Gökyüzü Kadar Geniş Olman Gerekir’ki Yıldızları Bağrına Basabilesin

Gökyüzü Kadar Geniş Olman Gerekir’ki Yıldızları Bağrına Basabilesin

gökyüzü kadar geniş

gökyüzü kadar geniş

 

Nice yıldızları bağrına basan gökyüzü, hadsiz kenarsız büyüklüğü ile Allah’ın kudreti
etrafında bir değirmen taşı gibi döner durur. Ey can! Sen de böyle bir Kabe’nin etrafında dön! Ey dilenci; sen de nimetlerle dolup taşan böyle bir sofranın etrafında dolaş! Kainatı yoktan yaratan Allah’ın aşkı ile mest oldun! Artık elin ayağın bir işe yaramaz. Bu yüzden sen onun aşk meydanında elsiz, ayaksız top gibi yuvarlan! Etten, kemikten bir yığın, bir gölge varlık olan bedeni değil de gönlü dönen dolaşan can, dünyanın canı olur; gönüller kapan bir güzel haline gelir. Baştan başa gönül kesilen, gerçekten aşık olan kişi pervane olur da aşk mumlarının etrafında döner durur. Çünkü onun maddi varlığı, bedeni balçıktan yaratılmıştır ama, gönlü ateştendir. Her cins kendi cinsine meyleder. Her yıldız göğün etrafında döner. Çünkü cins cinsi ile anlaşır, onunla sâfa bulur, huzura kavuşur. Mıknatıs nasıl demiri çekerse, benlikten kurtulan, yok olan kişi de yokluğa kapılır, yokluğun çevresinde döner, dolaşır. Ey zavallı insan! Senin varlığın Hakk’ın varlığı önünde yoktur. Yoktan ibarettir. Sen var gibi görünen bir yoksun. İşte bu hakîkati anlarsan şaşılıktan kurtulursun.”

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*