Langmuir, Irving

Langmuir, Irving

(d. 31 Ocak 1881, Brooklyn, New York – ö. 16 Ağustos 1957, Falmouth, Massachusetts, ABD), katı ve sıvı yüzeyler üzerindeki ince molekül katmanlarını inceleyen koloit (asıltı) araştırmaları ve biyokimya alanlarına önemli katkılarda bulunan ve bu çalışmalarıyla 1932’de Nobel Kimya Ödülü’nü kazanan ABD’li fiziksel kimyacı.
Columbia Üniversitesi’nde metalürji mühendisliği öğrenimi gören Langmuir, Göttingen Üniversitesi’nde fiziksel kimyanın öncülerinden Walther H. Nemst ile birlikte çalıştı ve 1906’da bu üniversiteden doktor unvanı aldı. Daha sonra ABD’ye dönerek New York’ta General Electric Company için araştırmalar yapmaya başladı. Gazlarda elektrik boşalması, elektron salımı ve tungstenin yüksek sıcaklıklardaki yüzey kimyaşını inceleyen Langmuir, tungsten filamaniı ampullerin ömrünü önemli ölçüde uzatmayı başardı. Ayrıca bir vakum pompası, radyo yayınında kullanılan yüksek vakumlu lambalar ve 3000°C’nin üzerinde sıcaklık üretebilen bir hidrojen hamlacı geliştirdi.
ABD’li atom kimyacısı Gilbert N. Lewis in çalışmalarından bağımsız olarak atomun yapısı ve kimyasal bag oluşumu konularında kuramlar geliştiren Langmuir, ortaklaşım (kovalans) terimini ortaya attı. 1949’da yardımcılarıyla birlikte bulutlara gümüş iyot ve katılaştırılmış karbon dioksit yükleme yoluyla yağmur yağdırma olasılıklarını araştırmaya girişti.
Langolar, Uganda’nın kuzey kesiminde, Kwania ve Kyoga göllerinin kuzeydoğusun-
223 Laagtoft, Pe*f
daki bataklık düzlüklerde yaşayan,; Mfc Nil-Sahra dil ailesinin Çari-Nil koluna bağl bir Doğu Sudan dili konuşurlar. Tarımsa) işlerde hem kadınlar, hem erkekler çalışır. Langolar geçmişte bir dizi babayanh klana bölünmüştü. Bu klanlar sınırlan belirli topraklar içinde genellikle Çitle çevrilmiş toplu köylerde oturuyordu. Evlilikte,gelinin ailesine başlık olarak önemli miktarda hayvan verilirdi. Babadan oğula geçen klan şefliğinin otoritesi klan topraklannda yaşayan herkesi kapsardı. Buna karşılık soya bağlı bir aristokrasi yoktu. Şeflerin üzerinde rwot denen büyük şefler yeT alırdı. Bu konuma kişisel yetenekleriyle ulaşan büyük şeflerin her biri 3-6 klan şefini denetim altında tutardı. Erkekler de çeşitli yaş gruplanna aynlmıştı.
Lango geleneklerine göre, her insana yaşamı boyunca eşlik eden koruyucu ruhun (winyo yâ da “kuş”), ölümden sonra belli törenlerle cesetten çıkarılması gerekirdi. Langolar aynca ölümden sonn “Jok adlı tann ya da üstün güçle birleşen bir gölge benliğe de (tipo) inanırlardı. Jok’un yanı sıra en yüce biçimini Jok’ta bulan atalara da kutsal ağaçlann altında ve tapmaklarda dua ederek ve kurban keserek tapılırdı.
Langston, John Mercer (d. 14.Aralık
1829, Louisa ili, Virginia – ö. 15 Kasım 1897, Washington, D.C., ABD), Siyah önder, eğitimci ve diplomat. ABD de önemli yönetim görevlerine getirilen ilk Siyah olduğu sanılmaktadır.
Virginia’lı bir çiftçi ile bir köle kadının oğluydu. Beş yaşında özgürlüğüne kavuştu. 1849’da Oberlin College’ı bitirdi. Çok geçmeden azatlı kölelerin önderi durumuna geldi ve Ohio’daki Brownhelm yönetim birimi (1855) ile Oberlin’de (1865-67) çeşitli yerel yönetim görevlerine getirildi. 1864’te Eşit Haklar Ulusal Birliği’nin kurulmasına yardımcı oldu ve bu kuruluşun ilk başkanı seçildi. ,
İç Savaş’tan sonra Washington, D.C. ye taşındı. Bir süre avukat olarak çalıştıktan sonra Howard Üniversitesi’nde hukuk profesörü oldu. Ardından aynı üniversitenin hukuk bölümü dekanı (1869-77). ve rektör yardımcısı (1872-76) olarak görev yaptı. Haiti’de ABD ortaelçisi, Santo Domingo’da ABD maslahatgüzarı (1877-85) olarak bulundu. 1885’te Virginia’daki bir eğitim enstitüsünün yöneticiliğine seçildi. 1888’dekı Temsilciler Meclisi seçimlerine Virginia’dan Cumhuriyetçi Parti’nin adayı olarak katılan Langston, seçimleri Demokrat Parti adayının kazanması üzerine seçim sonuçlanna itiraz etti. Neredeyse iki yıl süren bir araştırmanın ardından haklılığı kanıtlanınca 23 Eylül 1890’da Temsilciler Meclisi’ne girdi ve bu görevi 3 Mart 1891’e değin sürdürdü.
Langtoft, Peter (ö. y. 1307), aleksandren ölçüsüyle kaleme alınmış bir Anglonorman vakayinamesinin yazan. Bridlington’daki Augustinusçu manastırda özel kurul üyesiyken 1271-86 arasında başrahip vekilliği yaptıysa da daha sonra gözden düşmüştür . Adı East Yorkshire’daki Langtoft köyünden gelir.
I. Edward’i yüceltmek amacıyla yazdığı sanılan Chronicle (Vakayiname) en eski çağlardan Edward’in ölümüne değin Ingiltere’nin tarihini konu alır. İlk bölümü bütünüyle Geoffrey’le (Monmouth’lu) başka yazarlara dayanarak kaleme alan Langtoft,
I. Edward’in hükümdarlık dönemiyle ilgili özgün ve değerli bilgiler verir. Belirgin bir İskoç düşmanlığı içeren Chronicle’m son
Langton, Stephen 224
bölümüıjün Robert Mannyng of Branne’un yaptığı İngilizce manzum çevirisi 1328’de tamamlanmıştır. Chronicle’m tamamı Thomas Wright tarafından 1866-68 arasında yayma hazırlanmıştır.
Langton, Stephen (ö. 9 Temmuz 1228, Slindon, Sussex, İngiltere), Canterbury başpiskoposluğuna atanmasıyla Kral John ile Papa III. Innocentius arasındaki çatışmayı başlatan ve Magna. Carta bunalımında önemli rol oynayan İngiliz kardinal. Lincolnshire’da malikâne sahibi bir soylunun oğluydu. Rahiplik yaşamının başlarında, York Katedradi’nden kendisine gelir bağlandı. Daha sonra Paris’e gitti (y. 1181). Paris Üniversitesi’ni bitirerek bu okulun en ünlü ilahiyatçıları arasına girdi, burada 25 yıl görev yaptı. Daha sonra Papa III. Innocentius tarafından Roma’ya çağrıldı ve 1206’da St. Chrysogonus’ta kardinal papazlığa getirildi.
Hubert Walter’m ölümünden (1205) hemen sonra yeni Canterbury başpiskoposunun belirlenmesi dolayısıyla anlaşmazlık çıktı. Kralı ve din adamlarını iki yıl uğraştıran siyasal çalkantıların ardından papa, Langton’un seçilmesini önerdi. Langton 17 Haziran 1207’de Viterbo’da takdis edildi. Ama Kral John yeni başpiskoposun görev bölgesine girmesine izin vermedi, Canter-bury’nin gelirlerine el koydu ve keşişleri uzaklaştırdı. Innocentius ise buna, İngiltere’de ibadet yasağı koyarak (Mart 1208) yanıt verdi. Langton kralla görüşebilmek umuduyla Dovera geçti (Ekim 12Ö9). Ama Kral John, Chilham’dan (Kent) öteye geçmeyi kabul etmeyince başpiskopos bir hafta bekledikten sonra ülkeyi terk etti. Kasım 1209’da krahn aforoz edildiği açıklandı.
1212’de John, 1204’te II. Philippe’e kaptırılmış olan Fransa topraklarını geri almayı ciddi biçimde düşünmeye başlamıştı. Bu tasarıyı kilise tarafından engellenmeksizin gerçekleştirme gereği, Papa Innocentius’un kralı azletme tehdidi ve Philippe’in İngiltere’yi işgal etmeyi tasarladığına ilişkin haberler (Nisan 1213), sonunda John’un boyun eğmesine yol açtı. Kral, başpiskoposu kabul etmeye karar verdi. Günlerinin çoğunu Pontigny’deki Cistercium manastırında geçirmekte olan Langton, İngiltere’ye geçerek krahn günahlarını bağışladı (Temmuz 1213).
Langton baronların Kral John’a karşı muhalefetini desteklediği gibi, onlara yol da gösterdi. Ama daha sonra şiddet kullanılmasını doğru bulmadığı için geri çekildi ve krahn Magna Carta’yı onayladığı Runnyme-de’de (Haziran 1215) John’un temsilcilerinden biri oldu. Bu nedenle, Magna Carta’nın kilise özgürlüklerini destekleyen ve baronları ilgilendirmeyen maddeleri üzerinde etkili olduğu sanılmaktadır. 1218-28 arasında
III. Henry’yi destekleyen Langton 1225’te Magna Carta’nın yeniden yayımlanmasını sağladı. Aynı yıl bir din adamları meclisi toplayarak krala bir bağış yapılması kararını aldırdı. Papalık elçisinin geri çağrılmasını sağladı. Yaşadığı sürece İngiltere’ye başka bir papalık elçisinin gelmeyişi, Canterbury başpiskoposunun legatus natus (elçi yetkisinde) olduğu savına güç kazandırdı. Limg-ton 1222’de bazı önemli fermanlar yayımladı.
Langtry, Lillie, eö emilie charlotte le breton, lady de bathe (1907’den sonra) olarak da bilinir (d. 13 Ekim 1853, Jersey Adası, Channel Adaları – ö. 12 Şubat 1929, Monte-Carlo), güzelliğiyle ünlü İngiliz tiyatro oyuncusu.
Jersey başrahibinin kızıydı. 1874’te evlendiği Edward Langtry üç yıl sonra öldü. 1899’da ikinci evüliğini yaptığı Hugo de
Langtry, 1885
Mander and Mitchenson Theatre Collection
Bathe 1907’de baron oldu. Langtry 1881’de, sahneye çıkan ilk sosyete kadını olarak sansasyon yaratmıştı. İlk önemli rolü, Londra’da Haymarket Tiyatrosu’nda sahnelenen Oliver Goldsmith’in She Stoops to Conquer (Yanlışlıklar Gecesi) oyunundaki Kate Hardcastle tipi olmuştu. Başlangıçta eleştirmenler onu ciddiye almamış ama Langtry kısa sürede oyunculuğunu yetkinleştirerek başta As You Like It (Nasıl Hoşunuza Giderse) oyunundaki Rosalind olmak üzere birçok başanh kompozisyon çizmişti. İngiltere’nin çeşitli kentleriyle ABD turnelerine de çıkan Langtry, Londra’daki Aquarium Tiyatrosu’nu bir Yunan tapmağım model alarak yeniletti ve İmparatorluk Tiyatrosu’na dönüştürdü. 1901’de açılan tiyatronun yöneticiliğini de üstlendi. Son olarak 1917’de sahneye çıktı.
Languedoc, Fransa’nın Hérault, Gard ve Ardèche illeriyle (département) Haute-Loi-re, Lozère, Tam, Tam-et-Garonne, Haute-Garronne ve Ariège illerinin bazı kesimlerini kapsayan ve eski Languedoc iliyle aynı sınırlara sahip olan tanhsel ve kültürel bölge.
Fransa’nın güneyinde özgün bir uygarlığa beşiklik eden Languedoc’un adı, Fransa’nın kuzeyinde “evet” anlamında kullanılan oïl ya da oui yerine oc sözcüğünün kullanıldığı, Fransa’nın güneyine özgü dilden langue d’oc gelir. 13. yüzyıldan sonra bu dilin konuşulduğu bütün bölgeyi nitelendiren Languedoc, zamanla Toulouse Kontluğu topraklan için kullanılmaya başladı.
1789’da Languedoc ili
. Languedoc’u oluşturan topraklar, İtalya’yı Ispanya’ya bağlayan Roma eyaleti Narfa*-nensis’e İÖ 121’de katıldı. Daha son Roma İmparatorluğu’nun parçalan masıyta 5. yüzyılda Vizigotlann istilasına uğratk. Bölgenin bir bölümü Franklarca 6. yüzyılda fethedildi. Araplann denetimindeki kıyı şeridi Septimanıa ise Frank egemenliği« ancak 759’da girdi ve Karolenjlerin yönetiminde Akitanya’mn korunması amacıyla bîr sınır bölgesine dönüştürüldü. Toulouse do-laylanndaki toprakların (Toulousain) 924’te bu sınır bölgesiyle birleştirilmesinden soma Toulouse Kontluğu ortaya çıktı.
12. yüzyıl ortalanndan sonra Maniciliğia bir kolu- olan Katharosçular Languedoc halkı ve soylulan arasında yaygın bir destek buldu. Özellikle Albi kenti çevresinde güçK olan Katharosçular bazen Albi heretıkled olarak da anılıyordu. Papa III. Innocentius heretiklikle suçlanan bu harekete karşı bir haçlı seferi başlattı. Bunun sonucunda Fransa’nın kuzeyinden gelen bir orda 1209’da Languedoc’u istila etti. Bu istilayı izleyen ve 13. yüzyıl ortasına değin sürea savaşlar, Languedoc’un siyasal bağımsızlığının sona ermesiyle noktalandı. Toulouse Kontluğu’nun doğu kesimi 1229’da Fransa tahtına bağlanarak Carcassonne ve Beaucai-re adlanyla iki yargı bölgesine (sénéchaussée) aynldı. Öteki topraklan elinde tutaa Kont VII. Raimond (hd 1222-49), kızı ve vârisi Jeanne’ın Kral IX. Louis’nin kardeşi Poitiers’li Alphonse’la evlenmesine rıza gösterdi. Alphonse ile Jeanne’ın vâris bırakmadan ölmeleri üzerine, Languedoc’un geri kalan kesimi de Fransa tahtmın mülkleri arasına katıldı.
15. yüzyılda bir valilik (gouvernement) olarak düzenlenen Languedoc, 16. yüzyıldan sonra Montpellier ve Toulouse mali yönetim birimlerine (généralité) aynldı. Bölgenin yerel ayncahklanm korumasını sağlayan kuramlardan Languedoc Meclisi, Yüz Yıl Şavaşlan (1337-1453) sırasında Fransa’nın güneyinde vergi koyma yetkisiyle önemli bir güç elde etti ve Fransız Devrimi’ne değin işlevini sürdürdü. Öte yandan 1443’te kurulan Toulouse Parlement’ı (Yüksek Mahkeme) Paris Parle-menf’ından sonra en etkili yargı mercii oldu. Languedoc 16. yüzyılda Fransız Protestan hareketinin bir merkezi durumuna geldi. Hükümetin bu yörede Katolikliği zorla benimsetme girişimi 18. yüzyıl başlarında Protestan Camisard’lann önderliğindeki köylü ayaklanmaisına yol açtı. Fransız Dev-rimi’yle birlikte kendine özgü kurumlan yitiren Languedoc illere (département) aynldı.
Fiziksel coğrafya açısından bölge, Fransa’ mn Akdeniz düzlüklerini kapsar. Güneybatıdaki Pireneler’den doğuya doğru Rhône Irmağının sağ yakasına kadar 200 km boyunca uzanan bu düzlükler, kuzeyde de Rhône’un Isère Irmağıyla birleştiği noktaya kadar yayılır. Rhône Irmağı deltasındaki geniş kıyı bataklıklannda (Camargue[*J) sıtmanın yaygın olması nedeniyle kıyı bölgesi ancak 19. yüzyılda yerleşime açılabilmiştir.
Günümüzde Languedoc Ovasının yukarısındaki Cévennes dışında egemen mezhebi Katoliklik oluşturur. Lozère’daki Florac’da ve Gard’daki Vigan, Nîmes ve Alès’de Protestan bölgeleri vardır. Gard’da çok sayıda mason yaşar. Cezayir’den geri gel« göçmenler ve Ispanya ile İtalya’dan gelenler Haute-Garonne, Hérault, Gard ve Tam’da yerleşmişlerdir. Languedoc’ta Fransız Komünist Partisi’nin geniş bir kitle desteği vardır.
Ovalardaki üzüm bağlannidan güzel muscatel şarabı elde edilir. -Fermantasyonu
yapay olarak durdurulan Blistelle adlı tatlı şarap, yeni kültürler eklendikten sonra yıllanmaya bırakılır. Bölgenin çorbaları arasında sarmısakla yapılan aigo bouillido, patatesle yapılan ve çeşitli otların yanı sıra salamura domuz etiyle çeşnilendirilen oula-de ünlüdür. Bir patates ve peynir püresi olan aligot sarmısakla çeşnilendirilir. Nîmes ve Uzès dolaylarında ve Haute-Loire ile Ardèche’te Oksitan dili hâlâ yaygın biçimde konuşulmaktadır.
Languedoc dili bak. Oksitan dili
Languedoc-Roussillon, Fransa’da planlama bölgesi (région de programmé). Lozère, Gard, Hérault, Aude ve Pyrénees-Orien-tales illerini (département) kapsar. Yönetim merkezi Montpellier, yüzölçümü 27.376 km2’dir. Badda Ariège, kuzeybatıda Haute-Garonne, Tarn, Aveyron ve Cantal, kuzeyde Haute-Loire, kuzeydoğuda Ardèchè, doğuda da Vaucluse ve Bouches-du-Rhône illeriyle çevrilidir. Gard, Hérault, Aude ve Pyrénées-Orientales illeri Akdeniz kıyılan boyunca uzanır; Pyrénées-Orientales’in güneyde İspanya’yla sının vardır. Lozère ili topraklanna sokulan Massif Central, Gard, Hérault ve Aude illerinin kuzeybatı sınırlarım çizer. Akdeniz kıyısındaki Languedoc Ovası, güneybatıdaki Roussillon Ovasından Corbières Dağlanyla aynlır. Bölgenin güneyinde Pireneler yükselir. Kıyılarda Akdeniz iklimi, Lozère ve Pireneler’de dağ iklimi egemendir.
1900-54 arasında yaklaşık yüzde 10’hık bir düşüş gösteren bölge nüfusu, sonraki yıllarda İspanya, İtalya ve Kuzey Afrika’dan gelen göçmenlerin etkisiyle yüzde 25’i geçen bir artışa ulaşmıştır. Buna karşılık Lozère ve Aude illerindeki düşüş eğilimi sürmektedir. Bölge kentsel nüfus oram ülke ortalamasına yalandır.
Ülkedeki toplam üzüm üretiminin yansı Aude, Hérault ve Gard ovalarındaki bağlardan elde edilir. Hayvancılık Causses bölgesinde yaygındır. Son yıllarda tarımsal ürünlerde çeşitliliği sağlamak amacıyla yaklaşık 200 bin hektarlık bir alanı kapsayan bir sulama projesi gerçekleştirilmiştir. Marcou-le’de (Gard) plütonyum işlenir; Ardoi-se’da (Gard) Ugine-Kuhlmann’ın elektro-metalurji merkezi vardır. Akdeniz kıyıla-rında turizm gelişmektedir. Nüfus (1990) 2.116.015.
langur, Cercopithecidae familyasının Presbytis cinsini oluşturan 13 * Rhinopithe-cus cinsini oluşturan iki, Pygathrix ve Simi-as cinslerim oluşturan birer maymun türünün ortak adı. Güney Asya’ya özgü olan langurlann, Afrika’da yaşayan akrabalan gerezalannki gibi, yaprak, meyve ve öbür bitkisel besinlerden oluşan yiyeceklerini sindirmeye uyarlanmış iri ve karmaşık mideleri vardır.
Presbytis cinsinin üyeleri arasında, Hindistan’da yaşayan kutsal langur ya da Hanu-man languru (P. entellus) en iyi bilinen türdür. Sürüler halinde yaşayan bu cins üyeleri gündüzleri etkinlik gösteren ve ağaçlarda yaşayan türlerden oluşur. Vücut yapılan ince, kuyruk ve bacaklan uzundur. Türe bağlı olarak baş-gövde uzunluğu yaklaşık 40-80 cm, kuyruk uzunluğu yaklaşık 50-110 cm’dir. Uzun tüylü olan bu maymunlara! birçok türünün başında hotoz biçiminde tüyler görülür. Erişkinlerin yüzü genellikle siyah, postlan türlere göre değişmekle birlikte genellikle boz, kahverengi ya da siyahtır. Dişi yaklaşık 168 gün süren gebelik döneminin ardından tek bir yavru doğurur. Yavrunun erişkinlerden değişik renkte olmasının annede koruma duygusunu uyandırmaya yaradığı sanılmaktadır.
Bu cinsin tipik bir örneği olan kutsal langur, doğduğunda hemen hemen tümüyle siyah, erişkin evrede boz, kahverengimsi san ya da kahverengidir. Hindistan’da kutsal sayıldıklarindan, köylerde ve tapmaklarda serbestçe dolaşmalanna, ekinleri yağmalamalarına ve dükkânlara girmelerine izin
225 Lankester, Sir Edwin Ra>
sefesini, Güney’in geleneklerini ve kendi savaş deneyimlerini birleştirdi. 1873’te Bal-timore’da Peabody Orkestrası’nm birinci flütçüsü oldu. İç Savaş sırasında hapisteyken yakalandığı verem hastalığına karşın dergilerde yayımlanan çok sayıdaki şiiriyle ailesini geçindirmeye çalıştı. Özel konserlerde çaldı ve küçük gruplara konferanslar verdi.
Lanier Güney’deki tarım koşullarım ele aldığı “Com” (1875; Mısır) ve Kuzey’deki sanayi koşullarım anlattığı “The Symphony” (1875; Senfoni) adlı şiirleriyle ülke çapında tanındı. 1876’da “Centennial Meditation” (Yüzüncü Yıl Düşünceleri) adh şürinin aldığı olumsuz eleştiriler ölümüne değin şiir tekniğiyle ilgili araştırmalar yapmasına yol açtı. 1877’de The Song çf the Chattahoochee (Chattahoochee’nin Şarkısı) adh şiir kitabı yayımlandı. 1879’da Ingiliz edebiyatı dersleri vermeye başladığı Johns Hopkins Üniversitesi’nde nazım tekniği, ilk İngiliz şairleri ve İngiliz romanı üzerine bir
Kutsal langur (Presbytis entellus)
Ptıyllis Dolhirx)w
verilir. Kutsal langurlar yaklaşık 20-30 bireyden oluşan sürüler halinde yaşar. Erkeklerin sürü içinde belirgin bir egemenlikleri olmasına karşın dişilerin kesinlik kazanmış görev ve sorumluluklan yoktur. Anneler yavrulannm korunmasına özen göstermekle birlikte, öbür dişiler de yavrulann bakımına yardım eder. Güneydoğu Asya ormanlarında yaşayan iri yapıh Pygathrix nemaeus türünün kırmızı ve beyaz lekelerle bezenmiş, kısa tüylü ve boz renkli bir postu vardır. Rhinopithecus roxellanae ve R. avunculus türleri Vietnam’ın kuzeyi ve Çin’deki ormanlarda yaşayan, küçük yapıh, tıknaz kalkık burunlu, uzun ve uçlan san-laşmış boz, siyah ya da kahverengi tüylü maymunlardır. Kalkık burunlu, kahverengimsi, makaklara benzeven bir tür olan domuz kuyruklu langur (Simias concolor), nemli Endonezya ormanlannda yaşar. Bu üç cinsin davranışlan üstüne.bilgiler yok denecek kadar azdır.
Red Data Book listelerine göre P. nemaeus ve domuz kuyruklu langur, soylan yok olma tehlikesi gösteren türlerdir. Bazı öbür türlerin de sayılan önemli ölçüde azalmıştır.
Languriidae, Coleoptera (kınkanatlılar) takımından yaklaşık 400 türü kapsayan böcek familyası. Büyük bölümü Asya ve Kuzey Amerika’da yaşayan bu familya üyelerinin vücudu ince, uzunluğu 5-10 mm’dir.
Gövdesi kırmızı, kanat örtüleri (elitra ya da kınkanat) koyu renk olan erişkinler, larvalar gibi bitkiyle beslenir. Birçok türün başının üstünde öngöğüs bölütüne sürtülerek tiz sesler çıkartan iyi gelişmiş çıkıntılar vardır. Languria mozardi türü Kuzey Amerika’daki özellikle üçgül tarlalarında önemli zararlara yol açar.
Lanier, Sidney (d. 3 Şubat 1842, Macon, Georgia – ö. 7 Eylül 1881, Lynn, Kuzey Carolina, ABD), ABD’li müzikçi ve şair. Müzikteki tematik gelişimi ve ritimleri çağ-nştıran şiirler yazmıştır.
1867’de yayımladığı Tiger-Lilies (Kaplan-zambakları) adlı ilk romanında Alman fel-
Lanier
Library of Congress, Washington, D C.
dizi konferans verdi. Bu konferanstan sonradan The Science of English Verse (1880; İngiliz Nazım Bilimi), Shakspere • and his Forerunners (1902; Shakespeare ve Öncüleri) ve The English Novel (1883, yb 1897; İngiliz Romanı) adh kitaplarda toplandı. Yapıtlarının eksiksiz baskısı (10 dit) 1945’te yayımlandı.
Lankavatara-sutra, tam adı saddharma-lankavatara-sutra (Sanskrit dilinde “İyi Öğretinin Lanka’da Ortaya Çıkışı Özdeyişleri”), Mahayana geleneğinde, Buda’mn Lanka (genellikle Sn Lanka olarak yorumlanır) halkına okuduğuna inanılan felsefe metni. Bazı bölümleri daha eski olmakla birlikte büyük olasılıkla 4. yüzyılda ortaya çıkan bu söylev metni Vicnanavada’nın (Bilinç Öğretisi) ya da öznel idealizmin başlıca bağlayıcı belgesi sayılır. Dünyanın, sonul ve farklılaşmamış zihnin yanıracı bir yansıması olduğunu ve bu gerçeğin, yoğun meditasyon durumunda ansızın kavrandığını öğretir.
Lankavatara düşüncesi, Yogaçara (Yoga Uygulaması) okulunun öğretilerinde anlatımını bulur ve bir ölçüde Zen düşüncesinin felsefi dayanağını oluşturur. Mahayana’nın öteki iki ana eğilimi olan Praenaparamita’ nın (Bilgeliğin Yetkinleşmesi) vurgulanmasından ve Sonsuz Işık Budası Amıtabha’ya tapınmadan aynlır. Sutra’laı (özdeyişler) Çmceye ilk kez 5. yüzyılda çevrilmiş, çok sayıda yorum ve makaleye konu olmuştur.
Lankester, Sir Edwin Ray (d. 15 Mayıs 1847, Londra – ö. 15 Ağustos 1929, Londra,
Lannes, Jean 226
İSL^r^*’
oiM-xr H Üniversitesi’nde öğrenim nan tluKr ? omurgalılann kanında bulunan tekhûcreh asalaklan tammış, a™.
donemdeki başka bilim adamlannııi çahs-
asa akyhl^hMte bu bul«usu’ A asalak hastalıkJannm tanı ye tedavisinde
L^nHr» ri ?eh§I?e sa^adl- 1874-90 arasında Londra Unıversıtesı’nde zooloji ve karşılaş tamah anatomi dersleri verei Lankes er omurgasızların morfolojisi ve LbnyoloHsi a[a5tlrmalarla, evrim ve
Orford Üniversitesi’n”
KdUİt8-^
n»s!î j Muzesı’nde çalıştığı dönemlerde de antropoloji alanında öncü çalışmalar yaparak bu düşünceleri destekle-
unyame”id, ar bUldU‘ 1907’de “sir” t3e Significance of the Increased Size of in Recent as Compared with Extinct Animals” Î1899- tv.VI •
Hayvanlarla KarşüaştınldığındL Yaşaran
¿wsjassaseaa
Smde7v 7?,aleÎer’ da^a PMyosen Dö-beSriîerinin ’ 311 önce) insanın el
? , S011!0®®1 ortaya çıkardı
i o do|ayında bilimsel makale yazan Lankester babasınm kurduğu Quarterly Journal of Microscopical ScSLJ^^Z
Î798-99ev,nrnnHyi’ı,8e,ner,al^e yüceltildi. h. »,- y ,nnda Kahire nm işgaline katıl-ı, tümen komutanı olarak görev aldı fı Sunye sefennde Gazze ve Akkâ kusatmala nnı yönetti. Abukir Savaş,^df(17WWiddî
SI Mr*- Fr“V> ‘SaSS N.&irSSLÎ’SS’S
* Mam 2mS «*? l7W| tanı-
uı. Mayıs İSOO de Alpler’ı aşarak İtalva’va gren oncu müfrezenin komutanı olarak 9 Haziran da Montebello’da Avustumhlan
»sara?
‘S*3-
!^6’d?ap?nda./^rev aldl- 26 Aralık 1806 da Polonya’daki Pultusk Çarpışmasında kendisinden çok üstün durumdaki Rus
xu yapıldı. Ardından Ispanya’daki 7ara<m
kemi152!1111351”1 y.önetti ve 20 Şubat 1809Via entı ele geçirdi. Aspern-Esseling Caroıs ması nda bacaklanndan yaralandı ve doku?
sum
İdtaDkn rnİ yapÜ (1869-1920). Başlıca 5P!t ’r Comparative Longevity in Man
£.yisr«ı^i‘
Y^am Sfi^n nyVanlarda Karşılaştırmalı Suresi), ^generation (1880: Yozlas-i??) ,.Ye Great and. Small Things’dir (1923-Buyuk ve Küçük Şeyler). ( ’
Nfs^nfiQJe?n’, MONTEBELLO DÜKÜ (d. 11
S1,1/69’ Lectoure, Fransa – ö. 31 Mayıs S kıyana), Fransız general. Yoksul bir aileden gelmesine karşın Birinci İmparatoÎ-
lanolin koyun yapağımdan elde edilen
hkfa1 emilH’-UmSU madde- Deriden kolay-naraf; Î8* lçın tek başına ya da sıvı
mertenme İrem“2 ^ ya|,arla birükte mernem, krem ve sabun sıvağı olarak
de yanrîrriamhrn0Slnden î™* ^Çülükte
Bl’cî™mde Çeşitli steroller, yağ asıtlen ve esterler bulunur
yaLr^uynaPHİfn,nkarar Suyla yıkanması ya aa uygun bir organik çözücüyle özütlen-
mesı sonucu elde edilir; elde edilen ürün kurutulur”81 ^ kokusugiderildikten sonra
Lansbnry George (d. 21 Şubat 1859
On dört yaşında demiryolu isçisi
sonra örgütü katı Marksist göSere
atîiSnUj adl’ 1912-de sorunlara» alan ilk Ingiliz gazetesi olan Daily Her»•
Sem„ra atkıda bulundu ve bir süre <_
gazetenin yayın yönetmenliğini yanü *
kertik* aşı nda inançlanndan dolayı p
Ş,nd„yapmay’ redd«i«’mn ha^
Jlc1 ^ai11ASİ Üyesi olarak 1910-12 ve 1922-4»
du l929 KT?ra/’ üyeliğinde buhS
u. 1929-31 arasındaki İşçi Partisi hükûr^
ünde ışyerleriyle ilgili bakanlığa getiril cridn Snra Parlamentoda muhalefet lid oldu. Etiyopya ya saldıran İtalya’ya fa
Iıkarat1}, yapt!n,?lar uygulanmasına kafi çıkaralc bunun İtalya ile savaşa yol acabS
tenkil’pr11sürdü- Bu görüşleri partidl tepkilere yol açınca 1935’te parti lideruS
den istifa etti ve yerine yardımcısı ClenuaS
£5k ®T’- 1937’de fciîisel etkisini faS |, Şavaşı durdurabileceği inanenfi Adolf Hıtler ile Benito Mussolini’yi ziya«I
Henry ChJ
Lannes, François Gdrard’ın Portre çalışması; özel koleksiyon
Lauros-G.raudon, Art Resource/EB Inc.
şamuşür.mİnde mue#aib yükselmeyi ba-
Bir seyis yamağmm oğluydu. Köv nana andan okuma ve yazma öğrendi l^de g^ dekj gönüllükr birliğe katıldı ve
SSyM S35^Bffl
National Portrait Gallery, Londra
Ulusal Portre Galerisi, Londra ’
National Portrait Gallery, Londra
SSÜjl ,yt’£S,,s ,e ^
üferine 21Ö!«n? 8Örd,Ü’ Babasımn ölüiBİ uzenne 21yaşında markı unvanıyla birlikle bir servetin sahibi oldu Libera P^ w
rtSn“î 3ril aff
İH?« ™”di; .,SaVai BaSa„|ıriHJ
n »am – e Hindistan Bakanlıfc’nS
valili« îSmÎ1’11 yapt1- danada genel valiliği (1883-88) sırasında ayaklanan Yert
f« i? k§I?aya vanlmasını sağladı Muha-
HHndKt Sal,isbury tarafından atan-irı£ Hindistan genel valiliği de (1888-941
j nna malı konularda söz hakin tan./fc:
lettrirÎ888’de1 ue5lSulama Projelerini geniş-‘ İnoii;,1″88 de bağımsız Sıkkım Kralhğı’M ngılız korumasını kabul ettirerek Tibetli sınınnı çizdi 1892’dp Af„,VT 1De,1 Hun/fl ,u , Afgan sınınndab isovt». Nagar ı Hindistan’a bağladı
downe SI A^L|lcna «etiri,en Lans-, Güney Afrika Savaşı (1899-1902)
öncesinde gerekli hazırlıktan yapmadığı gerekçesiyle yargı yoluyla görevden alınmak istendi. 1900 seçimlerinin ardından Muhafazakâr hükümette yapılan değişiklik sırasında dışişleri bakanlığına (1900-06) getirilmesi protestolara yol açtı. Daha sonra Lordlar Kamarası’nda Muhafazakâr azınlığın liderliğini üstlendi (1906-10). I. Dünya Savaşı sırasında Asquith hükümetinde devlet bakanlığı (1915-16) yaptı. İtilaf Devletleri ’ni niyetlenni açıklamaya çağıran “Lans-dpwne Mektubu” (1917) devlet politikasına aykm bulunarak eleştirilere uğradı.
Lansdowne (1. Markisi), .William Petty-Fitzmaurice, shelburne i. kontu (1761-84) olarak da bilinir (d. 13 Mayıs 1737, Dublin, İrlanda – ö. 7 Mayıs 1805, Londra, İngiltere), III. George döneminde başbakanlık yapan (Temmuz 1782-Nisan
1783) İngiliz devlet adamı.
Orduya girerek Yedi Yıl Savaşı’na (1756-63) katıldı. Yurtdışında bulunduğu sırada, Chipping Wycombe’dan parlamentoya seçildi (1760). Ertesi yıl ölen babasının unvanını devralarak Lordlar Kamarası’na girdi. Lord Bute hükümetinde görev almayı reddetmesine karşın, Grenville hükümetinde ticaret bakanı oldu (1763). Birkaç ay sonra bu görevden aynlarak William Pitt’in yakın çalışma arkadaştan arasına katıldı. Pitt’in başbakanlığı sırasında güney bölgelerinden sorumlu devlet bakanı olarak görev yaptı. Sömürgeler konusunda öteki hükümet üyeleriyle görüş aynhğına düşünce 1768’de istifa etti. 1782’de Lord Rockingham hükümetinde içişleri bakanı oldu. Roc-kingham’m ölmesi üzerine başbakanlığa atandı. Ama kurduğu hükümette görev almayı reddeden Fox yanlısı Whig’lerin Lord North’la kurduğu işbirliği sonucunda düşürüldü.
Lansel, Peider (d. 15 Ağustos 1863, Piza, İtalya – ö. 9 Aralık 1943, Cenevre, İsviçre), Romanş dilinin en başanh lirik şairlerinden biri. Raetia lehçelerinin ve kültürünün canlandırılmasına öncülük etmiştir.
Ailesi Engadin’in Sent köyündendi. Her yıl yaz aylarını orada geçiren Lansel bütün zamanını son 400 yıl içinde Raetia lehçeleriyle yazılmış metinleri toplamaya ve incelemeye ayırdı. Çahşmalannı 1910’da La musa ladina (2. bas. 1918; Ladin Dilinde Şiir) adlı antolojide topladı ve 1950’de yayımladığı Musa rumantscha (Romanş Dilinde Şiir) ile genişletti. Ils retoromans (1935; Raeto-Roman) adlı incelemesi İngilizce, Almanca, İtalyanca, Fransızca ve Esperanto dillerine çevrildi. II vegl chalamer (1920) adıyla eksiksiz baskısı yapılan inceden inceye denetimli, nostaljik şiirlerinde topraklannda yıllann kültürünü banndıran Alp Vadisinin güzelliğini överken gençliğinin acıklı bir aşk macerasını da yüceltmeyi başardı. Şiirleri kadar Grusaidas albas (1931) başlığıyla yayımlanan öyküleriyle de Raetia-Roman edebiyatının yeniden doğuşunun habercisi olan Lansel bu edebiyatın saflığım bozan öğeleri ayıklayarak 16. yüzyıldaki başlangıç dönemine dönülmesini sağladı.
Lansfildiyen Kat, Avustralya ve Yeni Zelanda’da Ordovisiyen Dönemde (y. 500-430 milyon yıl önce) oluşan kayaç katman-lan ve bu kayaçlann çökeldiği zaman dilimi. En eski Ordovisiyen kat olan Lansfildiyen, Bendigoniyen Katın altında yer ahr. Daha kısa zaman dilimlerine işaret eden bir dizi kuşağa aynlan Lansfildiyen katın tanıtıcı fosil faunası belirli graptolit (soyu tükenmiş küçük su hayvanlan) türleridir. Bunlann arasında Tetragraptus, Adelograptus, Stau-rograptus ve Dictyonema cinsleri özellikle önem taşır; bu fosillerin yardımıyla Lansfil-
diyen kayaçlar ile aynı tür fosilleri içeren Kuzey Amerika ve Avrupa kayaçlan arasındaki bağıntılar belirlenir.
Lansing, ABD’de, Michigan eyaletinin merkezi kent. Ingham ili (county) sınırlan içindedir. Grand Irmağının Red Cedar Irmağıyla birleştiği noktada yer alır. Eyalet merkezi 137 km güneydoğudaki Detroit’ten buraya taşındığında (1847) Lansing el değmemiş bir bölgeydi. Önceleri Michigan
Eyalet Meclisi Binası, Lansing, Michigan Milt ve Joan Mann, CameraMann
adıyla anılan kent 1848’de içinde yer aldığı ilçe düzeyindeki yönetim ^biriminin adını aldı. Eyalet’ Meclis Binası (1873-78) kent merkezindeki 4 hektarlık bir parkın içinde yer ahr. Kent, 1852’de karayoluyla Det-roit’e, 1870’lerde de demiryoluyla eyalet dışındaki bölgelere bağlandı. Ransom Eli Olds’un 1887’den sonra Olds Motor Works ve Reo Motor Car Company şirketlerini kurmasıyla sanayi gelişti; günümüzde önemli bir otomobil üretim merkezi olan kentte başka sanayi dallan da etkinlik gösterir. Kentte Lansing Community College (1957) ve Michigan Körler Okulu (1879) gibi eğitim kuruluştan vardır. Michigan Eyalet Üniversitesi (1855) kentin bitişiğindeki East Lansing’dedir. Nüfus (1990) kent, 127.321; Lansing-East Lansing metropoliten alanı, 432.674.

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*