Lemoyne, Jean-Baptiste

 

(d. 15 Şubat 1704, Paris – ö. 25 Mayıs 1778, Paris, Fransa), özellikle portre büstleriyle tanınmış Fransız heykelci.
Önce babası Jean-Louis Leymone’den, daha sonra Robert Le Lorrain’den heykel yapmasını öğrendi. XV. Louis’nin heykelciliğine atandı ve birçok portresini yaptı. İçlerinde Bordeaux (1743) ve Rennes’deki-ler (1754) gibi büyük boyutlu heykellerle küçük büstlerin de bulunduğu bu yapıtlann çoğu Fransız Devrimi sırasında parçalandı. Lemoyne aynca Voltaire (1748), Möntes-
?uieu (1767), Madame de Pom’padour İ761) gibi kendi döneminin önde gelen kişilerin heykellerini de yaptı. Bir rokoko inceliği de içeren yapıtları barok üsluptadır.
18. yüzyılın önemli heykelcilerinin çoğu Lemoyne’den ders almıştır. Jean-Antoine Houdon, Etienne-Maurice Falconet, Jean-Baptiste Pigalle ve Jean-Jacques Caffieri bunlar arasındadır.
Lempa Irmağı, İspanyolca Rio lempa, Orta Amerika’da ırmak. Toplam uzunluğu 320 km’dir. Guatemala’da Esquipulas ya-kınlanndan doğar. Honduras ı geçtikten sonra Citalâ’da El Salvador’a girer. El Salvador’un kuzeyindeki sıradağlan aştıktan sonra yaklaşık 130 km boyunca doğuya doğru akar; ardından güneye döner ve güneydeki sıradagian aştıktan sonra Büyük Okyanusa dökülür. El Salvador’un en geniş ve ulaşıma en elverişli ırmağıdır. Kuzeyindeki vadide bulunan hidroelektrik santrallar El Salvador’un büyük bölümüne elektrik sağlar. Irmağın güney havzası başta sisal olmak üzere çeşitli ürünlerin yetiştirildiği bir tanm bölgesidir.
Lempira, Honduras’ın güneybatı kesiminde il. Güneyde El Salvador’la çevrili olan ilin yüzölçümü 4.290 km2’dir. Opalaca Dağlan ile üzerinde ülkenin en yüksek doruğu Las Minas Tepesinin (2.849 m) bulunduğu Celaque Dağlannda yer alır. Sulannı güneye doğru akan Lempa ile kuzeye doğru akan Ulua ırmaklannın kollan toplar. Nüfus genellikle kırsal olmakla birlikte il topraklannın üçte birinden daha azı tanma elverişlidir ve bu alanın da yalnızca beşte biri ekilidir. Başhca ürünler arasında buğday, saman ve kereste sayılabilir. Yörede kümes hayvanlan ve domuz yetiştirilir. 1969’da Honduras’la El Salvador arasında patlak veren savaş ve 1980’lerin başındaki iç kanşıklıklar sırasında kente çok sayıda El Salvadorlu mülteci yerleşti. İlin yönetim merkezi ve en büyük kenti olan Gracias ülkenin öteki kesimlerine karayoluyla bağlanır. Nüfus (1991 tah.) 180.000.
Lemurlar, larvalar olarak da bilinir, Roma dininde ölülerin kötü ve korkunç
hayaletleri. Garip ve ürkütücü biçimla& bürünerek ortaya çıkan bu hayaletten^ hayatta olan akrabalanna zarar verdigM£ inanılırdı. Onlan yatıştırmak ve ev haS^P dan uzak tutmak için her yıl 9, 11 vc 9 Mayıs tarihlerinde Lemuria denen dinar törenler yapılırdı. Bir söylentiye göre öldif rülen kardeşinin kefareti için Romulus^r başlattığı bu törenlerde her aile babasn2 gece yansı kalkarak ellerini temizledikteki sonra nıhlann toplanması için havaya si]A. fasulye taneleri savurması ve uzaklaşmalar için de yakanşta bulunması gerekiyorda. *
Lena Irmağı, Rusya Federasyonu’nda,”‘ dünyanın en uzun akarsulanndan biri. Orta Asya’daki Baykal Gölünün batısında; yer alan küçük bir Sibirya dağ gölünde*-doğar. Toplam uzunluğu 4.400 km’dir.’ Kuzey yönünde Rusya topraklannı geçtik— ten sonra bir delta oluşturarak Laptyer^ Denizine dökülür. ;
Yaklaşık 2.490.000 km2’lik bir alanın sola-nnı toplayan Lena’nın başhca kollan Vitim.1 Aldan, Büyük Patom, Olyokma ve Nynya’ ırmaktandır. Her biri 1.500 km’yi bulan #ç ana bölüme aynlır. Yukan bölüm ırmağa doğduğu yerden Vitim Irmağıyla birleştip yere, orta bölüm Vitim Irmağından Aİdaa Irmağının ağzına, aşağı bölüm de Alda» Irmağından Laptyev Denizine kadar uzanır • Irmağın yukan bölümü, gittikçe genişleyerek orta bölümün yukan yansında büyük bir ırmak yatağına dönüşen derin bir vadide akar. Çevredeki yumuşak eğimli ve orman-! hk yamaçlann gerisinde birçok küçük gölle kaplı geniş bir sulak çayır yer alır. Orta bölümün aşağı yansında vadinin yapısı birdenbire değişir; ırmak dik ve kınk yamaçk dar bir vadinin tabanında akmaya başlar. _ Bu yöre turistler ve dağcılık sporuyla uğraşanlar için gözde bir yerdir. Irmağm Orta Yakut Ovasına girmesiyle başlaya» aşağı bölümde ırmak yatağı genişler yc sulak çayırlar yemden belirir.
Lena Irmağı havzasında karasal bir iklim hüküm sürer. Kışın şiddetli soğuklar görülür; ocak ayı ortalama sıcaklıktan -30°C ile —40°C arasındadır. Temmuz ayında ortalama sıcaklık 10°C ile 20°C arasında değişir. Denizden uzaklığın etkisiyle az olan yağışlar <J»sgx.. OKSalasa*. ’tas yağışı miktan en çok 50 mm’yi bulur. Lena Irmağı havzasının tipik bir özelliği yazlan görülen ani taşkınlardır. Irmağın yıllık ortalama debisi 16.400 m3/sn’dir. Bazı kesimlerde ırmak yatağı ve taşkın alanlan sürekli buzludur. Havzanın geniş bir bölümü tay-gayla kaplıdır. Kuzey Kutup Dairesi yakınındaki aşağı bölümde tundra örtüsüne rastlamr.
Orta Yakut Ovasındaki kolektif çiftliklerle devlet çiftliklerinde tahıl üretilir, hayvan yetiştirilir. Havza fosil mineraller bakımından zengindir; altın ve kömür yataklan da işletilebilir miktardadır. Lena İrmağı kıyısındaki sanayi ve kültür merkezlerinin en önemlisi Yaİcutsk’tur. Irmağın önde gelen modem limanı ise Osetrovo’dur.
Lena Katı, Rusya’da Alt Kambriyen Dönemde (Kambriyen Dönem y. 570-500 milyon yıl önce) oluşan kayaç katmanlan ve bu kayaçlann çökeldiği zaman dilimi. Amga Katının altında yer alan Lena Katma, Rusya’nın hemen her bölgesinde rastlanır. Sibirya Platformunda, daha kısa zaman dilimlerini gösteren çeşitli fosil kuşaklan vardır; bu kuşaklar, çeşitli trilobit cinsleri ile Archaeocyatha filumundan oluşur. Lena Katının Kafkaslar ile Asya’nın orta kesimlerindeki bölümlerinde şistler ve mermerler, Timan’daki bölümünde ise dolomitler egemendir.
Lenard, Philipp (Eduard Anton) (d. 7
Haziran 1862, Pressburg, Macaristan [bu-
fün Bratislava, Slovak Cumhuriyeti] – ö. 0 Mayıs 1947, Messelhausen, Almanya), katot ışınları (elektronlar) üzerindeki çalışmalarıyla 1905 Nobel Fizik Ödülü’nü kazanan Alman fizikçi. Elde ettiği sonuçlarla elektroniğin ve nükleer fiziğin gelişimine önemli katkılarda bulunmuştur.
Lenard
Bavaria-Verlag
1893’te Bonn Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olduktan ve Heinrich Hertz’in asistanlığını yaptıktan sonra 1894’te Breslau (Wrocfaw) Universitesi’nde fizik profesörü oldu, daha sonra 1895’te Aachen, 1896’da Heidelberg ve 1898’de Kiel üniversitelerinde görev yaptı. 1907’de tekrar Heidelberg’e döndü ve 1931’de emekli olana değin burada fizik profesörü olarak çalıştı. Katot ışınlarının ince metal yaprakların arasından geçtiğine ilişkin bulgusundan yararlanarak 1898 de, ışınların bir alüminyum pencereden açık havaya yayıldığı bir katot ışını lambası geliştirdi. Fosforışıl bir ekran yardımıyla, ekran lambadan uzaklaştırıldıkça ışınların giderek azaldığını ve belirli bir uzaklıkta da tümüyle yok olduğunu gösterdi. Bu deneylerle ayrıca, maddelerin ışınlan soğurma gücünün kimyasal özelliklerine değil yoğunluklanna bağlı olduğunu ve ışmlann hızı arttıkça soğurmanın azaldığını kanıtladı. Gene benzer deneylerle 1899’da, katot ışınlarının, ışığın metal yüzeylere çarpması sonucunda oluştuğunu gösterdi; bu olgu daha sonralan fotoelektrik etki olarak adlandınlmıştır.
Lenard morötesi ışık, alevlerin elektriksel iletkenliği ve fosforışıma üzerinde de araştırmalar yaptı. Katot ışınlan ile benzeri konular üzerinde pek çok kitap yazan Lenard’ın en tanınmış yapıtlan, Über Kathodenstrahlen (1906; Katot Işınlan Üzerine) ve Deutsche Physik’tir (1936-37, 4 cilt; Alman Fiziği).
Lenau, Nikolaus, asıl adı nikolaus franz NIEMBSCH VON STREHLENAU (d. 13 AğuStOS 1802, Csatâd, Macaristan – ö. 22 Ağustos 1850, Oberdöbling, Viyana yakınlan), döneminin kötümserliğini ve kendi umutsuzluğunu yansıtan hüzünlü Ürik şiirleriyle tanınmış AvusturyalI şair. Gedichte (1832; Şiirler) ve Neuere Gedichte (1838; Yeni Şiirler) adlı kitaplarındaki ilk şiirlerinde, romantizmin Weltschmerz (dünya acısı) kavramıyla dile getirdiği kötümser ruh halini yansıtır ve doğayla kişisel, neredeyse dinsel bir ilişki kurar.
Yaşamı, büyük bir bunalım ve doyumsuz-luk içinde geçti. Hukuk, tıp ve felsefe fakültelerine devam ettiyse de hiçbirini tamamlayamadı. 1830’da kendisine bir miras kalınca bütün zamanını yazmaya verdi. Mutsuz aşk ilişkilerinin, bir türlü bir yere yerleşememenin yol açtığı sıkıntılar ve 1832-33’te ABD’de geçirdiği sorunlarla dolu bir yıl, yaşamı ve sanatıyla ilgili düş
yemi
de zamanla fark ettiği gibi, bunalımının olduğu kadar sanatının da kaynağı, şiiriyle yaşamının aynlmaz biçimde iç içe geçmiş olmasıydı.
Sonraki yıllarda yazdığı şiirleri içeren Ge-sammelte Gedichte’yle (1844, 2 cilt; Toplu Şiirler) dinsel içerikli epik şiirleri Savonarola (1837) ve Die Albigenser (1842; Albili-ler), Lenau’nun aşk, doğa ve inanç gibi alanlarda sonuç alamadan da olsa ısrarla sürdürdüğü düzen ve sadakat arayışını yansıtır. Faust. Ein Gedicht (1836, yb 1840; Faust: Bir Şiir) adlı yapıtını büyük ölçüde Goethe’den esinlenerek yazdıysa da, Lenau’ nun Faust’u tıpkı yazarın kendisi gibi, hiçbir mutlak değer içermeyen anlamsız bir yaşamla karşı karşıyadır.
Lenau, yaşamı boyunca ruhsal bunalımlardan kurtulamadı. 1844’te ruh sağlığı tümüyle bozuldu, daha sonra da neredeyse bütün vücudu felç oldu. Don Juan adlı epik şiiri ölümünden sonra 1851’de, âşık olduğu Barones Sophie von Lowenthal’e yazdığı mektuplar ise 1968’de yayımlandı.

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*