Özgürlük Anıtı’nin kesit görünüşü
dağılma dengesini bozan demir çubuklar eklenmişti. 1940’lara doğru, kolun ana direğe bağlantısını kuvvetlendirmek için, anıta el atmak gerekti; ıbu girişim anıtın durumunu daha da karmaşıklaştırdı.
Böyle yanlışlar nasıl yapılabilmişti? Denemek için, 1®84’de, anıt Paris’te kurulmuştu; her şey yolundaydı. Daha sonra söküldü, 214 sandığa yerleştirildi ve İşere savaş gemisine yüklenerek, 17 Haziran 1885’de New-York’a getirildi. Sandıklar, anıtın altlığının (26 m. yükseklikte) yapılması için geçen bir kaç ay süresince Tî-
Ekim 1984
Eiffel’in öngördüğü iskelet, gri renkle gösterilmiştir. Yayılmış olan iskelet ise, kara renkle gösterilmiştir. Sonuç olarak, baş, gövde direklerine dayanmaktadır; kol kaymış olduğundan düştü düşecek bir durumdadır ve omuz da “elden geçirilmiş”tir.
manda kaldılar. Sonra anıtın kurulmasına başlandı. Bu çalışmayı kim yaptı? Bugün bilinmiyor. Kesin olan şey, ¡bu sırada Eiffel Fransa’da idi, ünlü kulesinin planlarını yapmakla uğraşıyordu. Acaba metal çubuklar, yol boyunca ve sonra da New York’un sıcak yazında eğrilmişler miydi? Ya da, bitmiş bir direğin kuruluşu sırasında neler oluyordu ki, direkler ¡her zaman sağa doğru hafifçe eğiliyorlardı? Piza Kulesinin ikincili demir iskeletinin de eğilmiş direğe yerleştirilmesi, bir yıkım olmuştu. Uzmanların raporları, tam bir hazırlıksızlığı ortaya koyuyordu; Özgürlük Anıtının tüm olarak amatörlerce kurulduğu anlaşılıyordu; anıt kurulurken, perçin çivilerini yerleştirmek için, uygun olmayan yerlere yeni delikler açılmıştı.
Sonraki yıllarda Özgürlük Anıtı başka zararlara da uğradı. Meşalesinde pencereler açıldı, pencerelerin içlerine lambalar yerleştirildi; ışık ısısı, metalde öngörülmemiş ısıl zorlamalara yol açtı. Her fırtınada, yağmur suyu pencerelerden sızarak, kol boyunca oluk oluk iç yana aktı.
ve soluk almasından ileri gelen nem yüzüoder demirin üzeri her sabah ince bir pas katmanı ile örtülüyordu.
Anıtın çürümesinde, rüzgâr ve deniz ile. çok sıcak yazlara ve çok soğuk kışlara, anıtın ziyarete açılmasından doğan sorunlar da eklendi. Yine de, en önemli zarar, ne çevre kirlenmesinden ne de ziyaretçilerden gelmedi: Eiffel’in bir yanılgısının sonucuydu. Kuşkusuz küçük bi* yanılgıydı, fakat sonuçları kocamandı. Eiffeı bakırdan elbiseyi, demirden bir “kefes elbise; üzerine giydirmişti; öyle ki anıt, Atlantik’in nemli ve tuzlu havasının etkisine bırakılmış oldu. Çünkü, nemli ve tuzlu bir ortamda, bu iki metalin değme durumunda bulunması pil olayına ve ¡bakıra göre anot özelliğinde olan demirin yok olmasına yol açar. Eiffel bu tehlikeyi öngörmüştü; fakat onu önlemek için, insanı bugün gülümseten önlemler almıştı: Dış örtü ile tel elbise arasına, iletkenlikleri çok farklı olan iki metalin birbirlerinden yalıtılmasını sağlamak» amacı ile, yağ ile ıslatılmış bir keçe koydurmuş-] tu. Bu keçe zamanla eskidi. Demir ve bakır birçok noktada birbirlerine değmeye ve pas hızla! çoğalmaya başladı. Sonuç şaşırtıcıydı: Sağlaml metalin on üç katı hacme ulaşan pas, perçinlil çivilerin sökülmesi, bakır elbisenin delinmesine | neden oldu.
Uzmanların raporları, “Sağlıklı diş görünüm. Özgürlük Anıtı’nın çektiği hastalıkları gizleme-| melidir” diyerek sonuçlanıyordu ve “her an, olağanüstü iklim koşullarının, öngörülemeyen za-| rarlara yol açabileceği” ekleniyordu.
B1ÜM ve TEKNİk\
Gaget-Gauhier ve Cie atölyelerinde, meşalenin yapılışı.
Merkezi ısıtma yöntemi bulunduktan sonra, New Jersey’de anıtın çok yakınında bir petrol arıtımevi kurulmuştu, buradan çıkan sülfürik asit buharları da anıtın aşınmasını hızlandırdı.
Anıt halkın ziyaretine açılınca metal sarmal merdivende, 168 basamak tırmanan ziyaretçiler için dinlenme sahanlıkları düzenlendi. Hafta sonlarında 2.500 kişi, 40 kişinin birarada bulunabildiği taca dek çıkabiliyordu. Ziyaretçilerin bazıları, 12 kişiyi aynı anda alabilen meşaleye dek de çıkıyorlardı. Fakat zavallı anıt bu amaçla yapılmamıştı: Bu ziyaretler nedeni ile, kol, öngörülmemiş titreşimlerin etkisinde kalıyordu; yapıya ek yük biniyordu. Ziyaretçilerin terlemesi
12
Özgürlük Anıtı’nın parçaları, 1884 yılında, yapımcıları Bartholdi ve Eiffel tarafından Paris’te biraraya getirilerek kontrol edildi.
BAKIR ÖRTÜ
ÇUKURLAŞMA
YOĞUNLAŞAN SU … PERÇİN
PENÇE ‘KAFES ELBİSE’ NİN ERİTİLİP ARITILMIŞ pUEMİRDEN ÇUBUKLARI
BOZULMA
r ARTAN PAS
ÇUKURLAŞMA
DELİK
BAKIR ORTUN BELİRGİN BİÇİMCE BOZULMASI
PENÇENİN ….. PERÇİNİNİN
SÖKÜLMESİ ARTAN PAS
KAFES ELBİSENİN AŞINMA SÜRECİ
Anıtın onarımı, maliyetin yüksekliğinden başka, birtakım teknik sorunlar da getiriyordu. Çeşitli öneriler yapmakla görevli mimar ve mühendisler ekibi, çözümleme ve hesaplamaların yapılması işini, CETIM (Centre technique des industries mecaniques-Mekanik Endüstrisi Teknik Merkezi)’e verdi.
Yapılması gereken çalışmalara gelince: Yapının iskeletinde, önce omuzu sağlamlaştırmak gerekiyor. Fakat omuz çok sert yapılırsa, bu kez de zorlamalar, yapının tümü üzerine dağılacağı yerde, yalnızca kol üzerinde kalır. İşe yaramayan kuvvetlendirme çubuklarını kaldırmak ve Eiffel’in ölçülü çizimlerine olabildiğince yaklaşmak gerekir. Fakat kuruluştaki yanılgıyı bulmak olanaksızdır, çünkü çok geç. Başın dengesinin sağlanması yanında, çok yıpranmış ya da kötü yerleştirilmiş çubukları değiştirerek ikincil iskeletin ölçülere uygun olarak yemden düzenlenmesi de zorunludur.
CETI M’in hesap servisinden sorumlu olan Alain Bonnefoy’un açıklaması şöyle: “Zorlamaların bölüşülmesi çok iyi değil. Klasik varsayımlar üzerinde çok ince hesaplar yapılmasını sağlayan sonlu öğeler yöntemi (Ay’a gitmek için Amerikalıların geliştirdiği yöntem-Nastron programı) ile, bir onarım modeli (hazırlanıyor. Model bitirilince, ek düzeltmeler de denenecek.” Güçlüklerin biri de, Eiffel’in kullandığı malzeme ile ilgili: Eiffel’in kullandığı, eritilip arıtılmış demir (Eiffel kulesi ve birçok SNCF köprüsü bu malzeme İle yapılmıştır), demir ve çelik arasında bir ımaddedir-üretimi ancak, 1900 yılından sonra gelişebilmiştir. Eritilip arıtılmış demir, mekanik özellikler bakımından ve aşınmaya dayanma bakımından elverişsiz birçok netaldışı özellik-kükürde ve oksitlenmeye kar-di-taşır. Şimdi ise, artık üretilmiyor. Bu nedenle, Eiffel kulesini veya bir demiryolu köprüsünü onarmak için çatının bazı parçalarını başka bir metalden yapılmış çubuklarla değiştirmek gerekiyor. Yeni metalin mekanik özellikleri farklı olacağından, böyle onarımlar iskeletin dengesinde çeşitli değişmeler oluşturabilirler, bunların da kesin hesabının yapılması zorunludur.
Elbisenin giydirildiği kafes, tüm olarak değiştirilmelidir. Bakır ile pil oluşturmayan bir malzeme bulunmalıdır. Aynı zamanda elbiseye kıvrımlı biçimini verebilmek için, kullanılacak maddenin kolay işlenebilir olması da gerekir. Şimdilik, oksitlenmeyen, çelik ve bakırlı-nikelin özelliklerini karşılaştırmak için çözümlemeler yapılmaktadır, iki durumda da, eritilip arıtılmış demir ile aynı mekanik özellikleri elde etmek için, kafes çubuklarının boyutları yemden belirlenmelidir.
İyice yıpranmış olan meşale yeniden yapılmaktadır. Yaz güneşi Özgürlük Anıtı’nı fırına çevirdiği zaman, anıta tırmanırken hastalanan çok sayıda insanı kurtarmak amacı ile, anıtın boynuna dek çıkan bir yardım asansörü yerleştirilmesi de düşünülmelidir.
Bugün anıtın onarım çalışmaları, 19fi6 yılında tamamlanmak üzere sürdürülüyor. Fakat tüm bu onarımlar ve yenilemeler, Özgürlük Anıtı’nın dış ve iç görünüşünü hiç değiştirme-melidir.
Onarım çalışmalarının tümü başarılabildik-ten sonra, Bayan Özgürlük, eğik iskeletine karşın, New York’un girişinde meşalesini tutmayı, ve “dünyaya ışık saçmayı” sürdürecektir.
Sciences et Avenir’den
Çev: Dr. Hanaslı GÜR
BİLİM ve TEKNİK-5 Özgürlük Anıtı’nin kesit görünüşü
24
Oca