Genel

İskelet

İskelet

 
Hayvanlarda bedene yerçekimine karşı destek olan, aynı zamanda da kasların etkinliğine ve beden bölümlerinin hareketlerine manivela gücü sağlayan yapısal çatı. Bütün omurgalılarda, insan iskelet sistemiyle (Bk. İSKELET SİSTEMİ) aynı temel plana uyan iskeletler vardır. Omurgasızlarda da iskeletler bulunabilir, ama hiçbiri iskelet sistemi planına uymaz.

OMURGASIZLARDA İSKELET
Solucanlar. En basit iskelet tiplerinden biri, solucanlar ile bazı başka omurgasızlarda görülür ve “hidrostatik iskelet” diye adlandırılır. Mühendislikteki hidrolik sistem gibi, baskılanamayan, sulu bir sıvıya güç uygulanmasıyla çalışır. Solucanda, bu güç, uzunlamasına kasların kasılmasıyla uygulanır. Beden bölütünü kısaltan bu kaslar, bölütün çeperlerini dışa doğru şişmeye zorlarlar. Şişme, solucanı oyuğu içinde iyice sıkıştırarak, öbür bö- lütlerin ileri doğru çekilebileceği bir manivela gücünün oluşmasını sağlar. Hareket eden bölütler, dairesel kasların kasılmasıyla daraltılır.
Eklembacaklılar. Böcekler ve kabuklular gibi, eklembacaklılarda da, bir dış iskelet vardır. “Hidrostatik iskelet” tipinin evrim geçirmesiyle oluşmuş bu dış iskelet, aslında sertleşmiş ve iki bacak eklenmiş bir hidrostatik iskelet gibi işlev görür. Bacaklar doğrudan doğruya, bağımsız eklemleri kendi ekseni çevresinde döndüren kaslar tarafından hareket ettirilir. Bununla birlikte, böceklerin kanatları, solucanın iskeletine benzer bir hidrostatik
mekanizmayla hareket ettirilir. Eklembacaklıların dış iskeleti, aynı zamanda da bir deri işlevi görür; “hipodermis” adı verilen bir hücre tabakasından oluşur. Bu hücrelerin salgıladıkları canlı olmayan kutikulanın iç bölümü en kalın bölümdür ve proteinler ile kitinden oluşmuştur. Kutikulanın iç bölümünün üstünde dış kutikula yeralır; dış kutikula, sertleşmiş, balmumsu bir üst kutikulayla kaplıdır. Kalsiyum tuzlarının bulunduğu yerlerde kutikula sertleşmekle birlikte, esneklik gereken eklem yerlerinde, kireçlenmez ve dış kutikula tabakası bulunmaz.
Kabuklular. Bazı omurgasızlarda, “kabuk” diye adlandırılan daha sert iskeletler bulunur. Yumuşakçaların ve kolsuayaklıların genellikle kalsiyum karbonattan oluşan sert dış kabukları, destek kadar, koruma da sağlar. Ka- rındanayaklılarda, kabuk tek parçadan oluşur; buna karşılık taraklarda ve kolsuayaklılarda, birbirine mente- şelenmiş iki parçalı kabuklar bulunur. Delikliler gibi birçok birhücreli canlıda ve mercanlar, yosunhayvanları gibi koloni organizmalarında katı, hareket etmeyen kabuklar vardır. “Diyatomeler” adı verilen çok küçük su- yosunlarında, birbiriyle örtüşen iki plakadan oluşan kabuklar bulunur.
Derisidikenliler. Denizyıldızı, denizkestanesi ve öbür derisidikenlilerin dış iskeleti, derinin içine yuvalanmış tek tek plakalar sisteminden oluşur. Daha ilkel derisidi- kenlilerde, bu iskeletin çok daha belirgin ve sert olduğu
OMURGALILARDA İSKELET DOKULARI
Omurgalıların iskeletleri büyük ölçüde bedenin iç bölümünde yeralır ve “iç iskelet” diye adlandırılır. Bu iskeletin en büyük özelliği, tek tek omurlardan yapılmış bir omurga bulunmasıdır.
. İskeletin başlıca iki destek dokusu, kemik ve kıkırdaktır. İçinden geçen ve besleyici maddeler ile oksijeni tazeleyen kan damarları nedeniyle daha güçlü olan kemiğin, biçimlenmesi de daha kolaydır; buna karşılık kıkırdak daha çabuk büyür. Aslında, bir embriyo iskeletinin büyük bölümü kıkırdaktan oluşur; bu kıkırdağın yerini daha sonra kemik alır. Köpekbalığı gibi balıklara “kı- kırdaklıbalıklar” adı verilir; bunun nedeni, iskeletlerinin yalnızca kıkırdaktan oluşması, hiç kemikleri bulunmamasıdır. Öbür erişkin omurgalıların çoğundaysa, kemik ağır basan öğedir.
Kemik, birçok etkin kemik hücresi içeren canlı bir maddedir. Tipik bir kemik birçok kemik hücresi içerir. Bunlar “Havers sistemleri” adı verilen bir düzende sıralanmışlardır. Söz konusu sistemlerin her birinde, merkezdeki Havers kanalı içinde akan bir kan damarı bulunur. Kemik maddesi kalsiyum tuzları (genellikle kalsiyum fosfat) ile lifsi bir protein olan kolajen (ya da kola- gen) içerir. Bu maddeler, her Havers sisteminde, merkez kanalın çevresinde eşmerkezli daireler biçiminde sıralanmışlardır.
Bir kemiğe sağlamlığını kazandıran, en büyük baskının yönüne paralel olan Havers sistemlerinin konumudur. Kemik hücreleri, lameller içindeki düzleşmiş boşluklarda yaşarlar. Her kemik hücresi, öbür kemik hücreleriyle “kanalcık” adı verilen bir dizi çok küçük delik aracılığıyla ilişkisini sürdürür. Kanalcıklar, her kemik hücresinin, Havers kanalı içinden akan karr damarıyla temasını da korurlar.
Kemiklerin çoğunun içi oyuktur; bu boşlukların içinde, kan yapıcı kemik iliği dokusu yeralır. Kemikler kaslara kas kirişleriyle, birbirlerine de eklemler ve bağlarla bağlıdırlar; bu bağların tümü, özellikle kolajen proteininden oluşur.
Kemiklerin çoğu, başlangıçta kıkırdak dokusu olarak oluşurlar; zamanla kıkırdağın yerini kemik dokusu alır. İnsanda öbür memelilerde, kol ve bacaklardakiler gibi büyüyen uzun kemikler, üç yerde kemikleşirler: Kemiğin gövdesi; gövdenin iki ucunda görünen iki kemik ucu; kemik uçları ile kemik gövdesi arasında bulunan ve etkin biçimde büyüyen kemik gövdesi kıkırdağı. Kemik gövdesi kıkırdağının yerini, kemik uçları ile kemik gövdesinin zamanla kaynaşması sonucu kemik alır; ondan sonra kemik büyümesi durur. İnsan iskeleti, erişkin büyüklüğüne erkekte yaklaşık 20 yaşında, kadındaysa
yaşında ulaşır (Bk. İSKELET SİSTEMİ). OMURGALILARIN İSKELETLERİ! VE DÜZENLERİ En ilkel omurgalılardan başlayarak, omurgalıların iskeletleri üç ayrı, ama eşit olmayan iskelet biriminden oluşur: Üstderi kökenli iskelet; iç iskelet; dış iskelet. Üstde- ri kökenli iskelet ürünleri arasında bütün omurgalılardaki boynuzsu oluşumlar, kıkırdaklı balıklarda dişlerin ve pulların minesi, sürüngenlerin pulpençe, tırnak ve toynakları, boynuzlar sayılabilir.
İç deri ve orta deri kökenli olan, derindeki iç iskelet, bir kıkırdak evresinden geçtikten sonra kemikleşir. Buna örnek olarak, omurga ile üst üyelerin ve alt üyelerin iskeletleri gösterilebilir. Alt deri kökenli olan dış iskelet, kıkırdak evresi geçirmeden doğrudan doğruya kemikleşir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir