GLOMERÜLER FİLTRASYON: Normal bir insandaki glomerüler filtrasyon miktarı, bir dakikada 125 mİ kadardır. Böbrek glomerülleri tarafından süzülerek Bowman kapsülünün idrar boşluğu denilen bölgesine geçen ve idrarın ilk taslağı olan ve “Ultrafiltrat” adını alan bu süzüntünün yaklaşık % 99’u, böbrek tüpleri tarafından yeniden geri emilmektedir. Eğer bu geri emilim olmasaydı, vücut günde 180 litre sıvı kaybetmek zorunda kalacaktı. Çünkü bir dakikada oluşturulan 125 ml.’lik ultrafiltrat, bir günde toplam 180 litreye karşılık gelmektedir. Bilindiği gibi ultrafiltrat, böbrek glomerüllerinde- ki kılcal damarlarda dolaşmakta olan kandan süzülerek oluşturulmaktadır. Yine bilindiği gibi böbrek glomerüllerinde kılcal damar boşluğu ile Bowman kapsülünün iki yaprağı arasındaki idrar boşluğu arasında üç yapı bulunmaktadır. Bunlardan ilki kılcal damarların endotel denilen hücreleridir. İkincisi endotel hücrelerinin dış yüzünü örten bazal membran denilen dokudur. Üçüncüsü ise Bowman kapsülünün viseral yaprağını oluşturan ve kılcal damar yumağını dıştan saran ve podosit denilen hücrelerden kurulmuş olan zardır. Kılcal damarlardaki kandan ultrafiltrat süzülürken, süzme işleminde aktif olarak görev almakta olan en önemli yapı bazal membran denilen dokudur. Çeşitli etkenler glomerüler filtrasyon üzerinde etkilidir. Bunları şöyle özetleyebiliriz: i) Kılcal damar yumağındaki kılcal damar alanının genişliği, 2) Kılcal damarların geçirgenliği ve 3) Kılcaldamarlar boşluğuyla, idrar boşluğu arasındaki hidrostatik ve ozmotik basınçlar arasındaki farktır. Böbreklerde gelişecek olan bir hastalığın böbrek glomerüllerini zedelemesi halinde, böbreklerdeki toplam glomerül filtrasyon alanında bir azialma gelişir. Bir böbreğin çıkartılması ya da bir böbreğin bir bölgesinin çıkartılması da toplam glomerül filtrasyon alanında bir azalmaya neden
Glomerüler Filtrasyon
olur. Bir böbreği çıkartılmış bir insan, böbreği normalse hiçbir güçlükle karşılaşmadan yaşıyabi- lir. Böbreklerdeki kan akımının artması ya da vücudun normal kan basıncının, yani tansiyonun yükselmesi glomerüllerdeki hidrostatik basıncı artırarak, glomerül filtrasyonunu çoğaltabilir. Üreterlerdeki bir tıkanma ya da böbrek dokusunda gelişen bir ödem olayı Bowman kapsülü boşluğundaki hidrostatik basıncı artırarak glomerül filtrasyonu azaltır. Vücudun susuz kalması ve kan proteinlerinin artması halinde, kanın ozmotik basıncı artar, bu durumda ise glomerül filtrasyonunda bir azalma saptanır. Çeşitli hastalıklarda ise glomerüllerdeki kılcal damarların geçirgenliği bozulmakta ve Gece idrarını mtamayıp yatağını ıslatma haline ise “Enürezis” denilmektedir. Total inkontinans denilen tipte, idrar sürekli damlalar halinde akar. Mesane tamamen boş durumdadır. Çeşitli etkenler total inkontinansa neden olmaktadır. Mesanenin, doğumsal ya da sonradan kazanılmış bir kusur olarak, karın ön duvarına açılması, mesane ile vaginanın bir fistül ile birleşmesi halinde ya da her iki üreterin birer fistülle vaginaya açılması halinde idrarda total inkontinans görülür. Parsiyel inkontinans denilen tipte ise idrar hem normal olarak çıkartılmakta hem de istek dışı olarak kaçırılmaktadır. Bilindiği gibi mesanenin boyun bölgesindeki kas lifleri “Sfinkter” denilen bir büzücü yapı oluşturmaktadırlar. Bu kasların kasılmasıyla üretranın mesaneye açıldığı bölge büzülüp daralmakta ve idrarın mesanede birikmesine neden olmaktadır. Sfinkter kasındaki rölatif bir yetmezlik, parsiyel inkontinansa neden olabilmektedir. Parsiyel inkontinansın bir çeşidine “Stress inkontinans” denilmektedir. Bu durumda öksürme, ıkınma, hapşırma, gülme gibi durumlarda kişi idrar kaçırır. Stress inkontinans daha çok kadınlarda görülmektedir. Çok sayıda doğum, yaşlılık ve bazı zor doğumlar sonrasında kadınlarda stress inkontinans gelişebilmektedir. Erkeklerde prostat ameliyatları sırasında yapılacak bir hata sonucu da inkontinans gelişebilir. Mesaneye açılan üretranın iç deliğine bir taşın oturması halinde mesane sfinkteri tam olarak kapanamayıp inkontinansa neden olabilir. İnkontinanslarm tedavisi (enürezis dışında) cerrahidir.
GLOMERÜLER FİLTRASYON
06
Kas