ARAP EDEBİYAT ve MVZİK
* Arap edebiyatı. Son on beş yılda tüm rap ülkeleri çağdaş edebiyata yönelmiş] dir. Edebiyat alanında öncii olan Maş
(Yakındoğu) ülkelerine, siyasal arkaizmden (Libya’da Sünusi’ler, Yemen’de İmam) veya sömürgecilikten henüz kurtulmuş – ya da kurtulmak üzere olan ülkeler (üç Mağ-rip ülkesi, Moritanya, Aden ve Körfez ülkeleri) ile 1948’de ayrı bir devlet haline geldikten sonra edebiyatla olan ilişkilerini güçlendiren işgal altındaki Filistin de katılmıştır. Yaratılan yeni koşullar edebiyat ürünlerinin artmasına yardımcı olmuştur. Yani gazete ve dergiler yayımlanmaya başlamış ve bunlar sütunlarını edebiyata açmışlardır. Kültür bakanlıktan ve yazar birlikleri kurulmuş ve uzmanlaşmış dergiler çıkararak genellikle yazar tarafından karşılanan yayın giderlerini üstlenerek üretimi artırmışlardır. Devlet ödülleri konmuştur. Ama hepsinin ötesinde, büyük bir duygu, uyuşukluğundan sıyrılan bu devi ayağa kaldırıyordu: özgürleşme isteği.
Ne var ki, böylesine güçlü bir biçimde beslenen bu çağdaş edebiyatın, pek çok etkenle kösteklenmesi durumu sürüyordu. Bazı ülkelerde yüzde 85 – 90’a ulaşan okur-yazar olmayan nüfus, gümrük sınırları, yetersiz dağıtım sistemi, devlet tarafından uygulanan ya da (ancak şiirin hiçe sayabildiği) bazı tabuların dayattığı sansür, okurun ve yaşamını sürdürıpek için başka bir meslekte çalışması gereken üreticinin güç koşulları. Böylece yaklaşık 160 milyonluk bir nüfus içinde bir eserin 3 000 tane satılması başarı olmaktadır. Halkın bilinçlenmesinde bir araç ve meşale olmak iddiasındaki bir edebiyat için bu hiç de küçük bir çelişki sayılmamalıdır.
Çeşitli ülkeler bu çağdaş edebiyatın içinde yer aldıkça, aynı şemayı izler gibiydiler: bu edebiyatı 1800’lerden ya da özellikle 1850’ lerden sonra çağdaşlığa götüren büyük a-şamalan kısaca yaşamak ve niteliksel olarak önemli eklemelere başvurmadan bugünkü modeli benimsemek. Yakındoğu ülkelerinde ve özellikle de Lübnan ve Mısır’da Nahda’nm (Yeniden doğuş veya U-yanış) başlamasından beri işlenmekte olan bu model, sanki çeşitli arap ülkelerine uygunmuş ve bugünkü edebi patlamayı yön-lendiriyormuş gibi gelişti. Bu konuda, Fas örneği anlamlıdır. Bu ülke 1950’lerde, 19. yüzyıl sonunda Maşrık’da yazılmış olan didaktik romanı tanıdı; 1965’e doğru, Maş-rık’m yıllarca önce ürettiği tarzdaki ilk ünlü romanın doğuşunu gördü; bugün ise çağdaş romanla karşılaşmaktadır. 1950’lerin Cezayir’inde, Nahda’nm büyük ozanlarmmki-ler gibi klasik bir şiir yazmak büyük bir yenilik sayılıyordu. Ama çok geçmeden çağdaş şiir biçimi bunu aştı. Aynı yolu izlemiş ya da izlenmekte olan Libya, Sudan, Somali ya da Arap yarımadası ülkeleri için de aynı şey söylenebilir.
Bu modeli belirleyen, herşeyden önce, ilettiği mesajdır. Çünkü öncelikle söz konusu olan, güdümlü bir edebiyattır. Genellikle orta sınıflardan ve halk sınıflarından çıkmış yaratıcıların ürettiği bu edebiyat, onların siyasal ve toplumsal özgürlüğü öngören milliyetçi ideolojisini yansıtır ve onun evrimini izler: Nasır’cılığın yükselmesi ve kazanılan bağımsızlıklarla 1960’larm yüceP tilmesi; Arap dünyasını en derinden sarsan üçüncü İsrail – Arap savaşının ardından 1967 bozgununun yarattığı büyük çöküntü; halkın düşüncesinde bir simge haline gelen Filistin direnişinin artması; toplumsal mücadelelerin şiddetlenmesi, kanlı baskılar (1970’de Amman) ve Filistin sorununa çözüm arayışları içinde savaşın yayıldığı (Lübnan) 1970 yıllarının sarsıntıları. Arap tarihindeki büyük hareketlerin yeniden canlanmasıyla, kaybolan kimliğin yeni baştan ortaya çıkarılması; toplumsal, dinsel veya ailevi, eskimiş, baskıcı geleneklerin yıkılması; yazılı veya sözlü kurumlar karşısındaki bireyin, «arap insanı»nın haklarının yüceltilmesi; siyonist emellerin dürtüsüyle vatana ve toprağa bağlılık yoluyla büyük özgürleşme temaları, kendisinin bir başkasına (gelişmiş ,sömürgeci Batı’ya) karşı kanıtlanması olmuştur. Bütün bu temalar, tarihin büyük dönemleriyle birleşiyordu. Birinci aşamada, kentte (Abd al-Mu’ti Hi-cazi) ya da durağan toplumda (Yusuf-el Khal) işgalin yarattığı yabancılaşma duy-A- gusuna rağmen daha ziyade iyimser olan bu er- edebiyat (Mahmud Derviş [doğ .1941], Serik mih el-Kasım fdoğ. 19391). ikinci aşamada.