıklığı­nı kontrol altına almak amacıyla, özel vergiler ve yasaklarla otomobil kullanımını tahdide çalışmak­tadır. Bangkok, Cakarta ve Hong Kong gibi Asya kentlerinde trafik kısıtlaması uygulanmaktadır. Singapur’da otomobil sürücüleri iş saatlerinde kent merkezine otomobil ile gelebilmek için oldukça yüksek bir aylık ücret ödemek zorunda­dırlar.

Bir çok yerde yayalar için bölgeler ayrılmıştır İtalya’nın Bologna kentinde otomobillerin kent merkezine girmeleri yasaklanmış, yayalar için ücretsiz özel otobüs seferleri ihdas edilmiştir.

Hollanda’nın 20, Batı Almanya’nın 50 kadar kentinde yaya bölgeleri kurulmuştur. Amsterdam in merkezinde yayaların kullanması için pille işleyen iki kişilik küçük arabalar yapılmıştır Kent yöneticileri hava kirlenmesini geniş ölçüde azaltan bu arabalardan 280 kadarının gelecek üç yıl içinde hizmete gireceğini bildirmektedirler Henry Ford’un seri üretim yönetimini gelişti­ren dehasının, nisbeten mütevazi bir ücret karşılığı otomobil edinmeyi kolaylaştırdığı A B D de ulaşım sorunu yakın zamana kadar değişik b

yol izlemiştir. Gerçekten Birleşik Amerikada ulaşım sorununa ucuz otomobil, ucuz benzin ve kara yolu yapımı yön vermiştir İkinci Dünya Savaşı sonunda Avrupa ve Asya ülkelerinden bazıları yanıp yıkılan kentleri yeniden kurma sorunu ile karşı karşıya kalınca, kitle ulaşımını da planlamaya koyulduklarında Amerikalılar otomo­bil alımına hız vermişlerdir.

Bundan başka, Amerikan ekonomi sistemi, yalnız otomobil değil ev edinme için de kolay kredi sağlıyordu. Amerikalılar kent merkezlerinin dışında, mevcut otobüs hatlarının çok uzağında, ucuz arazide ev alıp yerleştiklerinden evlerinden iş yerlerine gidip gelmede otomobil günlük yaşamın vazgeçilmez bir unsuru oldu. Şu anda

M’tytJmerrta’ak /ierfjh                                            c/anat/#

yerine gidip gelme için kullanılmaktadır.

Yaygın mesken düzeni ile birlikte, serbest park yeri sağlayan toplu alış veriş merkezleri gelişti. Ancak bu merkezlerden yararlanmak için biri aile reisinin işe giderken, öteki eşin alış verişte kullanabilmesi için aileye iki araba zorunlu oldu. Günlük alış verişini filesiyle, sepetiyle bir kaç adım ötedeki semt dükkanlarından sağlayan Avrupalı ve Asyalının aksine ABD’de banliyöde yaşıyan insanlar alış verişlerini otomobille yap­maktadırlar.

Ayrıca, özel bir vergi sistemi oto sahipliğini ve kullanılmasını teşvik etmiştir. 1956 da kurulan Federal Kara Yolları Fonu, oto sürücüsünün benzine ödediği verginin hemen tamamının yeni yollar yapımına aktarılmasına olahâk vermiştir Kara yollarının gelişmesi otomobile düşkünlüğü arttırmış, vergi yeni yollara harcşnmı^ ve sonuç bir kısır döngüye ulaşmıştır.                                                     ulaşım

sistemlerinin merkezden planlanıp fjn^nşç,edildi­ği bir çok Avrupa kentinin aksine, ABD’de Federal Hükümet yakın zamana kadar kitle taşımacılığını, esasen mali sıkıntı içinde bulunan yöresel hükümetlere bırakmıştır.  . , ntiı:

Savaş sonrası oto sanayimdeki patlama yanında, hükümetin tutumu ve ekonomik siyaset,

J7>/sJs                                                                   ¿js ¿/jLsJ?¿•¡’-¿s

düzeni yaratmıştır. Bu durum yalnız otomobil sahiplerini kamu araçlarından uzaklaştırmakla kalmamış, kentlerde öylesine bir trafik sıkışıklığı meydana getirmiştir ki mevcut otobüs ve troleybüs seferleri aksamış, yavaşlamış, daha pahalı hale gelmiş ve çekiciliğini kaybetmiştir. Sonuçta otomobil esasen yeterli olmayan kamu taşımacılığına öldürücü bir darbe indirmiş 1954- 1963 yılları arasında 190 dan fazla taşımacılık şirketi işlerini tasfiye etmiştir.

Yaşam biçiminde ve hükümet siyasetinde bir değişikliğin başlaması, kitlenin uyanması ile,

 

Kitle taşımacılığı evrensel bir sorundur, ve aşağıdaki yazıda izahına çalışıldığı gibi pek çok ülke bu sorunu çözmek için çeşitli girişimlerde bulunmuşlardır Mass Transit Dergisi yazarı Joan C. Szabo, bütün dünyada umut vaad eden yaklaşımları bu açıdan incelemiştir.

Çok sayıda insanı kentsel bölgelere taşıma işi, bugün dünya üzerinde pek çok ülkenin karşı karşıya kaldığı bir sorundur. Amerika Birleşik Devletleri halkı ise kitle ulaşımına çözüm bulmada pek geride kaldığını yeni yeni anlamak­tadır.

Bu uyanışın çeşitli nedenleri arasında belki de en önemlisi kendisini ciddi şekilde hissettiren son enerji bunalımı olmuştur. 1973 kışında Birleşik Amerika’nın otomobiller için benzin bulamaz duruma düşmesi, otomobil yolculuğunun birden bire pahalılaşması çok kimseyi kitle ulaşım araçlarına yöneltmiş, ancak bundan pek yarar görülememiştir.

19/3 üriiiâfcı deneyi, enerji kaynaklarının sonsyz ‘¿IftVaÖiğı bilincine varılması ve kentlerde hava’ kirliliğinin bir sorun olarak belirmesi karcısında’Öirİejik Amerika nihayet kitli ulaşımını’

düzfcR/eıtte^fcalarına hız vermiştir.

•j’InBmijt,} •>!

Amerika Birleşik Devletlerinin kentlerde gittikçe artan ulaşım problemini karşılamasındaki güçlük, kuşkusuz, teknolojik bilgi yetersizliğinden değildir. Necien, daha çok Amerika’nın geniş yüz ölçümü, siyasal yapısı ve otomobile göre düzenlenmiş ekonomi ve kültüründe aranmalıdır

9.3    milyon kilometre kareye yayılmış bir ülkede, her keseye uygun otomobiller için, 30 yıl önce geniş bir yol şebekesi inşa edilmesi doğaldı. Şu anda Birleşik Amerika’da her kilometre kareye bir kilometre yol düşmektedir ve kentsel taşımanın yüzde sekseni otomobile bağlıdır. Oysa Londra’da ev-iş yeri taşımasının yüzde 85’i kitle taşıt araçları ile yapılmaktadır

Avrupa’da eski kent merkezlerinin tarihi ve coğrafi gelişiminden ötürü, kitle ulaşımının uzun ve iyi bir geleneği vardır Yer darlığı ve nüfusun yoğun oluşu nedeniyle, Avrupa kentleri, insan taşımacılığında etkin yollar bulmaya zorlanmıştır

Paris Metrosunun olsun Londra yeraltı şebekesinin olsun uzun birer tarihi vardır. Federal Alman Cumhuriyetinde ise otobüs ve tramvaylarla bağlantılı olarak sekiz yeraltı şebekesi işlemekte­dir. Orta büyüklükteki Batı Alman kentlerinden çoğunda yeraltı şebekeleri inşa halindedir.

Kitle taşımacılığında en iyi sistemlerden birine sahip bulunan Tokyo’da gelecek on yıl boyunca yeraltı yol şebekesinin her yıl 16 kilometre uzatılması için planlar hazırdır. Bu süre sonunda Tokyo’nun yeraltı ağı 560 kilometreyi bulacaktır. New York metrosunun uzunluğu ise 371 kilometredir Moskova ve Pekin oldukça geniş olan metrolarını genişletmektedirler. Prag’da 1974 yılında yeni bir yeraltı hattı açılmıştır

Birçok ülke büyük kentlerde trafik sıkışıklığı­nı kontrol altına almak amacıyla, özel vergiler ve yasaklarla otomobil kullanımını tahdide çalışmak­tadır. Bangkok, Cakarta ve Hong Kong gibi Asya kentlerinde trafik kısıtlaması uygulanmaktadır Singapur’da otomobil sürücüleri iş saatlerinde kent merkezine otomobil ile gelebilmek için oldukça yüksek bir aylık ücret ödemek zorunda­dırlar.

Bir çok yerde yayalar için bölgeler ayrılmıştır İtalya’nın Bologna kentinde otomobillerin kent merkezine girmeleri yasaklanmış, yayalar için ücretsiz özel otobüs seferleri ihdas edilmiştir

Hollanda’nın 20, Batı Almanya’nın 50 kadar kentinde yaya bölgeleri kurulmuştur. Amsterdam in merkezinde yayaların kullanması için pille işleyen iki kişilik küçük arabalar yapılmıştır * eıö yöneticileri hava kirlenmesini geniş c azaltan bu arabalardan 280 kadarının gelece» yıl içinde hizmete gireceğini bildirmektedirler

Henry Ford’un seri üretim yönetimini ge şı-l ren dehasının, nisbeten mütevazi bir ¿.-nsü karşılığı otomobil edinmeyi kolaylaştırdığı A E T j de ulaşım sorunu yakın zamana kadar değiş * 3*1
dünya savaşı sonrasındaki devamlı gerilemenin aksine ABD’de 1974 de kitle taşımacılığı yılda ortalama % 5,7 oranında artmıştır.

Artık Birleşik Amerika’nın bütün kentleri, insanları daha hızlı ve daha kolay taşıyabilmenin planlarını hazırlamaktadırlar. Bazı kentler Avrupa- dakilere benzer metro sistemini tercih etmişlerdir 1800 lerin sonlarına doğru inşa edilmiş olan New York ve Boston metrolarına ek olarak San Francisco’da dünyanın en modern metro sistemle­rinden biri olan BART (Bay Area Rapid Transit- Körfez Bölgesi Sürat Hattı) açılmıştır Başkent Washington’da Ceorgia eyaletinde Atlanta’da Maryland’in Baltimore kentinde metrolar inşa halindedir. Chicago’da yükseltilmiş oto-yolun daha da uzatılması düşünülmektedir

1088 kilometre serbest yolun çevrelediği Los Angeles’de süratli otobüs seferleri için yollar genişletilmektedir Ohio’nun Dayton kenti yeni bir troleybüs sistemi kurmayı tasarlamaktadır Colorado’nun Denver kenti ise entegre transit şebekesi için yeniden 1.500 milyon dolar tahsisat ayırmıştır. Daha küçük merkezlerde ev-iş yeri gidiş gelişini kısaltma ve kolaylaştırma yolları aranmaktadır.

Birleşik Amerika’da problemin çözümüne yardım eden unsur sadece ulaşım sisteminin düzelmesi değil, Federal Hükümetin kitle taşıma­cılığına müdahale siyaseti olmuştur Yıllar boyun­ca Federal Hükümet, özel otomotiv taşımacılığa, kentlerdeki kamu taşımacılığından fazla mali destek sağlamıştır Bu dengesizliğe Kara Yolları Fonunun sağladığı vergi yol açmıştır 1973 de Federal Hükümet, ilk kez kentlerin Kara Yolları Fonunda biriken paralardan bir kısmını, kentsel kitle taşımacılığını finanse etmede kullanmalarına izin vermiştir.

Bu siyaset değişikliği, kitle taşımacılığı için sadece uzun süreli bir taahhüt değil, Federal Hükümetin nakdi taahhüdünün de teminatıdır. Bundan başka 1974 tarihli Ulusal Taşımacılık Yasası adını taşıyan yeni bir yasa ile 1980 e kadar uzanan bir süre içinde ABD kentsel kitle taşımacılığı için 11 800 milyon dolar harcanması­na yetki vermiştir. Yine de Federal Hükümet son on yıl içinde Kara Yollarına harcadığı 43.400 milyon dolara karşın, kitle taşımacılığı için sadece 4.200 milyon dolar harcamıştır.

Birleşik Amerika bakımından bir başka sorun da çok uzun süre otomobile bağlı kalındığından, mevcut kamu taşımacılığının gelişememiş ve yetersiz kalmış olmasıdır. Otobüs ve tramvaylarla desteklenen metro sistemlerine sahip Avrupa kentlerinin aksine, ABD nin pek çok kentinde

ulaşun pek de yeterli olmayan otobüslerle sağlanmaktadır

Bu kentlerden çoğu, ellerindeki kısıtlı mali olanaklarla, yakın gelecek için, kitle taşımacılığını ancak daha çok sayıda otobüsle takviye edebilirler Orta büyüklükteki kentler, çok pahalıya mal olması nedeniyle metroyu düşünemezler Birleşik Amerikada metro yapımı kilometre başına 31 milyon dolara mal olmaktadır. 1976 da New York, metro şebekesindeki 30 yıllık arabaları değiştire­bilmek için 2.4 milyon dolara gereksinme duymuştur; Mali güçlükler içinde bulunan, kent bu nedenle yeni metro yapımı planını bir kenara koymak zorunda kalmıştır.

Kitle taşımacılığındaki bazı gelişmelere rağ­men Amerika’da özel otomobil daha bir süre en geçerli taşıt aracı olmaya devam edecektir Birleşik Amerikada her iki kişiye bir araba, yani 210 milyon nüfusa 105 milyon araba düşmektedir. Ve yakınlarda yapılan bir anket, Birleşik Amerika­da yaşayanların şimdilik kitle taşıt araçları için özel otomobillerinden vaz geçmek niyetinde olmadıklarını göstermiştir. Ankete cevap verenler­den % 47 si kitle taşıma servisleri düzeltilse ve ihtiyaca yeter hale gelse bile iş yerlerine kendi arabaları ile gitmeyi tercih edeceklerini söylemiş­lerdir. Şimdiki halde Birleşik Amerikada özel otomobille yapılan yolculuk, öteki taşıma araçla­rıyla yapılan yolculuktan daha kısa sürmektedir ve bu en önemli tercih nedenidir

ABD Ulaştırma Bakanı, Amerika’da insanlara, otomobillerini toplum açısından daha yararlı bir biçimde kullanmalarını öğretecek bir siyasete yönelinmesini savunmaktadır. Bunun bir yolu, bir kaç kişinin aynı arabadan yararlanacağı “dolmuş” sistemidir.

Bugün için ABD’de “dolmuşlar” otobüs ve öteki kamu araçlarının iki katı insanı, yaklaşık 20 milyonu evleriyle iş yerleri arasında getirip götürmektedir. Ancak 38 milyonun her iş günü otomobille tek başlarına iş yerine gidip geldikleri düşünülürse, “otomobil sevdası” ABD’de şimdilik önemini korumaktadır. Ulaştırma Bakanlığı, “dol­muş” sistemini iş adamları, hükümet ve halka benimsetecek ulusal bir kampanya yürütmektedir. Yapılan hesaplara göre 15 milyon insan otomobil­lerini haftanın bir kaç günü bırakarak, bir arabayı tek bir kişi ile dahi olsa ortaklaşa kullansalar, trafik sorunu hafifleyeceği gibi günde 500 000 varil petrol tasarruf edilmiş olacaktır.

Birleşik Amerika’da bugün bazı kentsel bölgelerde otobüs ve dolmuşlar için özel sürat yolları ayrılması iş yerleri için minibüs seferleri, alış veriş merkezleri için özel otobüs servisleri, sürücülerin arabalarını kent dışındaki park yerlerine bırakarak kent merkezine gidecek otobüslere binmelerini sağlamak gibi çeşitli yollar denenmektedir

 

Bütün dünyanın kent içinde hareketi kolay­laştıracak çözüm yolları araması ve sorunun ortak olması, evrensel birdiologa zemini açık tutmakta­dır. Kentsel taşımacılık üzerinde araştırma ve gelişmeler yalnız ABD’de değil, öteki bir çok ülkede de devam etmektedir ve konu üzerinde uluslararası bilgi alış verişi yapılmaktadır. Batı Avrupa, Japonya ve Birleşik Amerika’da otobüs modellerini geliştirmeden, manyetik güçle kaldırı­lan araçlar gibi en yeni teknoloji üzerinde çalışmalar sürmektedir.

Aynı ülkelerde çok sür’atli yolcu trenleri üzerinde de ileri teknolojik araştırmalar yapılmak­tadır. Japonya, saatte ortalama 240 kilometre hızla giden trenleri Tokyo-Osaka arasında işletme­ye koymuştur. Japonya, Batı Almanya, Fransa ve ABD bilgi sayarlarla yönetilen “sür’atli transit sistemi” üzerinde deneylere devam etmektedirler.

Ancak, kaynakların ve fonların kısıtlı olduğu çağımızda, bütün dünyada yeni teknoloji, yasa hazırlayıcılar ve kent planlamacıları tarafından kuşkuyla karşılanmaktadır örneğin Fransa, hava yastıklı hava trenleri projesini bir kenara bırakarak, daha klasik araçlara yönelmek zorunda kalmıştır. Pek çok kent, kitle taşımacılığı sorununu çözümlemede daha az masraflı ve daha güvenilir yaklaşımları tercih etmektedir. Başka bir deyişle, henüz denenmemiş, pahalı yeni tekno­loji ile büyük sıçramalar yapma yerme, mevcut sistemlerin ıslahı ile yetinilmesi istenmektedir

Mevcut teknolojik düzene dayalı fakat dış görünümüyle modernleştirilmiş ve verimliliği arttırılmış bir taşıma sistemi olan “hafif ray” daha az pahalı olması nedeniyle, bütün dünyada özellikle aranan ve kullanılan sistemdir. “Hafif ray” deyimi genellikle tramvay, tren ve troleybüs için kullanılmaktadır ve sabit bir yol izlemesi nedeniyle trafik akımının dışındadır

34 ülkede 212 kent, otobüsten daha çok sayıda yolcu taşıma potansiyeline sahip bulunma­sı yüzünden “hafif ray” sistemlerini geliştirmekte­dir. Stokholm, Viyana ve Brüksel “ray” kullanmak­tadır Ingiltere’de New Castle, Kanada’da Fdmon- ton kentleri “hafif ray” şebekelerini genişletme girişimindedirler.

ABD’de “hafif ray” kullanan ya da kullanmayı planlayan kentlerden bazıları Philadelphia, Seatt­le, New Orleans, Shaker Heights ve Pittsburgh’dur.

Bu sisteme geç başlamak Birleşik Amerika’ya öteki ülkelerde kaydedilen gelişmelerden fayda­lanma fırsatı vermiştir Avrupa’dan alınan en önemli ders, kamu taşıt sisteminin, ulaşımın çeşitli yöntemlerini kapsayan dengeli ve entegre bir sistem olması, sadece metro ya da otobüs sisteminden ibaret olmadığıdır ABD kent planla­masında şimdi bu konu üzerinde önemle durulmaktadır.

Taşımacılık sorununa bu biçimde eğilirken, uluslararası bir çok kuruluş da, taşımacılığın bütün dünyada gelişmesi hususlarında yardımcı olmaktadır Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı, Dünya Bankası ve Ihracat-lthalat Bankası bütün dünyada ulaşım sorununa çare aramak için çabalarını esirgememektedirler.

Ulaşım sorunu ile henüz karşılaşmakta olan ABD. kent planlanması ve federal kent ulaşım araçlarına devamlı tahsisi gibi önemli konularda hiç değilse ilk adımları atmış bulunmaktadır.

Birden ve dramatik bir değişiklik elbetteki söz konusu değildir Sorun yılnız ABD’nin değil bütün dünya kentlerinin karşılaştığı bir sorundur. Ve soruna hararetle ve içtenlikle eğilinmiştir.

Çeşitli ulaşım sistemlerini kullanarak entegre bir transit ağını gerçekleştirmiş, özel’btomobil ile kamu taşıt araçları arasında sağlam’bir denge kurabilmiş bir kent, soruna en olumlu ‘Hiçimde yaklaşmış demektir. Böyle bir düzöhJferh’e; bîrr’â- larda yaşayan, çalışan ve eğlenen ki^rfefe^iı’ridi olduğundan daha geniş bir harekefr,vSerfc)0Stliği verecek, kentlere canlılık ve refah sağlayacaJkfır.

Ufuk’tan

 

 

 

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*