EN ESKİ ZIRHLI OMURGALILAR

EN ESKİ ZIRHLI OMURGALILAR

Fosil çenesizler (ya da paleor uzmanlarının. adlandırdıkları Ostracoderma’teı) bilinen omu iann en eskileridir. Balık biçin
■■■ ■
iTujsıren, çenelerden’ foksun bir hayvandır; lağımın içi, birçok sıra >■ nmzsu dişlerle [kaplıdır; hayvan bu
balıklara takılarak_ hılerını koparıp ■E I ır.ını emebilir.

ama kaim kemiksi plakalarla örtülü olan bedenleriyle hemen tanınırlar. Kemiksi plakalardan, oluşmuş zırhlarıyla eskiden yalmzca kuyruğu serbest bırakacak biçimde korunmuş olan bu balığa benzer canlılar, 300 milyon yıldan daha uzun bir süre ön-
ce, Birinci Zaman’ın deniz ve göllerinde çoğalmışlardır. Balıklar gelişirken, Ostracoderma’lar azalmış ve zamanla tümüyle ortadan kalkmışlardır.
Bu fosil türlerin yaşam biçimleri kesin olarak bilinmez, ama kemik artıklarının incelenmesi, çenelerinin bulunmadığım ve günümüzde yaşayan, çenesiz olan ama zırhları bulunmayan taşemenlerle aynı sınıfa, yani çenesizler sınıfına ait olduklarını göstermiştir.
TAŞEMENLERİN YAŞAM BİÇİMLERİ
Bir taşemenin gözlerinin arkasında, her iki yanda, solungaç kapağıyla örtülü olmayan, bir dizi solungaç deliği vardır. Çenesiz omurgalılar olan ta-■şemenler besinlerini ne ısırabilir ne de yakalayabilirler, ama beslenebilmek için dairesel bir ağız açıklıkları vardır. Taşemenlerin büyük yumurtalarından çıkan ve ammocoetes olarak adlandırılan kurtçukları suyu süzerek beslenirler. Küçük besin parçaları ağızda salgılanan müküse yapışır ve daha sonra tümü birden yutulur. Başkalaşım geçirdikten sonra, bir yılanbalığı görünümündeki erişkin (erişkin hale geçtikten sonra hiç be-
sin almayan ve üredikten sonra öl» bir tür dışında) yeni bir beslenme 1 çimi benimser. Öbür türlerde sine rim borusunun boynuzsu ve sivri d: lerle bezenmiş çekmen biçiminde t açıldığı vardır. Bu taşemenler, bir b lığa yapışırlar, törpü gibi olan duda larımn kasılmasıyla hayvanın etle ni koparırlar ve bu koparılmış etle azar azar içlerine çekerler, bu araı taşemen kurbanına yapışık kalır balık bir iskelet haline gelinceye k dar tümüyle onun bedenine göm lür.
Göçmen hayvanlar olan taşemenl* akarsularda yumurtlarlar, kurtçukl ırmak boyunca denize doğru ileri« Başkalaşım haliçlerde olur. Çoğu d nize göçer ve daha sonra da yumu: lamak üzere yemden tatlı sulara d nerler.
Taşemenlerin yalan akrabaları saı lan ve ağız açıklıkları daha az bel gin olan Mjodne’lev bütün yaşamlc boyunca denizde kalırlar, yumurl lannı okyanusların ve Akdeniz’in £ kin bir bölgesinde, temiz ve. kayal olmayan bir yere bırakırlar. Taşemenlerin denizlerdeki yaşan nın birçok bilinmeyen yanlan vard Çünkü her şey çoğu kez çok derinle de olup biter.
gr “, ■-•3-î
y. .’4 ■
însan, mal, vb’nin çeşitli araçların yardımıyla bir yerden bir başka yere götürülmesi.
TARİHÇE
İnsanlığın ilk çağlarından beri insanoğlu, ürününü topladığı, balık tuttuğu ya da avlandığı yerlere gitmek için yer değişterme zorunluluğu duydu; Î.Ö. 5000’e doğru kendini ya da yüklerini taşıması için hayvanları evcilleştirdi: Ovalarda atlar ya da öküzlerden, dağlık yerlerde katırlardan, çöllerde develerden yararlandı. Sudaki taşımacılık da çok eskilere uzanır. Mezolitik’teki (İ.Ö. 9500- İ.Ö. 4000 yılları arasındaki Tarihöncesi dönem) gemilerin başlıca özellikleri tam olarak bilinmemekle birlikte, bu dönemden kalma birkaç kayık ve kürek kalıntılarına raslanmıştır. Aramalarda, açık denizlerde bulunan balık kemikleri daha önceden, gelişmiş, bir deniz taşımacılığının var olduğunu ortaya koymuştur. Cilalıtaş devrinden kalma çok sayıda piragua (bir tür kayık) korunmuştur. Çoğunluğu içi oyulmuş ağaç gövdelerinden yapılan piraguaların bazıları 16 m
uzunluğa, 1,5 m genişliğe ulaşırlar. İ.Ö. 3300’de icat edilen tekerlek, sürtünme kuvvetlerinin azalması sayesinde, daha kullanışlı olan, özellilde de yer değiştirmede kolaylık sağlayan taşıtların yapılmasını sağladı. Üç yüzyıl sonra, Î.Ö. 3000’de Mezopotamya’da yelkenin ortaya çıkması, Dicle ve Fırat kıyıları boyunca gemilerin kürek kullanmadan yol almalarını olanaklı kıldı.
I.Ö. ilk bin yılı kaplayan dönem, ulaşım alanında, insanların yaptığı ilerlemelerin hızlanma dönemlerinden birini oluşturur. Î.Ö. 312’ye doğru Romalılar, 16 km uzunluğundaki ilk su kemerleri olan Aqua Appia’yı, büyük Roma-Capua yolunu ve 200 km uzunluğunda, 4 m genişliğindeki Via Appia’yı (Appia Yolu) yaptılar. İki yüzyıl sonra, İ.Ö. 120’de Roma yollarının oluşturduğu ağ bütün imparatorluğu kapladı. Toplam 80 000 km uzunluğunda olan bu yol ağı, Akdeniz’in iki kıyısına kadar yayılelı, iç kesimde de Avrupa ve Ortadoğu’ya kadar uzandı. Roma ordularına yol almalarında büyük bir çabukluk sağladı (bir atlı bu yollarda, günde 200-300 km arasında yol alabiliyordu) ve
malların ulaştırılmasında kolaylık! getirdi.
XVH. yy’a kadar taşımacılık alanın çok az ilerleme sağlandı. Sözgelir kiralık taşıtlar ve omnibüsler 1645 ortaya çıktılar. 1662’de ilk omnib hattı, Paris’te Blaise Pascal tarafı dan açıldı. 1770’te, Cugnot buha motorlu ilk taşıtı çalıştırdı. Bisiklel ilk biçimi olan selenfeı 1790’da or ya çıktı. Deniz taşımacılığı alanı daysa, yelkenli gemiler hızlarım tonajlannı artırdılar. XVIII. yy., Î enne Montgolfier’nin icadı (1782)ı yesinde balonculuğun başlangıcı du.
Gelişmeler XIX. yy’da hızlan 1803’te Fulton, Seine üstünde buh h bir gemiyi işletti. İlk demiryolu ş keti olan Stockton-Darlington Rî way 1821’de kuruldu. 1884’te De mare-Deboutteville’in benzinle çt şan ilk motorlu arabası ortaya çıktı 1890’da Ader, Ğoleladh buharlı n torlu uçağım havalandırdı.
XX. yy’da kara, deniz ve havayolu; gerçekleştirilen taşımacılıkta çabı luk ve hızlılığın büyük bir biçim artüğı görüldü, bu (la, dünyanın ı şitli ülkeleri arasındaki karşılıklı i] 39
1. Taşımacılıkla çok sık yararlanılan kamyon ve otomobiller; 2. Ingiltere ve Fransa arasında bağlantı sağlayan bir bava yaslıklı taşıt; 3.
I9Sl’den beri Paris-Lyon bağlantısını sağlayan çok hızlı tren (TGV).
kiyi kolaylaştırdı. 1957’de ilk uydunun fırlatılmasıyla, yeni bir çağ olan uzay yolculukları çağı başladı.
M taşimagseLik türü
Taşımacılık türleri iki kategoride sınıflandırılabilir: Gidilecek yol boyunca sabit bir yoğunlukla nitelenen sürekli taşımacılık; belli bir süre bo-yunca gidilecek yolun belli bir noktasından geçen insanların ya da araçların sayısı belirlenebilen kesintili taşımacılık.
Boru hatları aracılığıyla yapılan taşıma, elektriğin taşınması, sıkıştırılmış havayla (pnömatik) beton, un, vb’nin taşınması sürekli taşımacılığa girer. Bunlar, taşımanın, içinde gerçekleştirileceği bir boru hatü| ve izlenecek yolun iki noktası arasında[‘var olabilen düzey farklılığı ve sürtünmeden kaynaklanan dirençlere karşı koymak için bir enerji kaynağım gerektirirler.
Kesintili taşımacılık alanında taşınacak ürünlere desteklik eden ya da bu ürünleri içeren taşıt, izlenecek olan yolun bir noktasından öbürüne yer değiştirir. Bu taşıt, kendi için belirlenen ve dışına çıkamadığı özel bir altyapıda hareket edebilir. Sözgelimi teleferikler, otomatik taşıma düzenleri, troleybüsler, metrolar ve demiryolları bu tür taşıma araçlarıdırlar.
Hava, ırmak, deniz yoluyla yapılan taşımacılık ile otomobil, kamyon, bi-
sikletle yapılan taşımacılıkta, belirlenmiş kesin bir yol üstünde gidip gelme zorunluğu yoktur.

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*