Cumhurbaşkanı Erdoğan: Bu girişimin adı beşinci kol faaliyeti
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendilerine akademisyen diyen bir güruhun (Merkel’e) ‘gelmeyin bu ziyaret Erdoğan’a ve Davutoğlu’na destek anlamı taşır’ dediğini belirterek, “Bu girişimin adı beşinci kol faaliyetidir’ dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde, Balıkesir, Bursa, Edirne, Erzurum, Gümüşhane, İstanbul, Kocaeli, Malatya, Sakarya ve Mersin’den gelenlerle gerçekleştirilen “Muhtarlar Toplantısı”nda muhtarları selamladı.
Uzun yıllar boyunca ülkeyi milletin iradesine göre değil, medyasıyla, iş adamı dernekleriyle, bürokrasiyle, kurdukları bir vesayet sistemi aracılığıyla yönetmiş olanların buna asla tahammül edemediğini ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:
“Onlar da bu külliyeyle ilgili ne hukuki ne siyasi ne ahlaki bir sorun olmadığını en az bizim kadar, sizin kadar iyi biliyorlar. Tek sıkıntıları Beştepe’nin kendilerinin değil, milletin emrinde olmasıdır. İstedikleri kadar bağırsınlar, istedikleri kadar iftira atsınlar, istedikleri kadar uğraşsınlar Beştepe milletin emrinde olmaya devam edecektir…
Bir külliye olarak bugün burada ben görev görüyorum yarın burada başkaları görev görecek ama mesele böyle bir eseri ülkeme kazandırmaktır ve bu eserle beraber dünyaya farklı bir görüntüyü verebilmektir. Bu eser bu milletin azametini göstermektedir, bu milletin onurunu göstermektedir.”
Vesayet odaklarının değil, İstanbul halkının emrinde belediye başkanlığı yaptığı için o dönemde o manşete maruz kaldığını ifade eden Erdoğan, “Aynı şekilde bugüne kadar bize yöneltilen eleştirilerin, hakaretlerin sebebi de başbakan ve cumhurbaşkanı olarak onların değil, milletin emrinde hizmet vermiş olmamızdır. Burada onların değil, sizin bulunmanızdan, sizin sesinizin duyuluyor olmasından rahatsızlar” dedi.
‘Teröre diz çöktüreceğiz’
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Biz hizmet siyasetine mi önem vereceğiz yoksa teröre mi? Terörü, biz ne yapacağız yapacağız, Allah’ın izni ile diz çöktüreceğiz. Bundan hiç endişeniz olmasın. Şehitlerimiz tabii ki bizim kanayan yaramız ama şunu bilin ki bir milletin zaferinin altında şehitler yatmaktadır. Onun için onu bir kenara koyamayız ama biz şunu da biliriz; şehitlerimiz diridir. Ölü değildir ve peygamberlik makamından sonra en yüce makam orasıdır.”
Erdoğan, terör saldırılarının gündemi yatırımlardan, hizmetlerden, projelerden uzaklaştırmaya yönelik olduğunu belirterek, “Bunun için bir yandan terör ile kesintisiz bir mücadele içindeyken, diğer yandan ülkemizin ve milletimizin geleceği için hayati öneme sahip yatırımlarımızı, projelerimizi hassasiyetle takip ediyoruz. Hem terör ile mücadele edeceğiz hem de Türkiye’nin kalkınması ve büyümesi için çalışacağız” dedi.
“Ezanlarımızı susturamayacaksınız”
Erdoğan, her iki mücadeleyi de birlikte yürütecek ve birlikte başarıya ulaştıracak güce, azme ve kararlılığa sahip olduklarını işaret ederek, “Onlara diyorum ki başaramayacaksınız. Kardeşliğimizi bozamayacaksınız. Bayrağımızı indiremeyeceksiniz. Ezanlarımızı susturamayacaksınız. Bizi 2023 hedeflerimizden vazgeçiremeyeceksiniz. 2053 ve 2071 vizyonlarımızdan uzaklaştıramayacaksınız. Bizim için kurduğunuz tuzaklara inşallah siz düşeceksiniz. Bin yıllık vatanımızda bizi parya durumuna düşüremeyeceksiniz. İstiklalimize ve istikbalimize sonuna kadar hep birlikte sahip çıkacağız” diye konuştu.
“Demokrasilerde muhalefet ve eleştiri olmazsa olmaz bir unsur”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, demokrasilerde muhalefet ve eleştirinin olmazsa olmaz bir unsur olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
“Hiçbir muhalefetin kendi ülkesine kendi toplumuna karşı olma, hatta düşmanlık yapma hakkı yoktur. Burada dikkati çektiğim husus, kendi ülkesine ve kendi toplumuna karşı husumet derecesine varan bir muhalefet anlayışıdır. Ülkemizde hükümeti ve devlet kurumlarını eleştirmek adına terör örgütlerini, bölücü örgütün güdümündeki siyasi organizasyona ki bakınız parti demeye dilim varmıyor bunun için organizasyon diyorum, bu tür yapılara destek vermeyi, muhalefet adı altında meşrulaştırmaya çalışanlar var. Birtakım medya kuruluşları, akademisyenler, siyasetçiler işi gücü bırakmış terör örgütünün ve onun güdümündeki siyasi organizasyonun propaganda makinesi haline dönüşmüştür. Bunun demokrasi ile en küçük bir ilişkisi yoktur.”
“Bu güruh her gün konuşur ama millette karşılık bulamaz”
Erdoğan, şöyle konuştu:
“Almanya Başbakanı Türkiye’ye geliyor, kendilerine akademisyen diyen bir güruh çıkıp bir sürü yalan yanlış gerekçenin ardından ‘Gelmeyin, bu ziyaret Erdoğan’a ve Davutoğlu’na destek anlamı taşır’ diyor. Bu girişimin adı beşinci kol faaliyetidir. Bu girişimin içinde yer alanları ben birer mankurt olarak görüyorum. Daha da acısı bu güruhun önemli bir bölümünün kamu üniversitelerinde görev yapan, dolayısıyla devletten maaş alan, milletin kendilerine sağladığı imkanlarla refah içinde yaşayan kişiler olmalarıdır. Yayınladıkları bildiride güya Türkiye’nin onlar için yaşanmaz bir ülke haline geldiğini işaret ediyorlar. Rahmetli Cemil Meriç’in güzel bir sözü var; üstat diyor ki ‘Bu ülkeyi yaşanmaz bulanlar, bu ülkeyi yaşanmazlaştıranlardır’. Bu güruh her gün televizyonlarda, gazetelerde, kürsülerde konuşur ama millette hiçbir karşılık bulamaz. Ondan sonra da ‘bu millet bizi anlamıyor’ diyerek kendi ülkesine ve toplumuna nefret besler.
Kendi ülkesinin ve milletinin değil de terör örgütlerinin, teröristlerin, yabancı ülkelerin karanlık kuruluşlarının yanında yer alanları milletimiz zaten biliyor. Bu tür vesilelerle bir kez daha tanıyor, hafızasına kaydediyor.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye ne zaman bir yol ayrımına gelse bu güruhun tercihinin milli ve yerli duruştan yana değil, tam tersine yıkıcı ve bölücü taraftan yana olduğunu belirterek, bu güruhun ülke yararına yapılmak istenen tüm icraatlara da karşı çıktığını bildirdi.
Erdoğan, “Bunların en büyük destekçisi de milleti ikna ederek hedeflerine ulaşamayan birtakım partilerdir. Siyasi iktidarı milletin desteğini kazanarak elde edemeyenlerin terör yoluyla, terör örgütleri vasıtasıyla, kendi halkına yabancılaşmış bu sözde akademisyenler aracılığıyla hükümeti köşeye sıkıştırmaya çalışmasını üzüntü ile takip ediyoruz” diye konuştu.
“Milletim bana her makamı layık görmüş”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
“Terör olaylarının, bombalama hadiselerinin sorumlusu olarak bizi gösterecek kadar aklı ve vicdanını yitiren bu güya siyasetçi, aydın, medya mensubu, sivil toplum temsilcisi kesimler şunu iyi bilsinler; Cumhurbaşkanı olarak yüzde 52 oyla şahsımı bu makama getiren milletime karşı sorumluluklarım, benim için her şeyin önünde gelir. Ülkemizin bütünlüğü, milletimizin birliği devletimizin bekası konusunda ne yapmam gerekiyorsa onu yapmaya devam edeceğim. Bu şekilde hareket etmek sadece anayasaya değil, onunla birlikte milletimize ve tarihimize karşı sorumluluğumun gereğidir.
Bizler faniyiz. Ne bu makamlar ne bu mekanlar bize kalmayacak. Çocuklarımıza ve bizden sonraki nesillere daha güçlü, daha müreffeh, daha huzurlu bir Türkiye bırakmak istiyorsak, bugün bu riskleri almak, bu fedakarlıklarda bulunmak mecburiyetindeyiz.”
“Türkiye terör örgütünün saldırısı altındayken ben nasıl köşemde otururum?”
Milletin kendisine Büyükşehir Belediye Başkanlığı, Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı olarak her makamı layık gördüğüne işaret eden Erdoğan, “Daha neyin peşinde olacağım? Benim mücadelem ülkemin ve milletimin geleceği mücadelesidir. Şundan emin olunuz, hiçbir işe karışmayan, köşesinde oturan, sadece zorunlu durumlarda kamuoyu önüne çıkan bir cumhurbaşkanı olsam, inanın bana kesinlikle bunlar herhangi bir eleştriye girmez ve benim başım da hiç ağrımaz. Ama o zaman milletimin karşısına çıkacak yüzüm de olmaz. ‘Bu makama niye geldin’ diye sorarlar” ifadelerini kullandı.
Erdoğan, 2023 hedefleri için sözünü verdikleri hizmet ve projeleri takip etmesi gerektiğinin altını çizerek, “Türkiye terör örgütünün saldırısı altındayken ben nasıl köşemde otururum? Tüm dünyanın gözü ve eli Suriye’nin üzerindeyken ben nasıl gelişmeleri uzaktan takip edebilirim? Huzurumuz, refahımız, geleceğimiz tehdit edilirken kendimi başka işlerle nasıl meşgul edebilirim” diye sordu.
“İstiyorlar ki Cumhurbaşkanı devreden çıksın”
Erdoğan, şunları söyledi:
“İstiyorlar ki Cumhurbaşkanı devreden çıksın, biz de eskiden olduğu gibi Türkiye’yi yönetelim. 13 yıl oldu hala bu sevdadan vazgeçmediler. Kimse kusura bakmasın. Allah ömür, halkımız da destek verdiği sürece, bu ülkede, milli iradeden gücünü almayan hiç kimse at oynatamayacak, borusunu öttüremeyecek.
Hep beraber, bunlara şunu söyleyeceğiz. Türkiye’yi yönetmek mi istiyorsunuz? İşte sandık orada. Geçin milletin karşısına anlatın derdinizi. Şayet 1 Kasım’da yetkiyi alırsanız, o zaman gelin karşımıza, her zaman söylüyorum, bizim için esas olan milletimizin tercihidir, o tercihe saygı duymak, bugüne kadar savunduğumuz değerlerin de bulunduğumuz makamın da gereğidir. Bu konuda hiç kimsenin şüphesi olmasın ama milletten alamadığı gücü, terörü, terör örgütlerini, diğer devletleri kullanarak elde etmeye kalkana da asla izin vermeyiz.
Adamlar şunu söylüyor; Bunlarda edep haya diye bir şey yok. Ne diyor? ‘iktidar partisi 40’ın altına düşmeyecek gibi görünüyor. Dolayısıyla bunlara farklı yöntemler uygulamak gerekir’ diyor. Kim bunlar? Aydın geçinen karanlıklar. Köşelerinde, vesaire bunları yazıyorlar. Zaman zaman da bunlar Kandil ile irtibat halindeler. Kandil’e gidiyorlar, orada dertleşiyorlar. Ondan sonra yazıyorlar bir kitap, o kitaptan bir şeyler kazanmaya çalışıyorlar. Bu insanlar bu ülkede aydın diye de geçiniyorlar. Biz Anayasa’nın gereği neyse bunu bu ülkede hakim kılacağız.”
Muhabir: Enes Kaplan, Alper Atalayr, Seval Güler, Alp Özden