Di ALLELOS Bir sayı kanıtsama çeşidi
Di ALLELOS i. («karşılıklı» anlamında yun. k.). Mant. Bir sayı kanıtsama çeşidi; bu yöntemi kullanarak, zorunlu ve anlaşılmaz olan bir şeyi, aynı derecede kusurlu olan bir başka şeyle ispatlamaya çalışmak. Sonra, bu ikinci önermeyi tekrar, birinci önermeyle kanıtlamak. ilkçağın şüphecileri diallelos’u, tanıamıyle özel bir anlamda bilime uygularlardı; çünkü onlarca bilim imkânsız ve her zaman bir «kısır döngü» içinde dönmek zorundaydı. Bugün diallelos terimi genellikle bir tanım yapılırken tanımı yapılmakta olan terimi veya ondan doğrudar doğruya türemiş bir terimi kullanmakla düşülen mantıksızlığı ve bir önerme için kanıt gösterirken ileri sürülen ikinci önerme, ilk önermeyle ispatlanıyorsa, aynı türden bir mantık aykırılığına düşüldüğünü göstermek için kullanılmaktadır. (L)
Dialogoi Theon (Tanrıların Diyalogları), Samosata’lı Lukianos’un antik dini yeren eseri. Olympos tanrıları bu eserde insanların bütün gülünç ve zayıf yanlariyle görülürler. Buna, deniz tanrılarını yeren Emalioi dialogoi (Deniz Tanrılarının Diyalogları) adlı eserini de eklemek gerekir. (L)
Dialogo Sopra i Due Massimi Sistemi del Mondo (İki Büyük Dünya Sistemi
Üzerinde Karşılıklı Konuşma), Galileo Ga-lilei’nin eseri. Yazar eserinin baskı iznini 1630’da elde etti ve 1632’de yayımladı. Dört diyalogdan meydana gelen kitabın konuşmacıları yazarın dostları Floransa’lı Sal-viati ile Venedik’li Sagredo, bir de Aristo’-culuğa körükörüne bağlı,Simplicio adında bir bilgindir. Dialogo’da çeşitli sorunlar ele alınır: bunların bir kısmı Galileo’nun astronomi ve fizikle ilgili buluşlarını özetler, bir kısmı da başka bilginlerin, özellikle, Copernicus ile Kepler’in ortaya attıkları gerçeklerden söz eder. Ama eserin asıl amacı, Copernicus sisteminin Batlamyus sisteminden üstün olduğunu ispatlamaktır. Açıklığı, sağlamlığı ve dilinin canlılığı ile bir şaheser olan Dialogo, dinsel dogmacılık ve Aristo’culuğa karşı deneye, akla dayanan bilimsel araştırmanın gerekliliğini savunması bakımından modern düşünce tarihinin temel eserlerinden biridir. Samimî bir dindar olan Galileo kilisenin otoritesini sarsmak niyetinde değildi. Fakat, büyüklerce himaye edilmesine rağmen, bu eserin yayımlanmasından sonra, Engizisyon mahkemesi tarafından Roma’ya çağrıldı; uzun süren yargılama 1633’te Galileo’nun inancından vaz geçmesi ve kitabın yasaklan-masıyle sonuçlandı. (L)
Dialogue des Carmélites (Karmelitlerin Diyalogu), Francis Poulenc’in 3 perdelik 12 tabloluk operası; Georges Bernanos’un bir oyunundan yararlanılarak 1953-1956 arasında yazıldı. 26 Ocak 1957’de Milano’daki Scala tiyatrosunda oynandı; aynı yıl 21 haziranda Paris operası repertuvarına alındı. Bu sade ve sağlam metne karşı Poulenc çok saygılı davrandı ve ölçülü bir partisyon besteledi. Bernanos’un metni ağır «recitativo arioso» üslûbu ile değerlendirilmiş oldu. Senfonik unsurların yok edemediği bu «recitativo arioso», lirik tiyatroda sık sık görüldüğü gibi, melodram olgularının hiç biri önünde de değerinden bir şey kaybetmez.
(L)
Dialogus de Oratoribus (Hatiplerin Diyalogu), Tacitus’un eseri, yazarın verdiği bilgiye göre M.S. 81’de yazıldığı sanılır. Quin-tilianus bu eserden hiç söz etmez; bu yüzden Tacitus’un bunu ün kazandıktan sonra, halkın gençlik eserleri üzerindeki merakını gidermek için yazdığı sonucuna varılır. Bu konuşmada Tacitus şu üç konuyu işler: belâgat ve şiirin karşılıklı değerleri,
— Belâgat gerilemekte midir? — Bu gerilemenin sebepleri. Bu konuda yazar, ahlakî zayıflamayı, Roma’da söz hürriyetini sınırlayan siyasî ve sosyal değişiklikleri sayar. Yirmi yedi yaşında genç bir avukatın bu konuşması, gerçekte kişisel bir yaratı olarak değil, Cicero’nun çok iyi bir öğrencisinin seçkin hitabet üslûbunun örneği olarak dikkate değer. (L)