Haber | Afyon şehitlerinin ailelerinden ‘doğal afet’ isyanı | Haber

Haber | Afyon şehitlerinin ailelerinden ‘doğal afet’ isyanı | Haber

Afyonkarahisar’daki Kara Kuvvetleri Lojistik Komutanlığına ait mühimmat deposunda meydana gelen patlamada şehit olan 25 askerden Burat Umut Gedik’in annesi Arife Gedik, oğlunun Şehit Personel Kayıt Formu’nda “Görev sırasında doğal afet sebebiyle şehit olan personel” yazılmasına sert tepki gösterdi. Şehit oğlunun “asker künyesini” boynunda taşıyan acılı anne “Vatan sağ olsun asla demeyeceğim. Sel mi götürdü, deprem mi oldu? Nasıl doğal afet diye adlandırabiliyorlar? Utansınlar diyorum” diyerek gözyaşlarına boğuldu.

Doğal afet adlandırılmasının çok yanlış olduğunu belirten şehit annesi Gedik, “Doğal afet adlandırılması çok çirkin çok yanlış bir şey. O zaman bütün bu depremde vefat edenlerin hepsi o zaman şehit. Nasıl böyle bir şey söylüyorlar kınıyorum. Kesinlikle kabul etmiyorum. Orada yanan insanlara nasıl doğal afet denilebilir? Nasıl böyle bir şey olabilir? Kesinlikle kabul etmiyorum üstüne basa basa kınıyorum” dedi.

Gereken neyse yapacaklarını ifade eden Gedik, “Böyle kalmayacağız. Çalışmalarımız mutlaka olacaktır. Gereken neyse yapılacaktır. Orada olan olay bile çok yanlış. Cahil değiliz insanları böylece kandıramazlar. Orada çok yanlışlar var. 25 körpecik çocukların hepsi orada olmamalıydı. Orada en az 4-5 kişi olabilir ama 25 kişinin orada ne işi var? Aslında o kadar çok söylemek istediğim şeyler var ki ama benim oğlum çok saygılı bir çocuktu. Onun adına söylemek istemiyorum” diye konuştu.

Şehit annesi Arife Gedik, diğer şehit aileleriyle görüştüklerini bir araya gelip ellerinden geleni yapacaklarını da ifade etti.

Anne Gedik, “Yardım olmuş olmamış hiç önemli değil, ben 27 yaşında bebeğimi kaybettim. Doğal afet nedir? Sel mi götürdü deprem mi oldu? Nasıl doğal afet diye adlandırabiliyorlar, utansınlar diyorum. Orada gören askerleri aldılar başka bir yere gönderdiler. O cephanelik Suriye’ye gidecekti, ondan dolayı patlatıldığını düşünüyorum. 3 günlük askerin ne işi var? Normalde 3 kişi girermiş 25 kişinin ne işi var orada? Vatan sağ olsun demiyorum asla demeyeceğim. Doğal afet diye bir şey yok kendilerini küçültmesinler” dedi.

TRABZON

Afyonkarahisar’da 5 Eylül 2012 günü akşam saatlerinde meydana gelen patlama sonrasında şehit olan 25 asker içerisindeki Piyade Er Onur Fikret Dülger’in babası Zekai Fırat Dülger, şehitler için düzenlenen personel formuna “Görev sırasında doğal afet nedeniyle şehit olan…”ibaresinin konulmasıyla ilgili olarak, “Madem oğlum ve silah arkadaşları doğal afet şehidi peki 3 askeri görev neden tutuklandı ?” sorusunu sordu.

Hazırlanan raporun, şehitlere ve ailelerine yeterince ilgi gösterilmediğinin göstergesi olduğunu dile getiren Zekai Fırat Dülger, “Bir defa şehit haklarının neler olduğunu pek bilmeyen ve olayın maddi yani tazminat tarafını hiç düşünmeden hareket eden bir şehit babasıyım. Zaten daha önce de belirttiğim gibi buradan bize verilecek olan tazminatı Şehit Aileleri Derneği’ne bağışlayacağımı belirtmiştim. Hazırlanan formda kullanılan ‘Doğal afet şehidi’ ibaresini ben bugünkü gazetelerden öğrendim. Böyle bir şeyi asla kabul etmiyoruz, böyle bir ifade olamaz. Piyade Yarbay Şehit Gazi İşlem Şube Müdürü Sezgin Altay’ın Şehit Faruk Ergenç ailesinin başvurusu üzerine kendilerine verdiği bir belge. Yönerge gereğince bizim şehitlerimiz ancak bu kapsama alabildiğini ve böyle bir yazı gönderdiğini telefonda bana iletti. İstersem yazıyı bana da gönderebileceğini de ekledi” dedi.
Böyle bir durumu kabul etmelerinin mümkün olmadığını, kararın kendilerini daha da yaraladığını ifade eden Dülger, “Rapor kabul edilebilir bir sonuç değil. Yani Uludere de ölenler şehit kabul edildi, bunlara bilmem şu yapıldı bu yapıldı, çeşitli maddi manevi yardımlar yapıldı. Bu güne kadar devlet tarafından ve Genel Kurmay tarafından bana ulaşmış hiçbir şey yok. Bu durum bizi daha da yaralıyor. Bu güne kadar sadece Trabzon Askeri Savcılığı’na gittim ve durumla ilgili bana, ‘Çocuğunuzun daha önce psikolojik bir sorunu var mıydı, en son kimlerle görüştü’ gibi sorular soruldu. Hazırlanan yönergede ‘Şehidinizi ancak buraya sığdırabildik’ demek insanlara acı çektirmekten ve saygısızlıktan başka bir şey değil. Daha ağır konuşacağım ama yazının kendi tarafıma gelmesini bekliyorum” diye konuştu.

“BEN DEVLETİM ADINA UTANIYORUM”
“Burada bir patlama oldu. Devlet, Yürütme veya Genelkurmay nasıl olayı bu kadar basite indirgeyip böyle bir rapor hazırlar” diyen Dülger, açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Esef verici bir şey, ben devletim adına utanıyorum. Bu konunun sonuna kadar takipçisi olacağım, diğer şehit aileleriyle de görüşüyorum. Başbakanımız çıktı başka bir açıklama yaptı, Genelkurmay çıktı başka bir açıklama yaptı. Bakanımız ayrı bir açıklama yaptı. Fevkalade tutarsız, fevkalade utanç verici ve şehit ailelerinin acısını arttırmaktan başka bir işe yaramayacak bir sonuç. Avukatlarımı görevlendirdim, sonucu nereye giderse gitsin, tüm haklarımızı almak için mücadele edeceğiz. Bu patlamada ihmali ortaya çıkarana kadar bu işin peşini bırakmayacağım. Genelkurmay Başkanı’na, bu olayda ihmali olan kişilerin hukuka teslim edilmemesi durumunda hakkımı helal etmediğimi söyledim. B u ağır suçu işleyenlerin bir an önce yargıya teslim edilmesini istiyorum. Yok doğal afet, yok merak saikiyle, yok kaza diye geçiştirilmesine tahammül edemiyorum.”
Son olarak olayda tutuklu askeri görevlilerin olduğunu bu duruma rağmen nasıl doğal afet diye bir sonuca vardıklarına anlam veremediğine değinen Dülger, “Eğer bu olay doğal afet ise, olay sonrasında Mühimmat Bölge Komutanı, Bölük Komutanı ve bir Üst Teğmen neden tutuklanmıştır. Bir tarafta tutuklu askeri görevliler bir tarafta anlamsız bir sonu. Bunun içerisindeki mantığı Sayın Genelkurmay Başkanı bize çıkıp açıklasın. Doğal Afet varsa bu tutuklamalar neden, tutuklamalar gerekliyse doğal afet sonucunu oluşturan unsurlar nedir? Bunu bize açıklasınlar” diyerek hazırlanan raporun tutarsızlığının bir an önce giderilmesini talep etti.

ORDU

Şehit Cüneyt Akkuş’un babası Hasan Akkuş, mühimmat deposundaki patlamanın doğal afet olmadığını, suikast ya da ihmalden kaynaklandığını söylerken, “Bu kaza ile ilgili, ben doğal afetin ile patlamanın ne olduğunu bilmeyen insanların yapmış oldukları bu açıklamayı kınıyorum” dedi.

Baba Akkuş yaptığı konuşmada, “Doğal afet olduğunu asla düşünmüyorum. Ya bir suikast ya da bir ihmaldir. Doğal afet deprem, sel su baskını vs. gibi şeylerdir. Ama maalesef doğal afeti bilmeyen insanlara bir tetik yaptırım yanlı veya kimin için konuştuklarını bilmiyorum ama bunu esef ile kınıyorum. Şu anda çok büyük bir üzüntüm var. Benim parada pulda hiçbir şeyde gözüm yok. Ben sadece çocuğumun haklarını istiyorum. Benim çocuğun ne şekilde nasıl olduysa ben çocuğumu görmeden mezara koydum. Bunları devletin düşünmesi lazım. Benim çocuğum selde boğulsaydı bütün gelirdi, ben de görürdüm. Ama benim çocuğum tabut içinde gelip mezara koyuldu. Ben çocuğumu göremedim bile. Görmediğim halde bir başkası gidip orada doğal afet ile patlamayı ayıramayan insanların rapor hazırlamasını esefle kınıyorum” şeklinde konuştu.

Acılı anne Türkan Akkuş ise, “Çocuğumu parçalayıp da gönderdiler, orada doğal afet mi olurmuş. Ben de ihmal olduğunu düşünüyorum. Neden orada bizim çocuklarımız saat 21.00’e kadar çalışıyor. Neden albay, yarbay orada değildi de bizim çocuklarımız oradaydı. Mesai saat 17.00’de bitiyor. Orada doğal afet olduğunu düşünmüyorum. Orası deprem bölgesi, sel yatağı mıymış? Biz çocuğumuzu istiyoruz. Bizim çocuğumuzu parçaladılar da yolladılar” diye konuştu.

BURSA

Afyonkarahisar’daki Kara Kuvvetleri Lojistik Komutanlığı’na ait mühimmat deposunda 40 gün önce meydana gelen patlamada şehit olan 25 askerden biri olan Bursalı Tolga Taştan’ın annesi, evladının Şehit Personel Kayıt Formu’nda “Görev sırasında doğal afet sebebiyle şehit olan personel” şeklinde yazılmasına tepki gösterdi. Şehit olmadan bir ay evvel doğum günü olan evladını kaybetmesinin üzerinden henüz bir ay geçmeden bu kez de böyle bir olay yaşadıklarını söyleyen Zekiye Taştan, “25 aile benim gibi cayır cayır yandı. Öyle bir olay ki anlatamam. Bunun içinde başka bir sebep var. Çocuğum orada vatani görevini yaparken öldü. Nasıl, ne demek? Sel mi, rüzgar mı uçurdu benim çocuğumu? Saat 21.30’da benim çocuğumun orada ne işi vardı? Dayanamıyorum. Biri çıksın bir açıklama yapsın. Çocuğumun yanık ciğerlerine nasıl DNA testi yaptılar? Bu Allah’ın hayrı mı? Ben bağırmayayım, çağırmayayım, susayım diyorum ama susamıyorum işte” diyerek gözyaşı döktü.

Şehit yavrusunun fotoğrafını göstererek gözyaşlarına boğulan anne Taştan, “Benim çocuğum öldü gitti, ben çocuğumu Afyon’a bunun için yollamamıştım ki. Samsun’da askerlik yaptı, mutluydu. Afyon’a gitti, 5. günü bu felaket oldu. 17 Ağustos doğum günüydü. En son arayıp, doğum gününü kutlamıştım. Çocuğumun sadece kemiklerini verdiler. Küçük oğlum Alper diyor ki ‘Herkesi normal gömdüler de neden ağabeyimi tabutuyla gömdüler?’ diyor. Ben ona nasıl söyleyeyim? Nasıl anlatayım? Afet başına taş düşürsün senin” dedi.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a tepki gösteren acılı anne, Başbakan Yardımcısı Arınç’ın da evlat kaybettiğini hatırlattı. Taştan, “Arınç evladını böyle mi kaybetti? Allah beni yaktı, onları daha beter yaksın” diye konuştu.
Şehit annesi, feryatlarını duyup eve gelen komşuları tarafından teselli edilmeye çalışıldı.Bu arada şehidin merkez Osmangazi ilçesi Soğukkuyu Mahallesi’ndeki evinin bulunduğu Yasemin Sokağı’nda birçok eve asılı Türk bayraklarının halen kaldırılmadığı görüldü.

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*