Tetraodontidae

Tetraodontidae familyasına bağlı bu ba­lık su içinde veya hava ile temasta tehlike anında, ağzından hava alarak bir balon gi­bi şişebilmektedir. Bu özelliğinden dolayı bu balığa “Blowfish”(şişen balık) adı verilmiş­tir.

ilgilerini başka yöne çekmek amacıyla akvaryumlar kurulmakta ve bunlardan, büyük yarar sağlanmaktadır. Öte yandan bir akvarist, kısa sürede bu merakını paylaşacak geniş bir arka­daş çevresi edinecektir. Ayrıca onun bu merak ve şevki, di­ğer birçoklarında da ilgi uyandıracaktır. Bugün Avrupa ve Amerika’da üye sayılan giderek artan birçok balık kulübü ku­rulmuştur. Bu kulüplerde üyeler belirli zamanlarda toplantı­lar düzenleyerek, konuyla ilgili tartışmakta, konuşmakta ve film gösterileri izlemektedirler. Bu sayede üyeler, hem bu ko­nuda eğitilmekte, hem de bikirleriyle kaynaşarak arkadaş çev­relerini genişletebilmektedirler.

 

 

 

 

Genellikle akciğerli olduğu sanılan “ANABANTİD” familyası gerçekte akciğerli olmayıp, solungaç yerine “LABYRINTH” adı verilen yardımcı bir solunum organı­na sahiptirler. Bu organ akciğerlere benzer yapıda olup, aynı amaca yönelik çalışır. İçindeki çok sayıdaki ince ka- pillerle, solunan havadaki oksijeni emerek balığın kan akımına verir. Bu aileye mensup balıklar, hava almak için sık sık su yüzeyine çıkar, yüzeyde ağızları ile bir miktar hava alarak tekrar su içine dalarlar. Bundan dolayı “Laby­rinth” balıkları sudaki erimiş oksijenin az olmasından fazla etkilenmezler. Anabantid ailesinin en tanınanları; Paradise (cennet balığı), Betta Splendens (Siyam kav­gacı balığı), Colisa Lalia (Cüce Gurami) ve Trichogaster (Guraml) türleridir.

Anabantid familyasının diğer ilgi çekici bir özelliği de, üreme zamanlarında erkeğin su üzerinde köpükten bir yuva kurmasıdır. Su yüzeyinde tükrüğe benzer bir salgı ile kurduğu bu köpük yuvanın yapımı tamamlandığında, erkek balık kendilerine özgü çeşitli aşk oyunlarıyla dişi balığı bu yuvanın altına çeker. Ancak dişi balık henüz yumurtlamaya hazır değilse, erkek balık genellikle bü­yük bir sinir krizine girerek dişi balığı öldürür. Bu tip ölümleri önlemek için, akvaryum meraklıları, bu balık­lan, dişinin kaçıp saklanabileceği bol bitkili ortamda üret­meyi uygun bulurlar.

Köpük yuva altına gelen, yumurtlamaya hazır bir di­şiye, erkek balık kur yapmaya devam eder ve dişi balı­ğın yumurta dolu karın kısmını resimde görüldüğü gibi başı ve kuyruğu arasında sıkıştırarak yumurtlamasını sağlar, bu yumurtlama esnasında, kendi salgısıyla yumurtaları döller. Daha sonra dişiyi bırakan erkek \ra\\Y,              ‘j\KTOHte\»\ teV. tek aqı\ Ue taçlanarak,

«ravte VâşvıV.ta \ç«\&wve ‘jetleşlmt. 4-8 saat

sonra erkek, dişi balığı kovar veya öldürür.

Bunu takibeden beş günlük süre içerisinde erkek ba­lık köpükten yaptığı yuvanın altında su yüzeyine yatan bir yerde adeta kuluçkaya yatar. Patlayan köpüklerden düşen yumurtaları ağzına alarak tekrar köpükler içersi­ne yerleştirir. Birkaç gün içersinde yumurtadan çıkan, henüz yüzemeyen binlerce yavruyu, ağzına alarak tek­rar köpükler üzerine, onların tutunabileceği bölgelere doğru püskürtür. Erkek balık, yavrulan serbest olarak yüz­meye ve kendi yemlerini bulabilinceye kadar onlara ba­kar ve sonra babalık görevinin bittiğini hisseder ve böl­geden ayrılır.

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*