İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Bebek ve Ruh Sağlığı Biriminde görevli doktorlar, gelişim geriliği, konuşma gecikmesi, uyku ve beslenme sorunu gibi bazı rahatsızlıkları bulunan 0-4 yaş arası çocuklara, aynalı gözlem odasında aileleriyle oyunlar oynatarak tanı koymaya çalışıyor.
İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Bebek ve Ruh Sağlığı Biriminde görevli doktorlar, gelişim geriliği, konuşma gecikmesi, uyku ve beslenme sorunu gibi bazı rahatsızlıkları bulunan 0-4 yaş arası çocuklara, aynalı gözlem odasında aileleriyle oyunlar oynatarak tanı koymaya çalışıyor.
İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Psikiyatrisi Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Özlem Özel Özcan, sorumlusu olduğu Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Bebek ve Ruh Sağlığı Biriminin çalışmalarıyla ilgili AA muhabirine bilgi verdi.
Özcan, 0-4 yaş arası çocukların ruh sağlığı gelişimlerini izleyerek herhangi bir sorun varsa tanı koyduklarını ve aileleri tedavi konusunda yönlendirdiklerini söyledi.
Çocuklarda, duyusal, bilişsel, sosyal ve zihinsel gelişim geriliği ile uyku ve beslenme sorunu, konuşma gecikmesi, ailelerin adlandıramadığı veya baş etmekte güçlük çektiği davranışsal sorunlar olabildiğini belirten Özcan, “Bunları burada değerlendiriyoruz. Aileler, aynalı odada bebekleriyle, çocuklarıyla oyun oynarken, onları kendi ortamlarında gözlemleyerek hem tanılama işlemini yapıyoruz hem de ailenin olumlu yönlerini, güçlüklerini belirleyip, bunları daha sonra onlarla paylaşıyoruz” diye konuştu.
Bu hizmeti yaklaşık bir yıldır her hafta perşembe günü 40 dakikalık seanslarla verdiklerini dile getiren Özcan, şunları kaydetti:
“Hastalarımız, ilk önce normal ergen ve çocuk psikiyatrisi polikliniğine başvurduktan sonra bize yönlendiriliyor. Polikliniğimizde ilk değerlendirmeleri yapıldıktan sonra randevu veriliyor ve burada bebekler aileleriyle değişik yöntemler kullanılarak bir ekip halinde değerlendiriliyor. Değerlendirildikten sonra da hangi tür tedaviler uygulanacaksa aileler buna göre yönlendiriliyor. Bu, terapiler olabiliyor, bazen farmakolojik tedaviler olabiliyor, bazen diğer bilimlerle, ana bilim dallarıyla ilişki kurarak onların önerdiği tedaviler olabiliyor.”
Birim olarak çok eksenli değerlendirme yapmaya ve tedavi imkanı sunmaya çalıştıklarını belirten Özcan, “Bebeklik dönemi çok önemli bir dönem. Aslında kişiliğin yapı taşlarının atıldığı, gelecek yaşamın temel taşlarının döşendiği bir dönemdir. Bu dönemde beyin gelişimi de çok hızlı bir şekilde oluyor. Çocukların anne-babayla ve çevreyle etkileşimi, onların kişiliğini belirliyor. Bu dönemde yaptığımız çalışmalar, onların gelecekte ruh sağlıkları açısından nasıl bir birey olacağı konusunda çok önemli” diye konuştu.
Doç. Dr. Özcan, verdikleri bu hizmetin, birçok hastalığın erken teşhis edilmesi ve hastaya erken müdahale edilmesi açısından önemli olduğunu vurguladı.
Birimde görevli psikolog Hüseyin Gürer ise bebekleri poliklinikten takibe aldıklarını ve psikometrik değerlendirmeye tabi tuttuklarını belirterek, “Ondan sonra da Bebek polikliniğinde Bebek gözlemi yapıyoruz. Bebeğin her ay ya da 3 ayda bir düzenli gelişim takibini yapıyoruz. Psikometrik değerlendirmelerle ailelere geri bildirimde bulunuyoruz. Çocuklarla daha rahat nasıl iletişime geçilebileceğini anlatıyoruz. Çocuğun hastalığı hakkında bilgi veriyoruz, ona göre ailelere nasıl davranmaları gerektiğini bildiriyoruz” şeklinde konuştu.