ALİM

LİM; Alm. Wissenschaftler (m), Fr. Savant, İng. Savant, Scholar. Geniş bir genel kültür sâhi-bi olup, belli bir mevzüda da derinleşerek yetişmiş.
mütehassıs (uzman) kimse. İnsanlann bütün ilim dallarına vâkıf olnıası normal olarak imkânsızdır. Her geçen gün ilerleyen ve değişen fen bilgilerinin bile, ancak sâdece bir veya bir kaç dalında geniş bilgi sâhibi olunabilmektedir.

Bâzı kâbiliyetli kimseler, temel din bilgilerinde ve fen bilgilerinde iyi yetişerek bir çok ilim dallannda araştırma yapacak veya yaptırabilecek seviyeye gelebilmektedir. Gerçekte âlim; bilgisi arttıkça görüş açısı büyüyen ve bilgisi dışmdaki konular hakkında hüküm vermekten kaçınan, bildiklerinin doğruluğunu devamlı tedkîk eden kimsedir. Bir âlimin öğrendiği bilgiler; din ve fen bilgileri olmak üzere iki kısımdır. Fen bilgileri; matematik, mantık ve tecrübî bilgilerdir. Bunlar zamanla değişebilirler. Bu ilimlerde mütehassıs kimseye “fen âlimi” denir. İslâm dînine âit bilgiler ise hiç bir zaman değişmez. Bu bilgiler dünyâ ve âhirette huzûr ve saâdeti kazandıran bilgilerdir. Yüksek din bilgileri ve yardımcı ilimler, yâni âlet ilimleri olmak üzere ikiye ayrılır. Yüksek din bilgileri; tefsir, usûl-i kelâm, kelâm, usûl-i hadis, hadis, usûl-i fıkh, fıkh ve İlm-i ahlâk olmeık üzere sekizdir. Âlet ilimleri ise on iki olup, böylece din bilgileri yirmi olmaktadır. Kollan ile berâber bu bilgiler sekseni bulmaktadır. Yukarıda sayılan ilimlerden ihtisas alanı fıkıh bilgisi olana “fakîh” yâni fıkıh âlimi, kelâm bilgisi olana “kelâm âlimi” denir. Bu ilimlerin hepsini kendisinde toplayana “müctehîd âlim” denir. Din âlimi olmak için dînin temel ilimlerini, bütün incelikleri ile bilmek, fen ve edebiyât üzerinde de en üst eğitim seviyesinde bilgi sâhibi olmak lâzımdır. Ancak böyle kimselere “İslâm âlimi” denir. Bunların dışındaki âlimlerin sözleri lehte ve aleyhte senet kabûl edilmez. Eshâb-ı kirâmm hepsi, mezheb reisleri ve İmâm-ı Gazâlî, İmâm-ı Rabbânî gibi zâtlar hakîkî İslâm âlimleridir.

Dînî bilgiler, temel kaynaklardan ihlâsla nakil yapan ve sözü sened olan âlimlerin kitaplarından okunup öğrenilmelidir. Rastgele öğrenilen bilgiler insanı şaşırtır, felâkete götürür. Peygamber efendimiz âlimlerle ilgili olarak buyurdu ki:

Âlimin uykusu ibâdettir.

Âlimlerin mürekkebi şehidin kanından ağırdır.

Âlimler peygamberlerin vârisleridir.

Ümmetimin âlimleri Benî İsrâil’in peygamberleri gibidir.

Âlim, yeryüzünde Allahü teâlâmn güvendiği kimsedir.

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*