Yazar Arşivi: kozlu

Çocuklar İshalden Ölmemeli

Çocuklar İshal

ÇOCUKLAR İSHALDEN ÖLMEMELİ Stj. Dr. Raslm ARIKAN |”shal, gelişmiş ülkelerin çocuklarında nadiren görülen, görülse de öldürmeyen bir hastalıktır. Gelişmekte olan bir ülkedeki çocuklar ise yılda ortalama 3-4 kez ishal olmaktadırlar. İshalde görülen sık ve sulu dışkı, yaşam için mutlaka gerekli olan su ve tuzların kaybına neden olur. Bu durum düzeltilmez yada hastalık geçinceye kadar bu kayıp yerine konamazsa hasta ölebilir. ...

Devamını Oku »

Buluşlar Tekerler Radar Sonar Gibi Buluşlar

buluşlar

Münih Olimpiyat Stadı’n n tavanı, örümceğin “örfü”<ft-nen ağından esinlenilerek A a-pılmıştır. Böylece tavandaki çeşitti gerilimler eşbölüşüm, ü olarak dağıtılmıştır. Doğanın kendine özgi i bulu kaynaklanan yapıtların iolluğ kopya etme yönteminin ön emini çimde sergiler. Botanik \ bcıhçc birkaç yaşambilgisi gözle; ninde i çıkarılabilir: Gerçekten, I cuşu y ğı, daha da öte örümceği b ile kop çoğu kez insanın kendi ba ...

Devamını Oku »

İlk ve en kötü yalan

yalan

İlk ve en kötü yalan, kişinin kendisini aldatmasıdır. Bundan sonraki tüm günahlar kolayca İşlenebilir. Yalan zeka işidir, Dürüstlük ise cesaret… Eğer zekan yetmiyorsa yalan söylemeye; Cesaretini kullanıp dürüst olmayı dene.

Devamını Oku »

Etin İnsan Beslenmesindeki Önemi

Etin İnsan Beslenmesindeki Önemi

Etin İnsan Beslenmesindeki Önemi Gıda olarak kesilen hayvanların yenilebilen adele kısımları et olarak adlandırılır. Bu sınıfa büyükbaş, küçükbaş hayvanlar ile kümes hayvanlan girerken, genellikle balık ayrı tutulmaktadır. Etin önemi, ilk önce içindeki proteinden ileri gelmektedir. Vücutta sudan sonraki en önemli madde proteindir. Proteinin çok yüksek bir oranı yediğimiz adelelerde bulunurken, geri kalan proteinler, kan, diğer organlar ve ke; miklerde toplanmıştır. ...

Devamını Oku »

DOPİNG İle Alakalı Bİlgi

doping

DOPİNG Dr. Emin ERGEN – Caner AÇIKADA yüzyıllar boyunca insanoğlu güç ve iş verimini arttıra-T rak başarıya ulaşmak, zaferler kazanmak için çaba harcamıştır. Bazı doğal maddelerin fiziksel gücü ve cesareti arttırdığını bulan Güney Amerika ve Afrika yerlileri bunları uzun seyahatlerde, savaşlarda, avcılıkta ve sporda kullanmışlardır. İrlanda’da yeni evlilere bir çeşit fermente bal içirmek gelenektir. “Balayı” terimi bu gelenekten kaynaklanmaktadır. 1865’lerde ...

Devamını Oku »

Doğa İle İlgili Bilgiler |Biber |Kaya kaktüsü | Dikenli sırt balığı

doğa

□ Biber (Casplum veya Plper) neden acıdır? Biberin İçinde Ka-spaysln denilen kristalin bir ‘madde vardır. Meyvelerinin damar ve tohumlannda yoğunlaşmıştır. Yeşil biber, kırmızı olanından daha acı değildir. Çok olgunlaşmış biberlerde bile kaspaysln düzeyi değişmez. Olgunlaşmış biberlerin sivri uçları hafif kıvrık ve yukarı (sapa doğru) dönük olur, iyi biberlerin sapları kararmamış olmalı, kuruma ve çürüklük bulunmamalıdır. Acı biberler koyu renkli ve ...

Devamını Oku »

Biogübre | Biyogübre

biogübre

Biogübre dünya nüfusunun artışına koşut olarak, gıda ür Udeki artışlar önemli boyutlara ulaşmıştır. Öme çen 20 yılda dünya nüfusu yaklaşık % 48 artarken ta timi % 77, kimyasal gübre tüketimi ise % 200 ar Gelişmiş ülkelerde kişi başına tahıl üretiminde 49 kg, sal gübre tüketiminde ise 203 kg artış olmasına karşı mekte olan ülkelerde bu artış kişi başına, tahıl üre ...

Devamını Oku »

ROBOTLAR, TOPLUM ve GELECEK

robotlar

ROBOTLAR, TOPLUM ve GELECEK Isaac ASIMOV bugün robot çağının henüz başlarında- yız. Şu anda dünyada 25.000 robot bulunuyor ve bu sayı 1990 yılında 115.000. dolayında olacaktır. demiştir günümüzde ise 2014 yılına girerken dünyadaki robot sayısı bilinmemektedir teknolojinin değişmesi ve gelişmesi ile tehlikenin tetiklediği bir noktaya geldi artık robotlar de diyebiliriz iyi yönde de kullanılabiliyor bazen bakıyorsunuz artık futbol bile yapabiliyorlar . ...

Devamını Oku »

imam efendi

Bu karârı verdiği günün sa­bahı, Mahmûd Sâminî hazretleri sabah namazını kıldırdıktan son­ra, araiannda İmâm Efendinin de bulunduğu cemâate karşı dönüp oturdu. 0 gün hâli değişik, üzgün ve biraz da celâlli bir hâldeydi. Mihrâbda bir müddet o hâlde durduktan sonra şöyle söze baş­ladı: “Azîz kardeşlerim, bir dertli derdini tabibe anlatmayıp gizler­se, derdine dermân bulamaz. Bir âşık, aşkını mâşûkuna açmazsa o mâşuk ...

Devamını Oku »

İmâm-ı A’zam

İmâm-ı A’zam bir gün yolda giderken onu gören bir adam, yüzünü ondan saklayıp başka bir yola saptı. Hemen o adamı çağırıp, neden yolunu değiştirdiğini sordu. Adam ce­vâbında, size on bin akçe borcum var. Uzun zaman oldu ödeyeınedim ve çok sıkıldım, utandım dedi. İmâm-ı A’zam; “Sübhânallah. ben o parayı sana hediye etmiştim. Beni gö­rüp sıkıldığın ve utandığın için hakkını helâl et!” ...

Devamını Oku »

BUNU SENİN VE BÜTÜN MÜSLÜMANLARIN İYİLİĞİ İÇİN YAPIYORUM

BUNU SENİN VE BÜTÜN MÜSLÜMANLARIN İYİLİĞİ İÇİN YAPIYORUM Talebelerinin önde gelenlerinden imâm:ı Ebû Yûsuf’a şu vasi­yette bulundu: ” Ey Yâkub (Ebû Yusuf)! Sultana saygı göster. Makam ve mev­kiine hürmet et. İlmî bir mesele için seni çağırmadığı zaman yanı­na gitmekten kaçın. Çünkü ona gidip gelmeyi çoğaltırsan, îtibâr etmez olur. Sultanın dostları ve tarafları ile buluşma. Etrafındakilerden uzaklaşırsan, şerefin ve merteben yerinde ...

Devamını Oku »

ALLAH’A ŞÜKRETMEK

ALLAH’A ŞÜKRETMEK İmâm-ı A’zam hazretleri, Allahü teâlâdan çok korkar­dı. Bu hususta şöyle buyur­muştur: “Mümin, Allahü teâlâdan korktuğu kadar hiç bir şey­den korkmaz. Şiddetli bir hastalığa yakalanır veya fecî bir kazâ veya belâyauğrar- sa, gizli veya âşikâr; “Yâ Rabbî, bana bu belâyı neden verdin?” diye şikâyetçi ol­maz. Bilâkis hastalığa, belâ­ya ve kazâya rağmen, Allahü teâlâyı zikir ve şükreder. Mümin, Allahü teâlânın ...

Devamını Oku »

İbrâhim Hakkı hazretleri

ge­lip, yerleşti. İbrâhim Hakkı hazretleri, Ha- sankale’de evlendi, sonra İstan­bul’a gitti. Mahmûd Han ile gö­rüştü ve saray kütüphânesinde çalışmalar yaptı. Bir sene sonra talebe yetiştirmek için Abdurrah- mân Gâzi Zâviyesine tâyin edile­rek Erzurum’a geldi. Talebe yetiş­tirmek için, uzun ve yorucu bir çalışmaya girdi. Hanımı Firdevs Hâtun’dan, İsmâil Fehim ve Ah- med Naîmî isminde iki oğlu dün­yâya geldi. Sultan Üçüncü Mustafa ...

Devamını Oku »

BESMELENİN FAZÎLETÎ

İBRÂHİM EFENDİ (Aşçı De­de); Erzincan velîlerinden. İsmi İbrâhim bin Halil bin Muhammed Ali Bey’dir. 1828 (H.1244) sene­sinde İstanbul’da Kandilli’de doğ­du. Bir hac seferinde Medine’de vefât ettiği ve orada defnedildiği nakledilmiştir. Babası Muham­med Ali Ağadır. Dedesi Kastamo­nulu Uzun Halil Ağa demekle meşhûr bir zât olup, yeniçeri dev­rinde Anadolu Hisarında köy ağa­sı gibi hatm sayılır bir ağa idi. Ba­bası beş yaşında iken ...

Devamını Oku »

GÖNÜL HUZÛRU İLE İBÂDET

GÖNÜL HUZÛRU İLE İBÂDET İbrâhim bin, Edhem buyurdu ki: “Bîr gece Mescid-lAk- sâ’da kalmak istedim. Câmi vazifelilerinin beni görmemeleri için içeride buiurvan hasırların arasına gizlendim. Görünce içeride kalmama izin vermezlerdi. Gece, geç vakit olunca ka­pı açıldı ve içeriye tanımadığım bir zât girdi. Yanında derviş kıyâfetli kırk kişi daha vardı. O yaşlı zât mihrâba geçti, iki re­kat namaz kıldıktan sonra öbürlerine ...

Devamını Oku »

Evliyalar | HİÇ UYUMAZDI

HİÇ UYUMAZDI Ramazân-ı şerifte ekin biçer, aldığı ücreti muhtaç olanla­ra verirdi. Gece sabaha kadar ibâdet eder, hiç uyumazdı. “Hiç uyumadan nasıl durabiliyorsunuz?” diyenlere; “Nasıl uyuyabilirim ki, ağlamaktan bir an kesilemiyorum. Bu halde gözüme uyku girmesi mümkün müdür?” derdi. Namazını bi­tirdikten sonra ellerini yüzüne kapan “Yaptığım ibâdet doğru ve makbul olmaz da, eski bir paçavra gibi yüzüme çarparlar diye çok korkuyorum.” ...

Devamını Oku »

İBRÂHİM BİN EDHEM

İBRÂHİM BİN EDHEM; Tâbiî- nin meşhûr âlimlerinden ve evli- yânın büyüklerinden. 714 (H.96) te Belh şehrinde doğup, 779 (H.162)da Şam’da vefât etti. İsmi, İbrâhim bin Edhem bin Mansûr, künyesi Ebû İshâk’tır. Nesebi hazret-i Ömer’e dayanır. Fudayl bin İyâd, İmrân bin Mûsâ bin Zeyd Râi ve Şeyh Mansûr Selâ- mi’nin sohbetinde bulunup, Vey­sel Karânî hazretlerinin rûhâniye- tinden istifâde etmiştir. Bağdât, Şâm ...

Devamını Oku »

İBN-İ KAVVÂM

İBN-İ KAVVÂM; Evliyânın bü­yüklerinden ve Şafiî mezhebi fıkıh âlimi. İsmi, Ebû Bekr bin Kavvâm bin Ali’dir. 1188 (H.584) senesin­de Meşhed-i Sıffîn’de doğdu. Limni şehrine giderek orada ilim öğreridi. İbn-i Kâvvâm ismiyle meşhur oldu. İbn-i Kawâm, âlim, zâhid, güzel ahlâklı, edepli, verâ, takvâ, tevâzu ve hayâ sâhibi bir zâttı. 1259 (H.658) senesi Receb ayının altısına rastlıyan Pazartesi günü, Haleb’e yakın olan ...

Devamını Oku »

İBRÂHİM DESÛKÎ

Sizin, kendiniz için seçti­ğiniz şeyi seçiyorum.” dedim. O anda şöyle diyen bir ses işittim: “Öyleyse sana dünyâda yiyeceğin gıdâdan âhiretin Uzun müddet burada perişan bir halde kaldılar. Yiyecek bir şey bu- limayıp ot yediler. Üzerlerindeki •Iblseleri eskidi. Lime lime olup dökülmeye başladı. Büyük bir zâtı İmtihân etmek isteği ile bu hâle ildiklerini anlayıp, tövbe ettiler, nların bu hallerine vâkıf olan ...

Devamını Oku »

Seyyid İbrahim Burhâneddîn Desûkî

sâhibinin elinden (yâni Resûlullah’tan) gelenden başka bir şey vermeyeceğiz.” Re-M»MsSm illi Desûkiyye yolunun kurucusu olan büyük velî İbrâhim Desûkî hazretleri adına Kahire’de yaptırılan câmi. sonsuz ihsânlarındarı birkaçıdır. Bunlardan dolayı Allahü teâlâya hamd ederim.” Seyyid İbrahim Burhâneddîn Desûkî; Necmüddîn Mahmûd İs- fehânî’den ilim öğrendi ve feyzle- rlnden istifâde etti. Ayrıca Abdür- razzâk hazretlerinin de teveccüh­lerine kavuştu. Ebü’l-Hasan-ı Şâ- zilî hazretlerinden de ilim ...

Devamını Oku »