HÜCRE BÖLÜNMESİ,KROMOZOMLAR VE KADIN ERKEKARASINDAKİ FARK

2
Hücreden bahsederken kur’ân-ı Kerimde: “Biz erkeği kadın
dan üstün yarattık” mealindeki Âyeti iyi anlayabilmek için, kadın
ile erkek arasındaki farkı biyolojik yönden kavramaya çalışalım.
Elektronik mikroskoplar altında yapılan incelemeler bildikleri
mizin bilmediklerimiz yanında çok az ve basit olduğu gerçeğini
haykırıyor. Mesela kromozom iplikçiklerinin üzerinde yüz bin ka
dar genin bulunması, her bir genin, bir uzvu teşkile sebep olması
gibi gerçekler bu cümledendir.
Erkekle kadın arasındaki farka gelince: İnsan haytımn başlan
gıcına bir erkek bir de dişi hücre sebep olmaktadır. İnsanın bütün
hücrelerinde 46 adet (23 çift) koromozom vardır. Halbuki iki hüc
re birleşince 92 kromozom eder ki, yukarıdaki kaide bozulumuş
olur. Yapılan deneyler hiç bir şeyin bozulmadığını gösteriyor. Bin
lerce erkek hücresinden biri ilerliyor, dişi hücreden biri ile kayna
şıyor. Artık dişi hücre bir başka erkek hücre almıyor, böyece kül
li nizam hakkmdaki bilgimiz biraz daha gelişiyor, külli nizam:
Mikroskoplarla, gözle ve teleskoplarla görülen ve görülmeyen bü
tün varlıkları içine alan bir nizamdır ki, her nizam bir nazımı gös
tereceğinden, kâinat bir nizamı koyan da Nazım ı Hakikiden baş
kası değildir.
Erkek hücrede iki çeşit koromozom vardır. Bunlar X ve Y diye
biliriz. Dişi hücrede ise sadece 2 X kromozom bulunur. Şayet er
kek hücredeki X kromozomu ile dişi hücrede bulunan X kromozo
mu birleşirse, X kromozomlu bir insan meydana gelir ki bu, kızdır.
Bir de erkek hücredeki Y kromozumu ile dişi hücredeki X kro
mozomu birleşirse XY kromozomları bulunan bir insan meydana
gelecektir ki bu da erkektir.

 

 

GELİŞİM VE KATILIM KONUSUNDAKİ SON GELİŞİMELERBelirli sayıda seçilen insanlar arasında “zeka derecesi" testi yapıldığında (Intelligenz Quotient: IQ testi) normal seyreden grafiksel bir eğri elde ederiz. Çoğunluk teste tabi olan şahıslar (burada % 68) kurvenin en yüksek noktası olarak IQ % 100’den elde ediyorlar. İki taraftan çıkış ve düşüşler birdenbire ve yüksek olmakta. Örneğin sadece % 0.15 tesete tabi olanlardan bir IQ> 149 mevcut. Aynı şekilde de IQ<51. Bu olay üstteki grafik

GELİŞİM VE KATILIM KONUSUNDAKİ SON GELİŞİMELERBelirli sayıda seçilen insanlar arasında “zeka derecesi” testi yapıldığında (Intelligenz Quotient: 10testi) normal seyreden grafiksel bir eğri elde ederiz. Çoğunluk teste tabi olan şahıslar (burada % 68) kurvenin en yüksek noktası olarak IQ % 100’den elde ediyorlar. İki taraftan çıkış ve düşüşler birdenbire ve yüksek olmakta. Örneğin sadece % 0.15 tesete tabi olanlardan bir 1Q> 149 mevcut. Aynı şekilde de 10<51Bu olay üstteki grafikten dalıa net takip edilebilir.

İki hücrede 46’şardarı 92 kromozom vardır dedik.
Bu iki hücre olgunlaşma devresinde yarı kromozomlarını kay
bederek tekrar bir hücre haline gelirler. Ve yine 46 kromozomlu
olurlar. İşte bir insan cesedinin başlangıcı bu, tek hücredir. Şim
di bu tek hücre, diyelim ki toplu iğnenin başı kadardır. Bölünüp
iki tane çoğalacak. Ve bu hücreler öyle sıralanacak ki ayaklar,
kollar, baş, meydana geldiği gibi, sinirler, çeşitli kemikler ve iç or
ganların bütünü yerli yerinde gelişip bir insan şeklini alacak, dün
yaya bir insan gelecek, bu insan da çok şeyler yapacak… Nasıl,
bunlar kendiliğinde olabilir mi?
Kendi yapısını bilen bu yapının sanatkârını da bilecektir.

Yukarıdaki izahta kız çocuğunun kromozomları sadece X iken,
erkek çocuğunun kromozomları XY şeklindedir. Böylece farklılık
ilk hücreden başlamış oluyor.
Hukuk önünde bütün insanlar eşittir. Fakat kuvvet, zekâ, his,
çalışkanlık bakımından eşit olmalarına imkân yoktur.

Atomlar Hücre İçinde Hayat Mertebesine Yükselirler.

Fizikçilerin kesin kanaatine göre, caıılı-cansız bütün maddeler
atomlardan yapılmıştır. Atomlar, canlı varlıkların vücuduna gi
rince “hayat” mertebesine yükselerek “hücre içi faaliyetler” de
görev alırlar. Bu çeşitli madde atomlarının başlıcalarım ve yük
lendikleri görevleri sırası ile inceleyelim.
Proteinler: Karbon, hidrojen, oksijen ve kükürt atomlarının
belli oranlarda birleşerek meydana getirdikleri dev moleküllere
“protein” diyoruz. Proteinler, görev yaptıkları hücre çeşidine gö
re, başka madde atomları ile de birleşebilirler. Proteinlerin küçük
moleküllü olanlarına “amino asitler” adı verilir. Şimdiye kadar 22
çeşit amino asit tesbit edilmiştir. Bunlar değişik şekillerde birle
şerek hücrenin ihtiyacı olan proteinleri meydana getirirler.
Nükleik Asitler: Çekirdek içinde yer alan; gazların, şekerlerin
ve fosforik asitlerin değişik oranlarda birleşmeleriyle teşekkül
eden dev moleküllerdir. Genler ve genlerden meydana gelen kro
mozomlar, nükleik asit tabiatında moleküllerdir. Bir canlının bü
tün hücrelerinde, o canlıya mahsus, aynı sayıda kromozom bulun
maktadır. Kromozom sayıları kuşaktan kuşağa aynen intikal
eder. Canlı ailelerin ve bunların türlerine ait karekter özellikleri
ise, genler tarafından sağlanmakta ve taşınmaktadır. Bitki ve
hayvan türlerinde kromozom sayısı (her hücrede) 10 ila 100 ara
sında değişmektedir, insan hücresindeki kromozom sayısı ise 46dır.
İnsana ait bir D N A molekülünde en az 210 milyar atom bulun
maktadır. Bir nükleik asit çeşidi olan D N A molekülü, bir mikron
(metrenin milyarda biri) kadarlık yer kapladığı halde 100 santi
metre uzunluğunda bir atom zinciri oluşturmaktadır. O halde, in
san hücresindeki bir D N A molekülü bir metre boyunda olduğu
halde, bir mikronluk yer kaplamaktadır. D N A, canlının vücut şek
lini, boyunu, rengini, davranışlarını ve ruhsal karekterini, her or
gana ait vazifeleri ve çalışma düzenini, hücre içindeki hayatın de
vamı için gereken maddelerin imal edilmesini tertip-tayin ve ida
re eden kanunları şifreler halinde muhafaza etmektedir. Yapılan
hesaplara göre, bir D N A molekülü, her biri bin sayfadan müteşek
kil bin ciltlik dev bir ansiklopedinin taşıyabileceği kadar bilgi ih
tiva etmektedir. Metrenin milyonda biri kadar mikroskobik bir
alana bunca dev bilginin yüklenebilmesi, akla durgunluk verecek
bir kudret eseridir. Bu kudretin sahibi, her şeyi yaratan Allah’tan
başkası değildir.
Karbonhidratlar : Asıl maddesi karbon ve sudan ibaret olan
moleküllerdir. Karbonhidratları basitçe “şeker” diye isimlendire-
biliriz. Molekül ağırlıkları ile tatlılık özellikleri zıt orantılıdır. Yani
küçük moleküllü olanları tatlıdır; molekülleri büyüdükçe tatsızla
şırlar. Fakat büyük moleküller parçalanıp da küçük moleküllere
ayrılınca tekrar tatlılaşırlar. Beş karbon atomu taşıyan “Pentoz”
isimli dev şeker molekülü, hücrenin en önemli enerji kaynağıdır.
Gliserin adındaki alkolün bir ürünü olan ve üç karbon taşıyan şe
kere “gliseroz” adı verilir. Gliseroz, hücre içindeki maddelerin bir
birine dönüştürülmesinde ara madde olarak vazife yapar. Kanı
mızda görev alan ve adına “kan şekeri” denen glikoz, altı karbon
lu bir “heksoz”dur. Heksozların ufak tek moleküllü olanlarına top
luca “monosakkaridler” adı verilir. Çok moleküllüleri ise, “poli
sakkaridler” olarak bilinir. Yakından tanıdığımız “çay şekeri” bir
“disakkarid” tir; yani iki monosakkarid molekülünün birbiri ile
bağlanmış şeklidir.
Karbon hidratlar, suda kolay erirler. Hücre içinde glikoz ve gli
kojen halinde bulunurlar. Vücudun vazgeçilmez enerji kaynağı ve
yakıt depolarıdır.
Lipidler: Proteinlerden sonra, hücrenin vazgeçilmez yapı mal
zemesi olan lipidler, halk dilinde “yağlar” adı ile bilinir. Bilhassa
hücrenin dış zarı ile iç zarları için çok lüzumludurlar. Beyin ve
omirilik hücrelerinin büyük bir kısmı da yine lipidlerden meydana
gelmektedir.
Kanda bulunan lipidler, tıpkı glikoz ve proteinler gibi bütün
vücutta dolaştırılır. Her hücre, ihtiyacı olduğu kadarını seçip alır.
Lipidlerin bir kısmı, proteinlerle birleşerek lipoproteinler adını
alırlar. Vücudun enerji kaynağı olan glikoz yakılıp tüketilince sıra
lipidlere gelir. Lipidler de tüketildiği halde açlık devam ederse,
son çare olarak proteinler kullanılır. Ara sıra aç kalmanın vücut
için çok faydalı olduğunu ifade eden uzmanlar, böylece hücreler
de biriken şeker ve yağların tüketileceğim söylemektedirler.
Su ve Elektrolitler: Yetişkin bir insan vücudunun yüzde 56’sı
sudan ibarettir. Bütün insan vücudunda ortalama 40 litre su bu
lunduğu farzedilirse; bunun yaklaşık 25 litresi hücrelerin içinde
yer alır. Geriye kalanın 5 litresi kanın plazmasında, 10 litresi de
dokular arasındaki boşluklarda bulunur.
Suya iletkenlik kazandıran; dolayısiyle hücreler, dokular, salgı
bezleri, organlar ve sistemler arasındaki elektrik! haberleşmeyi
temin eden erimiş maden tuzlarına “elektrolitler” adı verilmekte
dir. Bu maden tuzlarının başlıcaları potasyum, sodyum, kalsi
yum, magnezyum ve klordurlar.

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*