Genel

TARİHİ KAYDEDEN ÇAM AĞAÇLARI

TARİHİ KAYDEDEN ÇAM AĞAÇLARI
MÖ 17’inci yüzyılda, Ege Denizi’nde bir ada olan Santorini’deki köyler, muazzam bir volkan patlamasıyla yerle bir oldular. Bu patlamayla atmosferin üst katlarına kadar savrulan kül ve gazlar Güneş’i gölgeleyecek, Dünya çevresinde sıcaklığı düşürecek düzeydeydi. ABD’deki Arizona Üniversitesi’n-den Valmore La Marche Jr. ve Katherina HıKscboeck adlı araştırmacılar, patlamanın çok uzağında, Kuzey Amerika’daki “Tilki Kuyruğu Çam, ağaçlarının – Pinus aristrata,” (yeryüzündeki en yaşlı canlılardan biri) bu olayı kaydettiklerini ileri sürüyorlar.

Bilim adamları yıllardır, Califomia’dan Colorado’ya kadarki bölgede yetişen bu ağaçların yıllık büyüme halkalarında, soğuk havanın yarattığı zararları gösteren izler bulunduğunu biliyorlardı. Çünkü pek çok durumda bu tür zarar özel bir bölgeyle sınırlı değildi; Le Marche ve Hirscboeck’a göre sıcaklık düşüşleri olasılıkla, volkan patlamaları sonucunda oluşan büyük hava olaylarından kaynaklanıyordu.

Araştırmacılar, geçmişteki binlerce yıl boyunca volkan patlamaları ile don zararlarının tarihlerini karşılaştırdıklarında, aralarında çarpıcı bir ilişki buldular. Halkalar, 1882-1968 yılları arasında meydana gelen ve atmosferin üst katlarına kadar kül-gaz bulutları savuran dört büyük patlamayı da yansıttığı gibi, don olaylarından kaynaklanan zarar izleri, St. Helen Yanardağı’nın MÖ 2035 yılındaki patlamasına kadar uzanıyordu.
Yeryüzü’nün en yaşlı Canlılarından olan Tilki kuyruğu çamı ve iklim değişikliklerinin, ağacın büyüme halkalarında bıraktığı izler.
Grönland, Antartîka ve daha başka yerlerdeki buz tabakalarındaki sülfür yönünden zengin atıklar ve tilkikuyruğu çamının kayıtları, bilim adamlarının tarihteki volkan patlamalarının şiddetini ölçmelerine olanak tanıyor ve tarihlerini saptamalarını sağlıyor. La Marche ve Hlrscboeck’in bu yöntemle saptadıkları Santorini patlamasının tarihi, MÖ 1626.
Diğer taraftan, AvrupalIların güneş lekesi gözleyemediği 17, asrın şiddetli kışlar döneminde, Çin kayıtlarına göre, doğu ülkelerinde güneş lekeleri gözlenmiştir.

Güneş sisteminin, Samanyolu kolları arasından geçişi sırasında asıl etkin olay, süpernova patlamalarıdır. Dergimizin Ocak ve Şubat 1934 sayılarındaki Süpernova başlıklı yazılarda açıklandığı gibi, güneş sisteminin her bir koldan geçişi sıra-
ması olasılığı vardır ve böyle bir olayla Dünya’da-ki iklim ve yaşam büyük etki görür. 1181, 1572 ve 1604 yıllarında Dünya’nın binlerce ışık yılı uzağında patlayan süpernovaların bile, Dünyanın atmosfer yapısında değişiklikler yaptığı, Antarktika buzul katmanlarındaki nitrrt miktarı artımlarından anlaşılmıştır.

Yazımızın ikinci bölümündü, bıı/ııl <,lığlarının oluşumunda etkin olabilecek bınıkıı nııduııltır

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir