insanın yeryüzündeki dağılışı

insanın yeryüzündeki dağılışı: 2

 

Artık günümüzde yeryüzünün dört bucağına dağılmış olan insan, gelişmesinin bilinen en eski aşa­malarında yalnızca Doğu ve Güney Afrika’da yaşamaktaydı. Homo sa­piens’in alttürlerinden biri olan Ne­andertal insanı, son buzul evresin­de, Avrupa’nın o sıralar barınılma- sı çok güç olan yörelerine girmeye başladı. Ama gerçek yayılma, çağ­daş insanın (Homo sapiens sapiens) evrimiyle birlikte görüldü ve Yont­mataş devrinin yada Paleolitik dev­rinin ikinci döneminde büyük bir hızla devam etti. İnsanoğlu Afri­ka’nın, Asya’nın, Avrupa’nın yep­yeni bölgelerine göç etti ve yer leşti; Avustralya’ya, Kuzey ve Gü­ney Amerika’ya yayıldı.

Sürülerin İzlenmesi

Aslında, bilinçli bir keşif an­lamı taşımayan bu ilk göçler, bü­yük bir olasılıkla, aç kalmamak için av hayvanlarının ardından git­mek zorunda kalan avcı-toplayıcı toplulukların giriştiği yiyecek ara­ma seferleriydi.

Bu seferler ilk insanları hiç umulmadık biçimde çok uzaklara götürdü. Uzun yıllardır, Sibirya’­nın ıssız topraklarında ancak son zamanlarda yaşanmaya başlandığı sanılıyordu. Oysa, kazıbilim araş­tırmaları, insanoğlunun bu bölge­de en azından 20.000 yıldır yaşa­makta olduğunu ortaya çıkarmış­tır. Bu bölge, özellikle kışın kıraç ve soğuk olmasına karşın, hayvan­ların otlamasına son derece elveriş­li bir bitki örtüsüyle kaplıdır. İşte bu yüzden insanoğlunun gezici sü­rüleri izleyerek bu yörelere gelmiş olması mümkündür. İnsanoğlu bu yolculukları gerçekleştirebilmek için en azından ilkel bir teknolojiye sa­hip olmak zorundaydı: sırtına giye­ceği giysiyi, içinde oturacağı barı­nağı ve uygun araçları yapabilmiş olması gerekiyordu.

Değişen İklimin Etkileri

Son buzul evresindeki düzensiz iklim değişikliklerinin yalnızca hay­vanların ve bitkilerin dağılımı üze­rinde değil, aynı zamanda denizin düzeyi üzerinde de derin bir etkisi oldu. Büyük miktarda suyun don­duğu, yoğun buzullaşma dönemle­rinde deniz yüzeyi şimdikine oran­la çok daha alçaktı. Bunun sonu­cunda birçok doğal köprü oluştu ve böylece Doğu Sibirya ile Alaska’yı birleştiren ve Bering adı verilen toprak parçası meydana geldi.

En şiddetli buzullaşma dönem­lerinde kıyı bölgeleri buzlarla kap lı değildi. Bu bölgeler, hiç kuşku­suz, bugünün tunduralarına benzim yordu ve göllerle kaplıydılar. Bitki­ler ve hayvanlar Asya’dan Güney ve Kuzey Amerika’ya doğru yayıl­dılar, ama avcılıkla uğraşan insan­oğlu öncelikle ren geyiği, misk sı­ğırı ve mamut avıyla ilgileniyordu.

İnsanın Kuzey Amerika’ya ilk dağılışının tarihi kesin olarak sap­tanamamaktadır, çünkü eğer varsa, kanıtların büyük çoğunluğu artık Bering boğazının derinliklerinde yatmaktadır. Ama insan ailesinin Kuzey ve Güney Amerika’ya ayak basan tek üyesinin Homo sapiens sapiens olduğu anlaşılmaktadır. Homo erectus’un, hattâ Neandertal insanının varlığına ilişkin hiçbir kanıt yoktur.

Bering’den Amerika kıtasına ge­çiş, araya giren buzullar yüzünden belirli zamanlarda olanaksız duru­ma geliyordu; ama öteki zamanlar­da (örneğin, 20.000 -28.000 yıl önce ve 32.000-36.000 yıl önce) Kayalık dağlarının buzulları ile doğudaki ana buz örtüsü arasında buzullar­dan arınmış bir koridor bulunmak­taydı.

İnsanoğlunun Kuzey ve Güney Amerika’ya yerleşimi dalgalar ha­linde gerçekleşti. Bu aralıklı geliş­ler, bugün kıtada yaşayan Ameri­kalı Kızılderililerin çok çeşitli olu­şunun nedeni sayılabilir. Eğer «Yontmataş devri Kızılderililerinin

 

 

 

 

 

 

———  Rıminr o Bu bölaede, her bi- tahta direklere ve ca- mik süsler ve mücev- ve domı    fBl. arma tflC- Vfî OfDO

 

 

 

1)  100 000 yıl önceki göç yolları2)  15 000 yıl önce Mo Gol ırkının Amerika’ya göçü
ilk Homo ftaplen*taşıllarıilk Homo sopien*

yayılması

‘ 100 000 Pleyistosen
Yıllar M Ö
Jt Plevİstospn
stoseln
Pliyosen

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Buztıl
Buzul sonrası yada bıizullbrardsı?
Danpbe-Gunz
Buzullorarası

 

 

Avıjstralasya
Homo sapiens^ Hint odalarımı geçer
Tarlm
HĞrrto
Çömlekçilik
ıs sapiens
Demir
bv ve 0unev •rıko
Homo sapiçns sapiens Berıng’dekij doguı köprü açık j
Çömlekçilik
Homo ere c t us
Çömlekçilik
Tarım
Homo sapiens sapiens
Comlekcıl k
Üst Vontıjıotas devri
Ortatos devri
Tunç devri
Bu Kültürlerin sınırları, j kmd ve dorrırın bu- Kınılsunoo gorı lebde ced qıbı. yöreden vo- revı ve
Olduven
Mustertyen

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Olduven ! |parcolamo aracı !j
Levaluzıyenl sivri uçlu J* tas araç f
Sellevenbaltası
Asolyenbaltası
GravesıyenIbıcoöı
Cilalıtosi devri ak ve vc^yı
Âustralopithecusafricanus
Homo stpiem sapiens t
Mogdalemyenfıldısı zıpkın uı
Homo sapiens i neanderthalensis
Horfıo erectus

 

 

 

 

Bevm oylumu 2 000 sm3
bıçağı

ralya ve Kalahari çöllerinin kavu rucu sıcağına kadar çok çeşitli ko şullarla karşı karşıya kalmış ve yüksek sıradağlar ile düz tuz ba taktıkları gibi birbirinden farklı yörelere yerleşmiştir.

İnsanın bu farklı ortamlarda varlığını sürdürebilmesi için gövde biçimi, deri rengi ve belki fizyoloji si, değişikliğe uğramış ve bunun sonucunda günümüzde varolan çok çeşitli insan tipleri ortaya çıkmış tır. Ne var ki, bu büyük çeşitli liğe karşın, her insan Homo sapi ens sapiens adı verilen tek bir alt türe bağlıdır.

Üç Temel İnsan Tipi

Fiziksel tiplere ilişkin her ge nellemede karşılaşılan çok sayıda kural dışı ve olağandışı durumlar, tiplerin sınıflandırılmasını güçleş­tirmektedir. Ama gene de belli baş lı üç biçim bulunduğu anlaşılmak tadır: Kafkas ırkı, Moğol ırkı ve Zenci ırkı. Bunlar arasındaki bazı farklılıklar kolaylıkla görülebil mektedir. Moğol ırkından insanla nn sarı renkte derileri, düz siyah açık bir deri rengine, AKaenız, ur tadoğu ve Hindistan’da yaşayan ların ise daha koyu bir deri ren gıne sahip oldukları görülmektedir. Zenci ırkından olanların koyu renk derileri, kıvırcık saçları, çıkık çe neleri (sıvriçenelilik olarak bilinir) ve kalın dudakları vardır. Bu ana gruplar içinde sonsuz sayıda altbö lümler bulunmaktadır; bazı insan bilimciler bu küçük gruplardan bir çoğunu ayrı ırklar olarak kabul et mişlerdir (2).

Kafkas ırkı biçimi Avrupa’da, Kuzey Afrika’da, Ortadoğu’da ve Hindistan’da yaygındır. Finleri. Türkleri, Basklan ve Macarları say mazsak, hepsi de Hint – Avrupa dil leri konuşmaktadır. Fiziksel biçim geniş bir çeşitlilik göstermektedir, hatta bu yüzden bazı uzmanlar bu grubu, Kuzey ırkı, Alp ırkı, Akde niz ırkı ve Dinar ırkı gibi, birta kim altgruplara bölmüşlerdir. Ne var ki, bu ayrımların kesinliği ol dukça tartışmalıdır. Sözgelimi, Ku zey ırkın beşiği olduğu söylenen İs­veç’te yapılan bir araştırma sonu cunda ordudaki askerlerin ancak

ı cıın uvı >u

mektedir. Üyeleri büyük bir olası­lıkla bazı ortak atalara sahip olan bu grup Asya’ya da yayılmış ve herhalde Uzakdoğu üzerinden Pa sifik Okyanusu kıyılarına kadar ulaşmıştır.

Soğuk İklime Uyma

Moğol ırkı deyimi, Çinlilerden Amerikalı Kızılderililere kadar uza­nan çok sayıda altgrubu içermek tedir. Birçok insanbilimci, Moğol ırkından tipik bir insanın yüzünün sert iklim koşullarına uyma sonu cunda oluştuğu kanısındadır ve bu­nu -soğuğa karşı maske* olarak ad­landırmaktadır. Yüzdeki kemikler ve yumuşak dokular, soğuk hava­ya karşı en yetkin bir tarzda ko- runabilmek üzere yeniden biçim­lenmiştir. Burun küçük ve basıktır, gözler gözkapaklarındaki bir yağ tabakasıyle (epikant kıvrımı) ko­runmuştur ve hatlar genellikle yas­sıdır. Bütün bu uyarlanmalar, don­ma tehlikesini azaltma amacı taşı maktadır.

Güneyli Çinliler ve Japonlarda

 

1) Çeşitli halklar ara*! sındaki ilişkiler artık j

günümüzde çok çer1 kalıtsal özelliklerin f bilgisayarlar tarafın-] dan çözümlenmesi luvla kesin bir biçiL de değerlendirilebil-I mektedir. Bu özellik ] lerden (örneğin kaff, tası biçimi ve parrc izi gibi), çeşitli gent3 tarafından genetik 1^ nitelikleri; çeşitli kr grupları ve enzim ve] protein değişimi gf olanları ise. yalnızc bir çift gen taraflı, denetleniyor olabilir.] Eskiden birkaç halk I arasındaki ancak bifj yada iki kalıtsal öz ligin değişiminin kıyaslanması mümkC; dü. Bu bilgisayar î zümlemesinde isehf* ana bölgeden üç tai3 olmak üzere 15 I ele alındı: Avrupa’#3 İngilizler. Laponlarvl Türkler; Asya’dan Veddalar, Gurkalar! Koreliler; Amerika’dr Eskimolar, Venezus ve Arizona Kızılderif leri; Afrika’dan Baı tular, EtiyopyalIlar1 GanalIlar; ve OkyarÇ ya’dan Avustralya f lileri, Maoriler ve Yf ni Gineliler. Bu hali, bes kan grubu sistf mine göre incelemF ve varılan sonuçlar;! bunlar arasındaki İT kilerin değerlendirip sinde kullanılmıştır,/ Bu. gen değişimi: (belirli nitelikleri dej netleyen genetik nf zemedeki değisiklijf ler) sayısı olarak ij de edilmektedir, nunda varılan s lar coğrafi dağıİK’ ve gruplar araşır bulunduğu düşür, ilişkilere son < uygun düşmüştür, 1

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*