Denge Sınırında Hurma Yemek
Hurmaların yeni yeni olgunlaştığı günlerden birinde, küçük bir çocuk hurma ağaçlarını taşlamaktaymış. Amr isimli Sahabi’nin küçük oğlu Râfi’den başkası değilmiş bu haşarı ve sevimli çocuk. Sonunda, bahçe sahibi onu yakalayıp, hiçbir şey yapmadan doğruca Peygamberimizin huzuruna getirmiş…
Suçlu olarak Peygamberimizin karşısına çıkarılmak o kadar kolay olmadığı için Râfi, utancından ne yapacağını şaşırmış, yüzü kızarmış, başını önüne eğmiş. Peygamberimiz onu bu halde görünce hemen gülümsemiş ve Râfi’nin saçlarını okşayarak:
- Niçin hurma ağaçlarını taşlıyorsun, diye sormuş. Râfi mahcup bir edâ ile sadece:
- Acıkmıştım, ey Allah’ın Resulü! Karnımı doyurmak istemiştim, diyebilmiş.
Bunun üzerine sevgili Peygamberimiz, ipek yumuşaklığındaki tatlı ve sevecen sesiyle:
- Bir daha ağaçları taşlama yavrum. Ama istiyorsan, altına düşenleri alıp yiyebilirsin, diyerek Râfi’yi salıvermiş. Ardından da onun için “Allah’ım bu yavrunun karnını Sen doyur.” diye duada bulunmuş.
Böylece Râfi çok rahatlamış. Çünkü o hem Peygamberimizin duasını, hem de ağaç altına düşen hurmaları yiyebilme iznini almış.