kaşıkçı

kaşıkçı

, Ciconiiformes (leyleksiler) takımının aynakları da içeren Threskiornithidae familyasının Plataleinae altfamilyasım oluşturan, uzun bacaklı altı kuş türünün ortak adı. Kaşıkçılar haliçlerde, sazlık bataklıklarda ve göllerde, su ya da çamuru uzun gagalarıyla karıştırarak küçük balıklan ve kabukluları avlarlar. Uçuş sırasında kanatlarını düzenli olarak çırparken boyunlarını öne, bacaklarını arkaya gergin biçimde uzatırlar. Genellikle aynak ve balıkçıllann da yer aldığı kolonilerde yaşayan bu kuşlar
Pembe kaşıkçı (Ajaia ajaja)
Ben Goldstein, Root Resources-EB Inc
Kaşıkçı elması 60
ağaçlara ya da çalılara geniş yuvalar yapar. Dişiler yuvaya beyaz üstüne kızıl kahverengi lekeli üç-beş yumurta bırakır.
Kaşıkçıların uzunluğu 60-90 cm arasında değişir. Bazı türlerin başlan kısmen ya da tümüyle tüysüzdür. Vücutlarındaki tüyler genellikle beyaz, bazen pembe lekelidir. Ama Yenidünya’da yaşayan yaklaşık 80 cm uzunluğundaki pembe kaşıkçının (Ajaia aja-ja) alt bölümleri kızıl ve koyu pembeyle alacalanır. ABD’nin Texas eyaletinin Meksika Körfezi kıyılan ve Batı Hint Adalann-dan Arjantin ve Şili’ye kadar yayılım gösteren bu tür bazı yerlerde tüyleri için kırıma uğratılarak yok edilmiştir.
Yaklaşık 85 cm uzunluğundaki bayağı kaşıkçı (Platalea leucorodia) Avrupa ve Asya’nın orta ve güney kesimlerinde, Mısır, Hindistan ve Tayvan’daki sulak yerlerde ürer. Türkiye’deyse Manyas Gölünde, Ereğli (Konya) yakınlanndaki bataklık durumunda olan Akgöl’de ve Meriç Deltasında ürediği bilinmektedir.
Afrika kaşıkçısı ya da ak kaşıkçı (P.alba), Asya’nın doğu kesimlerinde yaşayan küçük kaşıkçı (P.minor), Avustralya’da yaşayan kara gagalı kaşıkçı (P. regia) ve sarı gagalı kaşıkçı (P. flavipes) öbür kaşıkçı türlerini oluşturur.
Kaşıkçı elması, İstanbul’da Osmanlı hâzinesinin sergilendiği Topkapı Sarayı Müzesi’n-de 86 kırat ağırlığında ve damla biçimindeki elmas. İki sıra halinde altın montürlere yerleştirilmiş 48 pırlantayla çevrilidir; sıranın en tepesinde öbürlerinden daha büyük bir pırlanta daha yer alır. Kaşıkçı elmasının Osmanlı hâzinesine nasıl geldiği bilinmemektedir. Pek çok ünlü elmasta söz konusu olduğu gibi bu konuda çeşitli öyküler anlatılırsa da bunlann gerçeği yansıttığını gösteren bir kanıt yoktur.
kaşıkgaga, Anatidae familyasının, Anas cinsinden, iri ve kaşık biçiminde gagası olan dört ördek türünün ortak adı. Bayağı kaşık-gaga (Anas clypeata) Kuzey Amerika, Avrupa ve Asya’da ürer. Türkiye’de üreme bölgeleri Kızılırmak, Yeşilırmak deltaları ve Orta Anadolu Bölgesi’dir. Kışın her bölgedeki sulak alanlarda görülebilir. Başı yeşil, göğsü ak, sırtı kızıl kahverengi olan erkeği, yeşilbaş ördeği andırır. Eti yavan olduğundan, pek aranılan bir av kuşu değildir. Hızlı uçan kuşlardan olan kaşıkgaga havadayken kamburumsu bir görünüm alır. Sığ, sazlı bataklıklarda ve lagünlerde yaşar. Gagala-nyla çamurlan ve sulan kanştınrken gagayı içten kaplayan levhacıklar sudan ya da çamurdan küçük canlıları ve tohumları ayırmaya yarar. Bayağı kaşıkgaga, genellikle daha derin sularda görülür ve yüzeydeki planktonlarla beslenir. Güney Amerika’da yaşayan kızıl kaşıkgaga (A. platalea), Güney Afrika’da yaşayan Kap kaşıkgagası (A. smithii) ve Yeni Zelanda ile Avustralya’da yaşayan mavi kanatlı kaşıkgaga (A. rhynchotis) bu grubun öbür üyelerini oluşturur.
Kâşi, tam adı gİyaseddİn cemşîd bIn mesud BİN MAHMUD ET-TABİB EL-KÂŞİ (d. Kâş [bugün
Şehr-i Sebz], Buhara – ö. 1429 ya da 1436/37, Semerkand), Avrupa’da ancak birkaç yüzyıl sonra geliştirilebilen hesap yöntemlerini uygulayan İranlı matematik ve astronomi bilgini.
Zîc-i Hakanî adlı yapıtının önsözünde Kâş’ta öğrenim gördüğü ve uzun süre çeşitli kentlerde yoksulluk içinde yaşadığı belirtilir. 1420’lerin başında Semerkand’da Uluğ Bey’in çevresine topladığı bilim adamlan
arasında yer aldı. Aynı zamanda bir medrese olan Semerkand Rasathanesi’nin yöneticiliğini yaptı. Bu görevi sırasında matematik ve astronomi alanında önemli yapıtlar verdi. Döneminin en gelişmiş astronomi cetvelleri olan Zîc-i Uluğ Bey’in hazırlanmasında büyük katkıları oldu. Kullandığı yöntemler ve vardığı sonuçlarla Batılı çağdaşlarından ileride olduğunu kanıtladı. Kâşi’nin başlıca yapıtları arasında içeriğinin zenginliği, aritmetik ve cebirsel yöntemlerinin çeşitliliğiyle döneminin en başarılı bilimsel yapıtlarından olan Miftahü’l-Hesab, Risale fi Muhiti’l-Daire, Risale fî İstihraci’l Ceyb Derece Vahide ve Nasıreddin Tusi’nin Zîc-i İlhanı’ si üzerinde gerekli düzeltmeleri yapmak amacıyla yazdığı Zîc-i Hakanî sayılabilir.
kâşi, OsmanlIlarda daha çok levha biçiminde hazırlanan çinilere verilen ad. 14. yüzyıl sonuna değin önemli bir çini merkezi olan İran’daki Kâşan kentinin adından kaynaklandığı düşünülebilir. Ayrıca bak. çini.

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*