HAYALETİN
YÖNETTİĞİ
TRENLER
HAYALETİN
YÖNETTİĞİ
TRENLER
Irene Meyer-List
D ifanda, peronlarda da her jey alışılmadık ölçüde Kikin. Sanki bir hayaletinyönettiği|tek tek marşandiz vagonlan ve lokomotifler, yüzden fazla hat Özerinde kayıyor. Bunlar bazen birbirine yanaşıyor; bazen hızlanıyor, bazen de fren yapıyorlar; ama etrafla, bö-tOn bu şaşılacak manevraları yaptıran bir kimseye rast-
Avrupa’nın en büyük ve en modem marşandiz garının komuta merkezinde, insanı ürküten bir sessizlik hüküm sürüyor. Gri renkli komuta masalarının başına yerleşmiş üç kişi, soğukkanlılıkla sigaralarını tellendiriyor ve önlerindeki büyük duvar panosunda parıldayan rengârenk ışıkları ve rakkamları izliyorlar. İçlerinden biri, zaman zaman, yığınla düğmeden bir tanesine basıyor; sonra takırtıyla durmaksızın kâğıda sayılar ve esrarengiz kod kelimeleri basan bilgisayar-yazıcı’ya bakıyor. işte, dev istasyonun karmaşık manevralarını yönetmek için gerekli olan şey de hemen hemen bundan İbareti
landiya’dan gelen konteyner vagonlan var. Macs* hen’don Güney Almanya’daki çeşitli şehirlere gönderi-
dır. Gar mOdörö Günther urencunanm—….. r-,— sayar’ın elinde. Biz sadece onu gözetliyor, ancak bir çarpıklık olursa işe karışıyoruz” diye itiraf ediyor.
Uzunluğu 7 kilometre, genişliği 1 kilometre olan gardan her gOn ortalama 7.000 vagonluk 200 katar çıkıyor. Bu katarlarla Almanya’ya gönde 88.000 ton yök taşınıyor.
Drenckhahn, tarifeye bakarak şunları söylüyor: “Bundan bir çeyrek saat önce bir marşandiz katan, Lü-beck’ten Maschen’e doğru hareket etti. “Katarda Fin-
ra yakiaşırnen, u»w.,—–
rılacağını kararlaştırmıştır bilel
Kontrol merkezindeki duvar panosunda, yeşille belirtilmiş rayların arasından yavaş yavaş ortaya doğru hareket eden kOçOk bir kırmızı çizgi parıldıyor: Lü-beck’ten gelen tren istasyona girmiştir. Kısa bir süre sonra, pencereden dürbünle bakılınca, işçilerin nasıl vagonlan birbirinden ayırdıkları görülebiliyor. Tamamen elektronik olarak yönetilen garda, sadece bu iş-